Anlatsam Mı Anlatmasam Mı part 21

18 Temmuz 2013 Perşembe yazildi.

yine içimde kaldı olayı tam aydınlatamadan ayrıldık
ya bana yalan söylüyor yada olayı ört bas etmek istiyor
yada tutamadığım sinirimin kurbanı oldu aşk
***içimin dışa vurumu olan bir mesaj gönderdim
-sana da o sapla başarılar dedim. lavuğun ismini vererek
-şu olayı bana anlat yoksa kafayı yiyeceğim dedi
-anlatması gereken sensin ebru. dün geceyi hatırla dedim
-sana anlatmam gereken herşeyi anlattım kelebek dedi
-benim olanları zaten bildiğim için mi anlatmıyorsun yoksa dedim
-ne biliyorsun dedi
-dün gece seni onunla beraber başka bir yerde samimi bir şekilde dans ederken sonra da el ele gördüm
dedim bir süre mesaj gelmedi
-bana inanmıyorsun değil mi??hep şüphe duyuyorsun sana olan aşkımdan. tamam kelebek sen bilirsin
dedi
-sana ne ceyhun konusunda.ne de başkası hakkında inanmıyorum dedim
-ufukta üzüntü var ama geçecek dayan ebru hata kimsede değil kendini sevdirmeyi bilmiyorsun diye bir
mesaj gönderdi
vay amk. hani siktiri biz etmiştik.
ebru kendi kendini siktir ederken
siktirin en kralını yedik.
yanlış birşeyler yaptığımın farkına varır gibi oldum ama
uçaktan atlamıştım artık. paraşüt açılırsa bacak üstü açılmazsa göt üstü düşüp göt gibi kalacaktım
sen olayı anlamadan dinlemeden siktir çekersen öyle olur amk.
içmeye gitmeye karar verdim
telefonu dükkanda bıraktım
sarhoş olup ebruya mesaj atmayayım diye
dükkanı saat 10 civarı kapattım
kasada ne birikmişse yanıma aldım
saat onda diskolar hareketsiz olduğu için
disko öncesi gidilen pup tarzı bir yere gittim
sakin bir yere gitmek istemedim
çünkü beynimde müziğin sikişmesinden rahatça düşünmek
hatta hiç düşünmek istemiyordum
iki tane sambuca shotla başladım arka arkaya
tatlı anason beyin hücrelerimi ele geçirmekte zorlanmadı
üzerine redbullu long da söyleyince
sarhoşluğum tam kanatlandı
sonra birisi bana yaklaşıp
-heeeeey dedi
hey diyen diline sokayım
başladı konuşmaya ama zar zor anlıyorum
cümle içinde kullandığı kelimeleri zar zor seçiyorum
cami içmek sen müslümanlık. ***onun kafası benimkinden güzel
-ne içiyorsun dedim
-bira jager dedi
birayı jagermeister shot ile karıştırmış içiyor
bira mundar edilir mi öyle amk.
barmen iki tane jager bull ver dedim
-dur ben ısmarlayayım benim indirimim var dedi
evet hakaten var amk.
amk. alanyasında rehberlere yapılan indirimi biz gençlere yapmıyorlar
içtik içkileri
anlattıkça anlatıyor amk.
inciyle o zaman tanışmış olup eksi 15inci nesil olsaydım özet geç amlı derdim
-dur dedim biraz da ben anlatayım
dertli olan benim amk. yerinde o anlatıyor
-o zaman dur iki tane daha söyleyeyim dedi
ben başladım anlatmaya ebruyu
-şu mesajlaştığın kız mı dedi
-evet sevdiğim kız dedim
-çok şanslı kız dedi
şansına sokayım başına belaymışım gibi hissdiyorum kendimi o şansdan bahsediyor
ben anlatıp ayrıldığımızı söyleyince daha bi yavşamaya başladı kız
sanki tek sik bende var amk.
o wc ye kalktı
kendi kendime düşündüm
ulan olm hala seviyorsun ebruyu
şimdi çıkar gelir seni bu kızla görür bi bok uğruna bitmişse ilişkimiz
tamamen biter açıklaması da olmaz
fırsat bu fırsat deyip kalktım gittim eve
telefon dükkanda kaldı
dükkana gidecek takatim yok
mesaj atmış mı diye meraktan bağırsaklarım düğümleniyor
ertesi gün dükkana gittim
telefona baktım hiç birşey yok
3 gün de olmadı zaten
sonra gündüz vakti telefon geldi yine işteyken ve yalnızken
ebru arıyordu
hiç düşünmeden açtım
-kelebek hemen bizim eve gel dedi
telefonu kapattı
dükkanda kimse yok amk. nereye gidiyon
gitmedim
bir gitme zamanı geçtikten sonra mesaj geldi
-beni görmek için son şansın olabilir bekliyorum dedi
aklıma ilk gelen intihar mı edecek acaba oldu. yoksa hapları çoktan içmişmiydi
dükkanın amk. sevdiğim ölüyor lan diyerek koştum
koşarken gördüğüm birkaç esnafa bakar olun geliyorum dedim ** benim aklıma tek gelen ihtimal
sevgilisinden ayrılmış bir kızın
intihar etme teşebüssüydü
kan ter içinde evlerinin kapısının önüne geldim
biraz nefes almak için durdum
sonra kapıyı çaldım
acaba ne görecektim
kapı açıldı
açan kişi ebru
intihar etmişe benzemiyordu
bileklerin kesik yoktu en azından
sarhoşa da benzemiyordu
onu hala canlı görmenin verdiği rahatlamaya yorulmuş süsü vererek
ohh çektim
-neden geldin dedi
bu nasıl laf şimdi amk.o çağırmadı mı beni
-pardon yanlış oldu galiba dedim
dönüp gitmeye hazırlanırken
-kelebek içeri gel dedi kapıyı iyice açtı
ne oluyor sorusuna cevap bulabilmek adına
biraz tereddütlü bir şekilde içeri girdim
evde kimse yoktu
ebru yalnızdı
tavana asılmış olan ve bir boyun bekleyen bir ipte yoktu
herşey bu kadar normalken beni çağırmış olması garipti bana göre
ebruyu tekrar görmek herşeye rağmen güzeldi
ama içimdeki ona olan sinir bitmiş değildi
hiç konuşmadan içeri birkaç adım girdikten sonra bekledim ona bakarak
o kapıya yöneldi
kapıyı kilitledi
anahtarı eşofmanının cebine koydu
biraz daha tereddütlendim
ne yapacağını çok iyi bilen bir psikopat katil tarafından
öldürülmeyi beklemek gibi birşeydi
—seviyor musun beni dedi
-seviyordum dedim
-artık sevmemene sebeb nedir dedi
-onun bunun kollarında görmekten sıkıldım seni dedim
-sence seni bu kadar severken başkalarının kollarına gider miyim dedi
-gözlerime inanmam gerekirse evet dedim
-seni aldatacak olsam sen alanyadayken yapar mıyım sence dedi
-ankarada yapıyorsundur o zaman dedim
-yaptığıma inanıyorsun yani dedi
-tek beni değil 3ümüzü de aldatıyorsun bence dedim
-aldatmadığıma inandırmak için ne yapabilirim peki dedi
-artık o şansın yok ebru git beraber olmak istediğine kendini inandır
ama sana bir tavsiye ikisinden birini seç ki tekrar inandırma ihtiyacı duyma dedim
-senin hiç liseden veya başka kız arkadaşın yok mu dedi
-var dedim
-onları görsen sarılıp dans etmez misin dedi
-ellerini tutup disko disko gezgirmem dedim
-ellerim sadece senin ellerinde nemlenir dedi
-ebru bana hikaye anlatma. benim için yaptığın çok yanlış.bir değil iki oldu
ben birinciden sonra seni uyardım. demek ki anlatamamışım. yada sen kendi bildiğini yapmaya devam
ediyorsun
-hiçbir kötü niyetle elini tutmadım. arkadaşça tuttu hatta ben onun elini tuttum diğerleri eğlenirken o
başka bir yere gitmeyi teklif etti
diğerleri gitmek istemedi.gel ben seni gezdireyim dedim. dedi
-tamam işte elini tutacak gezdirecek birini bulmuşsun benden ne istiyorsun hala dedim
-o seni sevdiğimi biliyor.hem zaten onun da kız arkadaşı var ama ailesi izin vermediği için gelemedi. dedi
-tamam yalanların bittiyse gideyim artık dedim
delirmek için fırsat kolluyormuş
o nasıl bir bağırma amk. apartmanı ayağa kaldırdı
ağzını kapatmaya çalışsam da durduramadım. üstüne ağlaması da eklendi
-sana hiç yalan söylemedim gerizekalı dedi
—olayları eksik anlatmak veya anlatmamakta yalandır bana göre dedim
-herşey sana göre yaşıyoruz zaten dedi
-tamam sende şikayetçiymişsin ayrılalım işte ne güzel dedim
-senin başka bahanelerin var kelebek dedi
-başka hiçbir bahanem yok ben sana gerekçerimi anlattım dedim
-esas yalancı sensin. istediklerini eksik anlatan da sensin dedi
-başka ne istedim lan senden
kaç kere söylemem gerekiyor
ben varsam sadece ben yoksa git kime sarılırsan ne yaparsan yap ama bensiz yap dedim
yine yüksek sesle bağırmaya başladı
-sensiz birşey yapmıyorum. yapamıyorum.sensiz yaşamam diyorum.
seni seviyorum diyorum. neden anlamıyorsun. herşeyimi sana verdim
sana vermediğim tek bir şeyim kaldı onu da mı istiyorsun dedi
cevap vermeye başlamadan kafayı yemiş bir şekilde
üstündeki tşörtü çıkardı
-dur ne yapıyorsun dedim ama pek dinlediğini sanmıyorum
eşofmanı da çıkardı
sonra sütyeni ağlayarak çıkarmaya çalışırken utanarak elleriyle vücudunu kapamaya çalıştı
yine ağlayarak
-al ne istiyorsan al.
seni sevdiğime hiç bir şüphen kalmasın.
istediğini de aldıktan sonra siktir git hayatımdan beni rahat bırak. dedi
ben bile utandım o halinden
yada kendi halimden diyeyim artık
olayları bu boyuta getirmişmiydim gerçekten
eğer isteseydim hiç itiraz edecek halde değildi ağlamaktan
ve de yaşadıklarının yorgunluğundan
-anahtarı ver bırak gideyim sahip oldukların sende kalsın dedim
-hala gitme peşindesin. seni artık tutacak gücüm kalmadı dedi
yerdeki eşofmanından anahtarı almak için eğildim
hiç ona bakmadım utanmasın diye anahtarı aldım kapıya doğru yöneldim
açmaya çalışırken
arkamdan gelip sarıldı
onun hayatından gidip gitmemekte beni tereddütte bırakan cümlesini kurdu ağlayarak
**
-sana verdiğim sözü başkasına vermek istemiyorum lütfen dedi
verdiği sözü hatılamayanlar için tekrar edeyim.
ilk seninle olacak kelebeğim.(seks)
-ebru üstünü giyin konuşalım dedim
kafamı hiç geri çevirmedim
kapıya baktım hep
o bir müddet sonra giyindi
omzuma elini koydu
yanaklarında duraksamış bir kaç damla göz yaşı vardı hala
bende zevk almıyordum onu öyle görmekten
beter olsun bana yaptıklarından sonra diye hiç düşünmedim
tamam yaptıkları beni sevdiğine işaretti ama benim kabullenebileceğim şeyler değildi yaptıkları
-bak ebru şimdi seninle sevgili olmaya devam etsek
sen ankaraya gideceksin
o çocukda orda olacak
ben yanında olmayacağıma göre sürekli şüphe ile yaşayacağım
hergün her saniye kendime soracağım
acaba ne yapıyorlar acaba bugün beraberler mi??
bir müddet bunlara içten içe dayanabilsemde sonra
seni de rahatsız edip sürekli onun hakkında sorular sormaya başlayacağım
gerçekten hiçbirşey yoksa bile sürekli paranoya ile yaşayacağım
hadi onu geçtik
zaten sürekli ceyhunla hala mesajlaşıyor mu
ceyhun hiç ankaraya geliyor mu
hiç görüşüyorlar mı
hala onu seviyor mu
onu tamamen unutabildi mi diye kendi kendimi yiyorum
seni çok üzerim bu saatten sonra
kendini sürekli bana ispatlamaya çalışmak zorunda kalırsın **sakın seni sevmediğimi düşünme
sevmiyor olsam şu an burda olmazdım
seni başkalarıyla arkadaş olmanı
kıskanacak kadar seviyorum
aşkın saçmalıkları bu yaptığım
seni adam gibi sevdiğimi sanarken
bak seni ne hale soktum
kendine ait hiçbirşey kalmayıncaya kadar
bana vermeye hazır hale gelmişsin
ama benim istediğim bu değil
eğer onun peşinde olsaydım şu an seninle değil
diskoda onun peşinde koşuyor olurdum
birbirimizden farklı olduğumuzu anladım
sana da ispatlayabilirim istersen dedim
-nasıl dedi
telefonumu çıkardım
isim listesini kabaca gösterdikten sonra mesajları açtım
gelen mesajlar sadece ebrudandı
-sana kendininkini getirmeni bile istemiyorum
muhtemelen arkadaş olarak gördüğün insanlardan sana mesajlar gelmiştir
sen onları arkadaş olarak görüyorsun ama sadece zayıf düşmeni bekleyen virüsler bence
bak kendini ceyhuna ne kadar sevdirmişsin
seni bırakmasına rağmen
benimle olunca yine peşine düştü
benimde peşime düştü
benimle kavga edecek kadar hemde dedim
–ebru onunla kavga ettiğimizi o ana kadar bilmiyordu
-kavga mı ettiniz dedi
-kavga ettik.o kavgaya rağmen sen benimle beraberken bile seni benden almaya çalıştı
sonra da hiçbirşey yokmuş gibi seninle arkadaş olmak istediğini söyledi
sende buna inandın
hiç düşünmedin
seni bırakıp giderken aklı nerdeydi
hiç düşünmedin
neden benimle tekrar arkadaş olmak istiyor diye
çünkü erkekleri anlayamazsın
benim senden istediğim sadece sevgilim olmandı
ilk defa seninle ağladım sevgimden dolayı
ilk defa gerçekten güldüğümü hissettim
dizlerimi ilk titreten sendin basit bir el tutmayla bile
iddaa konusu olmasın ama ben seni senin beni sevdiğinden daha çok sevdim—geceler boyu aklımda olan.
geceleri taşıp günlerimi dolduran sendin
kısacası çok sevdim seni
ama sana göre yanlış olmayan
benim doğrularım değil.
sonunda hatırlattın bana şarkıyı
—seni görebileceğim yer rüyalar artık
—deli diyorlar bana ^^incide^^(günümüze editlenmiştir)
—ah bu ayrılık dedim
gözyaşı sayısına bir kaç ilave oldu
-ne yaparsam yapayım boş mu yani dedi
-ikimiz için en iyisi bu galiba dedim
-galibayı biraz daha düşün lütfen dedi
-ben düşüncelerimi söyledim. ikimiz için en iyisi bu dedim
-arkadaş da kalamayacağız dedi
-iki sebeble hayır 1 daha kolay unutursun 2 gelecekti aşkına zarar vermem dedim
-şimdi beni bırakıp gidip gelecekten konuşabiliyorsun dedi.
ah amk. gitmek isteyeni sikeyim. sarılıp deli gibi boynuna atlayasım var ama
”ama”ları kalbime sokan beynime sokayım
-umarım mutlu olursun dedim
gözlerim dolarak
-dilim başka aşkımlara nasıl alışacak şimdi. dedi
dolan gözlerimin setleri patladı
-alışırsın zamanla dedim
-alışamam aşkım dedi
eh be ayrılık bu kadar mı zalimsin bu kadar mı zorsun amk.
neden bırakmıyorsun kapıyı açıp gideyim
neden hem beni hem onu daha çok üzüyorsun
neden birden aklıma onsuz geçecek günlerin özetini sunuyorsun
son partı yazmadan önce. birşeyi takdirinize sunmak istiyorum.
tam olarak kaç gün oldu bilmiyorum ama 4 halı saha maçı için izin istediğime göre yaklaşık bir ay olmuş
hergün 5 civarı ve gece eve gelince yazdım
hikaye yüzünden defalarca işe geç kaldım
buraya kadar okuyanlar mutlaka beğendikleri için okumuşlardır
hepinize teşekkür ederim
ama benim de bir hayatım var.
çok düşündüm gerisini özet geçip ebruya şu an şu durumdayız hikaye bitmiştir diye
ama aranızda ebruya laf atacak kadar ağır orospu çocukları olmasına rağmen
gerçekten devamını dinlemeyi hakedenler de var
ama gerçekten yoruldum.
arkadaşlar günlerdir
yalvarma aşamasına geldi
gel amk.bi çıkalım bi insan yüzü gör diye.
haklılar beyler. yarın gece çıkmaya söz verdim
özet geç bitir hikayeyi derse çoğunluk bitireceğim
yok devam et böyle biz bekleriz derseniz de devam ederim
yarın 5 e kadar yorumlarınızı yapabilirsiniz.
daha önce söyledim. tekrar söylüyorum
kimseden up istemedim. hatta uplayanlara kızdım liseliler dolmasın diye
bir kere ağzımdan şuku veya nickaltı çıkmadı.
bu hikayeyi burda yazma sebebim ben mi yanlış yapmışım geçmişimde yoksa haklı mıymışım olay budur
**gitmek o kadar kolayken o kadar da zordu
altı üstü kapının kolunu aşağıya basıp kendime çektikten sonra bir adım dışarı çıkacaktım
zaten ayrılık rüzgarı kapıyı kendisi kapatırdı
benim unutacak kimsem olmamıştı o güne kadar
kapıdan çıkarsam o mecburiyetle yaşamaya başlayacaktım
hep şarkılarda unutmaktan bahsetmiyormuydu
zor olmasa unutmak beste yaptırır mıydı insanlara
efesleri offff ulan offf diye çeken insanların da ebruları değilmiydi unutulmak istenen
gitsem önden kalsam arkadan yiyecektim aşkın kazığını
ama mutlaka bir yerimden girecekti
sırtımı dönüp kapıyı açtım
o yaz gününde yüzüme vuran soğuk yalnızlığımda üşüyeceğimin sinyaliydi
bir kez daha gitme dese dönüp sarılacaktım
demedi
dışarda kaldım.o ise içerde
aramızda hala bir kapıyı çalma mesafesi vardı
ayaklarım üzerinde daha fazla duramadım
önüme gelen ilk basamağa oturdum
hani arkamdan kapıyı açar mı diye
açmadı
5 dakika kadar oturdum
sonra ya kapı deliğinden baktı
yada pencereden benim çıktığımı göremeyince
kapıyı açtı
içime bir umut doldu
sikimin bile beğenmediği iki göt yüzünden ilişkimiz ne hale gelmişti amk.
hiç arkama bakmadım
geldi yanıma oturdu
-yalnızlığın gidecek adresi yok değil mi dedi **yaşadığın yalnızlığa bağlı sen benim yalnızlığımda başka
ellere gittin dedim
ama sonra pişman oldum dediğimden
-gördün mü sürekli aynı şeyler olacak hiç kendimi tutamayacağım dedim
bir kibrit çöpü ile kibrit kağıdına döndük
bir kere sürtmeyle bile deliler gibi sarılıp öpüşebilirdik
ama hep oksijenini bitiriyordum aşkın
tekrar yanmaya inatla karşı geldim
yanımda otururken ağlaması kesilmiş. derin düşüncelere dalmıştı o da
lafları ağzına ağzına sokunca konuşacak takat bile bırakmamıştım kızda
hala gitmeyip yanımda olması bile aşkının ispatıydı benim için
kendime kızarak kalktım ayağa
-görüşürüz dedim
hiç bana bakmadan
-görüşür müyüz dedi?? umutsuzca
ağzımdan kaçmış bir kelime değildi
gerçekten görüşmek istiyordum
bir kaç saniye daha kalmayı o kadar isteyen kalbim
mağlup düştü bacaklarıma
gittim
dükkana geldim
bir kaç saat durup dükkanı kapattım
eve gittim.
ama duramadım evde
bir planım olmamasına rağmen
kapıdan dışarı çıktım
evet yalnızlığın gidilebilitesi olan bir adresi yoktu
bir sınav için kendini hazır hissedip sınav sorularını görünce aslında hiç bir bok
bilmediğini farketmek gibiydi.
ayrılık hocasına mazeret olarak
beynimde elektrikler kesikti.
mum ışığında göremedim onu kadar sevdiğimi diyemezdim.
defalarca sınıfta kalmam garanti gibiydi bende bu aşk varken
uyku bile yalnız bıraktı beni hiç gelmedi
ertesi gün hayatın realine dönmek zorunda kaldım
yine işe gittim
hep gittim
hep geldim
hiç birşeyi yine değiştiremedim
yalnızdım yine yalnız

Part 22>

0 yorum: