İşte Benim Hikayem Part 3

21 Temmuz 2013 Pazar yazildi.

kalbim pancar motoru taklidi yapıyordu resmen. ayak üstü yaşadığım afallamadan sonra masaya geçebildim. meraba deyip oturdum. masada 4 kişiydik. ben yunus öykü ve o. yunusla öyküyü görmüyordum bile tüm dikkatim ondaydı. ve yunus girdi lafa. “cansu, öykünün yakın arkadaşı” diye tanıttı. bende “nekilabu, memnun oldum” diyebildim tebessümle. ondanda karşılık geldi. kalbim tamamiyle heyecanın esiriydi ve taklidine devam ediyordu bi an olsun yavaşlamadan.

bembeyaz teni, simsiyah ve omuzlarına dökülen buklelerine bakmaya doyamıyordum. gözlerine hapsolmuştum resmen. bakışları ayaküstü öptü iflahımı. iki kelimeyi bi araya getiremez oldum o an. abaza damgası yememek için biraz olsun dizginledim kendimi. yunusa döndüm onunla muhabbete başladım. işin hayırlı olsun muhabbeti açılınca öyküde katıldı sohbete ve kız mal gibi kaldı. sohbete dahil etmek farz olmuştu o an bana. “ee, sen neler yapıyorsun cansu” diyebildim sohbeti yarıda keserek ama o kısacık cümleyi kurarken kalbim yerinden çıkmak için ısrar ediyordu. ondan da karşılık aldıktan sonra sohbet dörtlü olarak devam etti. diğerlerini duymuyordum bile. tüm dikkatim ondaydı. cümle kurarken kelimeleri itinayla seçiyordum, mimiklerime dikkat ediyordum, ses tonumu olabildiğine ayarlı tutuyordum herhangi bi çatallaşmaya karşı, fakat konuşurken osurmadım, geğirmedim ne bileyim sümüğüm falan akmadı. hüsranla sonuçlanmadı yani beyler. her ne kadar heyecanın etkisinden bi an olsun kurtulamasamda herşey normaldi. tek normal olmayan bendim ve sanırım aşık olmuştum..

[o kadar kolay değil]
*****

eve geldiğimde onu düşünmekten alıkoyamıyordum kendimi. acaba ne düşünüyordu benim hakkımda, nasıl bi ilk izlenim bırakmıştım, yoksa herşey berbat mı olmuştu, keşke daha düzgün çıksaydım karşısına gibi düşüncelere, sorulara kafa patlatırken yunustan gelen mesaj dünyaları bana verdi. mesajı aynen yazıyorum.

“oğlm nasıl bakıyodun lan kıza, ama hadi iyisin öyküye seni sormuş cansu.”

mesajı defalarca okudum suratımda aptal bi gülümseme ile. özellikle seni soruyormuş kısmını. o ara neler düşündüm hatırlamıyorum. o mesajı defalarca okurken hayallere dalıp gitmişim. yaşadıklarımın rüya olmadığını kendime attığım çimdik ile teyit ettikten sonra havalara uçtum desem yeridir. kalkıp annemi öptüm defalarca. oda,ev dar geliyordu bana resmen. içimde gereksiz bi mutluluk. bi dakka ne gereksizi şuan en gerekli şey tamda buydu sanırım. biraz olsun kendime geldikten sonra dinlenmeye bıraktığım pcyi açtım. facebooka girdim ve arama kısmına “cansu” yazabildim sadece. soyadı neydi acaba. hemen yunusa mesaj attım öğrenmesi için, o direk profil linkini yolladı bana. tıkladığımda profil fotoğrafına dakikalarda bakmışımdır öylece. sonra kendime gelip arkadaş olarak ekle butonuna tıklayabildim. o mesaj gelmemiş olsaydı bunu mümkün değil yapamazdım. hatta bu kız bana bakmaz bile diyebilirdim çünkü çok güzeldi. fakat hal böyle olunca bi an tereddüt etmeden tıkladım. tüm bunları yaparken o aptal gülüş eksik olmadı suratımdan. ve 2dk sonra gelen bildirim dünyaları benden alıp tekrar bana verdi. cansu arkadaşlık isteğimi kabul etmişti. hemen sohbeti açıp mrb yazdım. cevap geldi ve sohbet şu şekilde devam etti.

-”nasılsın o günden beri”

+”iyi işte, sen? ”

-”bende öyle, öykü ne dedi benim hakkımda merak ettim”. öykünün abartıp abartmadığını öğrenmek için bunu sordum.

+”hiç kankasıymışsın biraz övdü o kadar. ”

-”övdü derken?”

+”iyidir, hoştur vs” (detaya girmiyordu fakat ben neden bilmiyorum emindim öykünün abarttığından neyse ki pek şikayetçi değil gibiydi.

+”asıl sana ne dedi benim hakkımda ” dedi sonra

-”ben seni sorduğumda oda seni sormuştu dedi sadece” dedim. ve daha sonra utanmış olacak ki

+”benim yemeğe gitmem lazım çok açım midem yapıştı sanırım ” konuyu değiştiriyor hatta kapatıyordu.

-”daha erken bişey olmaz ki” dedim.

+”dünden beri bişey yemediğimi kastetmiştim” dedi beni bozarak.

-”ben normal bi insan gibi günde 3 öğün yersin zannetmiştim, günlük sanırım seninkisi.” dedim geyik maksatlı fakat unuttuğum bişey vardı ki bu daha ilk konuşmamızdı

+”hakarette baya güzelmiş benim çıkmam gerek” dedi ve çıktı.

o an kendime ettiğim küfürlerin haddi hesabı yoktu. herşey çok hızlı geliştiğinden olacak herşeyin çok kolay olacağı yönünde bi izlenimim vardı. salaklığımı kabul ediyorum ilk konuşmadan yersiz bi muhabbetti fakat aynısı bana yapılsa görmezden gelebilirdim. anlamam gereken bi şey vardı ki herşey o kadar da kolay olmayacaktı.

-[falan filan]
*****

evet kolay olmayacaktı belki de fakat tekrar konuşma fırsatı doğmuştu. kesinlikle özür dilemem gerekti ve benim özrümden sonraki yaklaşımı doğrultusunda gelişecekti geri kalan herşey olumlu veya olumsuz. şundan emindim ki o, o ana kadar gördüğüm herkesten farklıydı.

ertesi gün faceden tekrar denedim şansımı fakat online değildi. bi şekilde numarasına ulaşmam gerekti. öyküden zorla da olsa almayı başardım numarasını ve hemen bi mesaj yazdım.

“dün için özür dilerim, ilk konuşmamız olduğu gerçeğini bi an olsun unuttum ve abarttım sanırım. tekrar özür dilerim” dedim kendimide hatırlatarak.

fazla sürmedi ki cevap geldi. “önemi yok. bende abartmış olabilirim belki biraz”.

“sevindim. bu arada numaranı öyküden aldım, sıkıntı olmaz umarım” dedim

“yok olmaz tabiki” dedi ve sohbet aktı gitti olağan bi şekilde. bi şekilde tekrar görüşmemiz lazımdı ve sohbeti o yöne çekiyordum.

“cansu tekrar buluşalım diyorum eğer sende istersen.”

“tabi neden olmasın öyküyle yunusa ben haber veririm” dedi acele etme der gibi. haklıydı aceleci davranmış olabilirdim.

yer zaman ayarlandı ve herkes bilgilendirildi. onu tekrar görecek olmanın heyecanını hissetmeye başlamıştım bile tüm vücudumda. ertesi günü iple çekiyordum. dükkana da uğrayıp ufak tefek işleri hallettikten sonra eve döndüm ve saat geç olmuştu yarını ertesi günü düşünürken uyuyakalmışım.

Part 4>

0 yorum: