İşte Benim Hikayem Part 8

21 Temmuz 2013 Pazar yazildi.

-[aslansın aslan abi]
——


arkamı döndüm. iki tinerci tipli serseri. hafif uzun olan

“genç iyi güzel oturuyosunda kira işini halledelim, beleş oturamazsın burda” dedi.

alkolünde vermiş olduğu bi özgüven var o an içimde patlamayı bekleyen, neyine patlatıyosun a*k. tut kalsın işte içinde, diklenecek halde misin? ama kaşınıyorum ya

“yok kira mira, hadi kaldır beni” dedim.

eveet, geldi kaldırdı beyler. o uzun olandan yani beni kaldırandan hafif tırsıyordum, diğer eleman vitaminsiz göründü gözüme, vursan yarısı boşa gidecek cinstendi. o pozisyonda kaldırınca beni beynimin bana verdiği ilk emri uyguladım. burnunun tam ortasına koydum kafayı. koymaz olaydım. o an öyle bi yumruk yedim ki. gözümün önünde şimşekler çaktı resmen, o çizgi filmlerde gördüğüm kafanın etrafında dönen kuşları bende gördüm. yumruğun tıfıl olandan geldiğini anlamamla ona döndüm. yumrukların devamı geldi. zıplıyor zıplıyor vuruyor eleman. bünye zaten alkolün etkisiyle uyuşuk, kolumu kaldıracak halim yok. hem sayıca üstün oluşlarından hemde atağın beklemediğim yerden gelişiyle tek yapabildiğim cenin pozisyonunda kafamı korumaya alarak yere kapanmaktı. tekmeler devam ederken birden gürültü arttı fakat tekmeler kesildi. gözümü açıp kafamı kaldırdım. iri yarı bi adam elemanların pestilini çıkarıyordu resmen. hızır gibi yetiştin dedim içimden. yerden kalkamayarak olan biteni izledim. elemanlar kaçacak delik ararken adam geldi kaldırdı beni yerden ve

“bişeyin yok dimi aslan” dedi.

“yok abi nerden geldin sen yaa” diyebildim.

“şurda demleniyodum seni gördüm, o ilk kafayı vuramasaydın gelip bide ben girerdim sana. pabuç bırakılmaz böylelerine aslan” dedi. haklısın abi diyebilidim. biraz muhabbetten sonra öğrendim ki abinin adı aslan’dı. ismi aslan, kendisi aslan gibi, ve çevresindekilere de aslan diye hitap ediyo. böyle tuhaf bi abiydi işte aslan abi. mahallenin delisi havasıda vardı biraz ama sonuç olarak eğer yetişmeseydi daha fena durumdaydım şimdi. az biraz muhabbetten sonra telefonumu aldı numarasını kaydetti ben yazacak durumda değildim ve bişey olursa yardıma ihtiyacın falan mutlaka ara beni aslan demeyi de ihmal etmedi. eyvallah deyip ayrıldım parktan. aslan abi yetişmişti ama durumum yine pek iyi sayılmazdı kaşım açılmış, dudağım patlamış, ve sanırım gözde morluk vardı. bedenimdeki ağrılar da cabası. zar zor gelebildim eve. evdekileri uyandırmamak için zor da olsa sağa sola çarpmadan tuvalete geldim. elimi yüzümü temizledikten sonra üstümüde değişip yatağa girdim. her yerim ağrıyordu kafam hala güzeldi ve cansudan hala bi haber yoktu. bişeyler yapmam gerek artık dedim kendi kendime ve bunları düşünürken uyuyakalmışım.

[yapamam]
——-

sabah odaya giren ve beni o vaziyette gören annemin attığı çığlıklarla zıpladım yataktan.

“oğlum noldu sana? kim yaptı bunu?” diyordu yüzümdeki gözümdeki yaralara dokunarak. sorulara uyku sersemliğiyle kavga ettim diyebildim. bunun üzerine kısa süreli öğütler ahlar vahlarla kahvaltıya geçtim. masada aynı durumu peder bey devam ettirince kendimi dükkana attım.

amcaoğlunada durumu kısaca özetledikten sonra geçtim masaya biraz oyalandım. aklımda fikrimde hala cansu vardı. beynim sadece onunla meşguldu hala. bugün bişeyler yapmam lazım diyordum kendi kendime. öyküyü aradım var mı bi haber diye. yok hayır dedi, görmüyorum bende cansuyu bayadır mesajlarıma telefonlarıma ne cevap verdi nede geri döndü dedi. tamam deyip kapadım telefonu. yapacaklarımı düşünürken bi müşteri girdi dükkana. ama ne müşteri. afet bişeydi, sarışın ve renkli gözlü. bi erkeğin dikkatini rahatlıkla çekebilecek cinstendi. bi bakan erkek dönüp bi daha bakardı kesinlikle. amcaoğluyla kısa süre bişey konuştuktan sonra

“amcaoğlu hanfendinin tamir işi varmış sanırım, gidip bakabilir misin bi mal gelecek onlarla ilgilenmem lazım” dedi adreside tarif ederek. tepkisiz kalktım yerimden gidelim dedim kıza. amcaoğlundan arabasının anahtarını alarak bindik arabaya. ilerden sağdan, kavşaktan dönücez gibisinden yönlendirmelerine kulak veriyordum sadece. benimle konuşmaya çalışıyor oluşu her halinden belli ediyordu kendini. fakat benim aklım cansuyla meşgulken kapsama alanım içinde bile değildi. adı sedaymış, benimkini sorduğunda nekilabu dedim sadece. ondan gelen her türlü sohbet başlatma amaçlı sorulara tek kelimeli kısa cevaplar veriyordum. bana bu kadar ilgili oluşu garip gelmişti fakat tepkisizdim halen. dükkandan beri hissettiğim şey bakışlarının her an üstümde olduğuydu. arabada bana dokunması için yaralarımı,morluklarımı bahane edişi benim geri çekilmeme neden oluyordu sadece. çok mu yakışıklısın lan hep seni buluyor diyebilirsiniz beyler ama alakası yok, sebebini daha sonra anlarsınız. evine geldiğimizde önden o çıkıyordu. 3. kata çıktık kapıyı açtı

buyur hastaya götüreyim seni anlaşılan sadece işini yapmaya geldin dedi.

farklı bi zamanda, farklı şartlarda çıksaydın karşıma kızım diye geçirdim içimden. amacı belli gibiydi kızın adamı ayak üstü yiyecek cinstendi. fakat ben aklımda cansu varken sadece işimi yapıp oradan kaçma niyetindeydim. pcye baktım bi sıkıntı yoktu. sorunsuz açıldı. güncelleştirmeleri tamamlayıp tamamdır ben gideyim dedim.

borcum nedir? diye sordu.

bişey yapmadım ki tıkır tıkır çalışıyor pc dedim.

olmaz öyle şey, peşin yapmak isterim ödemeyi dedi ve üstüme yürüdü. olm nekilabu ver istediğini diye geçirdim içimden fakat cansu geldi gözümün önüne. iyi günler deyip o üstüme doğru gelirken ben kapıya yöneldim. dur dedi arkamdan fakat dinlemedim. vurdum kapıyı çıktım. merdivenleri indim hızla. saate bakmak için elimi cebime attım telefon yoktu. neyse ki dükkanda şarjda bıraktığım aklıma geldi daha sonra. arabaya atlayıp döndüm dükkana

“olm şu mallar olmasaydı ben gidecektim afet bişeydi. naptın hallettin mi” dedi amcaoğlu. durumu özetleyip şarjdaki telefonu almak için kalktım.

“amcaoğlu mesaj geldi okudum ha. öykü diye bi kızdandı ne dediğini hatırlamıyorum bi bak istersen” dedi. niye okuyon olm mesajımı şeklinde yaptığım kısa süreli sitemden sonra gelen kutusunu açtım.

“cansuyla şu alışveriş merkezinde alışverişteyiz. sana yazdığımdan haberi yok hala konuşmak istiyosan gel. acele et” demiş. bi dakka bi dakka. öykünün mesajının hemen altında bilmediğim bi numaradan mesaj vardı. hatırlamaya çalıştım, cansu yokken telefonu sadece ne olduğunu öğrenmek için cansuyu aramak ve mesaj atmak için kullanmıştım hiç birine cevap alamasamda. açtım mesajı ve apışıp kaldım resmen.

Part 9>

0 yorum: