İşte Benim Hikayem Part 13

21 Temmuz 2013 Pazar yazildi.

[onsuz günler seri2]
——-


4 gün oldu, o 4 duvar arasındaydım yeniden. utanmasam s*çmaya bile çıkmayacaktım. karamsarlık hakimdi tüm benliğime. halimi beğenmediklerini söyleyen annem,babam ve kardeşim bile yetmiyordu o halden kurtulmak için harekete geçmeme. alkol oldu bana eşlik eden bi tek, günde 2 paket sigara içer olmuştum. yeniden en dipteydim ve cansum olabilirdi tek kurtuluşum ancak. bi mucize bekliyordum gün gün, mucizemi bekliyordum. yap bi mucize diye yalvarır oldum. kimeydi bu yalvarış? duyan var mıydı sesimi? günlerdir aynı parça çalıyordu odadaki zifiri sessizliği bozarcasına. ebru gündeş-beyaz. mucizeler hep böyle ansızın gelir.. hani nerde mucize, nerde benim mucizem? telefonda olan her hareketlilik heyecanlanmama yetiyordu fakat sonuç, ya operatörden gelen bi mesaj yada bizimkilerden gelen arama..

gökhanın yüzünü hiç görmememe rağmen tüm nefretimi kusmak istiyordum o surata. o olmasaydı belki de.. babasının her halinden belliydi sert, otorite sahibi olmadığı. kendi halinde sessiz, sakin bi adam görmüştüm o gün bana git diye yalvarırken. kendi oğlundan korkuyordu, belki de yapacaklarından. annesi de ne kadar sert olabilirdi ki, anne sonuçta. tek sorun gökhandı ve benim bi an önce halletmem gerekti bu sorunu cansuma ulaşmam için. günler geçiyordu. bi gün çıktım dışarı yine ne yapacağımı bilemez halde. önce dükkana uğradım, biraz oyalandıktan sonra gökhanı bulmam lazımdı. aslan abiyi aradım, hem gökhanı nerden tanıdığını hemde ona ulaşabileceğim bi adres öğrenirim diye. açtı telefonu durumu anlatarak sen gökhanı nerden tanıyosun abi diye sordum.

benim tanımadığım adam yoktur aslan dedi. iyi o zaman dedim ona nasıl ulaşabilirim diye sordum. bi kahvehane adresi verdi, buraya takılır genelde ama dikkatli ol aslan dedi. eyvallah deyip kapadıktan sonra telefonu kahvenin yolununu tuttum. iki çift laf etmenin zamanı gelmişti sanırım, ya temiz bi sopa yerdim yada.. başka ihtimal yok gibiydi fakat girdim kahveye. usulca kahvehane sahibinin yanına gittim. sordum gökhan kim diye, eliyle işaret etti. kararsız adımlarla gittim yanına, dokundum omzuna. bi s*ktir git, okeye dönüyom dedi suratıma bile bakmadan. 2 dk konuşabilir miyiz dışarıda dedim. sesim tanıdık gelmemiş olacak ki döndü baktı suratıma. sen.. dedi. nekilabu dedim lafını keserek. okeyi bırakıp geldi dışarı.

sen misin lan cansunun peşindeki lavuk dedi
peşindeki değil, tam olarak yanındaki. seviyoruz birbirimizi dedim.
kes lan gösteririm sana sevmeyi dedi ve o anda yediğim yumruğun şiddetini anlatamam. dur bari iki çift laf etseydim diye geçirdim yere düşerken. kafamı kaldırıma vurdum. başım dönüyordu, saçlarımın arasından akan kanı hissedebiliyordum fakat karardı bi anda herşey.

[neler oluyor seri2]
——

gözlerimi hastanede açtım. doğrulmak istedim önce fakat kafamdaki acı ve zonklama müsade etmedi buna. dikiş atılmıştı sanırım. önce dövüp sonra hastaneye mi getirmişti lavuk? etrafa bakındım kimse yoktu odada. baş ucumda bi not. uzandım almak için

cansudandı. çok özür dilerim diyordu. ve devam etmişti. nekilabu bana yaşattığın güzel günler için sana çok teşekkür ederim fakat herşey bitti. bitmesi gerekiyor. beni unut, bu ikimiz içinde en doğrusu olucak.

klasikti. son cümlelere geldiğimde gözyaşlarım istemsiz süzülmüştü bile yanaklarımdan. herşey anlamsızdı o an, ölmek istedim. keşke gökhan olucak şerefsiz daha sağlam vursaymış, yumruğuyla öldürseymiş diye geçirdim içimden. zorla doğruldum, üstümü başımı giyip ayrıldım hastaneden. ayaklarımda derman yoktu, dizlerim beni her an yarı yolda bırakacak gibiydi. öylece yürüyordum. bi şekilde eve ulaştığımda odama geçip, kapıyı da içerden kilitleyerek vurdum kafayı yattım. kalktığımda hava aydınlıktı. elimi yüzümü yıkayıp, evdekilerede olayı kısaca özetledikten sonra odama geldim tekrar. duvarlar üstüme üstüme geliyordu, o ufacık oda daraldıkça daraldı. dışarı zor attım kendimi. herşey bitmiş miydi şimdi diye düşünürken kalbim cansuyu tekrar görmem gerektiğini söylüyordu. herşeyi onun ağzından duymalıydım, bi nedeni vardı belki kendince ne bileyim en azından şu abisi dışında bi neden duymak istiyordum belkide. yürüyecek dermanım hala yoktu fakat bi şekilde geldim cansunun evine. uzaktan baktım, onların katının camında perdeler yoktu bomboş görünüyordu. eve gitmeye cesaret edemedim beyler, olduğum yere kaldırıma oturdum ve sadece binaya bakıyordum. ya taşınmışlarsa, ya bi daha göremeyeceksem cansumu. tüm bunlardan korkuyordum fakat belki temizlik falan vardır onun için çıkarmışlardır perdeleri şeklinde kendimi kandırarak toparlandım ve girdim binadan içeri. kapılarını çaldım, çaldım, çaldım.. açan yoktu. kapıyı çalma durumu tekmelemeye dönüşünce komşuları çıktı ve o duymaktan korktuğum cümleyi duydum. taşınmışlardı. ama nereye bi şekilde öğrenip bi şekilde tekrar görmem lazımdı cansuyu. bilen yoktu beyler, ev sahibinin numarasını aldım komşulardan ve aradım onunda haberi yoktu bişeyden. kira borçlarını tamamlayıp ayrılmışlardı. öyküyü aradım, onunda haberi yoktu. öylece kalakaldım. zaten dermanı olmayan dizlerim hepten koyvermişti artık. halsiz bi şekilde demirlere tutunarak zorla indim merdivenleri. dışarı çıktığımda biraz daha iyiydim. öylece yürüdüm.. kalabalığın arasından geçerken herkes bana bakıyormuş gibi bi hisse kapıldım istemsiz. tekrar eve attım kendimi, artık sorunlar içinden çıkılmaz bi hal almış gibiydi. gözümde büyüdükçe büyüdü herşey. cansunun numarası değişmişti, faceden ulaşmaya çalıştım ya hesabı dondurulmuştu yada ben engellenmiştim. kardeşimin hesabındanda ulaşamayınca dondurulmuş olduğunu anladım. şehir dışına taşınmış olma ihtimalleri hayli yüksekti, fakat hala buralardadır belki umudu günlerimi herşey güzelken cansuyla gittiğimiz yerleri gezerek geçirmemi sağlıyordu. küçükte olsa belki görürüm umudu aklımı başımdan almıştı resmen. en başından ilk tanıştığımız cafeye, ona açıldığım ve daha sonrada sık sık gittiğimiz sahildeki cafeye, gittiğimiz kokoreççiye, onunlayken girdiğimiz dükkanlara, yürüdüğümüz kaldırımlara, hepsine defalarca kez gittim. artık biri çıkıpta deli misin olm kaçtır gelip sadece uzaktan izliyosun dese hiç bişey diyemezdim, delirmiş gibiydim resmen. cansuya benzeterek arkasından koşup durduğum kızlardan da hep bunu duydum. deli misin be? fakat bütün bu yaptıklarımın boşa olmadığını bi gün anladım..

Part 14>

0 yorum: