Anlatsam Mı Anlatmasam Mı Part 28

18 Temmuz 2013 Perşembe yazildi.

beraber olduk
sabah ben ondan önce kalktım
o hiç kalkmak istemedi
kendini kötü hissettiğini söyledi
-neyin var diye sordum
-ağrı kesiciye ihtiyacım var sanırım tahriş oldu dedi
-tamam sen uzan biraz dedim
aşşağı inip receptiona ağrı kesici olup olmadığını sordum
hapı aldıktan sonra yine yukarı çıktım
ona hapı attırıp başında beklerken kapı çaldı
ben actım kapıyı babasıydı
-biz odada yapacağız kahvaltıyı size de söyleyeyim mi dedi
-iyi olur dedim. içeri girip ebruyla konuşmasından korkuyorudum
-tamam görüşürüz dedi gitti allahtan
biraz sonra tepside iki kahvaltı tabağı iki portakal suyu ve bir gül geldi
ebru benim ısmarladığımı sanıp teşşekkür etti sürprizim için ama
babasının fikri olduğunu söyledim
-bugün ne yapmak istersin dedim
-sadece yatmak istiyorum dedi
bi dakika lan sadece yatarsa olur mu amk. millet ne oldu ne yaptın kıza diye paniğe kapılmaz mı?
-plaja gider uzanırız sadece annenleri telaşlandırmayalım dedim
-tamam haklısın dedi
bu durumda bazı yeteneklerden yararlanmak gerekiyor
bana ihtiyacı olan birisinin içinde bulunduğu acıyı dindirebilmek için
-o zaman bugün tuzlu dudaklarından öpemeyeceğim denize girmeyeceğin için. şimdi biraz avans alabilir
miyim dedim
tamamen mahsumane bir şekilde öpüştük
sonra kahvaltı için getirilmiş menaj takımından tuzluğu alıp suyun içine biraz döktüm
-yok bu olmadı.bir yudum al ama yutma o tadı yakalamam lazım dedim
biraz güldü
kahvaltısı bitti
-ben bir duşa daha alayım dedi
o banyoya girince ben annesi gilin odaya gittim
kapıyı oda servisi diye bağırarak çaldım
önce babasına kahvaltı için teşekkür edip daha sonra ne yapmayı planladıklarını sordum
jeep safariye gidelim dediler.
hassiktir planlar tutmadı
-bir gün önceden rezervasyon yaptırmak gerek miyor mu onun için dedim
-ben sabah erkenden yaptırdım dedi babası
-biraz geç kalmadık mı saat 10 dedim
-gitmek istemiyorsun herhalde dedi
-yoo hayır isterim de ebruya söyleyeyim ben dedim
-tamam yarım saatiniz var dedi
hemen odaya döndüm
ebru durum bundan bundan ibaret dedim gitmemiz gerek dercesine baktım ona
-tamam merak etme daha iyiyim dedi
kemerin ormanları arasındaki safari turumuz başladı
ebrunun suratından bazen acı çektiği belli oluyordu ama
güleryüzlü gözükmeye çalışarak
ortamı kurtarmaya çalışıyordu
akşam üzerine kadar dağ bayır çamurdan geçme sular içinde kalma yüzün gözün toza bulanması
atraksiyonunu yaşayıp
çamurda oynaşan domuzlara döndükten sonra otele geri geldik
herkesin o kadar sarsıntıdan sonra dinlemeye ihtiyacı vardı
saat 9 da tekrar buluşmak üzere randevu aldık anne ve babasından
ebruyla beraber banyoya girdik üzerimdeki çamurla banyoyu bataklığa çevirip
yatağa uzandık
acısından bahsetmediği için geçmişe benziyordu
bende hiç bir kası çalıştıracak güç kalmadığı için en fazla kasın bulunduğu organımda hareketsiz kaldı
bu durumda sadece uzanmakla yetindik
ebru son kol gücünü de bana sarılmak için kollarını kaldırarak bitirdi ve
uyuya kaldı
bende uyudum
kapı çalıncaya kadar da uyanmamışız
-çocuklar uyandınız mı dedi annesikapının dışından. benden açıyorum(kapıyı) deyince
-uyandık dedim
-tamam biz lobiye iniyoruz dedi ve kapıyı açmama bile gerek kalmadıebru da kalkmıştı
ayakta biraz sarıldık sessizliği
-seni çok seviyorum diyene kadar ebru
gözlerinde uyku sersemliği varken
yüzünü kaldırıp gözlerine baktım
-parmağında benden bir yüzük taşıyabilecek kadar seviyor musun dedim
o şaşkınlıkla bana bakarken
cantamdan yüzüğü çıkarıp(doğum gününde veremediğim)
-seni seviyorum sözüne güvenmediğim için değil seni çok seven kalbime bir sözlüm olduğu mükafatını
vermek için kabul edermisin dedim?
**gözlerindeki uyku perdesini aralamak için
eliyle gözlerini ovuşturdu
lavaboya gitmem lazım dedi
durduramadım
gitti
musluğu sonuna kadar açtığını farkettim gelen seslerden hatta duşun suyunu bile açmışa benziyordu
bendeki hayal kırıklığını tahmin edemezsiniz
yüzük elimde
bir otel odasında çok iyi tanıdığımı sandığım ebru tarafından ortada bırakıldım
herşey mahvetmiş olma psikojisine
yanlış zamanda mı teklif ettik düşünceleri eklendi
sanki evlenme teklif ettim amk.
oturamadım bile ama yüzüğü de valizin içine basket attım
zorla kabul ettirecek halim yoktu ya amk
isteyenin iki yüzü pişman vermeyenin yüzüğü parmaksız.
su sesi hiç kesilmedi
muhtemelen olayın şokundan kurtulmak istiyordu
ama içime kurt düştü
lavaboya doğru yöneldim
kapı hafiften aralıktı
içeriye göz gezdirdiğimde
klozetin üzerinde iki elini başının üzerine koymuş oturuyor olduğunu gördüm
bende kapının dış tarafına oturdum
aklımdan geçenler
musluktan akan suyun hızı kadardı
pişmanlık, hayal kırıklığı,onu içine düşürdüğüm kötü durumun üzüntüsü
şimdi ne yapacağımın soru işareti.
kapının dışında oturmaya devam ederken
ona bakmadan
-özür dilerim dedim
oturduğu yerden kalktı
yanıma oturdu
ikimizin de yüzü karşıya bakıyordu
sonra yavaşça bana yaslandı
başını omzuma koydu
elini önüme uzattı
sadece yüzük parmağı diğerlerinden biraz daha yukarıdaydı
elini tuttum
-hazır olduğuna emin olduğumda tekrar soracağım merak etme dedim
elini öptüm
sonra ellerime birleştirdim
bende ona yaslandım
-hazırım kelebek bende çok istiyorum. sadece heyecanlandım yanlış anlama dedi
-hadi geç kalmayalım üstümüzü değiştirelim bizi bekliyorlar dedim
kalktım üzerimi değiştirmeye başladım
-hadi ebru dedim
-o yüzük parmağıma girmeden kalkmam kelebek.ha vereceğin başkası varsa onu bilemem dedi
-tamam başka zaman takacağım dedim
-sen bilirsin dedi
iki elini göhüs hizasında bağladı inatçı çocuklar gibi
valizden yüzüğü aldım
karşısında ayakta bekledim
bir süre bekleyince
-vaz geçtin herhalde yine dedim
ayağa kalktı. elleri arkasındaydı
-uzatsana parmağını dedim
-ne için dedi
-yüzüğü takacağım dedim
-tekrar söyle dedi
-şansını zorlama istersen dedim
-romantizm fukaralığı yapma. tekrar söyle dedi
-benimle sözlenir misin dedim. geçiştirme bir ses tonu ile
-bu şekilde hayır. ağzına yakışsın teklifin dedi
-3 ten geriye saymama izin verip benimle sözlenir misin.3 dedim.
-o ne yaa dedi
-off ebru.2 nişan 1 evlilik 3 te sözlenmek işte dedim
-hmm. kabul ediyorum o zaman dedi. sevinerek.
-ben vazgeçtim anlayışsız çıktın iyice sen dedim. gülerek
-off yaa tamam hadi hazırım dedi parmağını uzatarak
-yok yok biraz daha düşünmem lazım dedim
-parmağımı gözüne sokmadan tak şunu kelebek dedi
-ne kadar romantiksiniz hanfendi dedim. kinaye ile
-benim olacaksın uleyn dedi. gülerek
-peşinde koştuğum başka bir kız vardı biraz beklesek o düşünüyor şu an teklifimi kabul etmezse söz tekrar
sözlenecem seninle dedim
-bekletme sebebini anladım beyefendi dedi
-neden miş dedim
-çünkü çok gerizekalısın kız bunun farkına benden önce varmış dedi
-hadi yaa o zaman sen kabul et bari dedim
-bende farkına vardım. düşünerek cevap veriyorum hayır dedi
gitmeye çalıştı
iki ellerimi duvara dayadım o da ortada kaldı
-bırak dedi
ebrunun telefonu çaldı bu arada
-telefon çalıyor bırak dedi
-hayır dedim
-annem arıyordur geç kaldık dedi
-merasim yapıyoruz şu an sonra arasın dedim
-ne merasimi kelebek telaşlanacaklar dedi
-sözlenme merasimimiz dedim
telefonda çalmayı kesti bu arada
-3 dedim
kollarımı indirdim
bir adım geri çekildim
yüzüğü uzattım
parmağını uzattı
yüzüğü taktım gözlerine bakarak
bana sarıldı
bende ona tabi
sarılma öncesi kısa bir öpüşme oldu
sonra yine telefon çaldı
açar açmaz
-tamam geldik dedi
telefonu kapattı
-sözlüne bir öpücük daha verir misin dedi
-ulan öteki kızı da kaçırmış olduk iyi mi dedim
eli parmağındaki yüzüge gitti
-ben seni nasıl tehdit edeceğim bende yüzük isterim dedim
-çeneni tutsan zaten alacaktım dedi
-ben bişey mi dedim şimdi. kiminle konuşuyorsun sen deyip sağa sola baktım
-hadi deli hadi geç kaldık dedi
-dur yaa öpüşecektik dedim
kısaca bir kere daha öptüm
sonra aşşağıya inip
yemek yemeye gittik
ailesi ile beraber
yüzük farkedildi. —yüzük mü aldın kızım dedi annesi
-kelebek almış dedi ebru
durum anlaşılır gibi olmuştu
benim parmağıma da kaymıştı gözler ama benimki boştu
ses çıkarılmadı muhtemelen benim olmadığım bir ortamda konuşulması gereken bir konuydu
biraz utandığım için lavaboya kalktım
lavabodan erken dönmeme sebebimden hala utanıyor olmamdı
ama mecburen geri gitmek zorundaydım
masaya gittim
oturdum
yerimi aldıktan sonra
tam suyu içmek için bardağı kaldırdım ki
-hayırlı olsun dedi annesi
hiç oralı olmadım
ebru dürttü beni
-sana diyor diye
-ne hayırlı olsun anlamadım pardon dedim
-sözlenmişsiniz dedi
hassiktir ebru bunu da mı söyledin amk
-kim sözlenmiş dedim. heyecanlandığım için
babası lafa girdi
-kızım ile sen sözlenmişsin kelebek dedi
adam beni dövecek sandım amk.
-sözlendik mi ebru dedim. ebruya dönerek
parmağındaki yüzüğü göstererek
-sözlenmedik mi dedi
-çok kırıldım size dedi annesi
hassiktir yaaa offf kaçacak yer lazımdı
-bende çok kırıldım dedi babası
ha sen eksiktin zaten sıçtık iyice amk.
habersiz iş yaparsan böyle olur
ver yüzüğü işine bak amk.her yüzük de bi bok mu olması lazım.
yıllarca sakladın zaten yüzüğü dursun işte
-pardon kusura bakmayın dedim.
-bari nişanı habersiz yapmayın dedi annesi
nişan mı??
habersiz??
bi dakika lan ne oluyor amk.
açıklamayı ebru yaptı
-çok gücenmişler onlarla beraber takmadığımız için dedi
buz gibi bir biradan çok büyük bir yudum almışcasına serinledim
-sade bir tören olsun istedi ebru dedim.
böylece suçu ebrunun üstüne atarak ona olan kızgınlığımı belirtmek için
-ben mi teklif ettim beyefendi dedi
-iki yüzük olmadan sözlenilmez ebru. diğerini de alıp öyle sözlenelim.hem ailenin haberi olsun demedim
mi dedim. gülerek
-bak yaa yalan söylüyor baba dedi
-siz hiç merak etmeyin ben onu biraz kızdırır yüzüğü attırırım.
sonra tekrar teklif ederim iki yüzükle böylece siz de görmüş olursunuz dedim
ben işin gırgırındayken gerekli cevap kayın pederden geldi
-söz bir kere verilir.
vay amk.

Part 29>

0 yorum: