Gaspçıları Dolandırdım

25 Nisan 2016 Pazartesi yazildi.


Dun aksam saat 10 gibi eve gidiyordum carsida ara bi sokak 2 tane serseri geldi yanima dogru biraz korktum açıkçası sonra sigara ver dediler yok dedim biri onume gecti dur bakim felan dedi neyse korktugumu belli etmeyim ne var lan felan artislik yapiyorum sonra digeri arkamdan tuttu cebimde iki 50 lik 100 tl vardi bunlar onu aldi ama bakmadilar kac para olduguna alip hemen cebine koydu


Tam kacacaklardiki baktim polis geliyor bagirdim hemen abi beni gasp ettiler yetisin diye adamlar arabadan inip kosmaya basladi gaza geldim bende kostum neyse yakaladik bunlari karakola gittik polisler birtanede kamera bulmus cok net degil ama beni gasp ettilleri belli



Bunlarin üstünden 2 binlira felan para cikmis polisler kendi aralarinda konusuyolardi polis senin kac parani gasp ettiler dedi bendede ampul gibi zeka var abi ben maasimi yeni cekmistim cebimde binlira felan para vardi dedim polis getirdi binlira verdi bana gibayetcimisin dedi evet dedim gecmis olsun dedi 100 liram bin lira oldu beyler

Hayatımda hiç bu kadar utanmadım

yazildi.

O aralar 13 yaşındaydım ve okul çıkışı annemlerin yaptığı güne gittim. açtım yemek bahanesine hem yemek hem de gulsena yı görecektim. oturdum yemeği yedim. aklımdan gulsenanın  mukemmel güzelliği çıkmıyordu. gidip tuvaletde çekeyim dedim.tam klozet e oturdum çekiyorum aklıma kirli sepeti geldi. dedim donu varmıdır acaba.o azimle gittim o donu karanlık diplerden çıkardım. koku kötü olsa da o donun elimde duruşu beni dokunmadan boşaltmaya yetecekdi. kızın donuyla gibimi kavrayıp otuz bir çekmeye başladım.1 dakkada iş bitecekti neredeyse. kapının kolu döndü ve hayatım film şeridi gibi geçti. ayşe teyze kapıyı açtı ve beni o halde gördü.bu arada ayşe teyze gulsena nin annesi. terbiyesiz diye bir çığlık attı. koştum kapıyı suratına kapadım. utançtan yerin dibine battiydim.10 dakika kadar içerde bekledim. sonrasinda yol kapıdan hızlı hızlı kimseye birsey demeden çıktım. allahtan bizimkinlere birşey söylememişler.ama gulsena ya merhaba dedigimde benden uzaklaşıyordu.

Adını Ne Koysam?

19 Nisan 2016 Salı yazildi.

**lise bitmiş okul kazanılmıştı. çevreden duyuldukça gelen tebrikleri pek giblemez şekilde kabul ediyordum heyecan boyumdan fazla gurur yürüşümü değiştirmiş sorulan sorular halk kahramanlarına yöneltilen cinstendi her ne kadar it gibi çalışıp haketmiş olsamda zütümün bu denli kalkmışlığına bir sebeb de ailemin yakın ilgisi ve eskiden olmadığı kadar sevgi saygı ve maddi desteğiydi itle kopukla buluşmak için kolayca izin alıyor paranın anasını gibiyordum yaz birçoğununa göre eğlencili geçiyor olsada ne yapacağını bilmezliğin ağrı'sındaydım ciddi konular konuşulup kayıt işleri halledildikten sonra aynı ildeki bir kuzenin öğrenci evine konuşlandırıldım etimi kemiğimi kuzene emanet eden peder beyin memlekete yol alması ile zütümün kalkması da yavaş yavaş sönmeye başladı kime hava atacaktım lan ben herkes öğrenci amk klagib tanışma sahnelerinde kuzen beni askerdeki hemşerisi rütbesinde ottan taktan çevresi ile tanıştırdı gittiğim ilin bomtak oluşu dışarıda gezenlerin olmayışı ile ispatlanır şekildeydi **yol yorgunluğu erken uyumaya sebeb olurken bir köy evine tesadüfen gelmiş hissi misafire yapılan yataktan farksız bir yatağa omuzlarımı indirdiğimde başladı uyuyamama ile kavgam. ilk günler harcanan paraya kıyarken içilen sigaranın kalitesinin düşmesi gereği gerçeği ortaya yavaş yavaş çıktı her ne bölümde okunursa okunsun ister istemez matemetiğin topla çıkar işlemlerinde uzmanlaşıyordu insan hayallerde umutla beklenen bir kaç kız tavlama tekniğini ortaya koymak için hayli erkendi zira başlanan okulda kızlar tek tek gözden geçiriliyor ve kalbe ulaşmadan aklın bir köşesine bu olur,yok bundan iş çıkmaz amk huurya benziyor verir mi lan bu? bu da fena değilmiş en azından kase sağlam fikirleri beliriyordu olayın gerçekleşeceği ortam üniversite olduğu için beklentiler ve hayaller hayli yüksekti önce örnekler incelendi birbirlerinin elini tutanlar gözden geçirildi vay amk bu kız bunla nasıl çıkıyor ohooo bu kız buna veriyorsa ben hayli hayli bulurum mantığı sevindiriciydi zaman geldi gün geçti bir türlü planlananlar gerçekleşmiyordu mal gibi gidip mal gibi gelirken tanışmalardan öte bir ilerleme olmuyordu **ev ahalisi ile yemek bulaşık muhabbetleri zaman geçsin diye oynanan bataklar birbirlerinin ev haline isyan farklı kişiliklerle aynı evde gül gibi olmasada geçinip gidiyorduk derslerin özenle dinlenilmesi notların gibe gibe alınması okulun bi zahmet aksatılmaması gerekiyordu akşam eve gelince tek taktan durum zamanın geçmiyor oluşuydu ne soğuktan dışarı çıkabilecek züt oluyordu ne de bir yere gitsen harcayacak para ev mahkumlarımızla o kanal kalsın bu kanal kalsın kavgaları sürerken allah razı olsun erkek olmanın tek faydası futbolun ortak tutku olması sayesinde konuşabiliyorduk kızlar hakkında tek konuşabildiğimiz *o benim *ŞUNA asılmayın *hangisi lan o?? *olm o kaşar lan *benim memlekette var biladerden öte değildi dersler ilk senenin gazı ile iyi gidiyor ama hedef seçilen hiç bir hatundan ışık alınamıyordu zamanın ilerleyişi kaçınılmaz panpalıkları beraberinde getirmeye başladı nerde tipin olmayan bir kız varsa o seni bulur panpan olurdu zaten aksi durumda ister istemez yavşar panpanı da kaybederdin memleketten arayan arkadaşlara herşeyin süper ötesi olduğu yalanını dil döndüğünce aktarırken bi kaç tane hatun yaptım süslemesine memleketliler vaaay yakışır kardeşime diye gazlıyordu arasıra amca eş dost ikramiye niteliğinde sürpriz paralar yatırıyor bende bu paraları midem ile tekel arasında bir aracı olarak kullanıyordum **yalnızlık, çevreye imrenerek bakma iyice okuldan soğutmaya başlıyor bulunduğum ilden nefret etme ile beraber ben memleketimi özlüyordum lan bu durumum gözle gözlenir şekilde olunca isyanımı diğer arkadaşlarla paylaşmaya başlıyor onların benden beter olduğunu görüyordum vay amk yalnız değildik lan aslında sonra birbirimize olan temennilerimiz ulan şu bi kız ayarlasada beni de arkadaşları ile tanıştırsa girsek şu amk ortdıbına dualarına dönüştü kendimden umudu kesmiştim ki sınavlar başladı okunacak notların çalışılacak sayfaların benim kontrolümden çıkmış olmasını toparlamak için sağ el e daha dikkatli ve özenli davranarak karı kız olaylarını bırakıp derslerle özleştirerek her sınavdan çıktıktan sonra iyi geçti deme başarısına eriştim bu iyi geçmiş oluş çevrede de duyulunca potansiyel bir eğitmen olarak gözüktüm artık bu kız benim suratıma bile bakmaz lan dediğim kızlarla iletişime onların aracılığı ile geçebiliyordum basit soruları çalışma tekniğim hakkında edinmek istedikleri bilgilere şahsi bilgilerimin sorulması ile muhabbetler koyulaşmaya başlamıştı koyudan kasıt hadi sevişelim olmasa bile takılabiliyordum artık onlarla her ne kadar takılmalar da dışarda topluca okey oynamalar bi kaç yemek daveti ile olsada ben hala sevgilisiz birisi idim kuraklık bolluğa dönüşmüş ama mahsüller henüz toplanamamıştı çevre ile fazlaca takılmak hoşuma gidiyor olsada mali tablomda dengesizliklere yol açıyordu bu durum beni ek işlerde çalışmaya zorladı hafta sonraları düğün olan otellere gündelikçi garson ve benzeri şartlarda çalışıyor ama hala paraya para diyordum **ben garipleşiyor iş çıkışı almam gereken duşları zütüm donuyor bahanesi ile erteliyor kafanın kaşınmasından ve yanında durduklarıma kötü koku verme endişesi ile duşa giriyor ama hala beni bir hamam ın paklayacağını düşünüyordum hamam lükse kaçtığı için hele bir memlekete döneyimlere sözüm oluyordu başka öğrencilerin evlerini pek görmediğim için benim kaldığım evin bir han olduğunu düşünmekle beraber bulaşık sırası kavgasının sonuçlanmamış olması ihtiyaç listesine acilen banyo klozet temizleyicilerin eklenmesi gerekiyordu tırnaklarımın sürekli temiz kalmasını hergün yıkadığım çoraplara borçlu olduğum günlerde yeni kıyafet almayalı uzun zaman oldu hüznü ile alışverişe çıktığım dönemde gözüme ilk çarpan alacağım kazağın şekli otu taku değil etiket yaftası oluyordu içeri girince öğrenci olduğum her halimden belli olduğu için sivil bayan halkına hiç sarkmıyor dişlerimi dudaklarımın arasına saklıyordum zira yerli halkın gerek kiracılar gerek içip bağırmalar duvar boyamalar ota taka zarar vermeler haricinde tek faydaları şehre bıraktıkları 3 5 kuruştu onların gözünde tüm bunları kabullenmiş bir sığınmacı olarak beğendiğim kazağın fiyatına da buna bu para verilir hesaplamasını kafamda tamamladıktan sonra deneme aşamasında yardım aldığım tezgahtar kıza göz ucu ile bakayım derken soğuk halleri senden anca müşteri olur tripleri neticesi ile vay amk yerli halktan da ümidimi iyice kesmiştim bi taka benzese içimin yanmayacak olmasına yanarak orta hallilerin takıldığı fiyatı ucuz kalitesi yüksek sanılan bir kazak sahibi olmuştum bir an önce giyip havamı atmak istiyor oluşum kendimi bir an karı gibi hissetirsede maykıl çeksın hareketi ile erkek olduğumu onaylayıp ertesi gün okulda giyilmiş olan kazağın bana bakılıyor mu paranoyasına başlamıştım bile hay amk kimse giblemiyordu **ikinci sınav dönemi arefesi aziz dinimizin çalışan ve öğrencilere hediyesi olan tatil ile memlekete yol tutmuş liseden kalma manitalara mesajlar yazmıştım fakat farkına vardığım şey elle tutulur tüm hatunların hem cinsler tarafından zaptedilmiş oluşuydu tatil döneminde çalışıyor ve cebi para tutan panpa ve akrabaların davetlerini tereddütsüz kabul ediyor içkinin tüm kafa güzelleştirmenin akabindeki kötü yanlarını ertesi gün kalktığımda eleştiriyordum dönüş yolunda ebe ve dede aracılığı ile daha da mutlu oluşumun sebebi elbette ki para idi parasız bir gibim yapılamazken para ile de bir gibim yapamıyor oluşum sosyal asosyalliğimi ortaya koyuyordu her ne kadar insanlarla iletişimde gözüküyor olsam da yalnızdım lan ben hiç bi manitanın cep telefonunda aşkım diye kayıtlı değildim henüz ya sapı oluyordu manitaların ya ilişkiye hazır değillerdi ya da karbeyaz atsızdım onlar için yine sınav zamanında bende çok çalışamamış olmama rağmen erkek arkadaşı olan ona olan aşkı ile kafamı gibmekte olan nerdeyse her attığı mesajı bana söyleyen aşkından divane kız arkadaşımın evine davet edildim akşam yemeğinin beleşe geldiği anlamından başka bir anlam taşımayan davetten ibaretti herşey filmlerde gördüğüm en yakın kız arkadaşa aşık olma konusunda oldukça başarısızdım **ilk sene yurtta kalmayacak kadar özgür ve marjinal kızlarla tanışma sırasında dişime göre bir dişi ile karşılaşamamak o evde ders çalışmanın ne kadar sıkıcı olacağının sinyallerini veriyordu lakin ders çalışma esnasında aralarında başlayan mesaj trafiği benim bile konsantrasyonumu bozuyordu patlama aşamasına gelip al şurdan ara konuş hallet deyip derse dönme isteğimi belirtince kıskandı cevabını almak bende acayip gerginlik yarattı kıskanılacak bir durumun olmadığını bir aşığa anlatmak hayli zor olsa gerekti ki kız bunun büyük mücadelesini veriyordu ben onları yalnız bırakıp kızların bulunduğu salona hava alma bahanesi ile çıktığımda utangaç, sessiz bişey desem mi acabalarla suratıma bakan kızlara gülümseyip direk balkona sigara içmeye kaçtım korktum lan yanlış bişey derim de rezil olurum diye ayağımdaki kot'un soğuk nedeni ile hareket ettikçe buz kırılması sesi çıkarıyor olması ile benim oğlan da kristalleşmeden korkum içeri girmeme sebeb oldu kızlar hazırlanmış olsalar gerek muhabbeti eeee den açtılar eee'si bi gibim olmaz dı kızlar bu muhabbetten çünkü sorulacak soruların ana teması nasılsın iyiyim sen nasılsın bende iyiyim o nasıl dan sonra yine başa dönüp eee daha daha nasıl a gidecek gibi bir izlenimi vardı içeri giren sevgilisi ile kavgalı arkadaşım zeynep salon yürüyüşünü tamamladıktan sonra zütünü kanepeye bırakıverdi ben haberdar olduğum duruma üzülürken kızlar bi haber şekilde noooooldu canım? larla best girl friend moduna girdiler bile benim yapabileceğim şeyler sınırda iken onlar ona sarılıp ağlama diyebilirdi daha fazla hödüklüğe gerek yoktu ben gidince daha rahat konuşabilecekleri için müsade istedim aaa olurmu? ları oldurdum ve eve dönüş yolunda ** otobüsü bile fırsat bilip öğrenci kızları gözümle kestim gönlüm doymuyordu ama gözlerin bunda bir suçu yoktu evde ev arkadaşlarının mala bağlamış tv ye kaykılmalarına aldırış etmeden selamı da es geçerek odaya girdim yatma hazırlıkları uzun sürmeden çorabı bile giblemez halde kendimi yatağa attım saati kurma aşamasında farkettiğim mesajda zeynebin kusura bakma mesajına karşılık vermedim eğer verirsem iyi çocuk olacaktım zeynep beni takdir edecekti sapında ki kavgalarında benim her ilgim onu bana yakınlaştıracaktı takdirlerini allah'a bırakıp hiç cevaplamadım sınav döneminini atlatıp başarılı sayılabilecek kazasız bir şekilde ilk seneyi atlatırken bakkal amca'ya veresiye yazdırabiliyor ev sahibi ile makara yapabiliyor apartmanda ki diğer öğrencilerle selamlaşıyor kızlarla sadece dost olabiliyor ama topu çizgiden içeri sokacak vuruşu bir türlü yapamıyordum oysa tek aradığım aşk değildi ki amk sex partner da kabulümdü bazı anlar kiss partner a kadar bile düşmüştüm ama sonuçlar hep başarısızdı benim tanıştığım kızların nedense ya gözleri ya da zütleri oldukça yukarıdaydı üniye araba getirememiş hafta sonları barları periyodik ziyaret edememişmişim elim elişi profu şeklinde seneyi bitirip ilk seneyi altsız şekilde memlekete döndüğümde ana baba tarafından takdire şayan bino arkadaşlarlar tarafından taşşaklara konu olur şekilde karşılandım kışın madden tl ile sıkıntısı olması peder beye iş başvurusunda bulunmam sağolsun esnaf amcaların okuyan öğrenciye destek fonu sayesinde bir masaya oturtup gelen telefonlara bakıp içeri girenlere beyaz eşya satışlarında onu getir bunu zütür işleri yaptım koçum onu getir koçum bunu getir komutlarını çobanımdan alıyor yerine getiriyordum ** maaş alma mutluluğunu yaşadıktan sonra işten sıkılmaya başladım herkes gibi çok taktan ve hareketsiz bir işti ama para veriyorlardı amk iş çıkışı bir kaç arkadaşla mahalle geyiği yaparken telefon çaldı emret baba dedim misafir var gel bakalım dedi benim kimim var ki amk herneyse eve vardığımda bir amca ile pederbey oturmuş laflıyor haah dedi peder bu da bizim oğlan iyi tamam da amca kim amk hemen açıkladılar velisi bulunduğu kişi benim okuduğum ünide aynı bölümü kazanmış işler nasıl işler benden de bilgi istiyorlar heh dedim amca böle böle böle bizim kaldığımız evde boş yer var isterseniz dedim babam lafa girdi pot kırdığımı belirten kafa göz işareti ile iyi de ben nerden bileyim amk söylemezseniz öğrencinin kız olduğunu aha dedim taku yedik amk bu amca hep bana kızıma asılır mı gözü ile bakacak sonra kızı da kız olsa bari diye dua etmedim de değil adam gittikten sonra peder bey uzun uzun tembihledi olm kızına babası bile güvenmiyor hep endişeli ve hiç kızı göndermek istemiyor ona göre ayağını denk al dedi ayağım denk eyvallah çekip iş güç makara gırgır yaz mevsimini sonlandırırken kız konusunda ufak bir gelişme yaşanarak sosyal paylaşım sitesinin birinden bir arkadaşlık daveti aldım ortak arkadaş sayısının sıfır oluşu bu kim lan dedirtesede kızın avatar resmi oha amk dedirtiyordu acaba üniyi benimle okuyacak olan kız mıydı eğer oysa bir an önce tanışıp okulu bırakıp ona da bıraktırıp evlenmem lazımdı **işin ilginç yanı kız hiç online olmuyor ve ona kimsin deme şansını da bulamıyordum zamanın fendi yazın sıcağını eritti sonbaharla okul yolu tutuldu ben ne zaman gidecekler kayıt yaptıracaklar yurt ayarlayacaklar bunların artimetiği ile uğraşırken dayanamayıp peder beye sorduğumda çoktan kayıt yaptırmışlar kız okula gitmiş bile amk bana emanet edilen kızı tanımıyor oluşum onu gizemini arttırıyor durmadan hayallerimde bir kız canlandırıyordum böyle güzel akıllı komik konuşmayı bilen tüm bunların varlığında ise bana acilen aşık olması gereken... ben ilk hafta okulda evde mahallede heryerde yerleşim ve yayılma içinde iken yavaş yavaş ulan bunlar benle bu kızı tanıştırmadıklarına göre kız kesin çok güzel amk mantığına girmiştim ayrıca kızın babasının beni sevmemiş kızını bana emanet etmekten vazgeçmiş olma fikride hala büyük bir olasılıktı şans o ki 3. gün apartmana yeni taşınmış 1 üst sınıf öğrenci kızların bir tanesi ile ütünüz var mı acaba konuşamasını başlangıç alarak muhabetti ilerlettim sizin şimdi çayınız da yoktur lakırdısı kızların akşam topluca bize misafir olarak gelmesini sağladı biz mi yeniydik onlar mı bilinmez ama bir tanesinin bana yavşak olduğu belliydi dakika bir itibari ile utanarak gülümsemeleri sorularını benim üzerimde yoğunlaştırması beni tanımaya eğilimli davranışı teşekkürleri bana değil gözlerime bakarak yapıyor oluşu tamam olm bu iş dedirtti bana ben kızı çok mu beğenmiştim? yooo hayallerimde ki değildi ama başlangıç olarak kullanılabilir di 2. seneme hızlı giriş yapmanın aksiyonları hiç bitmedi gelen bir telefonla bu kızın numarası, ara konuş bir eksiği var sor emri sör peder mustafason dan geldi tüm gidenler huur mühürlüydü kalanlar canımlı cicimli keşkelerimiz vardı ama hep suçladık gideni dönüşte bekledik af'ta mesajda çünkü hala sevebilirdik biteni sinen'leri için yıkamadık giydiklerimizi yiyemedik beraber yenenleri içemedik şeref'lere şerefsizlersiz bir iftar'dı aşk gönlü doyurmak için oysa aç kalmalıydık ölesiye y_s_kelebek **tamam baba deyip heyecanlı utangaç sürprizlere açık parmak hareketleri ile telefonu çevirip merhaba dedim -kimsin dedi oysa kimsiniz demesi gerekmez miydi ben şöyleydi böyleydi kendimi anlatacam diye uğraşırken telefondan meşgul tonu gelmeye başladı bir daha arayanı gibim amk dedim ve aramadım peder aradı konuştun mu dedi -baba manyak herhalde bu telefonu suratıma kapattı dedim -söylemedin mi kim olduğunu anlatmadın mı durumu dedi -anlatırken suratıma kapattı zaten boşver ne yaparsa yapsın dedim -olmaz olm babası verdi bana numarayı kızın haberi var senin arayacağından yanlış numara aramışsındır dedi hay amk olabilirdi lan tekrar aradım ee aynı ses çıktı amk hatta yine kimsin diyordu -kapatmadan dinlerseniz anlatacam dedim -anlat dedi ben buyrun beklerdim kendimi tanıtıp olayı anlatınca iyi şu yurttayım yarın şu saatte gel dedi hiiiiç buluşalım mı? müsait misin? olur mu olmaz mı yok gel kelimesinden sonra bişey duyamadan telefonunu kapattı zaten annemle telefonda konuştum ondan aldığım bilgilere göre kız normal değilmiş beyler sorunları varmış **annem 1 kere görmüş ortak bir misafirlikte görünen o ki kız manyakmış olm öyle gelin istemem diye de ekledi ben bulduk belayı derken yine de laf olmasın biz görevimizi yapalım amk sonra bi ilgilen dedik zütü kalkmış ilgilenmemiş demesinler diye verdiği saatte istediği yerde olmaya çalışsamda otobüsçü pekekentinin önüne geleni alma sevdasından dolayı 10dk rötar yaptım bir hatuncuk beni bekliyor tam onu süzme ve güzel mi değil mi kararını verme aşamasında iken -10 dk geç kaldın dedi ben olduğumu nerden biliyordu ki? korktum lan kızdan -pardon otobüs dememe kalmadan -bir öncekine binseydin dedi ben bunu kesin döverdim neyse şaka yapıyordur herhalde diye gerçekleri anlatmasını zamana bıraktım isimleşme faslına mütakip -eee dedi -ne eee dedim -niye geldin ne yapıcaz dedi yatırıp giberdim ama soğuk havanın penis üzerinde ki küçültme etkisinden dolayı ona hakettiğini yapamam diye vazgeçtim -şehri gezdin mi dedim -hayır dedi **vay amk artislikler kendini beğenmişlikler ilgisiz konuşmalar sinir bozucu cevaplar vermeler ya sabır çekip buyur gezelim dedim okulu, çevreyi alışveriş merkezlerini otu taku gezerken ben rehber edası ile işte burası şöyle şurası böyle anlatıyordum ama onun gibinde bile değil di öyle mi bile demiyordu insan aaa der amk şaşırır burayı öğrendiğim iyi oldu der yorulduk haliyle o kadar gezdik çay içelim dedi kafeyi göstererek benden önce girdi kendi belirlediği bir masaya oturdu çantasını sandalyesine astı aynı anda gelen garsona -bana bir çay dedi ne içerim sorusu bana onun tarafından değil garson tarafından soruldu bende bir çay söyledim çayları cafe değilde cenaze evinde içiyoruz edası ile bitirdik baktım konuşacak değil -başka bir yer var mı gitmek istediğin öğrenmek istediğin dedim -gerisini ben hallederim dedi artık alıştığım için sinirlenmedim hesabı istedim tam iki çay parasından fazlaca olan banknotu gelen hesabın arasına bıraktım ki ** -ben kendi çayımın parasını öderim ordan bir çay burdan bir çay lütfen dedi vay amk rezilliğe bak garson kesin kız bunu terketmiş oğlan barışmak için yalvarıyor ama sonuç nafile diye düşünmüştür kalktık kibarlığı elden bırakmadım eğer istersen şurda şu var burda bu var diye şehri bildiğimce anlattım tamam görüşürüz dedi bunu dediği yer ayrılma yeri değildi yani en azından ben öyle sanıyordum yurda bırakayım bulabilecek misin dedim bulurum ben dedi gitti bile arkasından inş kaybolursun diye de dua ettikten sonra hayallerim yıkık evin yolunu tuttum yol boyunca düşündükçe aklıma gelen şeyler ise bu kızın beni sosyal paylaşım sitesinden ekleyen kız ile aynı olmayışı umut ettiğimden daha gıcık daha uyuz bir tip oluşuydu güzeldi ama dikenleri gül yapraklarını bile sarmıştı bir erkek metabolizması olarak bu kızdan bana hayır gelmez amk felsefesini edindikten sonra komşuya sarkmaya devam ettim bir süre sarktıkça aktım aktıkça eridim erittim resmen muhabbeti hadi lan ssevgili olalım artık boyutuna getirmek üzereydim ama olmadık ** çünkü bu kız aşırının aşırısının aşırısında kıskançtı beni bi yere zütür şunu al bunu al diye resmen istiyordu amk her kelimesinde ben böyleyim şunu severim diye sürekli kendini göklere çıkarıyordu onun anlattıklarından anladığıma göre benim bulduğum hint kumaşıydı sırf bi kaç kez öpüp arasıra ellemek için buna katlanabilir miyim diye kendi kendime sormaya başladım ritmik olarak kafamı ağrıtmaya başladığı için üzerine fazla düşmemeye iletişimi dersleri bahane ederek azaltmaya başladım bir ay gibi bir zaman sonra diğer ev arkadaşları ile otururken bir mesaj geldi -bana kalacak bir pansiyon lazım yazan bizim uyuz hayret bana işi düşmüştü bana emanet edildiği için az olan kontur miktarımı hiçe sayarak aradım -hayırdır ne oldu dedim -misafirim gelicek var mı bildiğin bir yer dedi hay amk dedim şimdi taku yedik bu kız bir sap bulmuş onunla geçeyi geçirecek bir pansiyon arıyor ya da sevgilisi onu ziyarete gelmiş -var dedim -adres ver dedi -sen nerdesin dedim yerini söyledi tamam geliyorum diyerek kapattım söylediği yere gittim ama bizim ki yoktu piyasada tekrar aradım -neden geldin dedi -nerdesin dedim -karşıda dedi ** dönüp baktığımda bizim kız eline valizi almış bana bakıyor olayı kavramaya çalışırken trafikten dolayı koşarak karşıya geçtim -ne oldu dedim -bişey yok dedi suratı düşmüş çok sinirli amk beni yicek nerdeyse korkuyorum bişey sormaya -bu valiz kimin dedim -benim dedi -hadi gidelim o zaman dedim olayın aptallığını yaşıyor olsa gerek nereye diye sormadan durdurduğum otobüse benimle beraber bindi bizim durağa gelmeden uyukluyordu nerdeyse göz ucumla üzerine baktım ulan tecavüze filan mı uğradı ne oldu diye herşey normal amk geldik dedim otobüs durmadan ayağa kalkıp kapıya yöneldik inince -burası neresi dedi bizim ev dedim -gelmiyeceğimi biliyorsun dedi -pansiyon istemedin mi dedim -hani nerde pansiyon dedi 20 dk beni uğraştırdı o soğukta tek başına almazlar seni pansiyona otele gel başın belaya girer yalvar yakar eve soktum bizimkiler beni eve karı attı sanmıyorlardı çünkü giderken nereye gittiğimi söylemiştim aç mısın dedim yedim dedi odamı açtım arkasındaki anahtarı çıkardım bir tane battaniye aldım kendime bir de eşofman anahtarı ona verdim al dedim içerden kilitlersin iyi geceler deyip salona geçtim eşofmanı giyip yatmaya hazırlanırken benim ev arkadaşları fısıldayarak makara yaptı eve kız atıyon ama benim koynuma yatıyon amk ılığı diye olm öyle değil demenin olayı açıklmaya çalışmanın onların espri ve dalga geçme eğilimini azaltmayacağını bildiğim için komşular ılık sanmasın diye getiriyorum ben sana hastayım olm diyerek makaralarına makara yapıp tv de hafta sonu oynanmış maçların özetlerini izlerken uykuya daldım o bir kere kalkıp elini yüzünü yıkamış olsa gerek su sesinden bunu anladım sabah kalktığımda hala yatıyordu ** ben evi terkedip kızı yalnız bırakmamak için ev erkeği olup çayı yumurtayı ateşledim panpalar ekmek ve diğerlerini ayarladılar kızı kaldırmadım neme lazım amk odasına girmeye çalışıyorum sanar panpalar yediler ikiside yoluna baktı ben evde kızla kaldım benim okula gitmem gerekiyordu muhtemelen onunda gitmesi gerekiyordu mecburen çaldım kapısını kim o sorusuna okul var mı bugün dedim kapıyı açtı var dedi hiç de yeni kalkmışa benzemiyordu gözlerinin altı ne zaman kalktın dedim baya oldu dedi -rahatsız olursun erkelerden diye kaldırmadım kusura bakma çay koyayım dedim -sen erkek değil misin dedi ulan bu kadar ters konuşulmaz ki amk -okulda yerim ben gerek yok dedi -iyi sen bilirsin dedim ben oyalanırken o valizini aldı kapının oraya zütürdü -bunu da mı zütüreceksin okula dedim -evet dedi -burda kalsın okul çıkışı ben getiririm istediğin yere dedim -bugün ayarlarlar herhalde dedi -neyi dedim -yurtta aynı odada kaldığım kızla kavga ettim başka odaya geçmek istiyorum dedim.her istediğinde geçemezsin dedi bende çıktım gider konuşurum bugün dedi -tamam burda kalsın anlaşınca ben getiririm valizini istersen odaya kilitleyelim akşam beraber döner alırız zütürülmez okula dedim bişey demedi **odaya koyup kilitledim anahtarı da buna verip aşşağı indik otobüs beklerken komşu kızı sevgili arefisinde olduğum gülçin geldi yanımdaki dişi nesneyi farketmesi ile benimle bağını anlamaya çalışan göz ifadeleri aynı anda gerçekleşti bizim kavgacı uyuzun olaylardan haberi olmadığı için farketmedi ben çok aç bir şekilde ne tak yiyeceğimi düşünürken gözlerimi kapayıp otobüsün bir an önce gelmesini dua etmeye başladım otobüs geldi ama mesajlarda aynı otobüs içerisinden yazılmaya başladı muhtemelen -kim lan o yanındaki kız gibicem olm seni bana yapılır mı lan bu yazıyordu mesajlarda bunları okumayı kim ister ki?bende istemedim telefon cebimde kaldı sesler kulaklarda tek konuşmamız iyi dersler olarak kızdan ayrılıp gülçinden sıyrılarak kendi dersliğime koptum sınıfta bi kaç kızla geyik yaparken ders başladı gelen mesajlara derse yoğunlaşamam diye bakmadım ama yine yoğunlaşamadım bizim yurtsuzu düşünüyordum yurtta oda bulabilecek mi onu düşünüyordum bu gece de bizde kalır mı onu düşünüyordum ama gıcıkta oluyordum aksi hallerine ders bitti telefondan bi kaç ferman okudum vay efendim aldatılmışmış. hemde göz göre göreymiş utanmazmışım cevaplamadıkça daha da çok sinirleniyormuş gülçin delirmiş hemen savunmaya geçip ** - ne diyon sen dedim -kimdi o kız dedi -bizim memleketten bi kız yurttan atılmış bizde kaldı babası bana emanet etti. sokakta mı bıraksaydım dedim -bana niye haber vermiyorsun dedi -tamam kusura bakma bundan sonra haber vericem ben sıçmaya gidiyorum hadi eyvallah dedim zaten sinirliyim o kadar hatunun arasında hala üni bakiriyim bi de karımcılık oynuyor amk daha ne kadar oldu tanışalı da sana hesap vericem derslerle olayımı tamamlarken benim yurtsuza mesaja attım -nerdesin diye giblenmeme sürem 1 saati geçince eve gittim gülçine bi nevi gibtir çekişim onu beyni yerine vücut hatlarını kullanmaya itmiş olacak ki kapıyı çalıp eve geldiğinde ne oldu soruma -kendimi affettirmeye geldim deyişi kulağıma beni gib gibi duyuldu sinirliyim şimdi git desemde ben seni yatıştırırım dedi yuh tu amk evde başkaları var ulu orta töbe töbe benim aklım valizin sahibinde olduğu için ben seni arayacağım sonra gel lütfen dedim o kız mı burda yoksa dedi açtım kapıyı salona döndüm oturdum arkamdan girdi baktı ki kimse yok bizimkilerin nasılsınlarına cevapları yapıştırıp iyi akşamlarla gitti saat ilerledikçe aklımdan çıkmamaya başlaması onu aramama sebeb oldu -nerdeymişim ben? -evde dedim ** -niye getirmiyorsun hala dedi -anahtar sende dedim -off niye almadın benden o zaman dedi -mesaja cevap vermedin dedim -gel al o zaman hadi dedi -sen nerdeydin bu saate kadar dedim -sanane yaa allah allah dedi iyice yükselen sinirime sakinleştirmek için cevap vermeyerek telefonu kapattım bizim gençlere olm benim odaya nasıl gireriz dedim diğer odaların anahtarını deneme çalışması başarısız oldu mutfak balkonundan oda penceresini açıp aksiyona aç manyak panpanın yardımı ile odadan valizi alıp onun yurduna gittim yurdun önündeyim mesajını çektim bekletilişim sinirimi soğuk hava dişlerimi bozdu mecburen aradım -yurdun önündeyim dedim tamam bile demeden kapattı aşşağı geldi tam anahtarı verecekti ki -nasıl aldın sen bunu dedi valizi göstererek -seni iki kere görmemek için risk alıp pencereden girdim dedim -ben çok meraklıyım sanki seni görmeye al dedi anahtarı verip valizi alarak takası gerçekleştirip gitti ben bunun ciddi sorunları olduğunu anlayıp gülçine dönüş yapmaya karar verdim en azından cinsel açıdan umut vaadediyordu bi kaç gün gülçine kendimi naza çekip ** sonra ufaktan temaslar öpüşmeler vs ilerlemeler yaşandı gün gün el tutmadan başlayıp tatlı şakalaşmalar yanaktan öpmelere sonra dudak bölgesine kaymaya başlarken biz baya baya sevişir olmaya başlamıştık ben aradığım aşkı değilde kızdan anladığımı gülçinde bulmuştum iyiydi lan böyle bazen saçma konuşuyor çok şey istiyor sürekli eleştiriyordu ama yine de sahte bi manitaydı okulu aksatmadan devam ederken zeynebin gelip ben sevgilimden ayrıldım deyişi arkasına ooooooof çok kıskançtı yaa ben herşeyi yaptım ama güvenemedi bana şeklinde ilişki arkası yorumlarını dinlerken ben bu kızı eski sevgilisine hala olduğuna inandığım aşkından ve muhtemel kalp boşluğunu benimle doldurmaya çalışma çabasında olabilir korkusundan dolayı üzme kendini hayırlısı olsun,bak bende olmaz diyordum ama bir kız buldum dedim -kimi buldun sorusuna gülçin cevabını vermek pek içime sinmiyordu buldum birini tanıştırım bir gün deyip an'ı kurtararak kaçmaya çalışırken -ben anlamam benimle içme sözün var dedi -tamam tekel cini çarpsın ki içecez dedim sınavlar yine geldi gülçin le anlaşmamıza göre sınav zamanı görüşmeyecektik çok okunması gereken bir bölümde olduğumuz için o da buna karşı gelmedi bazen bana geldi o ayrı ben ayrı şeylere çalıştık kısa aralarda bi kaç öpüşme ** sonrası sınav monoton şekilde o sınav bitti diğerine çalış o bitti ötekine derken sınavların son zamanlarında zeynep içki muhabbetini tekrar tekrar hatırlatıp sınavların bittiği gece benden söz aldı gülçine bunu arkadaşlarla sınavların bitmesini kutlayacaz olarak aktarırken o zaman memlekete bir gün geç gidersin dedi malum sınavlar sonrası memleket farz gibi bişey di ona da okey verdikten sonra zeyneplere gittim ne alalım ne içelim i votka portakalla sonlandırıp içmeye başladık anlattıkça anlattı vay bana bunu dedi şunu dedi ben şöyle cevap verdim terketti sonra yine geldi ben kafayı buluncaya kadar anlatırken sözü bana verdi gülçini anlattırdı ben de nasıl bi yavşaksam artık sevmiyorum ama beraberiz işte şeklinde bir cevap verince benim muallakliğim onun huurluğu alkolle birleşince filmin öpüşme sahnesi karekterleri olduk geceyi pek bişey yap-a-madan beraber geçirdik ertesi gün yaptığımızın hata olduğu konusunda hem fikirken peder bey aradı ne zaman geleceksin sandığım soru olm kız cüzdanını kaybetmiş babası bana verdi bende senin hesabına yatırdım parayı ona veriver biletini filan alsın dedi niye önceden almamış dedim ne bilim bilette cüzdandaymıştır belki git sen ver işte seni bekliyor kız dedi hay amk yine bela beni bulmuştu hiç mi kız arkadaşı yok amk bunun başkasının hesabına neden yatırmıyorlar ** miktarı da öğrenip parayı çekerek mesaj attım pek mesaj gibleyen bi kız değildi ama bunu gibe gibe gibleyecekti -nerdesin paranı vereyim dedim -yurdun kafesindeyim dedi gittim dışarda olduğumu belirten mesajı attım dışarı çıktı parayı verdim hiç bişey demeden gittim arkamdan ne dedi bilinmez bende biletimi alıp gülçini önce çiğ köfteciye ardından ikişer bira alarak eve zütürüp dudaktan içmece oynadık dudakları öpüşmekten sarhoş oluncaya kadar öperken aklıma bir gece önce zeyneple olanların hiç aklıma gelmeyişi de benim şerefsizliğim olsa gerek gülçinin de gönlünü aldıktan sonra ertesi gün ki otobüsüme binip memlekete gittim otogardan arkadaşların araba ile beni alma istekleri bu isteklerine arabayı yoldan geçen her kıza nazaran sürmeleri sonucu kaza yaptık o kadar cenabetliğin üstüne normaldi bu başıma gelenler yanlama yapan araç yol kenarındaki alafranga metalden yapılma telefon direğine çarptı doğanın yan paça pert benim bacak diz üstünden kegib ve ezik diğerlerinde bi gibim yok olayı duyan peder önce arkadaşları bi güzel fırçaladı annem hasteneyi ayağa kaldırdı duyan duymayan geldi ** yoğun ilgi yaşıyor olduğum için ziyaretçilerin tesellisi oldu doktor babamla konuşurken bi tak yok bundada 2 3 haftaya bişeyi kalmaz dedi derime o kadar ip sokup çıkardılar ağrı kesici yazan kağıdı pedere verdiler haydi eyvallah ben yürüyemiyom doktor geçmiş olsun diyor geçmedi ki amk bu nasıl doktora evi hastaneye annemi hemşireye babamı hasta kabule çevirdik o kadar bekledim bizim cüzdan kaybeden vefasız bir kere gelmedi hay amk işi düşer*se* diye başlayan sonra küfürle devam eden cümleler kurup tak gibi geçen tatili manitalara çok kötü kaza yaptım diye endişendirdikten sonra bişeyim yok diye teselli ederek dalgama baktım okula gitmem gerekiyordu yürüyebiliyordum ama destek gerekiyordu bu olaya peder beyin çözümü kızla bana aynı otobüste yan yana alınan biletlerle oldu yürüyerek gitsem daha iyi demediysem aynştaynın dili zütüme girsin göstermelik merak etmeyin siz dedi kız el sallamalar eşliğinde yola çıktık bacağımı tam olarak uzatamadığım için hayli zor geçen yolculukta birde yanımda hiç konuşmayan gıcıııık uyuuuuz bi kız olunca tam çekilmez oldu muavinden su istiyor bana sende içer misin diye sormuyordu ** hay amk nasıl refakatçıydı bu böyle canım da sıkıldığı için çeneme vurasım vardı yorgunluğu nasıl geçti sınavlar dedim iyi dedi yani senin ki nasıl yok. muhabbet kilit baktım bundan bi tak çıkmaz gülçinin biriken mesajlarına cevap vermeye başladım o yazdı ben yazdım o yazdı ben yazdım otobüs durdu 30 dk ne tak yerseniz yeyin dedi muavin baktım benim refakatçı iniyor yardım eder misin dedim karşı koridorda oturan amcaya edeyim tabi dedi bizimki tamam amca ben hallederim dedi tuttu koltuk altımdan koridora kadar kalkınca bıraktı ben kapıya geldim kendi imkanlarımla indim bu kadar gaddar olmasının sebebini hala çözememiştim hastaydım lan ben abur cubur bişeyler yeyip çay sigara olayını dışarda zütüm donarak tamamladıktan sonra onun nerde olduğunu anlayamamışken otobüse doğru yol aldım binerken muavin yardım etti oturdum saati beklerken bizim ki de geldi otobüs hareketlenince kafası düşüp kalkmaya başladı fazla direnemeden uyudu başı omzuma geldi gitti düştü kalktı kalktı düştü başı ** öyle bir süre idare ettikten sonra bende uyuya kalmışım ineceğimiz yere geldiğimizde beni o uyandırdı beni bekleyen gülçin beraber inişimizden hoşnut olmasada onları tanıştırma zorunluluğu ile gülçinin benim neyim olduğu zorluğunu aynı anda yaşadım gülçin kim bu sorusunu hemen yapıştırdı bahsettiğim kız olduğunu söyledim neden beraber geldiniz sorusunu sorunca konuyu saptırmak için -gülçin kaza yaptım geçmiş olsun diyeceğine sorguya alıyorsun. kızla aramda bişey olsa sana ineceğim saati neden söyleyeyim kızdırma beni dedim böylece olayı kapatım yeni refekatçim ile dolmuş ardı eve vardık panpalara kaza anını detaylı anlatıp geçmiş olsun dileklerini aldıktan sonra gülçinle bir süre sohbet sohbeti kesen öpücük elleşme oynaşma derken gülçin bize yemek yapmak için kendi dairelerine çıktı gelen bir mesaj şaşırtıcıydı bizim ilgisiz refakatçı -ne de olsa bana emanetsin. kız arkadaşının yapamayıp benim yapabileceğim bişey olursa haber ver. tekrar geçmiş olsun. bunu yazmasını birbirimize asılma gerginliğinin bitmiş olması olarak düşünüp -sağol çok yardımcı oldun zaten şeklinde imalı bir mesajla geri cevapladım neden cevaplamadığına fazla takılmayıp gülçinin panpinyoları ve benim panpalardan gelmiş olanlarla beraber yemek yedik 5 6 gün herşey olağan geçerken zeynep eski sevgilisi ile tekrar barıştığını söyledi bu benimle bir daha görüşme anldıbına da geliyor olabilirdi öpüşmemiz konusunu hiç açmadan -aaa ne güzel repliğini binçe ama içten bir şekilde ona sundum zeynebi hallettikten sonra ** rahatlamıştım bunda zeynebin medeni cesareti de çok etkiliydi okulun kafesinde bir arkadaşla otururken benim manyak geldi memleketli kız oturdu yanıma anlatıyor şaşırtıcıydı önceleri hiç selam bile vermeyen kız şimdi yanıma geliyor karşıma geçiyor bana hayata dair fikirlerini anlatıyor ve ben buna anlam veremiyordum aklıma gelen gülçinle beraber olduğumu bildiği için ona bir erkek gözüyle bakmayacağımı düşünüp yalnız kalışını da benimle harcamak olarak değerlendirile bilirdi ama bu yanıma gelip oturmaları yürürken yanımda yürümeleri naber nasılsın iyi akşamlar okula gelecek misin nerdesin soruları artmaya başladı gülçinle olduğum zamanlar attığı mesajlar dolayısı ile sıkıntı duyuyor olsam da gülçin yanımda iken de gelip sıradan arkadaşmış gibi muhabbet edişi gülçinin şüphelenmesini engelliyordu ben böyle yapmasında ki amacı çözmeye meyil etmişken ulan acaba beni kıskandı beni gülçinden ayırıp kendisine mi istiyor diye bile düşünmeye başlamışken ortak arkadaşlarla bir ortamda iken bir çocuğun gayet efendi bir şekilde ** -iki tane kızla çıkması zor olmuyor mu demesi ile bazı şeyler şekillenmeye başladı -iki tane derken anlamadım ne demek istediğini dedim -birisi az önce ayrıldığın öteki de okulda hergün görüştüğün dedi gülçin ve sinsi memleketlim hakkında konuşuyordu ben çocuğun hangisi ile alakadar olduğunu anlamak için açık vermedim -hayır dedim zor değil -ama çok iyisin bir türlü inandıramadım senin gülçinle çıktığını kıza dedi -peki senin konuyla alakan ne arkadaşın dedim -bir aydır teklif ediyorum kabul etmedi dedi -benimle çıktığını sana kendisi mi söyledi dedim -evet çıkmıyor musunuz yoksa dedi -benim onlara karşı duygum yok ama onlar ne hissediyor bilemem. zaten olsa bi tane olurdu dedim böyle iddaalı konuşmam çocuğun pek hoşuna gitmemiş olsada kavga yapacak cinsten bir çocuğa benzemiyordu hiç birşey belli etmeden kızın tekrar bana gelmesini bekledim yine okulun kafesinde otururken kız yanıma gelip oturdu nasılsın iyi misin gülçinle aranız nasıl gibisinden gayet normal ve arkadaşça sorular sordu hiç birisini cevaplamadım çevreme baktığımda o çocuğu göremiyordum ama her an gelebilirdi çünkü tahminlerime göre sadece o çocuk etrafta iken benim yanıma geliyordu -amacın ne dedim -ne amacı dedi -niye burdasın dedim -konuşmak için dedi -önceden niye konuşmuyordun dedim -ne bilim ısınamamıştım galiba dedi -daha ne kadar devam edeceksin dedim ** -neye dedi -yalan söylemeye dedim -ne yalanı yaa dedi -dün gece dayak yedim senin yüzünden dedim -nee anlamadım kimden yedin dedi -benimle çıktığını söylediğin çocuktan dedim -nasıl yaa dedi -sadece dayakta değil gitmiş gülçine de anlatmış herşeyi gülçinle de ayrıldık senin yalanın yüzünden dedim -ayrılmazsınız ben konuşurum gülçinle bilmiyordum böyle olacağını kavga için de çok özür dilerim off gerizekalı yaa bir türlü bırakmadı peşimi dedi -sen niye önce gelip bana söylemiyorsun böyle böyle oldu diye başka çözüm bulurduk ne olacak şimdi dedim -ben gider konuşurum onunla dedi -kimseyle konuşma yalan söyledim dayak yemedim gülçinle ayrılmadım. şimdi git o çocuğa herşeyi anlat dedim -anlamıyor ki onu istemediğimi dedi -bu yalanı söylemek zorunda kaldım de anlar dedim -tamam özür dilerim ben hallederim dedi -çok saçma halletme yöntemlerin var bunu da bil dedim bozuldu hem bana hem kendine kızdı gitti gülçinle buluşmalarımız devam ederken hiç bir haz almamaya başladım çünkü zaten baştan beri hoşlanmamıştım kafama bir kere onu istemiyorum fikri yerleştiği için zamanla bu fikir ondan kurtulmam gerektiği fikrine dönüşmeye başladı çünkü kız bana artık seni seviyorum u farklı şekillerde anlatamamaya başlamış aşkını ifade ederken karşılık vermediğim için üzülmeye başlamıştı ilk başlarda iyiydi hoştu abazan bir ünili için elle tutulur bişeydi ama kıza yaptığım aslında büyük haksızlıktı birden terkedemezdim ben senden hiç hoşlanmadım diyemezdim geçen onca zamanı hiçe saymak onu üzer ve mutlu olmasını istediğim için gelecek ilişkilerinde onu güvensizliğe iterdi onu üzmeden bu ilişkiden kurtulmak için arkadaşlarımdan bile yardım aldım fikirleri uçuktu arkadaşların bazıları olm bi huur çağıralım sonra buna haber verelim seni huuryla aynı yatakta yakalasın olay tamamdır derken bazıları bir gay olduğunu söyle diyerek dalga geçti her ne kadar onlar mal mısın olm ne var işte mis gibi ssevgili en azından istediğin zaman bir kız var elinde yoksa sadece elinle kalırsın desede ben ayrılık için kesin kararlıydım bugünlük bu kadar **düşünüp taşındıktan sonra çekilmez bir sevgili olarak beni yanlış tanımış olduğunu düşünmesine sebeb olacak şeyler yapmaya başladım kıyafetten başlayıp bunu giyme bu ne her tarafın meydanda gibi eleştirilerime kızıyor olsada giymek için ısrar etmiyordu o yanımda iken başkaları ile mesajlaşıp o kim sorusuna abartıyorsun ama istersen telefonu sana vereyimde şüphe kalmasın aklında gibi ters çıkışlar yapıp kimle mesajlaştığımı söylemiyor onu şüphelendiriyordum oysa mesajlaştığım kişiler parmağımı yorduğuma değmeyecek kişilerdi bunu da sineye çekip özür dilerim özgürlüğüne engel oluyorum a bağladı örgürlükten laf açılınca bana gösterdiği saygıyı ben ona göstermeyerek sürekli nerdesin kim var yanında oraya gitme niye bana haber vermiyorsun baskısını da yaptım ama her gittiği yerin mesajını atmaya başlayınca bu da işe yaramadı ondan kurtulma çabalarımın karşılıksız kalışı sırasında farkettim ki ben gülçini yanlış tanımışım kız iyiymiş de ben anlayamamışım her dediğimi yapmaya başlayınca türk kızlarının hanzoları da sevebiliyor oluşunu yadırgamamaya başladım soğuk davranmaya çalıştığım zamanların birinde eve geldi odama geçtik ben istemedikçe o dokundu o dokundukça ben naz yaptım ama böyle çok zevkli olduğu için kendimden yavaş yavaş geçmeye başladım öptüm elledim derken daha önce hiç istemediğim bişeyi istedim ** -seni istiyorum dedim bunu duyunca gitmem lazım diyerek evden çıktı yarım saat sonra mesaj geldi -bunu yapamam affet dedi tamam amk bakire bu ondan diyor diye düşünüp -sorun değil kusura bakma tutamadım kendimi dedim pek mesajlaşmadan geceyi bitirdik aslında hoşuma gitmişti bakire oluşu ama ertesi günlerde eski erkek arkadaşından laf açmaya başladı normalde hiç konuşmayı sevmezdi onun hakkından 3 4 güne yayarak nasıl aldatıldığını ne yeminlerle ona güvendiğini anlattı üzüldüm tabi bende onu üzmek istemiyordum çünkü onu teselli ederken -amacının ne olduğunu anlayamamışım dedikten sonra ağlamaya başlaması lan ne oluyor dedirtti -amacı neymiş dedim söylemedi uzun zorlamalar sürekli sormalar anlat artık şunularla anladım ki gülçin eski erkek arkadaşı ile yatmış hemde defalarca o gece benimle yatmak istemeyişinin sebebi de benim onun bakire olmadığını anlayıp vereceğim tepkiden korkusuymuş öyle ya son zamanlarda hayli ayılaşmıştım ona karşı ** fake çıkışlar yaptım vay sen bana bunu neden önceden söylemezsin vay senin namuslu olduğuna güvenmiştim sana inanmıştım neden eski defterleri açmadığın şimdi anladım başka neler var bilmem gereken gibi onu aşşağılayıcı ve durumdan oldukça hoşnutsuz oluşumu oldukça iyi bir rolle oynadım oysa bananeydi ben kızı sevmiyordum ve onunla bir gelecek hiç düşünmemiştim yani karım olmayacak kişinin bekareti benim için bir avantaj bile sayılırdı cinsel yönden tüm bu konuşmaların üzerine vicdanım sızlıyor olarak olsa da -zaman kaybetmeyelim gülçin birbirimizle diyerek ondan ayrıldım o ayrılamayışını bunun ona acı verdiğini üzüldüğünü geçmişine isyan ettiğini keşke o hatayı yapmamış olmayı dilediğini -lütfen en azından arkadaş kalalım yalvarışı ile açığa çıkardı ben her ne kadar -bak gülçin ilerde başka birisi ile çıkarım daha çok üzülürsün diye olmaz desemde onun -senin mutluluğunu her zaman isterim arabeski üzerine kabul ettim artık zeynep eski erkek arkadaşında gülçin arkadaşım olarak ve yalancı ile olan ilişkilerim tamamen bitmiş ilk üniversite senem gibi sap kalmıştım bu zamada erkek arkadaşlarla takılıp derslere çalışıp zamanı geçiriyordum ama yeni bir kıza asılmaktan korkuyordum zira gülçinin hala üzülmesinden korkuyordum ** fake çıkışlar yaptım vay sen bana bunu neden önceden söylemezsin vay senin namuslu olduğuna güvenmiştim sana inanmıştım neden eski defterleri açmadığın şimdi anladım başka neler var bilmem gereken gibi onu aşşağılayıcı ve durumdan oldukça hoşnutsuz oluşumu oldukça iyi bir rolle oynadım oysa bananeydi ben kızı sevmiyordum ve onunla bir gelecek hiç düşünmemiştim yani karım olmayacak kişinin bekareti benim için bir avantaj bile sayılırdı cinsel yönden tüm bu konuşmaların üzerine vicdanım sızlıyor olarak olsa da -zaman kaybetmeyelim gülçin birbirimizle diyerek ondan ayrıldım o ayrılamayışını bunun ona acı verdiğini üzüldüğünü geçmişine isyan ettiğini keşke o hatayı yapmamış olmayı dilediğini -lütfen en azından arkadaş kalalım yalvarışı ile açığa çıkardı ben her ne kadar -bak gülçin ilerde başka birisi ile çıkarım daha çok üzülürsün diye olmaz desemde onun -senin mutluluğunu her zaman isterim arabeski üzerine kabul ettim artık zeynep eski erkek arkadaşında gülçin arkadaşım olarak ve yalancı ile olan ilişkilerim tamamen bitmiş ilk üniversite senem gibi sap kalmıştım bu zamada erkek arkadaşlarla takılıp derslere çalışıp zamanı geçiriyordum ama yeni bir kıza asılmıyordum zira gülçinin hala üzülmesinden korkuyordum ** yine okulu kayıpsız bitirip yaz ayına geçtim çalışmama isteğindeydim ama evde iken zamanın da geçmiyor oluşu memlekette yapılabilecek şeylerin sınırlı oluşu ve paranın kışları hayatın süper geçmesine engel oluşu yüzünden çalışmaya başladım beni kendi memleketlerine tatil amaçlı çağıran arkadaşları maalesef kırmak zorunda kalıyordum yeni yılı beklerken üzücü bir trafik kazası ile bizim yalancının babası vefat etti çalıştığı devlet kurumundan ailesine bağlanan maaş onun okul masraflarına yetse bile aile için yetersizdi zira abisi evlilik hazırlığı yapıyordu o da çalışıyordu ama 800tl ye vefat sonrası yalancıyı affettim kelimesini kullanmadan teselli etmeye bende başladım annesini yine bir devlet kurumunda hademe olarak işe aldılar bu onları maddi yönde toparlamak için yeterli gözüksede yine de zorlaşmış bir hayatları vardı babam beni karşısına alıp olm bu kız bize emanet sayılır dedi aslında amcası dayısı var elbet bakarlar onlara ama sonuçta aynı okulda okuyorsunuz göz kulak olman lazım bende aylık 100 liranı buna vericem ona göre dedi buna gerekçe olarak da sen harcarken onun parasının olmayışı senin vicdanını sızlatmaz mı oldu babam kararlı olduğu için bişey demedim okula gittik babam parayı anneme annem onun annesine onun annesi de ona olarak verirken ufak bir yalanla tüm bunları yoluna koydu peder -rahmetliye borcum vardı ** 3. sene okula gittiğimde herşey daha farklıydı ilk sene eve çıkışımı sağlayan kuzenin okulu bitmişti az kişi kaldığımız için kira ve elektrik masrafları yüzünden yeni kişiler bulmamız lazımdı zor olmadı eve aldıklarımızın tek yapmaları gereken şey ailelerini kandırmaktı ama zaten para istemek için ailesini sürekli kandıran öğrenciler için pek te zor bişey sayılmazdı yeni çevreler ediniyor entel dantellerin kendileri adına değil de bilim adamları veya ünlü düşünürler adına konuştuklarını görüyor çoğu zaman ne diyor lan bu amk oğlu diyor sıkılıyordum real olamayışları hayatı doğaçlama yaşamak yerine kimlik kayıplarında kişilik arayanlarla dolu ortamın içine düşmüştüm ev arkadaşıydı ve onu getirme bunu getirme diyemiyordum bir tatsızlık olması tüm bulaşık ev işleri alışveriş gibi konularda gerginliğe sebeb olabiliyordu bizim yetim yalancıyı teselli ve gerçek hayata dönüşüne yardımcı olacak konuşmalarım onu başka şeyler düşünmeye sevk edecek şeyler teklif edişim hiç bitmedi ben konu değişsin diye gülçinden ayrılışımı anlattığım sırada üzülüyor numarası yapıp gidenle gidilmez ölenle ölünmez felsefesini kelimelere dökerken şok edici bir sır öğrendim yalancıdan -gülçin senden ayrıldıktan 2 hafta sonra başkası ile çıkmaya başladı dedi -hala yalan söylüyorsun dedim -iyi ona bu kadar güveniyorsan kendisine sor dedi -nasıl başkası ile çıkar aynı apartta oturuyoruz haberim olurdu dedim -aman banane neye inanırsan inan dedi hafiften sinirlensem de pek üzülmedim bir yalan olma ihtimailine karşılık ve gülçinin yalan olması durumunda ben seni çok seviyorum sana yapar mıyım öyle şeyden bağlayarak tekrar benimle olma isteği ihtimalinden dolayı gülçine gidip hiç böyle bişey var mı diye sormadım -kendisi mi söyledi sana dedim -evet dedi -neden söylesin ki sana dedim -benim sana söyleyeceğimi biliyordu çünkü amacı senin kıskandırmaktı sanırım dedi -sen neden söyleyip kıskandırmadın madem dedin -sevmediğini biliyordum. kudursun diye söylemedim dedi -amacı beni kıskandırmak olsa başka şekilde gösterirdi çıktığını..ama sen neden şimdi söylüyorsun bunu dedim -şimdi söylüyorum çünkü hala çıkıyorlar ise demek ki sevmeye başlamıştır ve senin onların arasına girmeni istemiyorum dedi -sen kimden yanasın anlayamadım valla dedim -kimseden yana değilim medeni bir şekilde ayrıldınız gerek yok çocuk oyunlarına. senin onu sevdiğini bilsem elimden geleni yapardım zaten dedi sen neden kimse ile çıkmıyorsun diye soracak oldum ama babasının vefatının ardına bunu sormak yanlış olur diye vazgeçtim **2 3 hafta onunla konuşmalarımız devam etti kız arkadaşları ile buluşuyor ben ordayım burdayım diyor bazen beni de çağırıyor oturuyor konuşuyorduk aksilikleri hiç bitmiyordu tüm bunları birden kesmemize neden olan şey ise onun hiç huyu olmadığı halde mesaj yazmaya ve gelen mesajlara cevap vermeye başlaması ile oldu yanımda otururken bazen gülümseyerek bazen utanarak bazen şaşırarak telefonuna gelen mesajları cevaplıyordu anlaşılan oydu ki artık onun da bir sevgilisi vardı artık eskisi gibi nerdesin ne yapıyorsun yerine benim işim var haberin olsun demeye başlayınca yeni bir sevgilisi olduğu gerçeği gün yüzüne çıktı zamanla hayırdır dediğim zaman saklamadan bi çocuk var diyerek anlatmaya başladı bile hal böyle olunca onun hayatından çıkmanın yada daha az bağ kurmanın daha doğru olacağını düşünüp sadece o yazınca yazmaya başladım artık herşey taktandı eve kapanıyor **ev arkadaşlarından hiç haz almadığım muhabbetlerini lise seviyesinde bulduğum için odaya giriyor kafam alıncaya kadar ders çalışıyor tıkandığım noktada ofluyor pofluyor ama yapacak bişey bulamıyordum battaniyenin altından çıkmak beyoğlunda çıplak yürüme anldıbına gelecek kadar kötüleşti durumum saç sakal modadan değil üşengeçlikten kendinden geçti tilkinin elinden kurtulmuş tavuğa döndüm resmen yemek yapmaktan bile üşenir olup hazır çorbayı kaynatmaya tenezzül etmiyordum tamam artık toparlanmam lazım dediğim anlarda bile toparlansam ne yapacam ders okul otobüs ev uyku bundan ibaretti herşey kızlarla konuşma çabalarım kendimi sıkıcı hissetmem sebebi ile sonlanıyor ulan eskiden ne konuşuyordum ben bu kızlarla diye benim ben olduğumdan şüpheleniyordum mesaj geldi -evde misin diye -evet dedim -tamam dedi ** niye sormuştu ki halbuki 2 hafta geçmişti kapı çaldı ev arkadaşı açtı zira ben geleceğini hiç düşünmemiştim gelen bizim yeni sevgilisi olan yalancıydı iyi ki doğdunla beraber odama girdi doğru lan benim doğum günümdü -nerden biliyorssun doğum günüm olduğunu dedim poşeti çıkardı bir hediye verdi bunu ablan gönderdi dedi sonra kendi hediyesini verdi bir kitap -okursun vaktin olunca dedi teşekkür ettim eee ne yapıyorsundan açılan muhabbet dersler konusuna girdi zaten bunalıyordum ve farklı bişeylerden bahsetmesi için dua ediyordum -ne zaman gideceksin dedi -nereye dedim -bayramda memlekete gitmeyecek misin dedi -haa bilmiyorum ki gidecem ama bilet almadım daha dedim -tamam beraber gideriz dedi aslında gitmek istemiyordum onunla ne de olsa erkek arkadaşı vardı ve yanlış anlaşılma olabilir di ama dur bi dakika lan hiç mesajlaşmadı o gece yoksa ayrılmışmıydı sormadım **işin açığı sanane demesinden korkuyordum iki gün sonra sana da alıyorum yer kalmayacak bilet parasını verirsin okulda deyince -al dedim okulda lafı unutulmuş -işin yoksa gel bizim okuldan çocuklar kafede çalacak bu gece hem biletini veririm dedi aslında gitmezdim ama bilet parasını verirsin lafından yola çıkarak ulan belki parası bitmiştir o gece eğlenmek istiyordur ama parası olmadığı için beni çağırıp bilet parasını istiyordur diye gittim -selam nabeeer tarzındaki entel geyiklerini merhaba ile karşılayıp bi kaç arkadaşı ile tanıştım bu çevre onun çevresiydi genelde yanında gördüğüm iki kız ile o kızlara yavşayan veya çoktan yavşama evresini başarı ile sonuçlandırmış erkekler vardı nedense ortamdan sıkıldım gitarcı çalıyor millet eşlik ediyor tam bende içimden kafa sallayarak mırıldanayım diyorum pat soru geliyor -siz hangi bölümde okuyorsunuz beni çok gerici olan bu tanışma ve ortamda tanımadığım kişilerin benden konuşuyor olmalarından duyduğum rahatsızlık yüzünden çok kısa cevaplarımı gülümseyerek süsleyip bende aynısını ona mı sorsam lan diye düşünüp kalıyordum ya ben çok öküzdüm yada racondan bi haberdim bana sordukları sorunun aynısı kendilerine sorulmuş gibi -bende şu bölümde okuyorum diyorlardı bana öylee mi demek düşünce sorman gerekiyormuş mal kelebek diye kendime kızıyordum bi kaç soru arkasına ** ortamın çenesi düşük olduğunu tahmin ettiğim kızı tarafından -zaten senin hakkında oldukça çok şey anlattı demesi ile bu cümlenin öznesinin bizim yetim memleketlim olduğunu anlamam buna bir tepki olarak yüzümün kızarması arada kalan bizim kızın suratının çenesi düşük olana dönmesi ve bir an sessizliğin yaşanması aynı anda gerçekleşti sonra bana dönüp bu kim diye sordular açıkladım kusura bakma dedi kulağıma yaklaşıp -ne açıkladın dedim -aman neyse boşver isteğin var mı? -ne isteği dedim sahneyi gösterdi -yok çalsınlar iyi bildiklerini işte karışmayayım ben dedim tam ortama alışmaya başlamıştım ki ayağa kalkan kişilerin dans etmeye başlayışı benim ve onun hızla oturan kişiler listesinde kalması nihayet masada yalnız kalışımızla ne yapacağını şaşırmış olan ben -bilete ne kadar verdin deme hödüklüğünü yaşattım kıza -bırak bileti hadi dans edelim dedi -şarkı bitecek boşver dedim o ayağa kalktı hadi dedi velhasıl dans etmeye başladığımızda niye herkes bize bakıyordu lan ordan bakınca çok mu sevgili gözüküyorduk kendini sanatçı sanan ama sesini de takdir ettiğim bin bir dans parçası daha çalarak benim 3 4 dakika mal mal dans edişime vesile oldu onun umrumda değildi dünya benimle dans ederken yanındaki arkadaşları ile konuşuyor şarkıyı mırıldanıyordu korkuluk muamelesi görüyor olsamda o mekanda olmamasına dua ettiğim kişiler kara listesinde 1 numara gülçin 2 numara bizim kızı bu kim lan diye sorgulayacak herhangi bir erkekti bugünlük bu kadar ** şarkı bitti biz oturduk geyik devam etti sigara içme bahanesi ile dışarı çıkanlar oldu biz yürüyüp gelicez diyenler oldu ama aslında olan yalnız kalışımızdı -gülçin ne yapıyor dedi -bilmiyorum görüşmüyoruz dedim -hayret dedi imaya bak sen -niye şaşırıyorsun dedim -komşun ya ondan şaşırdım dedi -banane ne yaparsa yapsın dedim -pek bi sinirli gibisin ona karşı dedi -onu mu konuşcaz dedim -ne konuşalım. futbol mu dedi -senin çayında alkol mü var dedim -yoo dedi -bu ayık halin yani? dedim -ne alakası var yanlış bişey mi söyledim dedi -yok yanlış bişey söylemedin. hakem bizi yaktı bu hafta o penaltıyı verseydi iyi olacaktı. hakan şükür ün iki metre ofsaytını görmüyor dedim -ofsayt ne yaa?? dedi -gülçin diyorum bitti diyorum şükür diyorum dedim -iyi tamam umrumda değil dedi -o öyle olmaz işte benim yaptığım gibi hiç sormayacaksın dedim -neyi sormayacaksın dedi -tamam neyse boşver.ben gideyim otobüs bulamam dedim -iyi tamam dedi ** kafe çıkışına kadar eşlik etti bana -bilet dedim -yurtta kaldı veririm dedi -tamam parasını vereyim dedim -bileti alınca verirsin iyi geceler dedi yolcu olan ben iken o yurda doğru yürüdü ben uğurlayan oldum ama iyi geceler bile diyemeden bir daha görüşüm onun yurduna gidişim valizine yardım etmeye çalışmam -bırak ben taşırım tepkisi ile karşılaşmam -bugün de çok kibarsın deyişim onun suratıma dikkatle baktıktan sonra -bir an başkası ile konuştum sandım demesi ne diyor lan bu bana laf mı soktu şimdi düşüncesi yok amk bu ayarsızla uğraşılmaz en iyisi susayım mantığı ve memlekete doğru olan yolculuğumuz ile oldu hiç konuşmaz sanmıştım ama birden babasını özlediğini memlekete dönmenin onu daha çok hatırlatacağını üzüldüğünü anlattı durdu ağladı lan bende onu teselli etmeye devam ettim nihayet eve geldim bi kaç arkadaşla takılırım kendime gelirim planlarımın hepsi yatmıştı çünkü aradığım kişiler yoktu yani hiç bişey eskisi gibi değildi arefe gecesi okuldan alışık olduğum için uyuyamıyordum tv ye bakarken **dini kanalların birisinde muhteşem sesli bir zaat arapça bişeyler okuyordu nedendir bilmem bir türlü değiştiremedim kanalı halbuki sıkıntıdan zap yaparken gelmiştim taa o kanala biraz dinleyince kendimden utandım çünkü ben çocukken yazları camiye gönderilmiş sureleri ezberlemiş birisiydim ama şimdi hiç birini tam olarak hatırlayamıyordum kılacağım bayram namazında bile okunacak sureleri hatırlamayınca tamamen boş bir insan olduğumu anlayıp Allaha dua etmeye başladım sevdiklerimin mutlu olmasından girip onlara sağlık sıhhat diledikten sonra o güne kadar hiç sevememiş birisi olan ben adına da kocaman bir dua yaptım -allahım benim karşıma sevileceğim beni anlayacak beni dinleyecek yalanından korkmayacağım güveninde yanılmayacağım çocuklarımın anası olacak evleneceğim kadını çıkar diye dua edip aklıma gelen sureleri de okuduktan sonra yattım kalktığımızda bayram günüydü babamla bayram namazına gittik dönüşte dedemle ananemi ziyarete ailecek gittiğimizde bir mesaj geldi süslü bir bayram mesajına ilaveten iyi bayramlar yazıyordu bu numara kayıtlı olmadığı için önceleri pek sallamasam da ulan belki tanıdıktır ayıp olmasın diye -numaranız kayıtlı olmadığı için kim olduğunuzu bilmiyorum ama size de iyi bayramlar dedim -biliyorum yanlış numaraya göndermişim zaten kusura bakma tekrar iyi bayramlar yazdı nasıl bir boşluktaysam artık -önemli değil bayramlaşmak için birbirimizi tanımamıza gerek yok. kurban bayramında yine beklerim mesajınızı dedim -tamam dedi gülücük koydu yanlış numara olarak kaydedeyim o zaman dedi ben yazdım o yazdı o yazdı ben yazdım mesajlaştık da mesajlaştık ** mesajlaşma ilerledikçe ben birisinin benimle dalga geçiyor olduğu fikrine kapılmaya başladım çünkü çok kibar mesajlar atıyordu ismimi sordu cevaplamadım neden ismini söylemiyorsun dedi iyice şüphelenip -bak arkadaşım amacın kız ayarlamaksa ben kız değilim ama çevrem geniştir sana bir kız ayarlarım tamam yeter yaptığın şaka dedim -ben niye kız isteyeyim ki senden ben zaten kızım dedi o beni kız ben onu erkek sanıyordum halbuki o kız olduğunu da söyleyince makaraya yapıldığına emin oldum o yüzden kendimi çok ağır satıp ona mesajlar atmamaya başladım mezarlığa gittik bizim kisi babasının mezarındaydı onunla konuştuk biraz yasinlerini dinledik bu arada bana 5 tane daha mesaj gelmiş -ben sana niye şaka yapayım yaa -valla yanlışlıkla attım -inanmazsan inanma sen bilirsin -ama çok kötü hissettim -iyi tamam cevaplama bunları okudum -neredesin şimdi dedim benim okuduğum okulun ilini söyledi kesin okuldan arkadaşlar benimle makara yapıyordu ama kim -ben de ordayım dedim -şaşkın ifade ile inanmıyorum dedi -bende inanmıyorum dedim -peki hangi cadde dedim benim kaldığım evin caddesini söyledi muhakkak dalgaya alınıyordum ağır ağır sorgulamaya devam ettim her sorusuna ters cevap verdim ismimi hiç söylemedim ** o bana yazdı ben ona yazdım ben ona yazdım o bana yazdı hiç durmadan mesajlaşmaya başladık o kendinin kız olduğuna inandırmaya çalıştı hep sonra bana kızıp mesaj atmadı iki gün çünkü ben hep onun benimle dalga geçen bir arkadaş olarak gördüm sonra sınavlara çalışmam gereği gerçeği ile okula döndüm iki gün sonra -ancak bu kadar dayanabildim diye bir mesaj attı bu aynı zamanda benim onun olduğu şehre gittiğim gün olduğu için tam inandım makara yapıldığına ismimi sordu yine -madem aynı şehirdeyiz ismimi öğrenmek istiyorsun.şu mağazanın karşısında oturuyorum.7 numarada da büyük harflerle ismim yazıyor gel öğren dedim -tamam 10 dk sonra ordayım mesaj atarım sana dedi evde hiç bir ev arkadaşım yoktu girip ben pencereden bakarken enseme tokadı patlatıp şaka yapppptııııııık demelerine engel olmak için kapıyı kilitledim anahtarı cebime koyup pencereye geçtim yoldan gelen geçenleri izliyorum 10 dk sonra birisi apartmana yaklaştı apartman girişine yöneldi bi kaç dakika sonra -KELEBEK yazdı büyük harflerle ben aşşağı sarkıp kim bu diye bakarken pencereden de iyice sarktım görebilmek için sonra yukarı bakınca onunla göz göze geldik ama benim ki göz değildi onun turkuaz gözlerinin yanında saçlarını renklendiremedim bu gerçek mi olm diye düşündüğüm en fazla 5 saniye dayanabildim gülümseme ile utanma arası bakarken bir den içeri kaçma zorunluluğu hissettim **o da bana gülümsemişti sobeee dercesine kendimi içeri zor attım ağzım açık zihnim donuk elim titrek vücudum hareketsiz kaldı elimdeki telefonu taşımaya yetmedi gücüm kilimin üzerine düştü aklıma ettiğim dua geldi o muydu ki yaradan dan beklediğim 30 dk boyunca onun ısrarla attığı mesajlara cevap veremedim kendime geldiğimde lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım yıkadım ama benim kalbim o kadar temiz miydi amk bu nasıl bir işti arkadaşlar organize şaka mı yapıyordu amk bana kıza çok güzelsin sana aşık oldum demek isterdim ama denmezdi kendimi toparlamaya çalışsam da mesaj olarak yazılacak bişey bile bulamıyordum o bana bir hayli fazla mesaj atmıştı genel içerik olarak inandın mı kız olduğuma yazıyordu -bu kadar tesadüf oluşu sana da garip gelmiyor mu dedim -ne gibi dedi -bana yanlışlıkla mesaj atıyorsun.ben cevaplıyorum sen cevaplıyorsun konuşuyoruz görüyoruz ki aynı şehirde aynı caddedeyiz o kadar il varken o kadar telefon numarası varken garip yani dedim -bende çok şaşırdım dedi -zaten kız olarak erkeğe mesaj atma olasılığın yüzde elli türkiyede tüm telefon kullananlarda bir ihtimal de beni bulman dedim -kötü mü yapmışım dedi -onu zaman gösterir dedim -ne zaman dedi cevaplamadım ** onun bana olan yakın ilgisi sorgulama yoluna gitmeme neden oldu yine hadi ben ona aşık olmuştum da o bana neden ilgisini hemen belli ediyordu hadi ben dua etmiştim o da mı etmişti telefon numarasının kime ait olduğunu sorgulamakla başladım bir erkeğe aitti numara ama ismi hiç bilmiyordum okulda duymamıştım arkadaşlarımdan birisi değildi ben kendime gelmiştim ama kendim bana gelmemişti olabilir miydi lan böyle bişey -iyi ki düşmedin pencereden dedi -sende iyi ki uzun kalmadın balkonun altında yoksa gerçekten düşecektim dedim -o kadar merak mı ettin beni dedi bu aslında cevabı bilindik ama cevaplaması zor soru karşısında -merak ettirdiğine inanıyor musun diyerek soruyu ona pasladım -ben saklamayacağım merak etmesem gelmezdim dedi -bende yenildim galiba dedim -yenilmen iyi oldu yoksa bir de seni görmek için yalvartacaktın beni dedi -nasıl yani dedim -ismini öğrenebilmek için 40 kere sordum dedi -ben bi kere soruşta öğrenmiştim halbuki senin kini dedim -hatırlıyor musun dedi -neyi dedim -adımı dedi -neydi dedim -offf bilge dedi -tamam bana söylediğin yalanı unutmamışsın o zaman dedim üzüntü smiley si ile cevapladıktan sonra orda mı oturuyorsunuz eve siz biz burda napıyon onu sen? bunu şu şöle mi? yok böyle tarzında mesajlaştıkça mesajlaştık elimden telefon düşmez oldu yazıyorum mesaj geliyor geleni cevaplıyorum o yazıyor o bitiyor öteki derken mesajlaşma aralığımız dakika da bir e kadar düştü ben yatıyorumdan sonra 20 nin üzerinde sanada sende bende şeklinde mesajlaştık 3 gün hayattan soyutlandım bizim memleketli arada mesaj atıyor cevap bile yazmıyordum soru sormuşsa evet hayır bilmem şeklinde cevaplıyordum 3 gün böyle geçti ben ders çıkışı ona çıktım mesajını attıktan sonra şu mesaj geldi -bir dakika bile mesaj atmadan duramaz oldum.bu durum daha da kötüleşmeden bitirmek istiyorum kusura bakma dedi düşündüm hala arkadaşların makara yapabiliritesi vardı ona yalvarmam da aleyhime makara olarak kullanılabilirdi -iyi sen bilirsin a.e.o. k.i.b. b.b. yazdım sonlarda yazdığım kısaltmalara takılmayın ciddiyetsiz ve sallamaz bağlanmamış gözükmek için di onlar bana rest çektiği için altında kalmamak adına telefonu kapattım bana tekrar yazarsa ulaşamasın diye arkadaşlar geldi onlara baktım hiç bi binlik peşinde olan suratları yoktu ertesi gün telefonu açtım bizim kız mesaj atmış -nerdesin öldün mü kaldın mı? diye -yok ölmedim dedim aklım bilgede iken -niye yazmıyorsun o zaman dedi -ölmeden kefene sardılar tabuta telefonumu koymadılar dedim -tamam espri yapmaya tövbe edince bana nasılsın diye sor dedi -tövbe nasılsın dedim bugünlük bu kadar bu hikayeyi yazmayı bırakıyorum beyler. ** -çok kötüyüm dedi -niye dedim -okulda göremedim mesaj yazmıyorsun korktum bişey oldu diye dedi -okuldaydım ben görmemişsindir dedim -iyi meşgulsen sonra görüşürüz dedi aslında olanları anlatabileceğim tek kişiydi o rahatlar mıydım ki ona anlatsam bana tavırlı olduğu belliydi bilge ile uğraşmaktan onu pek giblememiştim son günlerde bu nazına hak vererek ne yaptığını sordum -yemeğe inecem birazdan dedi -bende yemedim daha dedim -var mı yemek dedi -yok aç kaldım galiba dedim -nasıl yok dedi -evde bişey yok dışarda bişeyler yerim dedim hmm mesajı geldi -menüde beğenmediğin bişey olursa haber ver beraber yiyelim dedim -beğenmedim dedi -baktın mı ki dedim -daha çok beğendiğim bi teklif geldi sıkıldım bu yemeklerden dedi evden çıktığımı belirten mesajı attıktan sonra onun ne yemek istediği ve nereye gidebileceğimiz konularında mesajlaşmaları sürdürürken henüz bir fikre sahip olmamamıza rağmen buluştuk ben biraz mahçup olduğum için ** pek gülümseyerek karşılamış olmam onun bana daha dikkatli bakmasına ve bir şey mi oldu sorusunu sormasına sebeb oldu ben her ne kadar iyi olduğumu söylesemde onun ısrarla -yok yok var bişeyler demesi ulaaan acaba bilge hakkında bişeyler mi biliyor bu işin içinde o da mı var diye düşünmeme sebeb oldu ben aslında ona herşeyi anlatacaktım bilge hakkında ama bu hali çekingen davranmama neden oldu ben muhabbeti değiştirmek adına -dersler nasıl diye sordum -kötü yaa konsantre olamıyorum hiç ders çalışasım gelmiyor dedi -niye dedim -ne bilim aklımda hep başka şeyler oluyor. dedi -ne gibi şeyler dedim -sen mesela dedi -benim ne işim var senin aklında dedim ters ters baktı -benim burda ne işim var hadi güle güle dedi ceketini giyme çantasını toplama aşamasında iken -alıngansın bugün dedim -sen de benim gitmeme aldırma o zaman dedi -ben alınmıyorum ki istersen gidebilirsin dedim -çok gıcıksın dedi -normalde böyle olmadığımı bildiğine göre bir arkadaş olarak görevin oturup derdimi dinlemektir çekip gitmek değil dedim -sen her arkadaşına böyle mi davranıyorsun dedi -sen her arkadaşım mısın dedim -söylediğin laf mıydı yani dedi -tamam sen de bana küfür et ödeşelim o zaman dedim -gerizekalı salak dedi ** -benim burda ne işim var hadi güle güle dedim güldü -ödeşmek için söylemedim hakkaten geri-zekalısın sen dedi alınganlığı geçsin biraz yumuşasın diye -tamam aç bir gerizekıyım hadi yiyelim bişeyler dedim yemek siparişini verdik bu sırada siniri geçti arkadaşlarından okuldan derslerden bahsetti hiç bilge ile alakalı bir imada bulunmadı yurtta sıkıldığını bu dışarı çıkmanın hoşuna gittiğini söyledi arasıra böyle kibarlıklar yap dedi -tamam aklıma gelirsen yaparız dedim -ben sormayı unuttum galiba senin aklında ne var dedi -ne olacak okul ders memleket falan filan işte dedim -falan filanı aç bakim biraz daha dedi -annem babam falan filan işte dedim -biraz daha aç dedi gülümsedim -sen yoksun zorlama dedim -gıcıksın olm dedi -pardon anlamadım dedim telefonuma mesaj bildirimi geldi -hata mı yapıyorum acaba mesajı gönderen bilge bişeyler yazmam lazımdı heyecan bastı bizim kızın varlığını hiçe sayarak düşünmeye başlamıştım ne yazabilirim diye -sessiz düşünsen daha doğru olur dedim -nasıl olcak böyle sensiz de yapamıyorum dedi -benimle iken ne yaptın da bensiz yapamıyorsun dedim -bilmiyorum ama sana mesaj yazmak şimdiden iyi geldi dedi -senin için mesajlaşacak birisini bulmak zor olmaz dedim -nasıl yani dedi ** -türkiyede bir sürü yanlış numara var dedim elimden telefonu düşürmeyince bizim ki sinirlendi benim ona yaptığımın aynısını bana yaptı telefonunu uzattı -al benim telefondan ara konuş ne konuşacaksan dedi bilgeyi bir kenara bırakıp -sen olm mu dedin bana az önce dedim -ne varmış arkadaşların olm demiyor mu sana dedi -tamam sadece arkadaşsak diyebilirsin dedim -özür dilerim dedi olm kelimesini kullanmıyor oluşu onun da bana olan arkadaşlıktan öte duygularının belirtisi gibiydi ama benim aklım bilgedeydi zira ilk defa görür görmez vurulduğum ve gizemine hayran olduğum bir kızdı onunla mesajlaşmayı bıraktıktan sonra telefon elimden düşmemiş dualarımın liste başı olarak onun bir mesajını gözlemiştim duygulu yalancım ile konuşmam lazımdı ama aynı gereklilikle bilgenin mesajlarını da cevaplamam gerekiyordu bilge yine mesaj attı -kızdın mı bana bu mesaja cevap vermemiş oluşum sonucunda -rahatsız ettim özür dilerim mesajını atmasına sebeb oldu bir an önce isimsizden kurtulmam lazımdı -benim ders çalışmam lazım eve gitsem iyi olucak dedim -senin yalan söylemeyi bırakman lazım kiminle mesajlaşıyorsun sen dedi -bir arkadaş dedim bu sırada yine bilgeden mesaj geldi isimsiz buna tepki olarak -sana iyi arkadaşlıklar ben gidiyorum dedi -dur nere gidiyorsun desemde -başka bir arkadaşıma diyerek bastı gitti yemek yediğim yerden çıkıp otobüste ve evde sürekli bilge ye ne yazacağımı düşündüm -niye yazdın tekrar pek kararlı gibiydin dedim -pişman ettin yazdığıma dedi -benim de pişmanlığım oldu dedim -nedir dedi ** -sana fazla bağlanmak dedim -benim de mi pişman olmam lazım o zaman dedi -arayayım mı müsait misin dedim -babam evde konuşamam şimdi yarın görüşürüz istersen dedi -nerde dedim aslında telefon görüşmesi olduğunu bildiğim teklifine -nasıl nerde dedi -senin istediğin her yer olur dedim -buluşacak mıyız dedi -eğer istersen dedim nazını bir kaç niyazla halledip buluşmaya karar verdik **kalbime bahar geldi neşem aşkın doğasından gözlerime güneş açtı gülüşüm aşkın ışığından ellerime yaz geldi ter'im aşkın sıcağından** vakitlice yerimi aldım artık hazırdım birilerinin çıkıp nasıl makara yaptık lan sen demesinden tut onun karşıma geçip ben senin dua'n da bahsettiğin kişiyim demesine kadar oturduğum yerden kalkmama sebeb onun bana doğru gelişini farkedişim ne yapacağımı bilemeyişim ayak seslerinin yaklaşarak yükselmesi ile göğsümde beliren seslerin paralelliği uzatılan ellerin merhaba ile buluşması hafiften birer karşılıklı tebessüm heyecanlı halde heyecansız gözükme çabaları sonuçsuz kaldı ** aşikar olan heyecandan öte onun güzelliğiydi bir insan evladının gülümsemesinin dudaklar mı dişe dişler mi dudaklara bu kadar yakışmış ikileminde kalmak ile suratının neresine bakarsam bakayım hızla aşık olduğumu hissediyor oluşum aşktan öte göz gezdirdikçe hayran kalınan aşk müzesiydi bilge bir konu bulup konuşmak lafı uzattıkça uzatmak tam giderken tekrar lafa tutmak baktım hala gidiyor gitme diye yalvarmak geçiyordu içimden ama henüz bir giriş bile yapamamıştım nasılsın diye sorulmazdı ki bir meleğe bas baya iyiydi işte ama benim melek olmadığımı,o -nasılsın diye sorarak ispatladı şaşılacak şey mesajlaşırken bu kadar düşük olan çenelerimizin birbirimizi görünce sadece gülümsemelerden ibaret oluşuydu -iyiyim diyebilmek bile ulusa sesleniş konuşması kadar medeni cesaret gerektirdi -sevindim dedi -bende sevindim dedim -iyi olmana mı dedi -hayır seni görmüş olmama dedim utandı ama ben daha çok utandım -bende dedi -beni görmüş olmana mı dedim -hayır buluşma teklifi yapmış olmana dedi -bende dememle karşılıklı gülüştük bir espri daha yapmam lazımdı amk bu gülüşü tekrar tekrar görebilmek için -inandın mı gerçekten tesadüf olduğuna dedi sağıma soluma baktım hakaten lan kimse yoktu amk ** -inanmaya başladım desem bi kaç kere daha buluşur muyuz dedim -bilmem ispatlamak zorunda mıyım dedi -başka taktik mi bulmam lazım seninle buluşabilmek için dedim -taktiğe gerek var mı? sorarsın fikrimi söylerim dedi -tekrar buluşabilir miyiz dedim -ilk buluşmada yaptığın gibi hep diğer buluşmaların pazarlığını mı yapıcaksın dedi -bi söz alsaydım en azından bazı şeyleri anlamış olurdum dedim -ne gibi dedi -mesela buluşulabilecek birisi olduğumu dedim -zamanla görücez dedi biraz sessiz kalışımıza okulumun geyiği girdi zaten az çok bildiği okul durumum hakkında sorular ssordu derslerin zorluk derecesi öğreticilerden memnuniyet seviyem ikametimden duyduğum haz öğrenci evi geyiği ve bulunduğumuz ili nasıl buluşlarımız hakkında konuştuk benden 1 yaş 2 gün küçük çıkması aynı burç oluşumuz derken elinin derisinin biraz soyulmuş olduğunu farkettim -eline ne oldu diye sordum -deri değiştiriyorum espirisini yaptı -ne güzel yılan gibi dedim -sen bana yılan mı diyorsun dedi gözlerini kısarak -yok hayır yanlış anladın dedim -şimdi de anlayışsız mı demek istiyorsun dedi -hayır demedim öyle bişey dedim -buyur bakalım şimdi de sağır olduk dedi -ya ne alakası var deyince başladı kıs kıs gülmeye ** -şaka yaptım özür dilerim dedi -böyle şaka mı olur ölüyordum dedim -katil mi demek istiyorsun yoksa dedi bende hey allahım manasında gülerek başımı yana çevirdim içten içe gülmeye başlamam durduramadığım gülme krizine sebeb oldu komik olan bişey yoktu belki de o kadar gülünecek ama salak salak gülüştük işte 3 saat konuştuk -ben artık gideyim dedi -bir daha ne zaman buluşuruz dedim -çiçek almayı unutmayacağın bir zaman dedi anlaşılan o ki ilk buluşmaya çiçekle gitmem gerekiyormuş -sen yanlış anlarsın diye almadım dedim -niye yanlış anlayayım dedi -seni yanlış anlarlar diye de getirmemiş olabilirim dedim -başka bahanen var mı dedi -heyecandan unutmuşum özür dilerim dedim -bir daha ki sefere çiçek getirip heyecanını kaybedeceksen de buluşmayalım dedim -tamam söz heyecanlı getireceğim dedim -o zaman anlaştık dedi -ne zaman buluşuruz dedim -al sana mesajlaşma konusu. dedi -tamam görüşürüz o zaman dan sonra yanımdan ayrıldı arkasından bakarken bana bir kez daha bakması umudum 5 saniye sonra umduğumu buluşuma neden oldu gülerken el sallayan biri olarak poz versem aşkın üzerine konmuş bir kelebek resmi çıkardı herhalde mesajlaşmalar da hiç durmadı bu buluşmadan duyduğum memnuniyeti ifade etmeye çalışırken onun her yazdığı olumlu cevaplar salak salak gülücükler saçmama sebeb oluyordu hayırdır kelebek diye soran ev ahalisine ** -arkadaşın birisi fıkra anlatıyor dedim -ne fıkraymış bize de anlat dediler -bu fıkra anlatılmaz yaşanır dedim -ooo yeni kız mı ayarladın,olm bak ben de kız arkadaşımdan ayrıldım boştayım haberin olsun kuzeni benim diyerek kafamı ütülediler -tamam olm utandırmayın amk dedim hayırlı olsunları erken de olsa kabul ettim -yine mi öldün sen dedi bizim kız çaldırıp kapattım aradı hemen -konturum bitti kusura bakma dedim -ne zaman alırsın dedi -babam parayı yatırsın alırım dedim -yemek yedin mi dedi muhtemel yemek teklifine yeni bir kız arkadaşı olma arefesinde olan birisi olarak -yedim dedim -ee napıyorsun dedi -ders çalışcam dedim -iyi kolay gelsin sana o zaman dedi -sağol sanada deyip telefonu kapattıktan 3 dk sonra onun tarafından bana gönderilmiş konturları gördüm -şimdi ne yalan bulacaksın bakalım diye de mesaj gönderdi ** -çok kötüyüm dedi -niye dedim -okulda göremedim mesaj yazmıyorsun korktum bişey oldu diye dedi -okuldaydım ben görmemişsindir dedim -iyi meşgulsen sonra görüşürüz dedi aslında olanları anlatabileceğim tek kişiydi o rahatlar mıydım ki ona anlatsam bana tavırlı olduğu belliydi bilge ile uğraşmaktan onu pek giblememiştim son günlerde bu nazına hak vererek ne yaptığını sordum -yemeğe inecem birazdan dedi -bende yemedim daha dedim -var mı yemek dedi -yok aç kaldım galiba dedim -nasıl yok dedi -evde bişey yok dışarda bişeyler yerim dedim hmm mesajı geldi -menüde beğenmediğin bişey olursa haber ver beraber yiyelim dedim -beğenmedim dedi -baktın mı ki dedim -daha çok beğendiğim bi teklif geldi sıkıldım bu yemeklerden dedi evden çıktığımı belirten mesajı attıktan sonra onun ne yemek istediği ve nereye gidebileceğimiz konularında mesajlaşmaları sürdürürken henüz bir fikre sahip olmamamıza rağmen buluştuk ben biraz mahçup olduğum için ** pek gülümseyerek karşılamış olmam onun bana daha dikkatli bakmasına ve bir şey mi oldu sorusunu sormasına sebeb oldu ben her ne kadar iyi olduğumu söylesemde onun ısrarla -yok yok var bişeyler demesi ulaaan acaba bilge hakkında bişeyler mi biliyor bu işin içinde o da mı var diye düşünmeme sebeb oldu ben aslında ona herşeyi anlatacaktım bilge hakkında ama bu hali çekingen davranmama neden oldu ben muhabbeti değiştirmek adına -dersler nasıl diye sordum -kötü yaa konsantre olamıyorum hiç ders çalışasım gelmiyor dedi -niye dedim -ne bilim aklımda hep başka şeyler oluyor. dedi -ne gibi şeyler dedim -sen mesela dedi -benim ne işim var senin aklında dedim ters ters baktı -benim burda ne işim var hadi güle güle dedi ceketini giyme çantasını toplama aşamasında iken -alıngansın bugün dedim -sen de benim gitmeme aldırma o zaman dedi -ben alınmıyorum ki istersen gidebilirsin dedim -çok gıcıksın dedi -normalde böyle olmadığımı bildiğine göre bir arkadaş olarak görevin oturup derdimi dinlemektir çekip gitmek değil dedim -sen her arkadaşına böyle mi davranıyorsun dedi -sen her arkadaşım mısın dedim -söylediğin laf mıydı yani dedi -tamam sen de bana küfür et ödeşelim o zaman dedim -gerizekalı salak dedi ** -benim burda ne işim var hadi güle güle dedim güldü -ödeşmek için söylemedim hakkaten geri-zekalısın sen dedi alınganlığı geçsin biraz yumuşasın diye -tamam aç bir gerizekıyım hadi yiyelim bişeyler dedim yemek siparişini verdik bu sırada siniri geçti arkadaşlarından okuldan derslerden bahsetti hiç bilge ile alakalı bir imada bulunmadı yurtta sıkıldığını bu dışarı çıkmanın hoşuna gittiğini söyledi arasıra böyle kibarlıklar yap dedi -tamam aklıma gelirsen yaparız dedim -ben sormayı unuttum galiba senin aklında ne var dedi -ne olacak okul ders memleket falan filan işte dedim -falan filanı aç bakim biraz daha dedi -annem babam falan filan işte dedim -biraz daha aç dedi gülümsedim -sen yoksun zorlama dedim -gıcıksın olm dedi -pardon anlamadım dedim telefonuma mesaj bildirimi geldi -hata mı yapıyorum acaba mesajı gönderen bilge bişeyler yazmam lazımdı heyecan bastı bizim kızın varlığını hiçe sayarak düşünmeye başlamıştım ne yazabilirim diye -sessiz düşünsen daha doğru olur dedim -nasıl olcak böyle sensiz de yapamıyorum dedi -benimle iken ne yaptın da bensiz yapamıyorsun dedim -bilmiyorum ama sana mesaj yazmak şimdiden iyi geldi dedi -senin için mesajlaşacak birisini bulmak zor olmaz dedim -nasıl yani dedi ** -türkiyede bir sürü yanlış numara var dedim elimden telefonu düşürmeyince bizim ki sinirlendi benim ona yaptığımın aynısını bana yaptı telefonunu uzattı -al benim telefondan ara konuş ne konuşacaksan dedi bilgeyi bir kenara bırakıp -sen olm mu dedin bana az önce dedim -ne varmış arkadaşların olm demiyor mu sana dedi -tamam sadece arkadaşsak diyebilirsin dedim -özür dilerim dedi olm kelimesini kullanmıyor oluşu onun da bana olan arkadaşlıktan öte duygularının belirtisi gibiydi ama benim aklım bilgedeydi zira ilk defa görür görmez vurulduğum ve gizemine hayran olduğum bir kızdı onunla mesajlaşmayı bıraktıktan sonra telefon elimden düşmemiş dualarımın liste başı olarak onun bir mesajını gözlemiştim duygulu yalancım ile konuşmam lazımdı ama aynı gereklilikle bilgenin mesajlarını da cevaplamam gerekiyordu bilge yine mesaj attı -kızdın mı bana bu mesaja cevap vermemiş oluşum sonucunda -rahatsız ettim özür dilerim mesajını atmasına sebeb oldu bir an önce isimsizden kurtulmam lazımdı -benim ders çalışmam lazım eve gitsem iyi olucak dedim -senin yalan söylemeyi bırakman lazım kiminle mesajlaşıyorsun sen dedi -bir arkadaş dedim bu sırada yine bilgeden mesaj geldi isimsiz buna tepki olarak -sana iyi arkadaşlıklar ben gidiyorum dedi -dur nere gidiyorsun desemde -başka bir arkadaşıma diyerek bastı gitti yemek yediğim yerden çıkıp otobüste ve evde sürekli bilge ye ne yazacağımı düşündüm -niye yazdın tekrar pek kararlı gibiydin dedim -pişman ettin yazdığıma dedi -benim de pişmanlığım oldu dedim -nedir dedi ** -sana fazla bağlanmak dedim -benim de mi pişman olmam lazım o zaman dedi -arayayım mı müsait misin dedim -babam evde konuşamam şimdi yarın görüşürüz istersen dedi -nerde dedim aslında telefon görüşmesi olduğunu bildiğim teklifine -nasıl nerde dedi -senin istediğin her yer olur dedim -buluşacak mıyız dedi -eğer istersen dedim nazını bir kaç niyazla halledip buluşmaya karar verdik **kalbime bahar geldi neşem aşkın doğasından gözlerime güneş açtı gülüşüm aşkın ışığından ellerime yaz geldi ter'im aşkın sıcağından** vakitlice yerimi aldım artık hazırdım birilerinin çıkıp nasıl makara yaptık lan sen demesinden tut onun karşıma geçip ben senin dua'n da bahsettiğin kişiyim demesine kadar oturduğum yerden kalkmama sebeb onun bana doğru gelişini farkedişim ne yapacağımı bilemeyişim ayak seslerinin yaklaşarak yükselmesi ile göğsümde beliren seslerin paralelliği uzatılan ellerin merhaba ile buluşması hafiften birer karşılıklı tebessüm heyecanlı halde heyecansız gözükme çabaları sonuçsuz kaldı ** aşikar olan heyecandan öte onun güzelliğiydi bir insan evladının gülümsemesinin dudaklar mı dişe dişler mi dudaklara bu kadar yakışmış ikileminde kalmak ile suratının neresine bakarsam bakayım hızla aşık olduğumu hissediyor oluşum aşktan öte göz gezdirdikçe hayran kalınan aşk müzesiydi bilge bir konu bulup konuşmak lafı uzattıkça uzatmak tam giderken tekrar lafa tutmak baktım hala gidiyor gitme diye yalvarmak geçiyordu içimden ama henüz bir giriş bile yapamamıştım nasılsın diye sorulmazdı ki bir meleğe bas baya iyiydi işte ama benim melek olmadığımı,o -nasılsın diye sorarak ispatladı şaşılacak şey mesajlaşırken bu kadar düşük olan çenelerimizin birbirimizi görünce sadece gülümsemelerden ibaret oluşuydu -iyiyim diyebilmek bile ulusa sesleniş konuşması kadar medeni cesaret gerektirdi -sevindim dedi -bende sevindim dedim -iyi olmana mı dedi -hayır seni görmüş olmama dedim utandı ama ben daha çok utandım -bende dedi -beni görmüş olmana mı dedim -hayır buluşma teklifi yapmış olmana dedi -bende dememle karşılıklı gülüştük bir espri daha yapmam lazımdı amk bu gülüşü tekrar tekrar görebilmek için -inandın mı gerçekten tesadüf olduğuna dedi sağıma soluma baktım hakaten lan kimse yoktu amk ** -inanmaya başladım desem bi kaç kere daha buluşur muyuz dedim -bilmem ispatlamak zorunda mıyım dedi -başka taktik mi bulmam lazım seninle buluşabilmek için dedim -taktiğe gerek var mı? sorarsın fikrimi söylerim dedi -tekrar buluşabilir miyiz dedim -ilk buluşmada yaptığın gibi hep diğer buluşmaların pazarlığını mı yapıcaksın dedi -bi söz alsaydım en azından bazı şeyleri anlamış olurdum dedim -ne gibi dedi -mesela buluşulabilecek birisi olduğumu dedim -zamanla görücez dedi biraz sessiz kalışımıza okulumun geyiği girdi zaten az çok bildiği okul durumum hakkında sorular ssordu derslerin zorluk derecesi öğreticilerden memnuniyet seviyem ikametimden duyduğum haz öğrenci evi geyiği ve bulunduğumuz ili nasıl buluşlarımız hakkında konuştuk benden 1 yaş 2 gün küçük çıkması aynı burç oluşumuz derken elinin derisinin biraz soyulmuş olduğunu farkettim -eline ne oldu diye sordum -deri değiştiriyorum espirisini yaptı -ne güzel yılan gibi dedim -sen bana yılan mı diyorsun dedi gözlerini kısarak -yok hayır yanlış anladın dedim -şimdi de anlayışsız mı demek istiyorsun dedi -hayır demedim öyle bişey dedim -buyur bakalım şimdi de sağır olduk dedi -ya ne alakası var deyince başladı kıs kıs gülmeye ** -şaka yaptım özür dilerim dedi -böyle şaka mı olur ölüyordum dedim -katil mi demek istiyorsun yoksa dedi bende hey allahım manasında gülerek başımı yana çevirdim içten içe gülmeye başlamam durduramadığım gülme krizine sebeb oldu komik olan bişey yoktu belki de o kadar gülünecek ama salak salak gülüştük işte 3 saat konuştuk -ben artık gideyim dedi -bir daha ne zaman buluşuruz dedim -çiçek almayı unutmayacağın bir zaman dedi anlaşılan o ki ilk buluşmaya çiçekle gitmem gerekiyormuş -sen yanlış anlarsın diye almadım dedim -niye yanlış anlayayım dedi -seni yanlış anlarlar diye de getirmemiş olabilirim dedim -başka bahanen var mı dedi -heyecandan unutmuşum özür dilerim dedim -bir daha ki sefere çiçek getirip heyecanını kaybedeceksen de buluşmayalım dedim -tamam söz heyecanlı getireceğim dedim -o zaman anlaştık dedi -ne zaman buluşuruz dedim -al sana mesajlaşma konusu. dedi -tamam görüşürüz o zaman dan sonra yanımdan ayrıldı arkasından bakarken bana bir kez daha bakması umudum 5 saniye sonra umduğumu buluşuma neden oldu gülerken el sallayan biri olarak poz versem aşkın üzerine konmuş bir kelebek resmi çıkardı herhalde mesajlaşmalar da hiç durmadı bu buluşmadan duyduğum memnuniyeti ifade etmeye çalışırken onun her yazdığı olumlu cevaplar salak salak gülücükler saçmama sebeb oluyordu hayırdır kelebek diye soran ev ahalisine ** -arkadaşın birisi fıkra anlatıyor dedim -ne fıkraymış bize de anlat dediler -bu fıkra anlatılmaz yaşanır dedim -ooo yeni kız mı ayarladın,olm bak ben de kız arkadaşımdan ayrıldım boştayım haberin olsun kuzeni benim diyerek kafamı ütülediler -tamam olm utandırmayın amk dedim hayırlı olsunları erken de olsa kabul ettim -yine mi öldün sen dedi bizim kız çaldırıp kapattım aradı hemen -konturum bitti kusura bakma dedim -ne zaman alırsın dedi -babam parayı yatırsın alırım dedim -yemek yedin mi dedi muhtemel yemek teklifine yeni bir kız arkadaşı olma arefesinde olan birisi olarak -yedim dedim -ee napıyorsun dedi -ders çalışcam dedim -iyi kolay gelsin sana o zaman dedi -sağol sanada deyip telefonu kapattıktan 3 dk sonra onun tarafından bana gönderilmiş konturları gördüm -şimdi ne yalan bulacaksın bakalım diye de mesaj gönderdi ** o da haklıydı duygusal bağdan öte bi alışmışlığı vardı bana burda güvenebileceği ve en iyi tanıdığı kişi bendim en azından benim tarafımdan gelebilecek zararlar için şikayet edebileceği bir mercii vardı. ama işin taktan tarafı benim sürekli olm bu kıza bana aşık mı oldu acaba sorusunu sık sık soruyor olmamdı nasıl anlanırdı ki bu her mesaj yazan bana aşık değildi can sıkıntısını benimle gideriyor olabilirdi ben ki onun babasının vefatından dolayı onunla ilgilenmiş onu teselli etmiş birisiydim benim bu iyiliğim ve diğer yaptığım yardımların sürekliliğini görünce bana güvenmiş ve iyiliğimi ister olmuşta olabilirdi her ne olursa olsun mevzu bahis kişi sağı solu belli olmayan bir yalancıydı göndermiş olduğu konturları geri yollasam çenesi ile uğraşılmazdı -sağol yazıp gönderdim -anlaşıldı konuşmak istemiyorsun görüşürüz yazarak cevapladı hep sitem amk -ders çalışmam lazım dedim de duymadın galiba dedim -tamam dedi ** dersi gerçekten çalışmam lazımdı ama bilge ile mesajlaşmak varken hiç de cazip bir teklif değildi kendime -ben seni çok özledim ki dedim -daha 3 saat olmadı nasıl özledin dedi -düşün ki 1 ömürdür susuzum ve sonra bir yudum sen içmişim susuzluğum gider mi sence dedim -ben bir yudum ile doymuş mu oluyorum o zaman dedi -özlememişsin o zaman dedim -hayır ama bir çeşme bulmuş olabilir dedi -eğer o çeşme ben isem sularım hiç boşa akmasa dedim -babam evde yok dedi bu beni ara anldıbına geliyordu sağolsun yalancının gönderdiği konturların da faydası ile aradım bir insanla 1 buçuk saat telefonla konuşmak konuşma sonrası hiçbişey hatırlamamak ama sebebini bilemeden gülümsemek ne güzel lan bunun sesi demek gözleri bir yere dikmek bakılan yeri değil düşünülen şeyin rüyasını açık gözlerle görmek sonra lan kelebek yemek soğuyor amk la rüyadan uyanmak kızmamak aşkın verdiği hiperaktivite ile yataktan eksantirik şekilde kalkıp heyecanla salona geçmek ** salçalı makarnayı görünce yemek yemek zorunda olan bünyeye küfür etmek tüm bunlara rağmen sevebilmek için sahip olduğum bünyeye ve nimetlere şükür edip yemeği yedikten sonra dışarı çıkıp evleri mahaline varıp telefonun mesaj kısmını açtım zütüm buz tutarken -çok üşüdüm mesajını yazıp bilgeye gönderdim -nasıl üşüdün ya dedi -çok soğuk hava dedim -petekler mi bozuldu?? yazdı -peteklere uzağım şimdi dedim -ne diyorsun kelebek dedi -beni ısıtacak başka bişeye daha yakınım dedim -neye dedi -gözlerine dedim nerdesin sorusuna cevap olarak aşşağıda dememin ardından perdeyi aralayıp aşşağı baktı -biraz abarttın git dedi -pardon özür dilerim dedim -çok asılıyorsun ama dedi -kusura bakma deyip ordan uzaklaşıyordum ki yine mesaj geldi -yaa hemen niye gittin diye -vallaha mı 2 dakikaya aşşağıda olurum yine dedim ama heyecan yapıp hızlı gittim bu sırada bir amca hayırdır bilader dedi ** zira apartmanlarını boydan boya geziyordu gözlerim -bi arkadaşı bekliyorum abi dedim bişey demeden girdi apartmana bilge ile tekrar göz teması sağladık eliyle git artık işareti yaptı gülümseyip göbek hizamda el sallayarak ordan uzaklaşıp eve doğru giderken -babamı gördü mü seni dedi -babanı tanımıyorum ki dedim -az önce eve çıkan dedi -hadi ya gördü ne yapıyorsun bile diye sordu dedim -sakın?? -tabi ki hayır bir arkadaşı bekliyorum dedim -iyi hala aşşağıda mısın diye bakmıştı dedi -yakışıklı adam mış dedim babasının onu ne kadar sevdiğini bilge için bir otobüs şoförünü bilge inmeden hareket ettiği için dövdüğünü anlattı kısacası biricik kızıydı babasının seveceksen bu gerçekle sev demek istediğini o an anlayamamıştım geçen günlerde her fırsatta bilge ile buluşmaya çalışıyor bazen başarıyor ve mutlu oluyor bazen daha ısrarlı yalvarmam gerektiğini düşünüyordum ikinci buluşmada da çiçek almayı unutup onun hatırlamamasını dua etmem sonucu buluşma süresince dualarım kabul olsada ** daha sonra hatırlaması ile ağzıma şaka ile karışık sıçtı -sende unuttun demek ki gerçekten istememişsin dedim -son dakika da bir yerinden çıkarıp buyur canım demeni beklerdim dedi ama çıkartmamı beklediği yer sanırım zütüm değildi yalancı ile mecburen mesajlaşıyordum genelde o soruyor ben cevaplıyordum onun konuşmalarında olm kelimesini ısrarla kullanmaması normal arkadaş olmaktan daha fazlasını istediğini düşünmeme sebeb olduğu için vakit geçmeden bilge hakkında onu bilgilendirmem gerekiyordu bunu yüzyüze söylemektense telefonla söylemeye karar verdim yüzyüze söylersem duyduktan sonra ki suratının şekli beni vicdan azabına sokabilirdi çünkü -aa hayret aramazdın sen hayırdır kelebek dedi.. yalancı -bi halını hatrını sorayım diye aradım dedim -iyiyim sen nasılsın dedi -çok mutluyum dedim -benimle konuştuğun için mi derken gülümsediğini hissettim telefonda -seninle konuşmak güzel olmasa aramazdım.ama hiç olmayacağını sandığım bişey oldu dedim -hayırdır dedi -bi kızla tanıştım dedim -eee oldu tepkisi -2 haftadır görüşüyoruz dedim -iki hafta mı?? sorusunu sorması kendisinin olmadığını anlamasına sebeb oldu sanırım -alla alla merak ettim şimdi dedi uzatmaya gerek yoktu ** -ismi bilge tanıştırırım seni dedim -tamam inş mutlu olursun çok isterim mutlu olmanı dedi -sağol dedim -sen sağol olm sağol ki mutlu ol hakediyorsun dedi konuşma monotonlaştı fazla soramadı onun hakkında kapattık telefonu mesajlarında ki isteriklik azaldı okula gidiyor yalancıyı görüyor onun beni görmezden geldiğini farkediyordum bilge ile olan kaçamak buluşma ve özgürce sınırsız mesajlaşmalarımız devam ederken gün geçtikçe bağlanıyordum 1 hafta geçmeden yalancı kız okulun cafesinde yanıma geldi -nasılsın dedi -iyiyim sen nasılsın dedim -eh işte aynı şeyler seni gibi hayatıma yeni şeyler katamıyorum dedi ben bilgeden bahsettiğini anlamadığım için -nasıl yeni şeyler dedim -sevgili falan işte tek yoğunlaşabileceğim şey okul kaldı dedi -bulursun birini sende dedim -sevmek zor şey kelebek dedi -sevmek ne kadar zorsa sevgisiz yaşamakta o kadar zor dedim -bak bunda da anlaşamadık tek ortak notkamız yaşıyor olmak galiba dedi -bir de aynı memleketteniz dedim -olm baya ortak noktamız varmış lan aslında dedi -evet olm varmış lan dedim -ilginç dedi ** -nedir ilginç olan dedim -sen git farklı zamanlarda farklı yerlerde doğ, yaşa yaşa yaşa büyü bir kalbin olduğunun farkına var, sevgiye ihtiyacın olduğunu hisset, çevrendekilere imrenerek bak, benim ki nerde lan de,bekle bekle bekle bazen yanlış gelmişlerle heyecanlan, bazen kimin doğru olduğuna şaşır tamam lan budur herhalde de sonra alış bağlan sev ama senin budur'un onun budur'u olmasın hayat zor be kelebek sevmesi de zor yalnız kalması da ama işin iyi yanı ne biliyor musun dedi -neymiş dedim -en azından yalnızlıkla daha fazla tecrübem var dedi -böyle konuşma ama beklenmedik zamanda gelir aşk. benim ne kadar beklediğimi sen biliyorsun dedim -hakkında hayırlısı olsun konuşuruz sonra bana onu anlatırsın dedi -tamam görüşürüz deyip okul çıkışı bilge ile eve dönmesi gerektiği için 10 dk kadar görüştük babasının bu konuşmayı tesadüfi olarak gördüğünü bilge mesajla bana -babam görmüş o kimdi diye sordu diyerek dile getirdi beni daha önce evinin önünde görmüş olmasına rağmen tanımamış olması sevindiri haberken bilgeyi sorguya tutup görmeyeyim bir daha diye uyarması da buluşmalarımızın seyretleşmesine ve daha dikkatli davranmamıza sebeb oldu biz daha dikkatli olsakta babası da bir erkek olarak durumun farkına vardığı için o daha dikkatliydi ** bilge ile bir süre hiç buluşmamaya karar verdik sadece mesajlaşmak ve uygun zamanlarda telefonla görüşmek hiç bitmesini istemediğimiz bir ilişkinin devamlılığı açısından dahiane bir fikir olarak gibi gözüküyordu bu zaman aslında benim de işime geldi derslere çalışma fırsatı yakalayıp mesajlaşıyor mesajlaşmadığım zaman ders çalışıyordum onun seni çok özledim deyişi bende kelimesi hissettiklerime bakılırsa çok sıradan duruyordu seni özledim i 'gönül dünyamın görünmeyen kahramanı gelmemiş baharın solmayan açanı derinlerde kalbimin boy verdiği sığınağı aşılmaz sandığım beyebanların tek adımı' gibi sözlerle dile getirebiliyordum ama henüz kreş çocuklarının bile söyleyebildiği basit bir seni seviyorum u söyleyemiyordum gözlerim söylüyordu kalbim söylüyordu elim,ona yürüyen bacaklarım dillenmişti de bir dilim döndüremiyordu o lafı bir hafta dayanabildik birbirimissizliğe ben artık dayanamıyorum a olumlu cevap gelince buluşmaya karar verdik güya alışverişe çıkan bilge alacaklarını aldıktan sonra park denilebilecek bir yere geldi ** gülümseme buluşmadan memnuniyeti belirten yüz ifadeleri derken oturmaya karar verdik havanın soğuk oluşuna benim heyecan eklenince dizlerimden başlayan titreme kalbime kadar gıdıklıyordu beni iyi ki buluşmuştuk bir gözüm sürekli çevrede iken herşey normal gözüküküyordu artık gitmem lazım biraz daha tamam 3 dk olmadı 5 derken 10 olunca benim ilgim çevreden dağılıp tamamen bilgeye yoğunlaşmıştı hiç hoş olmadı telefonu çaldı -babam arıyor sessiz ol dedikten sonra cevapladı 20 metre ilerde sabit duran bir erkek kızını arıyor çabuk yanına gelmesini söylüyor sevdiğim kız ne yapacağını bilmez halde bana görüşürüz bile diyemeden kıpkırmızı bir şekilde babasının yanına gidiyordu ben sadece nereye bakacağımı değil ne yapacağımı şaşırmış bi halde iken gittiler mi diye baktığımda babasının bana doğru gelişi ile ayağa kalkma mecburiyetinde kaldım yanıma yaklaştı bilgenin yeterli derecede bizden uzaklaştığını görünce bir daha görmemesi gereken şeyin benim kızının yanımda oluşum olduğunu söyledi ne denirdi ki -tamam dedim -bir daha uyarmam dedi benim onun gözlerime yansımam ile bilgenin gözlerine yansımama arasında dünyalar kadar fark olduğu aşikardı derin bir nefes alışıma sebeb ise gitmesi oldu o gidince bilge ile arasında ki mesafeden faydalanıp mesaj attım -kusura bakma keşke gideyim dediğinde uzatmasaydım dedim -bende kalmak istedim senin suçun yok dedi -inş bişey demez dedim -inş dedi ama bu duamız tutmadı bağırmış çağırmış fırçalamamış bi kaç yasak koymuş ben bunlardan duyduğum üzüntüyü dilediğimde -üzülme sana değer dedi bu bile gurur verici idi nasıl olmasın sevdiğim kişi tarafından değerli birisiydim saat 3 gibi atıcam yazıyorum okumayın zaten finalde görüşcez ayrıca toplu okumak daha mantıklı bende hergün yazma gerginliğinden kurtulmuş oluyorum **yasaklardan mesajlaşmalarımız başta olmak üzere çok etkilendik ama böyle oluşu çok daha heyecan verici hale getirmişti yasak olanların çekici oluşundan ilk ben yazmadan mesaj atma uyarısı ile onun atacağı mesajları gözler oldum atılan bir mesajla heyecanlandım bilgeden beklerken yalancıdan geldi -kelebek orda mısın? -buyur dedim -ne yapıyorsun?* -hiç bişey dedim -canım sıkıldı dedi -benden medet umacak kadar kötü yani durum öyle mi dedim -kafeye gel hadi dedi -param yok peder yatırmadı henüz dedim -gel olm ben ısmarlarım dedi -boşver dedim -ayıp ama yaptığın sıkılıyorum diyorum ya dedi ısrar edişine hep ders çalışma yalanını da uydurmak istemediğim için kabul edip söylediği kafeye gittim beni gördüğüne pek sevinmiş olan yalancı ne içersin diye sordu ne ikram edersen dedim kahveleri söyledi ilk boşlukta **eee?? diye sordu bu durumda bilge hakkında bildiğim şeyleri onunla paylaştım o merakla sordu ben anlattım nasıl aşık oldun bu kadar kısa sürede dedi -hislerimi aşk alarak adlandıran benim? belki de yanılıyorumdur dedim -nasıl yani dedi -bence aşk ama dağ deler miyim çöl aşarmıyım uğruna bilmiyorum dedim -resmi var mı dedi -iyi fikir bir resmini alayım dedim -al da ben de göreyim dedi -çok mu merak ettin diye sordum -tabi olm yengemizi görelim dedi -benim de görmem zorlaştı artık dedim neden sorusuna babasının yakalayışını ve uyarısını anlattım bana tavsiye niteliğinde -merak etme babası işe gidince görüşürsünüz dedi lafı ona çevirip kendisinin neden bir erkek bulmadığını sordum -kimi seçeceğime karar veremiyorum dedi -nasıl lan dedim -iki üç tane teklif var değerlendirme aşamasındayım dedi dalgaya aldım yalancıyı -oo senin iş iyiymiş valla dedim -ne var olm çirkin miyim dedi -güzelsin güzelsin dedim geçiştirme bir şekilde -dalga geçme olm gerçeği söyle dedi -hangi gözle baktığına göre değişir dedim -erkek gözüyle dedi ** -erkeğin içinde bulunduğu duruma göre değişir o zaman dedim -nasıl dedi -sarhoş oluşundan tut gözü başka hatun görmeyişine, yalnızlıktan bunalmışlıktan tut çapkınlığına kadar değişir dedim -ee yani? dedi -yalancısın dedim -ama bunu onlar bilmiyor henüz dedi şeytanca -bende söylemem o zaman merak etme dedim -adaylar kim tanıdık var mı dedim -bende tanımadığım için seçmekte zorlanıyorum dedi -hepsini dene dedim -yuh adım çıkar o zaman ben bir tane istiyorum dedi -onu seç o zaman dedim -onu boşver umutsuz vaka o dedi benden bahsedildiğini hissettiğim için yada öyle sandığım için konuyu kapatmanın en mantıklı şey olduğunu düşünüp -bana bir akıl ver ben nasıl görücem şimdi bilgeyi dedim -biraz sabredin babasının şüpheleri azalsın sonra yavaş yavaş dışarı çıkmaya başlar kız buluşursunuz dedi -çok özlüyorum ama dedim -nasıl aşık oldun sen buna böyle yaa dedi -görünce dedim -bırak lan görür görmez aşk mı olurmuş dedi -bende olmaz sanıyordum ama oluyormuş dedim -nerde gördün ki dedi -bizim evin altında dedim -sokaktan geçen kızlara mı sarkıyorsun sen anlat bakayım nasıl tanıştınız dedi -anlatamam sır bu gizli kalması daha iyi dedim -iyi bakalım sen de bana sorarsın bi kaç gün sonra nasıl tanıştın diye dedi -yok hiç merak etmem dedim -gıcık dedi uyuzsun kelebek diye de hızını alamamış bir şekilde söylendi bir süre daha konuştuktan sonra bilgeden gelen mesajla heyecanlandım -babamlar yattı canım ne yapıyorsun dedi nerde olduğumu ve ne yaptığımı söyledim biraz sahiplenmiş şekilde yanımda olan kişileri sordu bende yalan söylememek için yalancının olduğunu söyledm ve yalancının kıskanılmaması için ** bizim memleketten olduğunu ve durumunu anlattım -hmm peki sana iyi eğlenceler ben yatıyorum mesajı ile kıskandığını anladıktan sonra -istersen tanıştırırım seni yanlış anlama lütfen dedim -gerek yok iyi geceler dedi biraz kalbimi kırıyorsun, biraz ben yapar mıyım, biraz bana güvenmiyor musun dan bir mesaj harmanlayıp onu inandırmaya çalışmama ve ısrarla tanıştırmak istememe karşı gelmedi hiç dışarı çıkamayacak sandığım bilge tamam hafta sonu tanışırız o zaman dedi tamam canım la olayı kapattım yatacam diyen bilge'nin siniri ve kıskançlığı geçmiş olacak hiç durmadan mesaj yazmaya başladı mesajlarına cevap verirken ve ondan gelen mesajları cevaplarken durumu bizim kıza da anlattım o da buluşma taraftarı olunca sorun kalmadı ve hafta sonuna kadar rutin geçen mesajlaşmalarımız bir sürprizle devam etti akşam üzeri okul çıkışı dilime dolanmış bir şarkı vardı ne haber lafından yola çıkarak sezen aksudan ne haber aşktan şarkısını gün boyu sözlerini tam da bilmeden söyleyip duruyordum bilge aradı -ne haber kelebekten diye naber? nasılsın demek yerine ne haber diye sorması çok garip geldiği için -hayırdır niye böyle sordum dedim -bi şarkı var onu söyleyip durdum bugün dedi vay amk nasıl olur lan bende gün boyu söylemiştim hemde alakasız bir şarkı beni gördü mü?? duydu mu diye şüphelendim ama nafile ben kendim bile zor duyarak söylüyordum tabi inandırıcı olmayacağı için bende demedim -iyiyim ne yaptın bugün dedim ** -evdeydim tüm gün dedi -ev işleri mi dedim -evet sensizliği yıkadım geçiremedim lekeni aklımdan dedi -senden duyduğum her güzel sözü süpürüp toparladığım aklımdan hiç boşaltmayayım o zaman dedim -o nasıl temizlik dedi -çok sevdiğim oyuncaklarımı sepete toplamak diyelim o zaman dedim -birbirimize ne diyecez dedi -gün gelicek 'aç kalbini ben geldim. sıkı sıkı tut bırakma dicem sana dedim(ne haber aşktan giriş sözleri) -iyi o zaman döktüm yaldızlarımı, açtım kapılarımı gir içeri dedi bu bir şekilde artık duygularını ifade et anldıbına geliyordu edicektim ama nasıl amk -ben herhalde içerden seslenirim artık sana dedim -çoktan girdin yani gireceğin yere gülümseyerek -inan nerede olduğumu bende bilmiyorum ama bulunduğum yerden çok hoşnutum dedim -bende canım dedi babam gelebilir kapatmalıyım yarın görüşücez dimi dedi -sen çıkabileceksen evet dedim -haber vericem sana görüşüz deyip kapattı evet kızla ilişki şekillenmiş birbirimize olan varlığı kabul edilmiş ama adlandırılmamış duygularımız vardı artık bunun verdiği mutluluk şahsım adına ilk olduğu için bigibleti babanın seleye tutmadan iki teker üstünde tutabilmek babanın kolları veya kolluk olmadan ilk su üzerinde kalabilmek le eş değerdi seviyordum lan her korkusu bile güzeldi başkaydım artık **bir kızla konuşurken muhabbetin sonunu nasıl yatağa atmakla bağlayabilirim diye düşünmüyor gözlerimi kapatınca onun turkuaz gözlerini görüyor çocuğumuzun gözlerinin rengini merak ediyordum önceden bir kızı görünce ilk aklıma gelen şey yatakta nasıl evirip çevireceğimken bilgenin ellerini ilk tutabilme yi nasıl becerebilirim sorusuydu ama hiç tutmasam bile sorun değildi eskiden gördüğüm kızların enine boyuna züt bel göğüs orantısını incelerken bilgede onların varlığından bile şüphe duyacak kadar hayal meyal hatırlıyordum yarın görebilecektim bilgeyi yalancıyı da tanıştırmam gerekiyordu hem şüphelenmesini engellemek hem kıskançlığına mani olmak hemde bizim kızın benden umudu kesmesi adına çok olumlu bir buluşma olacaktı bu -yarın kimseye söz vermedin dimi yazdım gönderdim yalancıya -bakarız dedi ben ona baktım neydi lan amacı daha düne kadar bilge ile tanışmak için ölüyordu amk -çabuk bak cevap ver bana söz verdin dedim -unuttuğum sözlerimden sorumlu tutamazsın beni dedi aradım -dalga mı geçiyon dedim -yoo yarın işim var ne zaman buluşcaz dedi -bilmiyorum dedim -e işim gücüm yok akşama kadar senin sevgilinin müsait olmasını mı beklicem dedi -iyi tamam bekleme beni de unut o zaman dedim -tehdit yok kelebek dedi -tehdit değil yarın ararım seni cevap olumlu gelmezse son aramam olur dedim -bir kız için silip atacak mısın beni yani o zaman gibtir git dedi -ne diyon sen nasıl konuşuyorsun öyle iyice abarttın dedim -sende o kızı abarttın dedi kapattı telefonu haklı mı lan acaba diye düşündüm bilgeyi abartıp onu siliyordum ama söz verdi amk **daha çok kızma ihtimalime karşı tekrar aramadım mesajda yazmadım ertesi gün bilgenin müsait olmasını beklerken giyinip hazırlandım çiçek almayı çok istiyordum ama babası manyak amk çiçeği babasının zütüme sokma ihtimaline karşı almamaya karar verdim babasından kaçarken yük olmazdı çiçek ve daha hızlı koşabilirdim vakit geldi canım burdayım dedi oraya giderken beni gibtir etmiş kıza -geleceksen şurada olacaz dedim cevap gelmedi mekana giderken babasının tedirginliği vardı ama mekanda herşeyi unutturan bir prenses de vardı süper mario'yu daha iyi anladım bir prenses için herşey yapılabilirdi alel acele selamlaşma sırasında gözlerimde ki mutluluk kulaklarıma varıyordu ne güzeldi lan o ne tatlıydı ne şekerdi konuşmasaydık hep gülseydi içeri tekrar tekrar girip girip çıksam beni ilk görüşünün utancını ve mutluluğunu her defasında görseydim bin kere girer çıkardım da doyamazdım gördüklerime ben ne yapıyordum ki niye zorlaşmıştı bir insana basit bir nasılsın demesi vereceği cevabın iyi olmasını dua etmek miydi allaha olan inanç yoksa kötüyüm demesi mi dinden çıkarabilirdi insanı neden o benden daha önemliydi bu kalp benim değilmiydi eskiden beri neden atışları değişiyordu ki durup dururken nerdeydi benim beynim onun yanında iken neden başka şey düşünemiyordu annemi babamı okulu herşeyi unutturup sadece ona bakma isteği nedendi kimdi ki aşk? **kiminle gelmişti bu kadar hızlı hoşgeldin mi demeliydi yoksa basit bir nasılsın mı? hoşgelmişti kalbime hoşgelmiş miydim kalbine? -sağol bilge dedim -ne için dedi -liste çok uzun sağol yeter dedim -peki dedi gülümseyerek nihayet nasılsından girip özlemeye geçtik buluşma çarelerini konuştuğumuz sırada yalancı damladı -merhaba deyip ayakta bekledi bilge bu kim lan gözleri ile bana baktığı için hemen tanıştırma moduna geçtim -bu bahsettiğim hemşehrim dedim aaa öylemi bende bilge ile memnun oldular karşılıklı oturdu bizimkisi surat acayip benden çok o bakıyor bilgeye hiç gözlerini ayırmıyor sanki annemi evleneceğim kızla tanıştırıyorum -bahsettiğinden daha güzelmiş kelebek dedi utandım bilge sağol dedi -gerçek dimi bu dedi bilge utandı ben gerçek dedim -bende kelebeğin arkadaşıyım korkulacak bişey yok benden zarar gelmez size dedi ben içimden ne diyorsun laaan dedim bilge kıskandığı için pişman oldu -ben artık gideyim dedi ikimizde şükür dedik **onun gidişi ardına -kusuruna bakma bu böyle işte dedim -önemli değil sevimli kız dedi kafa salladım ssöylemek istemediğim şeyleri söylememek için kahvelerimiz bitme aşamasına geldiği zaman -risk almayalım kelebek ben gideyim artık dedi -aa erken oldu dedim -geçen sefer ısrar edince neler oldu biliyorsun seni kaybetmek istemem dedi ayağa kalktık vedalaşma merasimi sırasında -haklısın ama çok özlüyorum seni dedim -bende deyip kaçarcasına uzaklaştı utancından olsa gerek ben hesabı halledip dışarı çıktım 10 15 adım atmamıştım ki biri enseme dokundu aha yakalandık amk yine babasına deyip arkama döndüğümde bizim yalancı kızla karşılaştım yuh lan ödüme iğne soktu amk -ne yapıyon sen dedim -bekledim işte dedi -işin gücün yok mu dedim bir gece önce söyledikleri için -sen haklıymışsın çok güzelmiş bunun için ana baba satılır dedi resmen duygu sömürüsüne girdi -hem ben kimim ki sonuçta sevdiğin kızı bulmuşsun kusura bakma sana söylediklerim için dedi önemli değil dicem ama önemli amk bana gibtir git diyor -neyse boşver dedim -nasıl affettirebilirim kendimi dedi -tamam boşver dedim ---yok olmaz öyle bişey yapmam lazım dedi -tamam şimdilik bişey yapmana gerek yok ihtiyacım olunca söylerim dedim -peki geç çay ısmarlayayım o zaman teklifini yaptı -yok işim gücüm var eve gitcem dedim -kızgınsın hala bana dedi -off değilim hadi görüşürüz dedim onu sallayıp eve gittim ders bilge ile mesajlaşma ev arkadaşları ile geyik derken ilişkimizin evreleri geliştikçe gelişti artık birbirimizi daha yakından tanımaya başlamıştık çok benzer şeyler i beğeniyor olmamız tanrının bana dua mda bahsettiğim kızı gönderdiğine emin olmamı sağlıyordu ben herhangi bir sulu yemekte bulunan etten nefret ederken aynı nefret onda da vardı benim burçlarda hiç anlamıyor oluşum onun hiç ilgi alanına girmemesi ile örtüşüyord sıcak odada otururken birden dışarı kafayı uzatıp buz gibi havayı derince içime çekmek gibi bir hastalığım varken onun da seni varlığını koklayabilmek için derin bir nefes çekiyorum bu şehirden deyişi var bu işte bir iş amk dedirtiyordu tüm bunlar tesadüf olabilirdi ama bir gün tüm ev ahalisinin parası yatmışken zengin bir menü yapmaya karar verdik akşam yemeği için çerkez olan bir arkadaşımız size mıtık çorbası yapacam dedi bu çorba kıyma ları top şeklinde yapıp çorbasını yaptıktan sonra üzerine yoğurt dökülerek elde edilen bir çorba arkadaş sofrayı hazırladı masaya konuldu bilge ile mesajlaşıyorduk -canım yemek yedin mi diye sordum -hayır canım -neden? ** -canım istemiyor dedi -niye ne var ki yemekte dedim -köfte kızartma salata dedi -e ne güzel seviyorsun sen onları dedim -hayır ya benim canım üzerine yoğurt dökülen çorbadan istiyor dedi kaşık ağzımda kaldı amk durun lan alayınızi giberim sizin dedim ev arkadaşlarıma ne oldu lan dediler -hepiniz telefonlarınızı verin dedim ne yaptığıma anlam verememiş bir şekilde baktılar telefonlarını aldım susun dedim tek tek kontrol ettim mesaj kutularını aramalarını ama yok bizim bilge ile bağlantısı olan yok rehberlerine baktım bilge diye kayıtlı olan numara yok onlara da açıklama yapmadığım için kızmaya başladılar -olm delikanlı olun bu işin şakası olmaz hanginiz yapıyor bunu dedim neyi dediler mesajı gösterdim olm mal mısın kendin söylemişsindir dediler yok lan yok amk ben kimseye söylemedim bilgeye yine mesaj attım -canım sen nerden biliyorsun o çorbayı dedim -geçen televizyonda tarifini gördüm dedi üzgün smiley ile tekrar sordum allah için dalga geçiyorsanız söyleyin dedim yok amk haberleri bile yok olaylardan bu durumdan da bilgeye bahsetmedim zaman içersinde yalancı ile bilge arkadaş oldu birbirlerine hal hatır mesajları atmaya başladılar bunda amaç bilgenin telefonuna yasak gelirse yalancı aracılığı ile bilgeye ulaşabilecektim bir kız olarak bilgeyi araması dikkat çekmeyecekti bilge ile bir daha ki buluşmamızda ** ona bişey söylemem gerektiğini söyledim tüm utancım ve kızarmış kulaklarımla -söyle dedi ne diyeceğimi tahmin ederek biraz çabaladım kem küm aşamasında iken -zor dimi dedi -evet zormuş dedim -bende seni o zaman dedi evet o da beni seviyordu ama hala ssöyleyemiyorduk vedalaşma sırasında bana uzatılan melek elini uzunca tutunca onun elinin titremesi ile benim elimin titremesi senkranizasyonunu beraber hissettik ilk kez yanağımdan öpüp görüşürüz canım dedi beni ders çalışmaya zorladı ders çalıştım bitince haber ver dersin dedi bitti ki dedim 1 saatte benim için çalış o zaman dedi sonra mesajlaşmalarımız devam etti bir gün kuzeninin yanına gittiğinde -kelebek senin face var mı dedi -var ama kullanmıyorum dedim -msn var mı dedi -var dedim -ver şifrelerini dedi şüphelenmesin bişeyler saklamamdan diye ikisini de verdim zaten kullanmıyordum pek -artık yok dedi 5 dk sonra ikisini de silmiş amk yine bir akşam mesajlaşırken uyku için veda vaktinde -öptüm canım dedim -neremden dedi -yanağından dedim -başka dedi -alnından dedim o ısrarla sormaya devam etti başka başka başka diye ben de lafı bir türlü dudağına getirmemeye çalıştım ama ısrarla sorması sonucu en sonunda dudağından dedim ** -yarın buluşalım mı dedi -olur dedim aklıma öpüşecek miyiz lan fikri geldi heyecanlandım tabi ertesi gün okul çıkışı şuraya gel dedi bir park yakalanma ihtimalimiz çok yüksek orası olmasa dedim -yok bişey olmaz gel dedi oraya gittim beklerken -geldim ben canım mesajına mesaj beklerken babası geldi yanında tanımadığım iki genç ellerinde hortum turan taktiği ile çevirdiler beni babası yanıma geldi elinde bilgenin telefonu bende geldim canım öp beni dudağımdan dedi hasgibtir babası ile mi mesajlaşmıştım yediğim ilk hortum darbesinden cevabı aldım sonrasını sayamadım bile tek hatırladığım başımı korumam gerektiği idi iyi geceler bugünlük nokta **vücudumun sol tarafı yerde bacaklarım karnıma kadar çekilmiş kollarımla başımı korur şekilde hortumları vurdukları yerde ateş çıkıyor yattığım yer buz gibi olduğu için titriyordum nihayet daha önce hiç duymadığım dıbına soktumun amı sokuğu seni şeklindeki küfürler eşliğinde beni öylece yerde bırakıp giderlerken buna sevinsem mi yoksa yediğim dayağa üzülsem mi bilemedim özürlüydüm kör etti aşk göremedim kokusunu alamadım bu dayağın duyamadım bana gelen baba adımları tadı çok acıydı ama en iyi çalışan duyum dokunmak olmuştu vücudumda dokunduğum yer yanıyordu amk bi ayağa kalkayım dedim bırak ayakları destek için kolumu kullanamıyordum parktaki bir banka zar zor gidip oturdum telefonu çıkardım 5 yaş falan küçük olsam ilk arayacağım bizim mahalle binoları olurdu toplanın adam dövmeye gidiyoruz diye 10 yaş küçük olsam babamı arar ağlardım babaaaa diye ama yaş büyüdükçe yalnızlaşıyor insan kimseyi aramadım biraz oflayıp biraz poflayarak tek bacağımı kullanıp bastıkça basınç yapan morarmış damarlarımı zorlayarak eve geldim yatağa geçip dayak yerken ki vaziyeti alarak uzandım **bilgeye mesaj atsam babası hala akıllanmadın mı lan sen deyip tekrar gelebilir diye vazgeçtim telefonunun kimde olduğu hala bir soru işaretiydi ev arkadaşının birisi -naber la erken yatmışsın amk diye yanıma geldi -dayak yedim olm dedim -hadi?kim? hemen dövelim lan desede -kimi dövüyorsun olm tanımıyorum dövenleri dedim bir kızın babasınından dayak yemiş olmak arkadaşlarımın kıza cehpe almasına sebeb olacağı için gizli tutmaya karar vermiştim diğer ev arkadaşım memleketine gitmişti yaralara baktı bildiğin basbaya morarmıştı heryerim var mı yapabileceğimiz bişey teklifine bende ne yapılır bilmediğim için sağol dedim ben uykuya daldım diğer arkadaş beni kaldırıp hafta sonunda sevgilisi ile beraber kalacağını söyledi -kızı ne zaman buldun da hafta sonunu beraber geçireceksiniz olm dedim -eski kız panpa bişey olursa bana haber ver hemen gelirim dedi onu da uğurlayıp yalnız kalmıştım insanlık hali sıçıyoruz hepimiz ama hortumlanmış bir züte sahipken bunu yapmak... -ben memlekete gidiyom var mı bir isteğin dedi yalancı mesajında -yok eyvallah dedim -kıyafetlerini zütüreyim mi dedi -yok sağol dedim -annenden babandan bişey istiyon mu dedi -yok istemiyorum dedim -bende gitmiyim o zaman dedi -yok git sen dedim ---ne kadar aksisin sen ya dedi -yok sinirliyim dedim keşke demeseydim hemen telefon çaldı başladı ahiret soruları paran mı bitti -yok hasta mısın -yok bilge ile mi kavga ettiniz -yok arkadaşına mı bişey oldu -yok sınav mı kötü -yok lan hasta etmesene olm adamı ne oldu anlat dedi -yok bişey kızım hadi kapatıyorum dedim telefonu kapatırken kolumun ağrısından dolayı off çektim telefon kapanır kapanmaz yine aradı meşgule aldım cevap vermedim fakat bizim yalancı kız benim işime yarayabilirdi bir bayan sesi olarak ona bilgeyi aratabilir telefonu kimin açtığına bakabilir müsaitse bilge ile konuşabilirdim ben yalancı tekrar arar diye bekliyordum ama aramadı ben ona mesaj çektim -selam söyle bizimkilere dedim cevap gelmedi çünkü bir saat sonra kendisi geldi durumu görüp -hani lan kim dövdü olm dedi -ya boşver kimin dövdüğünü tanımıyorum dedim -vaay erkeklik gururun yüzünden mi bana söylemiyon biz arkadaşız olm dedi yaralara bakayım dedi göstermemeye çalışsam da kolumda olanlardan ve duruş şeklimdeki yamukluktan dolayı zaten anlayabiliyordu -ben geliyorum bekle dedi nereye olduğu sorusuna cevap vermedi 10 dk sonra geri döndü nereye gittin dedim ** sorumu cevaplamadan çantasını alıp yine gitti 3 dk sonra kapı çalındığında gelen gülçindi -geçmiş olsun kelebek dedi -ne geçmiş olsun dedim -dövmüşler üzüldüm var mı yapabileceğim bişey dedi -sen nerden biliyorsun dedim ama o cevabı vermeden bizim yalancının söylediğini anladım -krem istemişti de yapabileceğim başka bişey var mı dedi gülçin -yok sağol dedim ısrarla içeri davet etmeyince o da gitmek zorunda kaldı yalancı elinde ecza torbası ile geldi -nerde senin ev arkadaşları sürsünler şunları dedi -yoklar dedim ama bu deyiş sen sür gibi anlaşıldı ki -tamam ben süreyim o zaman dedi -sen niye gülçine söylüyorsun dedim -üzülsün diye söyledim dedi -niye üzüyorsun kızı dedim -haketti olm sensiz yaşayamam diyordu sonra hemen başkası ile çıktı oh olsun meraktan kuduruyordur şimdi dedi -sen varya çok tehlikelisin dedim -aç ta sürelim şu kremi dedi -sen çık odadan ben sürerim dedim -sırtına nasıl süreceksin dedi -orasıda iyileşmeyiversin çık hadi dedim -vücudun kaslı olsa ısrar ederdim ama neyseeee kendin sür dedi ben ey allahım sabır ver i sesli şekilde söyleyemezken o odadan çıktı kıçıma başıma sürebildiğim yerlere sürüp kendimi tıbbın mucizisesine bırakmışken -giyindin mi dedi yalancı -giyindim ben sen git dedim -yok olm nere gidiyom bana emanetsin sen dedi elinde kahve ile girerek -kim emanet etti dedim -annen baban bi de bilge dedi -bilge nasıl emanet etti dedim -iyi bak ona dedi dedi -ne zaman dedi bunu dedim -hep konuşuyoruz olm zaten dedi -bi arasana dedim ---yok arayamam telefonu bozulmuş babası tamire zütürmüş dedi -sen nerden öğrendin bunu dedim -ev numarasından beni aradı merak etmememi söyledi senin haberin yok mu dedi -senin numarayı ezbere biliyorda benimkini nasıl bilmiyor o da ilginç dedim -haa sana haber vermedi o zaman dedi -bi arasana evlerini dedim -benim çıkarım ne olcak bu işten dedi -yemek ısmarlarım dedim -yemek olmaz bira ısmarlayacakssın dedi -olm içtin mi sen daha önce dedim -hee bi kere içtim dedi hem bilgeyi çok özlediğim hem onun durumunu merak edip iyi olup olmadığını duymak için geçiştirme bir cevapla -tamam lan söz dedim bilgenin evini aradı telefona babası çıkmış bilge ile yalancı kısa bir görüşme yaptı iyiyim sen nasılsın gibi cevaplar gelmesinden babasının da yanında evde olduğu anlaşılıyordu yalancı - müsait olduğun zaman konuşuruz bilgecim deyip kapattı -yemek yedin mi sen dedi -boşver yemeği ne anlattı dedim -bişey konuşamadık ki müsait değilmiş yarın konuşacaz dedi -tamam yarın ararım onu ver numarasını bana da dedim -veremem babası çıkarsa nolcak yarın ben ararım konuşursun dedi -tamam hadi geç kalma git sen dedim -nere gideyim dedi -yurda gitmeyecek misin dedim -hayır gitmicem yatarım burda dedi -hayır burda yatamazsın git dedim -senin için o kadar şey yaptım kovuyor musun şimdi iyi yarın kendin ararsın o zaman dedi -tamam tamam ne yaparsan yap ben yatıyorum dedim yatağa girip olayları düşünürken uyumaya çabalıyordum ki mesaj geldi -canım iyi misin? ** gönderen bilge diye kayıtlı kişi ama mesajı yazan babası mı bilge mi bilemediğim için ne tak yiyeceğimi şaşırdım -kimsiniz dedim -ben bilge canım cevap ver arayacam dedi telefon çaldı -benim canım merak etme çok özledim seni deyip kapattı ben zaten zütüme hortum kaçmasından tırstığım için konuşamadım -telefonun tamirde değil miydi dedim -hayır babam almıştı seninle mesajlaşırken, bu akşam da bir arkadaşın arıyor diyerek verdi senin hemşerin arayınca dedi -bişey anlattı mı sana baban dedim -iyi misin kelebeğim dedi -eh işte dedim -çok üzüldüm kusura bakma ne diyeceğimi bilemiyorum yatmasını bekledim mesaj yazmak için dedi -sizin ev telefonu var mı bilge dedim -yok canım kullanmıyoruz herkeste cep olduğu için hayırdır dedi -bizim hemşeri ile ne konuştunuz telefonda dedim -aradı beni kavga mı ettiniz kelebekle diye sordu ben de durumu anlattım,ben gider bakar sana haber veriririm dedi dedi -tamam merak etme iyiyim dedim -ne yapacaz kelebek dedi -ben sensiz yapamam bilge dedim -bende canım ama sana zarar gelmesini istemiyorum dedi -baban beni akıllansın diye dövdü bende bir süre akıllanmış numarası yaparım merak etme dedim -babanın ismi hasan ali mi dedim -hayır canım niye ki dedi -hasan ali kim o zaman dedim -hangi hasan ali canım dedi ---bilge bu telefonun sahibi hasan ali isimli birisi çıkıyor sorgulayınca ben babandır sanıyordum dedim -eski sevgilim 3 sene çıkmıştık dedi -yarın hemen bu numarayı değiştiriyorsun o zaman dedim -hayır değiştiremem babam şüphelenir dedi -bana bu numaradan bir mesaj daha atarsan cevaplamam dedim -kelebek unutmaki bu numara sayesinde tanıştık ilk fırsatta değiştirecem tehdit etme beni dedi biraz geri vites yapmak zorunda kaldım haklıydı ama madem eski sevgilisi neden hala onun numarasını taşıyordu peki bu eski sevgilisi kimdi amk 3 sene bide yuhh bir kaç mesaj daha gönderişip yattık sabah kalktığımda sorguya alacağım kişi tabi ki yalancı idi bi kalktım çayı koymuş kahvaltıyı hazırlamış fırından simit almış hiç sesimi çıkarmadan önce kahvaltıyı yaptım o nasıl oldun diye sordu iyiyim dedim çok merak ediyordum bu yalanlarının sebebini ama ürkütmeden öğrenmek istiyordum -hadi bilgeyi ara babası işe gitmiştir dedim -sonra ararız uyuyordur daha dedi -sen memlekeye gitmeyecek miydin dedim -amaan boşver zaten sürpriz yapacaktım gitmeyiveririm dedi -benimle bira içmeyi çok mu istiyorsun dedim -evet niye dedi -bunu elde etmek için niye yalan söylüyorsun dedim -ne yalanı dedi -dün gece bilge ile mesajlaştık dedim -tamirde şey aaa haberim yok demek öyle hmm gibi saçma sapan konuşmaya başladı -getirdiğin kremlerin içinde ki fişin saatine baktım buraya ilk gelişinden önce alınmış o kremler zaten açık eczane bulmana da şaşırmıştım, işin içine gülçini katmana anlam veremedim ama belki de onun geleceğini biliyordun onu tamamen unutmuşmuyum veya bilgeye ne kadar sadığım onu öğrenmek istedin sanırım bana sorsan söylerdim dedim **sessiz kaldı başını öne eğdi -amacın ne senin amacını söyle bana dedim -bana kızgındın senin için bişeyler yapıp kendimi affettirmek istedim dedi -bana yalanla yardım edemezsin tam sana ısınıyorum sana bişey olacak diye korkuyorum seni merak ediyorum sen bir yalanla soğutuyorsun kendinden ya yalan söylemeyeceğine söz ver ya da çık git memlekette düğünde bayramda istemeyerek karşılaşalım ancak dedim -çok çabuk affettin ama dedi -döveyim mi dedim -bira içecek miyiz dedi -cevap ver önce dedim -nasıl olsa yakalıyorsun niye söz vereyim dedi -çık git o zaman burdan dedim -söz dedi -nedense hiç inandırıcı gelmiyor dedim -görürsün zamanla dedi ben kalktım tv başına geçtim üzerine oturamadığım zütümün altına yastık koymakla uğraşırken o ben çıkıyorum kelebek diyerek gitti geri geldiğinde yanında reisi cumhuru getirmesini beklerdim de bilge ile gelmesini asla ben olayın şokunda iken yalancı ben artık gideyim görüşürüz dedi bilge bana çoktan sarılmıştı bile içeri geçtik konuşamayan ben görüşünün sevincini halimin üzüntüsüne bürüyen bilge ile başbaşa kaldık -nasıl geldin canım dedim -canım 3 apartman yanda oturuyorum dedi -baban dedim -gezmeye çıkıyoruz diye çıktık seni görmeden yapamadım çok merak ettiğimi söyledim senin ki de sağolsun getirdi dedi eliyle yoklamaya çalışarak acıyor mu dedi -yok desemde kolumunda ve sırtımdaki izleri görünce gözleri doldu -lütfen affet beni hep benim yüzümden geldi başına dedi ** -shh ağlamak yok, oldu artık ben razıyım şikayetçi de değilim.bir gün gelecek baban torunlarını severken bunun konusu açılacak ve hep beraber güleceğiz dedim -babaları özürlü kalacak diye korkuyorum ama dedi -kalbim sana yatalak oldu benim dedim -anlamadım dedi -ben sana çok fena aşık oldum bilge dedim -ne diyorsun kelebek dedi -valla seviyorum billa seviyorum hem de çok seviyorum dedim yaralarımı unutmuşcasına sarıldı sıkıca onu sevmenin hep acı vereceğini o an anlamalıydım biraz oturduk babasının neden böyle yaptığını sordum bilge anlam veremediğini söyledi neden olabileceğini sordum -eski erkek arkadaşımdan dolayı olabilir dedi -ne alakası var eskisi ile dedim -beni üzerek ayrıldı tekrar üzülmemi istemiyor olabilir ona ne kadar mutlu olduğumu anlatmam lazım galiba dedi -hortumu yemeden önce anlatsaydın keşke dedim espiri mahiyetinde -ben ona söz vermiştim, güvendiğim birisi karşıma çıkarsa ilk babama söyleyeceğimi dedi -tamam da bu şekilde dövecek kadar niye kızmış olabilir ki dedim -bilmiyorum canım tekrar özür dilerim dedi telefonunu çıkardı bir numara çevirip ben hazırım dedi bi kaç dakika içinde kapı çalındı aha şimdi taku yedik amk dedim içimden -kim geldi bilge dedim -merak etme dedi kapıyı açtı gelen bizim yalancı -gidelim mi dedi bilgeye -görüşürüz canım diyerek bir öpücük gördü yanaklarım hayatımdaki kişilere bak amk biri yalancının teki diğeri pgibopat babaya sahip bir melek bu şiddetin sebebi beni çok meraklandırıyordu aradığım cevabı bilgede de bulamamıştım alışıla gelmiş racona göre kızına asılmış bir erkeği bir uyarırsın iki uyarırsın baktın olmuyor bi tokat atarsın hortum ne amk ** yalancı geri geldi -sevdin mi sürprizimi dedi -ne sürprizi dedim -bilgeyi getirdim ya dedi -iyi aferim dedim -ne konuştunuz dedi -hortumun zararlarından konu açıldı, aşk'ın soru işaretlerine laf değiştirip, geleceğin bilinmezliğinde kaybolduk dedim -oo baya konuşmuşsunuz o zaman nasıl oldun sen dedi -fena ağrıyor uzanayım ben biraz dedim kremlenip yattım her kremlenme sonrası o giydiklerimi değiştirmek de şart oluyor tabi akşam üzeri kaldırıldığımda bizim yalancı ufak çaplı bir yemek hazırlamış onu uyku sersemi ile yedikten sonra dolaba gidip biraları getirdi -bunlar ne olm dedim -sözün var kelebek dedi -ne sözü dedim -yuh be olm bilgeyi getirdim sana dedi bir kız benimle bira içmeyi neden bu kadar istesin ki amk heves etmiş bana güvenmiş sarhoşken ona bişey yapılmassından dalga geçilmesinden korkmuştur diye düşündüm eyvallah deyip açtım birayı tv açık kanalın birisinin radyosunu açtı onu dinliyoruz ben ona bakmamaya gayret ediyorum o da çaktırmadan içiyor birayı sadece göz ucumla şişeyi sehpaya bırakınca bakıyorum her seferinde ne kadar içmiş diye fıstık da almış kabuklarını parmakla aralayıp aralayıp atıyorum mideye benim birinci bira bitti konuşma yok diğerini açmaya çalışırken o da bardakta kalanını kafaya dikti ben bir yandan da düşünüyorum olm kelebek zeynep olayını biliyorsun içtin kızı öptün amk kendini kontrol et diye yok lan bişey olmaz diye de kendi kendimle konuşuyorum içten içe -bunu da açar mısın dedi -mutlu musun dedim ---ne için dedi -bira içiyorsun benimle gözünde büyüttüğün kadar varmıymış dedim -anlamadığın şeyler var dedi -neymiş dedim -zamanla anlarsın dedi -gizem yapma bana anlat dedim -sen mutlu musun dedi -bira içiyor olmaktan mı dedim -hayır dayak yemekten dedi -ne için yediğime bağlı dedim -kimse dayak yemeyi istemez,ama kimse yalnız da kalmak istemez sende haklısın dedi -sen yer miydin sevdiğin için dayak dedim -rahmetli babamın bir isteği oldu benden dedi -neymiş dedim -bana şöyle dedibirisi bana gelip senin kızın yanında ki kim dediği zaman cevabım olabilsindedi -sen cevap verdirttin mi babana sordukları zaman dedim -babaya gidip ben şu çocuğu seviyorum demek zordur.bu zorluğu yaşamamak için başkalarına görünmedenn sevdim dedi -komik lan senin seviyor olabileceğini düşünmek dedim -niye komik olsun dedi -yalancısın sağın solun belli değil, senin sevdiğin kişiyi düşünsene bi kere dedim -hiç yalan söylemeden sevdim kelebek, senin gibi sevdim, körü körüne sevdim,sen dayak yedin noluyor lan bile diyemedin gözlerin kör olduğu için bu kim? beni neden dövdü? diyemedin.sevgilini getirdim yanına nasıl bir baban var senin bile diyemedin, yine dayak yiceksin ama hiç umrunda değilmişcesine sevmeye devam ediyorsun, bende sevdim senin gibi sevdim ama sonuç yine ayrılık yine ayrılık dedi -siz niye ayrıldınız dedim -yalan yüzünden dedi -hani yalan söylememiştin dedim -söylediğimi düşündü açıklayamadım bile yalan olduğunu gitti sonra arkasından ispatlamaya çalışırken farkettim ki bir seven yalan olsa bile öyle bırakıp gitmez en azından açıklamama müsade ederdi. demek ki sevmemiş dedim kendimce,, biraz gurur yaptım ama dayanamadım onsuzluğa yine denedim olmadı,ilk kez sevmiştim çünkü aşk deyince aklıma gelicek tek isim onun ismi oldu, gidişinden sonra kalan acıyı geçirebilecek tek şey tamam inandım canım diyecek bir sevgiliydi ama demedi -sen şimdi bu yüzden mi yalan söylüyorsun hep dedim -hayır alakası yok saçmalama dedi -bana bundan sonra yalan söylemeyeğine söz vermiştin ya hani dedim -evet dedi -geçerli mi hala dedim -evet dedi ---o zaman henüz haberdar olmadığım yalanlarını söyle dedim -yalan yok başka dedi -çok ciddiyim bu konuda şu an fırsatın varken söyle dedim -arkadaşı güvenilir mi dedi -hangi arkadaşım dedim -hafta sonunu sevgilisi ile geçireceğini söyleyen dedi -sen nerden biliyorsun bunu dedim -sevgilisi yok onun ben rica ettim kabul etti sağolsun dedi -sen manyak mısın?bu ne saçma bir rica?ne yapıyorsun neyin peşidesin dedim -tamam başka yok dedi -gerekçe olarak ne gösterdin de gönderdin onur'u(ev arkadaşım) dedim -bi işimiz var dedim o da zaten dünden razıymış gitti dedi -doğru düzgün anlat şunu dedim -kızmak yok ama dedi -şimdide gerginim anlat bakim dedim -sanırım bu senin onur benden hoşlanıyor dedi -dur lütfen kafamı allak bullak ettin şunu açık açık anlat tane tane anlat dedim -bak şimdi,biz seninle bu gece bira içiyoz ya o bahane aslında, onur seninle benim bu gece konuştuğumuzu biliyor, sana yarın ne konuştunuz diye sorcak, sözde senin onurun benden hoşlandığından haberin yokmuş gibi davranacaksın ve benim başka bir erkekten hoşlandığımı onura anlatacaksın dedi -peki ben sana bu yalanlarını sormasam sen bana nasıl açıklayacaktın bu olayı dedim -bilerek söyledim yalanı,ve bilerek yakalandım sana yalanlarımda dedi -allahını seversen sen ne kadar egoist bir insansın.. bunun planını ne zaman yaptın, nasıl kurguladın, basitce bana gelip kelebek onur benden hoşlanıyor ama ben ondan hoşlanmıyom deseydin ya dedim -hep kızıyorsun arkadaşlığınızın bozulmasını istemiyorum, çocuk hoşlanmış işte ama ben istemiyorum, ayrıca bu eve rahatça girip çıkmak istiyorum dedi -sen bunları düşünebiliyorsan bana da yardım et o zaman ben bilge ile nasıl buluşacam bundan sonra dayak yemeden dedim -bana iyi davranacaksın ben onu evden çıkarıcam gerisi size kalmış dedi. ikinci biralar biterken hiç bir sarhoşluk belirtisi yoktu onda biraz ottan taktan derslerden konuşurken dudaklarında yamulmalar elleri ile ifade edememeler başladı 3.birayı bitiremeden ben yatıcam dedi kalktı lavaboya **ben onun geri gelmesini beklerken bilge mesaj atabilir hale geldi yaralarımın nasıl olduğundan girip beni görmüş olmaktan dolayı yaşadığını mutluluğu anlattı bana olan özlemini, bana bişey olma ihtimalinin korkusunu mesaja dökerken ben ona karşılık olarak benim özlemimin daha fazla olduğunu iddaa ettim ve asıl korkulması gereken şeyin onu kaybetmek olduğunu söyledim öyle bir şeyin olmayacağını umduğunu söyleyerek mesajlaşmalarımız devam etti ben bizim yalancının wcden çıkamama sebebi olarak içtiği birayı ağzından çıkarması olarak düşünürken -iyi misin lan soruma cevap gelmemesi üzerine gidip baktığımda wc de değil benim yatakta yatıyor olduğunu gördüm bilge ile mesajlaşmanın verdiği mutlulukla sesimi çıkarmadan salona geçip yattım baş ağrısından şikayetçi yalancı ile kahvaltı yaptıktan sonra o yurda döndü ben okula geçtim okul çıkışı eve geldiğimde onur da evdeydi memleketine giden arkadaşımda -nasıl geçti kızla hafta sonu panpa dedim -iyi geçti şeklinde geçiştirme bir cümle kullandı bunu duyan diğer ev arkadaşımız -bi dk lan onur kız mı buldu amk. hemde hafta sonunu beraber mi geçirdi? gibseniz inanmam dedi -bende anlamadım panpa 4 saattir dikkat ettim de ne bir mesaj ne bir telefon açıyorlar birbirlerine dedim -biraz tartıştık beyler üzerime gelmeyin deyip odasına kaçtı onur bilge babasının yakalama ihtimalinden uzaklaştıkça mesaj atmaya devam etti tanıdıkça seviyor sevdikçe özlüyor her mesajının yolunu gözlüyordum yalancı mesaj atarak -onurla konuştun mu dedi -yok sormadı daha bişey dedim ** -tamam ben yarın halledicem başka şekilde dedi onun planlarına akıl sır erdiremediğim için üzerine gitmedim konunun ders çalışırken aklıma gelen bir şiiri kağıda döküp bilgeye göndermeye karar verdim bunun için bizim yalancının ufak bir desteği lazımdı onu arayıp durumu anlattım hallederiz dedi ertesi gün okul çıkışı hadi mesajıma -şu internet kafedeyim gel burdan gideriz dedi internet kafeye gidip yanına oturduğumda -ne yapıyorsun lan demeden geçemedim durumu anlattı *onur buna faceten arkadaşlık daveti göndermiş, yalancı sahte bir erkek face hesabı açıp bu kişi ile kendisinin ilişkisi var olarak göstermiş, açtığı sahte erkek hesabına bir erkek resmi yükleyip, arkadaş listesini kişilerin görüşüne engelleyip kendi ilişkisi var kısmını da sadece onur ve benzeri ona asılan erkeklerin görebileceği şekilde ayarlamaya çalışıyordu -lan bu kadar uğraşılır mı dedim -güzel olmak zor iş şekerim herkes peşimde dedi çoooook artist bi şekilde -hadi sonra yaparsın al şu mektubu bilgeye zütüreceksin dedim -tamam olm bitti iki dakika bekle dedi görevini yerine getirdiğini akşam bilgeden aldığım teşekkür ve beğenisini belirten mesajı ile anladım bir akşam ev arkadaşlarımın arkadaşları dışarda içmenin pahalı ve ev ortamında içmenin zevkinden dolayı bizim eve geldiler onları yalnız bırakayım dedim ama beni de ısrarla davet etmeleri sonucu bende içmeye başladım içtiğimiz votka acayip başımı ağrıttı içerde içilen sigara ve sıcak havanın da etkisi ile ilaç ve hap kullanmayı sevmediğim için ssodanın içine limon sıkıp tuz atarak içtim(bu benim baş ağrıma iyi geliyor) bilge telefonun başında olup olmadığımı sorar bir mesajla -kelebeğim yazdı -nasılsın canım dedim ---başım çok ağrıyor dedi ben benim başım da ağrıyor diyemeden onun derdine düştüm -ağrı kesici yok mu dedim -haplar alerji yapıyor bana kullanamıyorum dedi -soda iç limonlu tuzlu dedim -babaannelerimiz aynı kişi olabilir mi kelebek dedi -sende mi onu içiyorsun başın ağrıyınca dedim -evet ama hiç sevmiyorum dedi en azından bu benzer değildi en azından ben limonlu sodayı seviyordum ertesi gün okulda iken mesaj geldi bilgeden -canım buluşalım mı diye en son onun buluşma teklifinde zütümde hortumlar patlamıştı şimdi bu mesajı yazan kimdi? kim olduğu nasıl öğrenilirdi? **yalancıyı arayıp bilgeyi bir arasana dedim -neden dedi -ara işte müsaitse konuşacam dedim -bu bir emir mi dedi -hayır rica ediyorum dedim -yola gel deyip kapattı telefonu ona sinirlenemeyecek kadar heyecanlı ve meraklıydım -müsaitmiş diye mesaj attı yalancı arayıp şaşırdığımı ve beninde buluşma isteğinde olduğumu söyledim buluşma gerçekleşirken bana getirdiği ve kendisinin ördüğünü iddaa ettiği bir kere yıkanmış(bunu bilerek yaptığını söyledi) bere hediyesini aldım bu bilgeden ilk aldım hediye olarak aşk tarihime yazılırken benim de ona hediye alma gerekliliğini hissettiğim ilk andı diyebiliriz bir kız bana özenip uğraşarak el işi bere yapıyor hediye veriyor ve ben bunu gördükten sonra ona hediye alma ihtiyacı hissediyorum bu da benim mallığım yer misiniz bilmem ama aşk konusunda ki tecrübesizliğim olarak da kendimi savunabilirim haliyle çok sevdim bereyi bu konuda ki teşekkürlerimi sunarken -beni hiç unutma kelebek dedi -niye unutayım ki seni dedim -şunu hiç unutma bir gün ayrılırsak sen beni ne zaman düşünürsen bende seni o an düşünüyor olacağım(bu cümleye ilerleyen bölümler içi dikkat lütfen) -tek düşüncem beni ne kadar mutlu ettiğin olur inş dedim gülümsemesini reflekssel olduğunu düşündüğüm elini bileğimi üzerine koyması ile süslendirdi bu benim utanmama aynı zamanda çevreye bakarak herhangi bir hortum gelip gelmediğini kontrol etmeme sebeb oldu -ne garip ,hiç akılda yokken tek düşüncesi haline gelmek veya getirmek dur bakalım daha neler görcez hayattan dedim elimin üzerinde duran eli ile elimi sıktığını farkettim karşılık vermek istiyordum ama sanki iki sene amudda yürümüşcesine halsizleşti ellerim olm bırak o tutuyor işte çekerse ne yapacan anı yaşa felsefesi beynimde trend topic oldu muhakkak ki aile baskısı sebebi ile bu buluşmamız uzun sürmeyecekti zaten bilge de ben gideyim demeye başladı yolcuya dur denir di kal gitme denir di de geleceğini bildiğine sadece görüşürüz dendi hemde en kısa zamanda olması dileği ile bu buluşmadan kendime not kelebek sen harbiden bu kızı seviyorsun eee gerisi?? gibtir et olm anlık mutlusun işte ... yalancıya da nedense rapor verir oldum okul çıkışı size geliyom diyor gelme desemde geliyor hep beraber salonda diğer erkeklerle otururken paso birisi ile mesajlaşıyor yada mesajlaşıyor numarası yapıyordu ** bizim onur da ondan umudunu kesmek zorunda kalıyordu takdir ederim yalancı olayı sizi kız arkadaşlarımla taıştırayıma kadar getirdi kendini bu ilişkiden kurtarmak için onur olur deyince zaten golü kendi kalesine atmış oldu yalancının gözünde biraz olur ihtimali varsa bile bitmiş oldu bunun kabağı da benim başıma -gördünüz mu olm hepiniz aynısınız olarak patladı sonra ben senin aşk koçun olacam dedi -lan kaç kişi ile çıktında bana koç olacaksın dedim -olm acayip bir fikrim var dedi -neymiş dedim önce bilge ile görüşmesi gerektiğini söyledi ne kadar yalvarsam da anlatmadı planı günler geçtikçe biz buluşmaları azalttık her müsait oluşunda mesaj yazdı bilge canım babamlarla bir iki saat oturayım mesajlaşmayalım merak etme diye avuttu beni yalancı nasıl yaptı bilemem ama onların evlerine konuşlanmaya aileye kendini sevdirmeye başladı artık evlerine gelir gider kimseye de hesap vermez oldu bilgenin annesi basbaya yalancıyı seviyordu **ben yalancının planını öğrenmeyi beklerken bana göre çok taktan olan bir planı bilgeden öğrendim plana göre onlar ailecek gidecekleri bir avm veya herhangi bir yere ben sözde kız arkadaşımla gidicem böylece babası aramızdaki ilişki bitti sanıcak yalancı onu evden daha rahat dışarı çıkaracaktı olmaz dedim inat ettim olmazdı çünkü ben bu kızı çok seviyor ve bilge ile ciddi olmak babasının da bir şekilde rızasını almak istiyordum zamanla efendi bir şekilde takılıp babasının beni gördüğü veya görebileceği yerlerde saygısızlık yapmayarak babasına, hortumla dövülecek kadar da kötü çocuk değilmiş imajı vermek istiyordum gel gelelim yalancı ile bilge ittifakına bunu bir türlü anlatamadım bilge ile ilk tartıştığımız konu olarak da bunu ssöyleyebilirim olur du olmazdı derken yalancıyı çağırıp -nasıl aklına soktuysan çıkar bilgenin aklından bunu dedim -olm bi düşün ben bilge için izin alırken babasının aklında sen olmucaksın dedi baktım maçı kazanamıcam zamana oynayamaya başladım sınavlar bahanesi ile derse gömülüp yalancının eve sınavlar bitinceye kadar gelmemesini söyledim bu aynı zamanda ilişkimize karışma anldıbına da geliyordu ama anlayana uzunca süredir peşinde olduğum başka konu bilgeye alabileceğim bir hediye idi görünebilecek bir hediye alamayacaktım takı olmaz babası görür **giyecek olmaz bu nerde geldi denir korkusu ile uzun uğraşlarla bir hediye hazırlayıp onunla tekrar buluşmak için zaman kolladım akşam üstü okul çıkışları bazen yalancı evlerine gidiyordu yaşadığımız aşkın konuşabilirliğimizin birbirimizi mutlu edebilirliğimizin devamı için bilge ile hiç risk almadan mesajlaşıyor babası evde iken resmen ölü taklidi yapıyorduk kurduğumuz plana göre bilgenin bana mesaj gönderirken mesajın ondan geldiğini anlamam için kullandığı şifre ilk kelimedeki harf tekrarı idi -nnasılsın gibi bununla da yetinmeyip benim ismimi bilge telefonuna yalancının ismi olarak kaydetti bunu duyan yalancı bana kullanmadığım modeli düşük telefonumu alarak oraya giderken çantasında taşıyor ve iki tane telefon numarası varmış numarası yapıyordu aslında yalancı bizim ilişkimizde ki masanın altına koyduğumuz kağıt parçasıydı o olmadan da ayakta durabilirdik ama o vardı bazen bana yalancı hakkında olumsuz şeyler söylüyor asla derine inmiyor gerekçelerini net olarak söylemiyor bende beni kıskanıyor olduğunu düşündüğüm için pek sallamıyordum altından girip üstünden çıkıp bilge ile bir buluşma ayarladıktan sonra onun benim için ördüğü bereyi giydim buluşma yerinde beklerken o geldi hediyemi çıkardım küçük bir zarf -bu ne canım dedi onun için bişeyler yazdığımı söyledim okuyabilir miyim şimdi dedi -sen okurken ben seni izleyebileceksem olur dedim -utandıracak bişeyler yazdıysan evde okuyayım dedi sen bilirsin söylemime merakına yenildiği için okumaya başladı -ellerim var ama iki mil tutup bişeyler öremez halbuki çok isterdim soğuklarda üşüyen ellerine bir çift eldiven örebilmek ne kalemim kara ne boyam yağlı çizemem resmini kokun, derin nefes alışımken değiştirmeye çalışmak da olmazdı, başkalarının deneylerini üzerinde sen bana bir hediye iken hediyeye ne hediye alınır bilemedim kalbinin kulpunu bilsem takıştırırdım neyim varsa kaderimin yolunu bilsem verirdim anahtarı al sen sür diye ama bilemedim ben sana hediye seçemedim ilk hediyemi ilk hediyeme sözlü olarak vermek istedim... bunu okuduktan sonra bana baktığında bana bakmasını bekledim turkuaz gözlerine seni seviyorum u belki sessiz ama kalbime göre haykırarak söyledim duru gözleri dalgalandı da bende dedi sadece bir kez kırparak kirpiklerini tüm tecrübesizliğimle bu anı yaşıyor olmak ilk kez denize dalmak gibiydi çırpınıyordum yüzeyde başım dik kalabilmek için ama olmuyordu amk turkuaz gözleri beni derinlere çektikçe gözlerim derinlere kayıp yerlere bakıyor ellerimin takati kesilip koyacak yer arayışına giriyordu o benim bu halimden zevk mi alıyor bilinmez gülümssüyordu utangaç erkek ben oturken o kalkıp gözleri başka yerde iken -bende dedi **bileğini bana bak öyle söyle dercesine tuttuğumda -aldığım en güzel hediyeydi dedi gitti tamam da amk bi de işte seni seviyom de biz nasıl diyoz. sevgili nazı olarak bu anı da not alıp eve doğru giderken bana hergün yürümesi ölüm gelen o yolun neden o kadar hızlı bittiğini neden asansöre binmeyip merdivenleri koşarak çıktığımı niçin ıslık çalıyor olduğumu ve neden seviyorummmmmmmm laan diye bir bağırma ihtiyacı duyduğumu bilmiyorum sınav döneminde klagibleşen babasının evde iken yemek yeme tv izleme oturma fasılları esnasında mesajlaşmamamızdan faydalanarak çalıştım mesajlaşmalarımız ve konuşmalarımız da oldukça mesafe yaptı bin bir güçlükle çıkan o iki kelimeyi daha rahat telaffuz edebiliyor ondan da duyma girişimlerimden tam olmasada imalı karşılıklar alıyordum zamanla tanıdım tanıdıkça evet lan seviyorum bunu dedim sınavların bitmesine yakın yalancı yaz okulu için geri gelmesi gerektiğini söyledi ben ise inekliğimden hiç ödün vermeyerek hiç bir dersi allta bırakmadım bunun muhasebesini yaparken ulan olm kelebek alttan bir ders bırak kızı görürsün desemde gibtir et ders olmadan yine gelirsin daha mantıklı geldiği için onu uyguladım gitmem gerekiyordu ama iki gün rötar yaptım bilge ile buluşabilmek için o ağladı ben erkekler ağlar mı lan? sorusu ile başbaşa kaldım sonra koyverdim amk niye ağlamasın diye -gelecek misin diye sormuyorum bile kelebeğim dedi -bende sevecek misin diye bile sormuyorum dedim -seviyorum tabi salak dedi ** anlamamış numarası yaparak sadece bir kez daha duyabildim beni sevdiğini onun ağzından onu o kadar seviyordum ki bir sevgilinin öpülebilir birisi olduğunu unuttum ama onun aklına dudağımın sol alt köşesine bir öpücük kondurup beni uğurlamak geldi onun ayaklarının gitmek istemez adımlarının alışkanlığı benim kalbime bulaştı gittikçe zorlaştı ertesi gün gitmeden önce hiç huyum olmadığı halde risk alarak penceresinin önünden el sallayarak vedalaştık yalancı ile aynı otobüsle memlekete döndük -hoş geldin oğlum -hoşbulduk ana baba geyiğinden sonra meğer bizim memleket ne sıkıcı yermiş onun farkına vardım bi gibim yoktu amk yapıcak yalancı tesellim oldu ne de olsa bilge hakkında konuşabileceğim tek kişi oydu o yaz okuluna gidinceye kadar onunla konuştuk ama konuşmalarından bişey bilip bana söylemediği belliydi **ben yalancı ile normal olarak okulda ve memlekette arkadaş olduğum için onunla buluşmakta ve görüşmekte hiç bir sakınca görmüyordum ama olayı bilmeyen memleketliler benim ile yalancı arasında bir ilişki olduğunu düşündüler ablama durumu anlatıp bilge hakkında uzun uzun konuştuk ablamın bilmesi annemin bilmesine annemin bilmesi de babamın öğrenmesine sebeb oldu hadi aile içi yalancı olayını çözmüştük ama çevre tarafından hala öyle biliniyorduk -çalışacak mısın dedi peder çalışmak iyi olurdu ama işi bırakıp bilgeye gitmek zorlayabilirdi beni tanıyan halimden anlayacak bir patron sahibi olmak amacı ile halamın kocasının yanına gittim emlakçı -enişte bana iş verir misin dedim beni sevdikleri için eleman ihtiyaçları olmadığı halde kabul etti -fazla paraya gerek yok enişte sen kazanmadan benim almam uygun olmaz yaz sonu verirsin bişeyler topluca dedim kabul edildim. ** hay amk ben ne taktan bi meslek miş o emlakçılık kelebek efendim git su tamircisini bul şu ev in bilmem neresi bozulmuş git o anahtar göbeğini değiştir şu daireye şunu yapıştır gel bu dükkan boyanacak boyacıyı ara şu daireyi göster gel vay kiracı çıkmamış bilmem kirayı ödememiş yok elektirik borcu bırakmış tam bi kafa giben amk halbuki ben oturacam kiralı ev var mı?var ne kadar?şu kadar anlaştıktan ibaret sanıyordum herşeyi enişte okulda işim var gitmem lazım ayağına kaçtım bilgemin yanına yalancı ile organizasyon yapıp bulaşabildim hergün mesajlaştığım bilge ile yalancı -bana işin düşmese bilgeyi görüp gideceksin kelebek dedi -ayıp ediyon olur mu öyle şey kız desemde buna kendim bile inanmadım basbaya haklıydı yalancı -tamam bir bira sözüm olsun sana yine dedim -içmiyorum dedi ** -iyi sen bilirsin dedim -ben artık karışmıyorum nasıl buluşursanız buluşun dedi -ya hemen kız zaten tamam karışmazsan karışma dedim -haksız mıyım dedi -hem haksız hem anlayışsızsın dedim -anlayışsız olan sensin mal dedi -neyi anlamıyormuşum dedim -onu da kendin zamanla görürsün dedi -ne diyon sen anlat bakim dedim -ben karışmıyorum ne yaparsan yap banane dedi -sen bana değer veriyor musun dedim -vermiyorum dedi -vermiyorsan bilge ile ilginip seninle ilgilenmememe karışma dedim -veriyorsam? dedi -o zaman anlamadıklarımı anlat dedim -yok beyefendi sen çok zekisin sen kendin anlarsın zamanla dedi -bilge ile alakalı mı dedim başını sağa sola salladı hayır baabında -delirtme adamı işte anlat dedim bu son zamanlarda sürekli yaptığı bişeydi bana bişeyler anlatma arefesine geliyor ama sorunca susuyordu bilgeye birşey sorsam yanlış anlayabilirdi bilge yalancıya kızıp onunla görüşmesini kesebilir bunun faturası bana yazılabilir ortada kalan yine ben olurdum ne bilgeye bişey sorabiliyordum ne de yalancıyı konuşturabiliyordum ---bugün ne yapacaksın canım mesajını gönderdim -yalancı ile buluşcaz dedi tamam iyi eğlenceler yazdım hiç takip etmedim risk almamak için 30 dk sonra yine mesaj attım nereye gittiniz canım diye bir mekan ismi söyledi yalnız o mekana gitmek veya önünden geçmek oldukça riskliydi görülebilirlik adına ama içimi rahatlatmak adına yine de gittim gerçekten bilge ile bizim yalancı oturuyordu yanlarında kimse yoktu oradan tekrar uzaklaşıp bir banka oturdum -keşke yanında olabilsem yazıp bilgeye gönderdim -keşke kelebeğim bende çok istiyorum dedi -ben dayanamıyorum kesin buluşabileceğimiz bir tarih söyle geleyim dedim bilgeden cevap beklerken yalancı yazdı -kelebeeek diye hani kızmıştın amk bana artislik yapıyordun -efendim dedim -ne yapıyorsun dedi -bilge ile mesajlaşıyorum dedim -ha iyi ben de yanındayım oturuyoruz hep beraber dedi -hep beraber derken dedim -bilgenin bi kaç tane arkadaşı var dedi -tamam iyi eğlenceler yazdım -sormucak mısın kim olduklarını dedi -hayır merak etmiyorum dedim bu mesajın bana gelmesi garipti çünkü yalancı ile bilge beraberdi ve yalancı muhtemelen zaten bilge ile mesajlaştığımızı biliyordu sonra düşündüm taşındım ve yalancının bi taklar planladığını anladım çünkü ben en son onları gördüğümde sadece ikisi vardı bilgeye ** -tamam sen yalancı ile eğlenmene bak tatlım benim biraz çalışmam lazım dedim onay mesajı geldikten sonra merakıma yenilip yine mekana gittiğimde hala ikisi oturuyordu yine kimseye bişey söylemeden memlekete gidebileceğim ilk otobüse bilet aldım sonuç yalancıya güvenme bilge candır aşktır herşeydir zaman geçti yaz okulu bitti tatil için memlekete döndü yalancı görüşelim mi kelebek -işim var ya nerdesin -çalışıyorum onunla görüşmemek için elimden geleni yaptım ama ablamla arasının iyi olmasını fırsat bilerek bizim eve gelmiş ben onu görünce zaten çevre laf yapıyor amk bunlar aynı okulda kesin seviyorlar birbirlerini diye -ben çıkıyorum deyip nereye sorularına arkadaşlar bekliyor diye kaçtım evden artık ona bana neden yalan söylüyorsun sorusunu sormaktan bıktığım için onunla konuşmamak ve görüşmemeyi en doğru seçenek olarak gördüm ve gözümde sadece yalancı değil bilge ile aramı bozmaya çalışan birisi oldu yaz bitti ben son senem yalancı 3.yılı için okula yine gittik kaldığımız evi değiştirip başka bir eve taşındık arkadaşlarla yalancı annesinin izni olmadığı için eve çıkamadı yine yurtta kaldı ** yalancının mesajlarının çoğuna cevap vermedim bilge ile daha sık buluşabilmeye başlayıp artık kafelerde oturur olduk bilgeye baban kızmıyormu yada sormuyor mu dediğim zaman artık pek karışmıyor dedi ara tatil bitimi dedemi kaybettik bu vesile ile okula dönüşü uzatmak zorunda kaldım defin ve haftalık yemeğini verdikten sonra bilge ile bir buluşmamda cafede oturur iken bilgenin annesinin -çabuk eve gel mesajı ile ikimiz de merakta kaldık ne oldu diye görülmüşmüydük babası beni dövmeye mi geliyordu yoksa aileden birine bişey mi olmuştu bilene aşk olsun ama bilge ile o mekandan bir an önce ayrılmamız gerekiyordu 1 gün boyunca bilgeden haber alamadım sonunda dayanamyıp yalancıdan durumlar hakkında bilgi istedim -ben karışmam dedi -niye dedim -karışmam işte kelebek sorma bana dedi -bak ne istersen yaparım dedim -bişey istemiyorum senden. sadece işin düşünce arıyorsun hadi eyvallah dedi ertesi gün bilge kendisi mesaj attı -kusura bakma uyuya kalmışım dün gece kim oldunu bilmediğim ama bilge olmasını umduğum kişiye mesaj attım -önemli değil -nerdesin canım? amk böyle işin nerde olduğumu söylesem babası ise eğer gelip beni dövme olasılığı var eğer bilge ise yalan söylemek durumunda kalcam sen kimsin diye de soramıyorum -ders çalışıyorum dedim..(babasının olma ihtimalini düşünerek çünkü ben yalancı olarak kayıtlıyım numarada)harf ikilemeleri kullanmıyordu ayrıca -hmm peki dedi -sen ne yapıyorsun dedim -ne yapayım evdeyim tamam canım görüşüz dedi ** babası ile mi mesajlaşmıştım?? işler biraz karıştığı için ve bilgenin beni sevdiğini bildiğim için o bana nasıl olsa döner mantığı ile hiç mesaj yazmadım okul,ev,iş her yerde bilge aklımda gittim geldim ama ne gelen mesajlarda şifreyi kullanıyor ne bana eskisi gibi beni ara diyor ne de sesimi özlediğini söylüyordu halbuki özlemden dolayı en sevdiğimiz parça orhan ölmezden özledim parçası idi tüm bunların üzerine hafta da en az bir kere buluştuğum ve en az biri iki kere de gördüğüm bilge yi hiç göremiyordum ve hiç buluşma teklifinde bulunmuyordu bende bilge olduğunu düşünmediğim için buluşalım diyemiyordum işim yalancıya düştü yurdunun önüne gidip telefon açtım -aşşağı gelir misin dedim -nerdesin ki dedi -yurdun önündeyim dedim -gelemem dedi -iyi bekliyorum o zaman dedim -gelemem kelebek başka yerdeyim dedi -iyi ol tamam bekliyorum dedim 5 dk sonra yurttan çıktı -noldu dedi -konuşmamız lazım dedim -ne konuşcaz dedi -üstünü giy gel bir yere zütürcem seni dedim gelmem desede iyi ben bekliyorum burda gelinceye kadar dedim -çok beklersin gelemem yarın ders var dedi -iyi peki dedim gittim dışarı çıkmışken bilgenin evinin oraya da gideyim dedim yolda mesaj geldi bilgeden -aşkım seni çok özledim -bende dedim sadece ** evlerinin önüne geldim ışıkları sönüktü -müsait misin arayım mı dedim -yok canım bizimkilerle oturuyoruz şimdi dedi -nerde dedim -evde dedi lan evde ışık yanmıyor amk nasıl olur? bilge bana yalan mı söylüyordu ben yanlış yere mi bakıyordum kafamı kaldırıp yüzlerce kez baktığım dairede ışık yanmıyordu amk -bu gece müsait olur musun peki çok özledim seni dedim -ben sana haber veririm sen dersine çalış biraz tatlım dedi ondan haber beklerken sabah oldu ama sonuç hüsran günler geçtikçe telefonla arama çabalarıma karşılık vermedi buluşalım dedim müsait değilim dedi nerdeyse bir hafta evlerinin önüne gidip nerdesin diye sorduğumda evde diyordu ama amk evinde ışık yanmıyordu ta ki bir gün gündüz evlerinin önünden geçerken o evde kimse kalmadığına dair perdelerin olmadığını farkedişime kadar.. yazıyorum bu sabaha karşı atabilirim ancak uyuya kalmazsam @kafadaki sivilce gizem değil kızın adı. orda gizem yapma yani açık konuş anlamında söyledim sabah 6 gibi atarım yatın yarın okursunuz **kafam karışıktı hadi diyelim ki perdeleri yıkamak için çıkardılar bilge neden görüşmek ve buluşmak istemiyordu ki? buluşmak istememesi onun o evden taşınmış olma ihtimalini güçlendiriyordu beynim tamamen durdu hiç bişey düşünemedim ne bilgeye mesaj atabildim ne de gidilebilecek bir yere karar bir kaç nefes zarar oldu ciğerlerime öncelikle yalnız kalıp tek başıma düşünmek daha mantıklı geleceği için eve gittim ne yemek yiyebildim ne düşünmeye başlayabildim malımsı oturuşumla yalnızken bir mesaj geldi yine bilgeden -ben seni senin hiç anlayamayacağın kadar seviyorum kelebeğim mesaja bakılırsa herşey yolunda idi mesaja cevap vermeden hiç üşenmeyip tekrar evlerine yürüdüm belki hayal görmüşümdür yanlış bakmışımdır diye ama yok amk basbaya ev terkedilmiş mesaja cevap verip nabız yoklamak amacı ile cevap yazabilirdim ama yazmadım artık bilgeden gelen mesajlar benim için ürkütücü oluyordu olmayan bir kişi ile mi mesajlaştığımı düşünmeye başladığım an ise korkutucu olmaya başladı bilge var mıydı?? **elimdeki tek somut nesne olan bereyi kontrol ettim bilge tarafından örülmüş hala yerinde duruyordu benim baya baya yalancıya işim düşmüştü. ama altyapı kurmak şarttı önce aradım -nasılsın yalancı -hayırdır ne istiyorsun kelebek -hiç öylesine aradım -hmm şaşırtıcı -neden sen benim arkadaşım değil misin? diye sordum -işin düştü yine dimi dedi bilge olayını ona açmamaya karar verdim çünkü bilge gitmiş, taşınmışlar bi bakıver gerçekten gitmiş mi?nereye gitmiş bir komşuya soruver desem işim düşmüş olacaktı -yok hayır niye işim düşsün ki?öylesine aramıştım ama neyse sen hep ön yargılı olacaksın galiba görüşürüz deyip suratına kapattım onun yaptığı gibi bir çok cevabı yalancıdan alacağımı biliyordum o bana mesaj yazmadı ben de ona onun bana gelmesini beklemek gelmez ise başka bir taktik bulmak bana çok mantıklı geldi bilge mesaj yazıyor halimi hatrımı soruyor kısa cevaplarla iyi olduğumu söylüyor ve onun ki ni de soruyordum çok merak ettiğim için **buluşalım diye soruşuma hep bir handikap buluyordu hadi tamam diyelim ki bu şehirden ayrıldı bu yüzden benimle buluşmuyordu ama telefon açtığımda neden meşgule alıp konuşmuyordu bir gün geçti yalancı bana dönmedi çok büyük bir ihtimalle zaten bilgenin gittiğini biliyordu bana bişeyler anlatmaya çalışması ama bir türlü anlatmaması buna işaretti ve bana geri dönmemesinin sebebi de benim ona döneceğimi bilmesi idi okulun kafesinde yalancıyı yakaladım gayet güleç bir şekilde yanına oturup selamladım nasılsın iyiyim sen nasılsın -nasıl olayım işte okul bilge geçinip gidiyoruz herşey çok iyi sınavlar da iyi geçiyor dedim bunu yapmamda ki kasıt yalancının konu ile alakasını öğrenmekti bilge ile herşeyin yolunda olduğunu benden duyması eğer bilgenin gittiğini biliyorsa bunu bana göstermeye çalışma çabasına girmesine sebeb olacaktı çok joker bir suratla -aa öyle mi sevindim dedi -okul bitince burada kalabilirim belki dedim -neden dedi -neden olacak bilge burda dedim ** -tabi tabi bakalım ailen ne diyecek bu işe dedi -ailem kolay iş buldum orda derim kandırırım. yada okul stajı burda veriyor derim kandırırım dedim -iyi napim ne yaparsan yap dedi -hem senin de bir senen daha olucak seni de yalnız bırakmamış olurum dedim -bilgeden bana zaman mı kalıyor sanki dedi -niye kalmıcak işte yanındayım ya dedim -kesin öyledir dedi -şu önyargını kaldırır mısın ben sana değer vermesem senin yanında oturur muyum şimdi dedim amacıma ulaşmaya başladım yalancıyı yavaş yavaş yumuşatıyor sözde ona değer verdiğime inandırmaya çalışıyordum -olm bilge ile çıkalı çok değiştin sen dedi -ama hak ver bana sonuçta o da benimle beraber olmak istiyor dedim -tamam ben olma demiyom ama zaten kızla zar zor buluşuyorsun diğer zaman aradığımda da sallamıyorsun beni dedi -ama dersler sınavlar kalmak istemiyorum biliyorsun dedim -valla kelebek sana çok kırılıyorum beni sadece bilge için kullanıyor gibisin hep dedi -ya olur mu ilk zamanları hatırla senin için neler yaptım senin bana olan tavırlarına rağmen.. bunları karşılık beklediğim için yaptığımı sanma ama beni suçlarken biraz da kendine bak bana çok ters davrandın dedim -tamam neyse dedi -hafta sonu gel yemek yapayım sana üzerine de ikişer bira içelim bendensin dedim -bilge?? dedi -nolmuş bilgeye dedim -bişey demesin yada ne bilim onunla görüşmek istersin dedi -onunla görüşüyorum zaten seni tanıyor nolcak ki dedim altından girip üstünden çıkarak hafta sonu için ikna ettim hafta sonuna iki gün vardı ** ben bilgeyi deli gibi özlüyor hep onu düşünüyor gitmiş olmasına bir anlam veremezken neden haber vermemiş olacağını düşünüyordum tüm bunların yanında neden hala gitmemiş gibi yaptığı ise daha büyük bir soru işareti idi yalancının kullandığı bir taktikle onur ve diğer ev arkadaşımla görüşüp beni o gece yalnız bırakabilme ihtimallerini sordum onur olmazdedi ikna ettim diğeri tamam kardeşim dedi onurdan başka bir ricada daha bulunup bilgenin evlerinin önüne gittik şu dairede kalanların akıbetini bi öğreniver dedim ne diye sorcam olm dedi hiç bişey bulamazsam burayı kiralamak istiyoruz diye lafa gir amk dedim çıktı bir kaçına sormuş ev sahibi numarasını almış başkada bi tak öğrenememiş ev sahibini aradım -merhaba iyi günler -buyrun -ben x mevkiinde ki boş daireniz için aramıştım -kiralık değil kardeşim -eski kiracıları sorucaktım nereye gittiler diye -ne yapacaksınız ** -ben esnafım küçük bir alacağımız vardı da o yüzden -onlar başka şehre taşındı dedi -tamam sağolun bizde uğraşmayalım o zaman deyip telefonu kapattım böylece bilgenin başka şehirde olduğunu öğrenmiştim yine aradım ama yine meşgule aldı -niçin cevap vermiyorsun canım sorusuna hiç bir zaman müsait olamıyordu -nerdesin diyordum teyzemde kuzenimde evde gibi cevaplar veriyor ama hiçbirine inanmıyordum insan elbette terkedebilirdi sevmeye bilir sevmekten vazgeçmiş olabilir onun için ayrılmak en mantıklı çözüm olabilirdi ama böyle bir gidişe akıl sır erdirmek mümkün değildi gün oldu yalancı geldi tatlı almış selamın aleyküm aleyküm selam herşey güllük gülistanlıkmış gibi yalancıya çok iyi davranarak onu eve aldım çok arkadaşca dostça ve samimi bir şekilde menümüzde ne olduğunu açıkladım istediği bir müzik olup olmadığını sordum yardım mı etmek isster yoksa oturup beklemek mi onu öğrendim ben bir yandan yemek yapmaya devam ederken onunla da ee anlat bakalım nasıl gidiyordann girdim o da hemen hemen tüm kızların bu soruya tepkisi olan -ne anlatim dedi ** -okul arkadaşlar yurt ne aklına gelirse dedim saçmaladı bişeyler benim pek umrumda olan şeyler söylemediği için sallamadım eee yokya hadi canım gibi onu konuşturmaya devam eder ifadeler kullanndım o biraz anlattı ve bana sordu -ne yapayım aynı işte bildiğin gibi dedim -ne biliyor muşum dedi -ailemi biliyorsun sağlıklılar, okulu biliyorsun iyi gidiyor, bilgeyi biliyorsun çok seviyorum dedim -o seni seviyor mu dedi gel bakalım kucağıma yalancı hanım dedim içten içe onu konuşturmak için -o çok iyi bir kız beni hiç bir zaman yarı yolda bırakmaz yalanı yok beni de çok seviyor dedim -inş yanılmazsın dedi -sende bulursun inş onun karekterinde bir sevgili dedim -nerdeymiş ne yapıyormuş dedi -sen görüşmüyor musun ne yapacak evinde işte oturuyor geziyor mesajlaşıyoruz herşey çok iyi çok mutluyum onunla tanıştığım için dedim -buluşmuyor musunuz diye sorunca -buluşuyoruz tabi dedim suratındaki ifade ile -nasıl buluşuyorsunuz deyince onunda bilgenin gidişinden haberdar olduğunu anladım -nasıl olcak eskisi gibi işte dedim şaşırdı yemek masasına geçtik yemekleri yerken sıradan şeylerden konuştuk bira içecek misin dedim -niye geldik ki zaten dedi açtım biraları normal geyik devam etti ama bilgenin her zaman mesaj gönderdiği saatler olan akşam üzeriden bira içtiğimiz saate kadar hiç mesaj gelmedi ben telefonu çıkarıp mesaj yazdım bilgeye ama ona da cevap gelmedi bekledikçe hiç birşey olmamış gibi davranmak çok zor olsada sustum yalancı ikinci birayı içtikten sonra 3.istedi kalmadı dedim ben alıp geleyim dedi yok sen dur ben alır gelirim dedim gittim 2 şer tane daha bira alıp geldiğimde telefonuma bir mesaj gelmiş olduğunu gördüm -kusura bakma aşkım biraz rahatsızım mesajlarını görmemişim. seni çoooook seviyorum -geçmiş olsun canım neyin var diye mesaj attım ama cevap gelmedi yine yazdım -iyi misin meraklandırıyorsun beni diye yine gelmedi ama yalancının heyecanı ile galiba mesajlaştığım kişiyi bulmuştum... **lan acaba bilgenin telefonu mu aldı bu yalancı dedim bunu öğrenmek içi hiç acele etmeyip bira faslına devam ettim içilen biraydı yani tuvalete gitmek farz sayılır telefonu elime alıp mesaj yazıyor gibi yaptım ama yaptığım şey bilgenin numarasını hazırlayıp sadece yes tuşuna basmaya hazır hale getirmekti yalancının böbreklerinin görevini yerine getirmesini büyük bir sabırsızlıklıkla bekledim nihayet o wc ye gittiğinde yes tuşuna basıp yalancının çantasını aralamak oldu ışık yanıyordu telefondan ama telefon bilgenin değil benim yalancıya verdiğim kullanmadığım telefonumdu öncelikle şaşırdım tüm bunların altında yatabilecek ihtimalleri düşündüm ama akıl sır erdiremedim yalancıyı tutup bu ne lan??ne yapıyorsun bu numaranın sende ne işi var diye sorgulayabilirdim ama çok büyük ihtimalle yalancı bunlar için hazırlıklı idi ayrıca elimde yalancının varlığından habersiz olan bir koz da geçmişti yalancı ile bilgeymiş gibi konuşmayı avantaja çevirebilmek için sesimi çıkarmadım üzüldüğüm tek şey seviliyor sanışımdı ** bilge beni seviyor olsa giderken gitmem gerek deyip vedalaşırdı hadi bundan çekindi diyelim gittikten sonra beni arayıp gitmemiz gerekti kusura bakma demeliydi birinci ihtimal yalancı bilgenin sim kartını çalmıştı ikinci ihtimal ise bilge bilerek hattını yalancıya bırakmıştı wc den geri geldi yalancı kafalar hafifimsi birani -offf yalancı yaaa diye hayıflandım -ne oldu kelebek dedi -ya olmucak böyle bilgeyle dedim -niye hayırdır dedi -ya arıyorum cevap vermiyor buluşalım diyorum kabul etmiyor tek yaptığı seni seviyorum kelebek demek dedim -hmm allah allah dedi -sen görüşebildin mi hiç dedim -3 4 gün önce görüştük kısa da olsa dedi -nerde dedim -evlerine gittim dedi tak gittin amk evde kimseler yok o tarihlerde -şuraya bak ya seninle buluşuyor ben yalvarıyorum bi görüşmüyor böyle giderse ben ayrılırım bundan dedim bu bir yemdi.. eğer yalancı (bilge adına)mesajlaşmalarında buluşmaya yönelik vaad vermez ve ise benimle bilgenin ayrılmasını istediği anlaşılacaktı -hakkınızda en güzeli olur umarım dedi **bunu derken bile düşünceli oluşu onun bişeyler planladığını gösteriyordu işin kötü tarafı yalancı bilgenin numarasını çalıp benimle bilgeymiş gibi konuşacak kadar beni seviyorsa onunla aynı ortamda bulunmak ne kadar güvenliydi? her zamanki 3. bira ile sarhoş oldu hani sarhoşluğun etkisi ile bazı şeyleri açıklar mı diye -ben bi bilgenin evlerini oraya gidip geleyim belki camdan görünür dedim ama yalancı çoktan konuşamayacak kadar sarhoştu onu benim yatağa zütürüp yatırdım ev arkadaşlarını arayıp gelebilirsiniz ulan isterseniz dedim ertesi gün kalktık herşey normal yalancıya göre bu durumu birine paylaşmaktan da çekiniyordum çünkü bahsedeceğim yakınımdaki kişilerin de yalancının kontrolünde olduğunu düşünecek kadar paranoyak olmuştum ama elbet tüm bu yapılanlar bir gün bir şekilde gün yüzüne çıkacaktı yalancı kendine geldikten sonra -hadi simit sarayına gidelim ben ısmarlayayım dedi benim amacım ilk önce onun beni neyi düşünmemi istediğini öğrenmek olduğu için planlarına pek karşı gelmemeye karar verdim simit sarayına giderken ilk planladığı şeyin beni bilgelerinin evinin önünden geçirmek olduğunu anladım bilerek ve ısrarla yukarı bilgeleri evine kafamı kaldırmadım acaba bana bak kelebek bilgeler taşınmış mı? diye soracak mı merak ettiğim için bilgenin evinin önünü geçiyor iken o kafasını yukarı kaldırıp durdu ** -ne oldu dedim ben bakmadan -ben yanlış mı görüyorum dedi -neyi dedim -yukarı baksana dedi baktım ve ne olduğunu farketmemiş gibi -ee ne var bilgelerin evi işte dedim -ev boş gözüküyor kelebek dedi -perdeleri değiştirceklerdir yaz geliyor dedim -emin misin iyi bak dedi -kızım herkes senin gibi yalancı mı? gitse haberim olurdu hergün mesajlaşıyorum kızla, amma kıskançmışsın sen dedim -bekle lan sorcam gelcem dedi -ne gerek var gitmene arasana dedim -dibine kadar gelmişim niye arayayım ben hemen geliyorum dedi yukarı çıktı ben aşşağıda beklerken -günaydın aşkım diye mesaj geldi bilgeden! komikti lan yukarı çıkıp bana bilgeymiş gibi mesaj atıyor aşşağı inecek kelebek taşınmışlar dicek ben bilgeyi arayacağım cevap gelmicek mesaj yazacağım cevap gelemeyecek böylece bilgeye kızacağım yalancı amacına ulaşmış olucak -kalktın mı canım benim diye karşılık verdim yalancı aşşağı indi -nolmuş dedim -gel konuşuruz dedi -uyanık şimdi kız bana mesaj attı evde değil mi dedim -gel anlatıcam dedi takip ettim ** gittik çayları söyledik simitler tamam -ee anlat bakalım dedim -kelebek bilge gitmiş dedi -nereye gitmiş işe mi başlamış dedim -yaa ne salaksın taşınmışlar dedi -nereye taşınmışlar dedim -bilmiyorum ki dedi şaşırmış numarası yapmama gerek yoktu zaten oldukça şaşkındım son bi kaç gündür -olur mu öyle şey yanlış bakmışsındır dedim -anlatmadı mı sana dedi bilgeyi suçlarcasına -neyi anlatmadı mı dedim -yoklar diyorum gitmişler diyorum seninle mesajlaşmıyor mu bu kız dedi -gitse bana söylerdi hiç hoş bir şaka değil bu yaptığın dedim -gel lan gösterecem dedi simitçiden çıktık ben bir gece içmiş olmanın verdiği baş ağrısı geceleri bunları düşünmenin verdiği yorgunluk yalancıya olan sinirim bilgeyi anlayamayışım neler oluyor amk diye kafamın karmaşası ile tuttum yalancının kolundan bilgenin evinin önünde durmadan yalancıyı bizim eve zütürdüm ** eve gitmem lazım çok kötü oldum diyerek eve girdik yalancının kolundan tutup benim odaya soktum otur dedim onu oturttuktan sonra ayakta başladım sormaya -bilge nerde dedim -bilmiyorum dedi -ne zaman gördün en son dedim -3 4 gün önce dedi -nerde gördün 3 4 gün önce dedim -evde dedi -kimin evinde dedim -onların evinde dedi -emin misin dedim -evet dedi hiç kendimi tanıyamacağım bir hale gelip ona öyle bir tokat vurdum ki kendi vicdanım bile sızladı -ben sana bana yalan söyleme demedim mi dedim sustu -o amk evinin 10 gündür altında dolaşıyorum ve bilge en az 10 gündür yok niye yalan söylüyorsun dedim -gitmemiştim ama sen sorunca gittim demiş bulundum bilmiyordum gittiğini dedi bana hala yalan söylüyor oluşu çıldırttı beni mutfağa bıçağı almaya gittim bekle burda diyerek amacım boğazına dayayıp konuşturmaktı mutfağa gittim bıçağı aldım ** kendi kendime içimden konuşuyorum yalancıya sormayı planladığım ilk soru madem bilmiyorsun onun telefonunun sende ne işi var diyerek iyice köşeye sıkıştırmak ama bana tokat yemesine rağmen yalan söylüyor çok ani bir planla telefon meselesini bildiğimi öğrenmesini istemedim benim plana göre yalancı bilge adına bazı açıklamaları telefonda mesaj yolu ile yapabilirdi çünkü yalancı bilgeye niye gittin nerdesin diye soracağımı biliyor ve muhtemelen buna verecek bir cevabı da vardı çok merak ettiğim için bıçağı bırakıp yanına gittim -ulan hepiniz mi yalancısınız amk. bana günlerdir hiç birşey olmamış gibi mesaj atıp duruyor bu bilge ben sormadan söyler diye bekliyorum ama söylemiyor.ama yeter artık uğraşamam yalanla dolanla. gibtir git sende bana bir daha yalanla gelme dedim -özür dilerim kelebek dedi -özür dileme yalancı ilk gördüğümde ne hoş ne tatlı bir kız lan bu demiştim ama sen hep ters davrandın bunları kaldırabilirdim aşık olabilirdim. hatta çok hoşuma da gidiyordu ama defalarca söz vermene rağmen gözümün içine baka baka yalan söylüyorsun.iyi ki aşık olmamışım sana bilge bırakıp gidiyor ama en azından yalan söylemiyor git şimdi... dedim böylece planımın ilk aşaması tamamdı.. yalancıya onda bir hoşlantım olduğunu belirtmiştim. tuzağıma düşecek miydi onu bir an önce göndermek istiyordum çünkü bana bilge adına neler söyleceğini çok merak ediyordum evden çıktı mesafe açıldı bende biraz sakinleşip kafayı topladıktan sonra -bilge nerdesin sen dedim -evdeyim canım dedi -niye yalan söylüyorsun bilge eviniz boş taşınmışsınız dedim **cevap yok -bilge lütfen cevap verir misin dedim yine cevaplamadı sinirleniyor, yalancıyı aramamak için kendimi zor tutuyordum sakinleşmek ve yanlış bişey yapmamak için banyoya girdim suyun altında uzunca kaldıktan sonra kafam allak bullak dışarı çıktım üzerimi bile giyinmeden telefona baktım ama yine cevap yok aradım -aradığınız kişiye şu anda ulaşılamıyor telefonu kapatmıştı bir daha açar mı allah bilir yalancıya mesaj attım -özür dilerim cevap gelmedi buna da ulan acaba yalancıya bişey mi oldu diye aradım telefonu çalıyordu ama cevap vermedi aklıma binbir türlü şeyler geldiği için gülçini aradım -merhaba gülçin -aa merhaba kelebek nasılsın -sağol son senem işte bitmek üzere -hayırlısı ile bitirirsin inş. ** -teşekkür ederim nasıl gidiyor hayat -iyi sayılır staj a başladım -adına çok sevindim. enişte nasıl bu arada -sen nasıl duydun -duyarım ben -nasıl duycaksın kelebek daha 1 ay oldu ve biz kimseye söylemedik -ne zamandır çıkıyorsunuz -2.5 ay oldu ama yeni yeni sevgiliyiz -sen ne yaptın yalancı ile devam mı?? buraya kadar olan konuşmamda yalancının neler karıştırdığını anlamak zor değildi sakince devam ettim -sen benden ayrıldıktan sonra ne zaman çıktın ilk başka birisi ile çıktın dedim -8 ay filan oluyor herhalde niye sordun ki dedi -benden 2 hafta sonra birisi ile çıkmadın yani dedim -onu yapan sensin kelebek dedi -ne yapmışım dedim -neyse konuşmak istemiyorum bunları umarım mutlu olursun dedi benim anladıklarımdan yola çıkarak tuzak bir soru sordum anladıklarımdan emin olmak için -ben yalancı ile çıktığım için çok mu kızdın bana dedim -üzüldüm kelebek ama zaten ayrılmıştık.o yüzden bişey diyemezdim. kapatmam lazım kusura bakma dedi ben gülçine yalancı ile çıkmadım desem o an olan ilişkisini zedeleyeceğini düşündüğüm için vazgeçtim onun gözünde bir şerefsiz olarak kalmak onun mutluluğundan daha önemliydi ama hesab görülmesi gereken kişi beni şerefsiz yapan yalancı idi planın ikinci kısmına geçtim ısrarla mesaj yazdım -özür dilerim cevap vermedi ** defalarca yazdım en sonunda -niye özür diliyorsun dedi yalancı -sana vurduğum için dedim -özürle olmaz işine bak dedi -nasıl affedersin dedim -konuşmak istemiyorum seninle dedi -konuşmazsam affedecek misin dedim -hayır dedi -konuşarak affettirebilir miyim kendimi dedim -hayır dedi aradım telefon açış konuşması -ne var oldu -kusura bakma biliyorsun durumu dedim -ben biliyorum da sen bilmiyorsun dedi -kafam çok karışık bana yardım edebilecek beni tek anlayacak kişi sensin sende böyle yapma dedim -onun için mi vuruyorsun dedi içimden vurmak neymiş göreceksin sen diye geçirerek -çok yalnız kaldım sende böyle yapma lütfen affedeceksen şu üzgün zamanımda affet dedim -affetmezsem dedi -beni sevdiğine olan inancım kaybolacak dedim -seni sevdiğimi nerden çıkardın peki dedi -arkadaş olarak sevmiyor musun dedim -arkadaş olarak da sevmiyorum artık dedi -da derken benim bilmediğim başka bir sevgi mi vardı dedim -salaksın dedi kapattı telefonu ben yazmadım o yazmadı ** iki üç gün sınavlara çalıştım arkadaşlarla okeye falan takıldım arasıra bilgeyi aradım telefonu açmış mı diye ama kapalı konumdaydı hep sonra yalancı dayanamamış olacak -ne dedi bilge merak ettim dedi -affettin mi dedim -hayır dedi -o zaman niye söyleyeyim ki dedim ama benden daha iyi biliyor bilgenin bişey demediğini onun amacı sadece benim düşüncelerimi bilmek -belki bana iyi davrandığın için bir af söz konusu olabilir di dedi -yok çekemem senin nazını hem düşündüm de hak ettiğin bir tokat için hiç de pişman değilim. dedim -ne gıcıksın sen yaa dedi -gıcıklığın tarifi bensem sana tarif bulamıyorum yazma bana dedim -ne oldu yine bilgeden bişey mi duydun da böyle aksisin sen dedi bunu yazmış olması benim gerçek bilge ile iletişime geçme ihtimalim olabileceğini düşündürdü -bişey söylemiyor telefonu kapatmış huur dedim ama huur lafının nereye gittiğini benden daha iyi biliyordu -belki şarjı bitmiştir dedi -3 gün şarja sokulmaz mı bir telefon hem banane artık umrumda değil.. beni sebebsiz ve açıklamasız terkedecek sözde sevgiliye ihtiyacım yok ben adam gibi sevecek yaptığı hataları affedeceğime güvenerek açıklayacak yalanlara başvurmayacak birini istiyorum dedim -çok beklersin öylesini dedi ** -senden güveniliri bulunmaz ama umutluyum yine de dedim -dalga geçme benimle kelebek dedi -dalga geçmiyorum eğer sen sen olabilseydin çok severdim seni dedim -ben kim olmuşum ki dedi -sonra konuşuruz okey dönüyorum dedim -yaa söylesene dedi -lan okeyi bıraktım sana mesaj yetiştiriyorum arkadaşlara ayıp oldu sonra kouşuruz dedim -ne zaman dedi -okey bitsin herhangi bir zaman dedim -haber ver bitince dedi okeyi oynadık bi güzel yenildim hesapta zütüme girdi amk kızın her tarafı zarar bana -bitmedi mi daha dedi -bitti yazdım sadece -ben kim olmuşum ki yazdı -nerdesin dedim -dışardayım dedi -tamam müsait olunca söyle buluşalım o zaman dedim -niye buluşcaz söylesene dedi -cevap istemiyor musun dedim -telden söylesen olmaz mı dedi -param da bitti borç da isteyecektim peder para gönderinceye kadar dedim -iyi gel vereyim o zaman dedi nerde olduğunu öğrenip yanına gittim ** direk konuya girdik -ne kadar lazım dedi -sende ne kadar kaldı dedim -100 lira falan paraya ihtiyacım yoktu aslında -20sini ver yeter dedim o 50 verdi -sağol dedim -ee dedi -ne eesi sağol dedim ya dedim -onu demiyorum ben kimmişim onu söyle dedi -ne değişcek ki dedim -merak ettirme o zaman hadi söyle dedi -sen var ya dedim -ee dedi -önce bir hemşeri oldun, sonra bir kız olduğunu öğrendim,ne güzelmiş ne tatlıymış bu diye düşünürken,oha be ne aksiymiş bu dedim sonra bir yardıma muhtaç oldun,ben yardımına koşanın, sana alışıp bilmediğim duygularda isim ararken sen kendini yalancı olarak tanıttın öyle kalmayıp hep sana başka isim koymak istedim ama hep her yalanın ismini değiştirememe sebeb oldu, halbuki ben sana şey'im demek isterdim dedim -ney'in dedi heyecanla -boşver olmayacak bir iş o dedim -ya söylesene dedi -şey işte yaa neyse sağol para için görüşürüz dedim -kelebek söylemeden gidemezsin dedi -söylemeden giden o kadar çok kişi var ki ister istemez üzüm ve kararma ilişkisi banada oluyor dedim arkamı dönüp bana kelebek diye seslenmesine aldırmadan gittim böylece şey in aşk olduğunu o da anlamıştı **eve gittim arkadaşlarla yemek faslında onur la konuştum -ee panpa nasıl gidiyor -nasıl gitsin amk aynı -kız yok mu hala -boşver kızı amk beceremiyom ben o işi -biz becerdik de ne oldu amk bırakıp gitti işte -kim bıraktı bilge mi?dedi -evet dedim -bi de hortum yedin boşuna dedi -sen nerden biliyon dedim -yalancı söylemişti dedi -benden yanamısınız ondan yana mı anlayamadım dedim -herhangi bi yanı seçmeye gerek yok panpa o kız seni deli gibi seviyor dedi -kim dedim -yalancı dedi -nerden bu kanıya vardın dedim -bu kanıya senin varamamış olmana çok şaşırıyorum dedi lan bu onur bile biliyordu yalancının beni sevdiğini -kendisi mi söyledi sana dedim -yanlış anlama ama ben ona teklif ettim kelebek ama o başkasından hoşlandığını söyledi, zaten bilirsin utangacım pek de soramam kime diye ben sormadan o söyledi kelebeği seviyorum diye..ama o başkası ile bir cümle kurayım derken biliyorum dedi bende bişey diyemedim. ben olayların içinde onun da olabilme ihtimalinden dolayı daha fazla kurcalamadım yalancı aradı -napıyon -evdeyim -geleyim mi? -ders çalışcam biraz -olsun -ne demek olsun ders çalışcam diyom -sonra çalışırsın hadi görüşürüz dedi yarım saat sonra çıktı geldi elinde bir poşet ** -bunlar ne dedim -yufka peynir maydanoz size sigara böreği yapcam sen dersine çalışadur dedi -iyi yap bakalım dedim ben odaya geçtim ders çalışmaya başladım o hazırladı kızarttı bana haber verdi salonda hep beraber yedik çayla beraber onur ve diğer ev arkadaşı olduğu için pek konuşamıyordu bana odaya geçelim mi diye de soramıyordu ben artık gideyim dedi kalktı ev arkadaşları ile odada vedalaştı ben onu kapıya yolcu ederken -konuştun mu bilgeyle dedi -yok cevaplamıyor, telefonu da kapatmış kaltak dedim -kaltak deme yaa dedi -aynısını sen yapsan sana da derdim hadi eyvallah dedim -ben senin için öğrencem dedi -neyi dedim -niye gittiğini dedi -o zaman sende telefonu var dedim -hayır ama bulurum dedi -nasıl bulacağını sorduğumda -onu bana bırak dedi -aslında boşver hiç bulma dedim -neden dedi -onunla mı uğraşcam dönsede istemiyorum artık dedim -sevmiyomusun olm dedi -insan yanlış kişileri sevebiliyor bazen dedim ** -ben öğrendim kelebek neden gittiğini dedi -nedenmiş dedim -şey'den işte dedi -şey ne dedim -şey işte boşver görüşürüz geç kaldım dedi -ben sana benim şey'i söylersem sen de söyleyecek misin dedim -ne kadar önemliymiş bilge söylemiyorum dedi -ne kadar önemliymiş benim duygularım bende söylemiyorum o zaman dedim -pislik dedi göz kırptım -uyuz dedi gülümsedim -gerizekalı dedi -abartma kaybol yine bekleriz dedim -ya söylesene dedi -sen söylersen bende söylerim dedim -uzun biraz yarın okul çıkışı anlatcam dedi -yarın görüşürüz o zaman dedim -tamam deyip uğurladım derslerin bitmesini bekledim mesajlaşıp buluştuk kafede -bak şimdi kelebek dedi -önce nasıl öğrendin onu söyle dedim -bana gitmeden önce söylemişti dedi -nasıl yani dedim -dur anlatıyorum dedi... **ben onunla sürekli görüşüyordum ya -ee -(yalancı anlatıyor)bir gün evine gittim. bana resimlerini gösterirken bir erkekle resmini gördüm kim olduğunu sorduğumda aman boşver eski erkek arkadaşım dedi yakışlıklıymış dedim sadece ama öküzün teki olduğunu söyledi ben o zaman üzerine fazla gitmedin biliyordum çünkü anlatmayacağını. neyse aradan zaman geçti bi gün yine beraberken telefonuna mesaj geldi bilgenin ben istemsizce kelebekten mi dedim o da galiba diye telefona baktı ama suratı değişti hayırdır dedim yok bişey dedi kimden miş dedim benim eski sevgilim dedi ne yazıyor bir sorun mu var dedim köpek gibi pişman sürekli yazıp durmaya başladı dedi bilge ben yine üzerine gitmedim çünkü ben baskı yapmazsam bilgenin paylaşmak için beni seçeceğini biliyordum bekledim bekledim bir gün nasıl tanıştığınızı sordum bilgeye anlatmaya başladı o zaman eski sevgilisi ile 3 sene çıkmışlar evlilik aşamasına gelmişler **planları bile yapılmış ama çocuk askerden gelince evleneceklermiş -ismi ney bu çocuğu bilge dedim yalancının bana verdiği isim bilgenin telefonunun kayıtlı olduğu kişiydi -ee devam et dedim yalancı devam etti -çocuğun askerliği belli olmuş nereye gideceği beraber üzülüyorlarmış bir gü bilge kuzeni ile dışarı çıkmış bi yere oturmaya gitmişler kuzeni sevgilisi falan bu arada çocukla bilgenin babası da tanışıyormuş ve aralarındaki ilişkiyi ve çocuğun ciddiyetine güveniyormuş çocuk istemeye geleceğiz diye haber bile yollamış askerden önce söz nişan bişey takalım demişler ama bilgenin babası benden sana söz askere sağ salim git gel demiş ilişkileri bu ciddiyette iken bilgenin babası çocuğu arayıp bilge nerde biliyor musun diye sormuş ama çocuk bilmiyormuş direk bilgeyi aramış bilge cevap vermemiş çocuk çok sinirlenmiş bilgelerin evinin önüne gelip baya bir beklemiş bilge gelince sen nerdesin? baban bana soruyor benim bile haberim yok telefonun niye kapalı diye sinirlenip bir tane tokat vurmuş bilge çok kızmış. kuzenimleydim, telefonun da şarjı bitmiş sen kimsin de bana vuruyorsun diye tartışmışlar çocuk yalan söylüyorsun demiş bir de eteğine kızmış niye etekle çıkıyorsun diye sanane falan derken çocuk bir daha vurmuş bilge ağlayarak yukarı çıkmış **çocuk bi kaç gün tınlamayıp yüklenmeye devam etmiş ben askere gitcem sen benimle olmak yerine orda burda sürtüyon hemde benim haberim yok diye bilge de bak görüşcez seninle o vurduğun tokatın acısını senden nasıl çıkarıcam diye yemin etmiş bilge bu kavgadan babasına haber etmemiş çocuk askere gitmiş bilgede onun numarasını bilerek değiştirmemiş çünkü bilgeyi arayağını biliyormuş çocuk aramış cevaplamamış aramış cevaplamamış bilge aklı sıra ona acı çektiriyormuş bilgeye farklı numaralarda mesaj geliyormuş bilge bu numaraları kaydedip bunlara mesaj yazmıyormuş askerdeyke yine bu çocuk telefon açmış bilge açmış ama konuşmamış çocuk telefonda ağlayıp durmuş affet diye bilge telefonu kapatmış bayram gelmiş şehit haberleri de varmış üzülmüş bilge bu numaralarda birine mesaj yazmış bayram mesajı mutlu olsun diye çocuk sevdiği için değil ama üzüldüğü için mesajı yazmış ve o çocuktan mesaj beklerken mesaj senden gelmiş çünkü yanlış numaraya basmış seninle konuşurken seni o sanmış ve kendisini başka erkekle aldatıp aldatmayacağını deniyor sanmış bilgede sırf ona uyuzluk olsun diye bilerek flört etmiş bu hareketinden dolayı çocuğun ısrarla ismini sormuş söylememişsin **ve sen onunla aynı şehirde yaşadığını ve aynı mahallede olduğunu duyunca senin onu ismini öğrenmek için apartmana çağırdığında orda yazacak ismin kelebek değil eski sevgilisi olduğunu düşünerek gelmiş yoksa hayatta gitmezdim bilmediğim birisi ile telefonda tanışıp buluşmaya dedi bilge evin önüne gelip senin ismini görünce çook şaşırmış kafamı yukarı kaldırıp kelebeği gördüğümde elim ayağım boşaldı ben nefret ettiğim birini görmeyi beklerken aşık olacağım birini gördüm dedi -hassgibtir lan yalancı doğru mu söylüyon olm dedim -dinle olm daha bitmedi dedi yalancı -tamam dilin damağın kurumasın su iç nefessiz kalacan şimdi dedim sudan bir yudum aldı midesine bile inmeden devam etti -sonra ne yapacağını şaşırmış, gerçekten bir tefadüf olduğuna seni inandırmaya çalışmış bir ara seni bırakmak istemiş çünkü aklında hala o eski erkek arkadaşı varmış ama yapamamış çünkü büyüsü mü ne varmış aşkınızın ilk başta görünce aşık olmuş ve senin gizemin sürekli çekmiş seni ona yani yakışıklı çocuksun onunda etkisi var tabi sonrasını biliyorsun zaten baya bir süre de beraber oldunuz geçen yaz buluştuk ben yaz okulunda iken eski erkek arkadaşı geldi cafeye ama bilge kovdu ama kovarken bile hala onu sevdiği mi desem yoksa duygularımı var desem bilemedim ha bu arada babası hala ilişkileri olduğunu düşündüğü için seni uyarmış önce bilge ilk uyarmada babasına arkadaşım demiş sonra bilge seninle mesajlaşırken babası görmüş kim bu demiş geçenki arkadaşım demiş mesajlaşma devam etmiş ama senin sandığı gibi **sen babası ile değil bilgenin kendisi ile mesajlaştın son mesajtan sonra babası almış telefonu seni rahatsız mı ediyor diye bilge de seni bulabileceğini sanmadığı ve sana bişey yapmadığını düşündüğü için ayrıca babasından korkutuğu için bişey diyememiş babası telefonu alıp sözlü bir kıza asılıyorsun gerekçesi ile dövmüş onlar seni dövmeye gelirken bilge beni annesini telefonundan aradı babam telefonumu aldı kelebeğe haber ver dikkat etsin dedi ben sana nerde olduğunu sordum ama sen cevap vermeyince bende onuru aradım o da cevap vermedi daha sonra onur aradı beni hayır mı diye ben seni sordum dayak yemiş dedi tamam sen ona bişey söyleme geliyorum diyerek eczaneden bi kaç ilaç alıp yanına geldim bana kızgın olduğun için sana kendimi affettirmek istedim onun için yaptım sonra bilgeyi yanına bilerek getirdim görürsün kızarsın hesap sorarsın bilgede yalanını sana açıklar sandım ama söylememiş sanırım ama ben olsam bende söyleyemezdim benim yüzümden dayak yedin diye o yüzden bilgeye kızmadım ben bilgenin yanına gittikçe onun telefonuna mesajlar geliyordu sanırım yine eski erkek arkadaşı yazıyordu çünkü cevaplamıyordu mesajları sonra en son buluşmanızdan iki gün önce istanbula taşınacaklarmış babasının işi için bu arada eski erkek arkadaşı da istanbuldaymış beni aradı ** gel konuşmamız lazım dedi gittim yanına ben kelebeği çok seviyorum ama böyle böyle gitmemiz lazım bunu kelebeğe nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum lütfen bana yardım et dedi en içten şekilde bi buluşma ayarla kelebekle bak canım babamın işi için gitmemiz lazım de ama seninle görüşürüz hem okulunun son senesi belki sende istanbulda iş bulursun yazın gelirsin görüşürüz şeklinde onu ileriye dönük motive edecek şekilde şeyler söyle o zaman pek üzülmez de dedim tamam canım doğru söylüyorsun demişti bana neyse sonra buluşmuşsunuz işte bilge sana o buluşmada anlatacaktı ama acil telefon gelmiş anlatamamış eve gitmiş eski erkek arkadaşı evlerinde onun tanıdığı bir nakliyatçı varmış o ayarlamış taşınma aracını falan konuşmuşlar bilge kızmış buna niye geldin diye sonra yine beni aradı acil gelir misi diye gittim ne oldu dedim ben kelebeğe söyleyemedim ne yapcaz dedi telefon aç benim telefondan anlat merak etmiştir kelebek dedim ben konuşmasam daha iyi olucak onunla dedi olur mu öyle şey dedim beni ona vermezler yalancı dedi sen ne diyon niye vermesinler ne güzel okul okuyor çok iyi bir bölümde **geleceği çok parlak hiç kalmadan geçti sınıfları niye vermesinler dedim olmucak işte deyince ben kızın gönlünün eski erkek arkadaşına daha çok kaydığını anladım benim yerime söyler misin diye sordu bilge bana bana inanmaz ki dedim bilgeye buna da bilge inanmadı o zaman kimse söylemesin bıkar benden belki dedi kızdım bağırdım ona böyle ortada bırakılır mı salak mısın sen en azından başka bir bahane bul ayrılalım de seni beklemesin dedim hayır yapamam dedi telefon açar sana mesaj yazar ona ne yapacaksın diye sordum hattı kırıp değiştirecem dedi ver o zaman ben senin yerine söylerim sen mişsin gibi deyip hattını aldım ama kıyamadım baktım çok seviyorsun hem çok sevdiğin için sana kızdım söyleyeyim şu salağa aklı başına gelsin kimlere güveniyor görsün dedim ama yine de yapamadım sonra evin boş olduğunu göstermeye çalıştım falan o kız yüzünden üzülme diye tokat bile yedim senden ama artık çok rahatım dedi... -bunları niye daha önce söyleyip uyarmadın beni yalancı dedim -inanmazdın ki kelebek dedi -niye inanmayayım dedim -olm beni yalancı bellemişsin sen. deli gibi sevdiği kıza mı güvenirdin yoksa mimlenmiş bir yalancıya mı dedi -peki niye bana bilgenin telefonundan seni çok seviyorum yazıyordun utandı ** -gülçin hakkında neden yalan söyledin dedim -hala o salak hakkında mı konuşacaksın dedi -süper ötesi yalancısın bunu nasıl uydurdun sen dedim -hala bana güvenmiyorsun dimi dedi -güvenmem için sebeb göster bana dedim -lan mal güvenmezssen güvenme ben burda senin iyiliğini düşünüyorum dedi -sana mı kalmış benim iyiliğim dedim onu sinirlendirmek için -sen onu bunu bırakta sen söyle şimdi bakalım o şey neymiş dedi -hangi şey dedim -off biliyosun işte uzatma dedi evet kastettiğim cümle ona aşkım demekti ama kafam allak bullak olmuştu yalancının yalan söyleyip söylemediğini bilmek sabrinin şutunun nereye gideciğini bilmek kadar zordu eğer anlattıkları doğruysa bilgeden nefret etmeye başlamam lazımdı ve evet yalancıya sana aşkım demem lazımdı ama bir yalancı sevilebilir miydi duyduğum kadarı ile kelebeği anlatsam mı anlatmasam mı yalanından dolayı kimse affetmemişti ama gerçekleri öğrenmek veya aklın erdiği gerçeklere inanmak başkalarının yalanlarına odaklanıp insanın kendi yalanlarını unutması ne kadar aptalcaydı gerçek olan benim neye inandığım dı ve benim içimden o an yalancıya aşkım deyip sarılmak gelmedi ben aşkı bilge bildim yalancıyı da yalancı değişim için benim yalancıyı sizin kelebeği tanımanız lazım. -biliyorum cevap bekliyorsun ama şimdi veremem o cevabı dedim -anlayışla karşılıyorum kelebek aklın karmakarışık dedi -evet sınavlarım bitti ben memlekete gidicem dönüşte görüşsek olmaz mı dedim -hiç konuşmayacak mıyız dedi -konuşucaz tabi bak örnek vereyim sana şimdi sana görüşürüz dicem sende tamam diye cevap vereceksin konuşmuş olcaz dedim -tamam dedi eve gittim bi kaç gün kafa toparlamaya çalışıp memlekete döndüm dedem rahmetli olduğu için ananem yalnız kalmıştı ve babamın tüm ısrarlarına rağmen bizde kalmayı reddediyordu yemek te yapamadığı için ben yakın olan ananeme yemek zütürüp getiriyordum bir gece yine dua ettim önceki duamın benzeri idi yine seveceğim evlenebileceğim bir kadın duasını ettikten sonra yatarken aklıma o bayram geldi ben o duayı ettikten sonra bayramın ilk günü yalancıyı görmüştüm mezarlıkta yoksa allah dualarımı gerçekten kabul etmiş karşıma yalancıyı çıkarmışta ben mi görememiştim sabah bir telefon sesi ile uyandım... **efendim dedim cevap vermedi buyrun dedim konuşmadı -konuşacak mısın dedim yine ses yok ''sonra ses gelmeye başladı sezen'den Gün ağarınca boynum bükülür Dalarım uzaklara gönlüm sıkılır Sorma ne haldeyim Sorma kederdeyim Sorma yangınlardayım zaman zaman Sorma utanırım Sorma söyleyemem Sorma nöbetlerdeyim başım duman Ah bu yangın beni öldürüyor yavaş yavaş Kor kor ateşler yanıyor içimde Aşkı beni kül ediyor'' şarkının bitimi ile telefonun kapatılış sesini aynı anda duydum numaraya baktım bir cep telefonuna ait değil benim okuduğum okulun ilinden bir yerel numara bilge olamazdı çünkü o başka şehre taşınmıştı biraz araştırınca bir ankesörlü telefona ait olduğunu gördüm akşam üzeri yine ananeme gittim yemekle beraber artık tatili bunu yapmakla değerlendiriyor gibiydim yemeğini zütürüyor onun yemesini bekliyor sonra boşları alıp eve zütürüyordum arasıra sıradan nine torun geyikleri dönüyor okulum hakkında soruyor bende kısa cevaplar veriyordum ananem çok aksi bir kadın olduğu için onun için ayılıp bayılmaz hatta çocukluğumdan beri yanlış bişey yaparsam bağırıp çağırıp kızar diye korkuyordum o yemek yerken yalancı mesaj attı ne zaman geleceksin diye ona cevap yazarken ananem -sevgilin mi kelebek dedi -yok anane arkadaşım dedim ona bakmıyordum -çok özledim deli oğlan dedi -beni mi deyip ona döndüğümde dedemin duvardaki resmine gözlerini kilitlemiş akmak için bahane arayan yaşları ile ananemi gördüm bir anane yaş itibari ile elbet benden daha çok giden görmüştü öbür dünyaya elbet benden daha iyi biliyordu üzülmenin faydasız olduğunu ben olayı menfaatime çevirmek için -anane burda yalnız kalırsan daha çok üzülürsün niye gelmiyorsun bize dedim eve gelmesini sağlayıp yemek taşımaktan kurtulmak için -yoruyor muyum seni dedi -yok estağfurullah anane dedim -tamam getirme yemek istemiyorum bundan sonra dedi -olur mu falan desemde bana kızmış ve alınmıştı lafı değiştirmek için -nasıl tanıştınız anane dedim -eskiden tanışma mı vardı dedi sessiz kaldım -bir akşam üzeri otururken annem istemeye gelceklermiş seni dedi.ne yapacağımı bilemedim ama anneme az nazım geçtiği için kimlerden miş diye sorabildim sadece akşam geldiler ben dedeni göremedim bile içeri geçtiler ilk kahveyi vermek için içeri girdiğimde gördüm hiç heyecanlanmadım hiç utanmadım bile kahveyi verirken o kadar utandı ki beni görüp gerçekten isteyerek istetmeye geldiği belli idi yakışıklı değildi görünce aşık olmadım hiç bana kimse sormadı kelebeğim ne dersin diye o gün vermişler beni rahat ederim gerekçesi ile dedenin hem işi hemde evi olduğu için nişan yapmadılar kına gecesi 3 dk baş başa bıraktılar ben konuşmadım o nasılsın diye sorabildi utanarak ben kaşımı çattım tüm aksiliğimle o an anladı benim onu beğenmediğimi sesini çıkarmadı ama çok üzüldü kına gecesi ve düğün günü tüm biriktirdiklerini benim koluma taktı gece düğün bitti eve girdik o şükür namazını kıldı 2 rekat çok istemiştim o zaman 100 rekat olmasını ben abdest bile almadım namazını kılmayacak mısın diye sordu bana ben sesimi çıkarmadım tecavüz bekliyordum zorla yapar diye düşünüyordum ama iyi geceler sana deyip beni yatakta bırakarak mutfağa yatak serdi yattı zaten iki odamız vardı ben hiç uyumadım sabaha kadar gelinliği de çıkaramadım sabah kalktı çayı koydu hiç yanıma bile gelmeden ben sadece seslerden ne yaptığını tahmin ediyordum köy yufka ekmeğini suluyordu suyu serpesinin sesi geliyordu çayın ümzüğünden kaynama öncesi sesi geliyordu benim hayalimdeki koca o değildi ayda yılda bir kere düğünde bayramda gördüğüm kumral saçlı uzun favorili zayıf bıyıklı ispanyol pantulonlu dar gömlekli bir gençti kendimce ona aşık olmuştum deden benim için zorla evlendirilmiş olduğum geceleri altına yatacak sabah öğle akşam yemeği yapılacak çamaşırı yıkanacak hizmeti edilecek zalim birisi gibi geldi hep benim hayalimdeki aşk o değildi hiç bişey demeden gitti akşama kadar evde ne yapacağımı şaşırdım yemek yapmasam kızar mı üstümü değiştirsem kızar mı diye evin içinde bekledim bir kapı sesinin kalbimi durdurabilirdi çok konuştum kendi kendime olan olmuş artık sevmeyi dene saygılı ol saygılı olsun diye ama inat ettim zorla evlendirilmeye değil ben bu adamı istemiyorum diyemeşime kızdım akşam elinde gaz lambası bidonu ile geldi ben kararmakta olan odada bir köşeye oturdum onu görünce istemsiz ayağa kalktım hoşgeldin diyemedim o an dışlanılmışlığın surat ifadesi vardı gaz lambasını yaktı kibriti ile ışık sadece sol yüzüne vurdu oturduğunda kafam eğik gözlerimi yukarı kaldırma sebebim bana bakıp bakmadığını merak edişimdi ayakta kaldım oturamadım yemek yapmamıştım bişey yermisin diye sordum zahmet etme dedi bana ne zahmeti diyerek mutfağa koşma sebebim aslında orda durmak istemeyişimdi bi yumurta kırdım yanına 3 5 zeytin amacım onunla oturup yemek yememekti o yedi ben aç değilim dedim üstünü benim göremeyeceğim şekilde değiştirip yatsı namazını kıldı ben bulaşık yıkamayı uzattıkça uzattım o bitti her tarafı temiz olan evi temizledikçe temizledim yatmayacak mısın diye sordu bana bende işim bitmedi dedim o işler gündüz yapılır geç yat dedi çok korktum kelebek hazır değildim benim için tecavüz olacaktı çünkü hiç istemiyordum ben odaya geçtim yatağa uzandım yorganın altına girdim ağlamaya başladım odada ışık azaldı -gerisini anlatma istersen anane özele gircek dedim -dinle eşşek sıpası diye devam etti ananem ben seslice ağlarken elinde lamba ile odaya girdi yanıbaşıma oturdu ben daha çok ağlamaya başladım yorganı kaldırdı başımdan ellerimle zaten giyinik olan üzerimi kapatmaya çalıştım yine de neden bir veletle bana haber yollamadın ben seni istemem diye dedi deden konuşamayıp ağlamaya devam ettim haber versen istemediğin hiçbirşey olmazdı şimdi de olmayacak korkma dedi ben ağlamaya devam ettim çok düşündüm seni babana geri zütürmeye ama yazık ederler bir dul adama verirler seni ama benim düşünemediğim birisi varsa sana razı kendi ellerimle zütüreyim dedi deden o an gerçekten iyi niyetle söylediğini anlamadım bişey diyecek misin diye sordu cevaplamadım yine gitti mutfağa yattı tam 34 gün bana hiç dokunmadı bile kelebek kendi menfaatine olan hiç bir istekte bulunmadı ben yemeğini yapıp akşam onu bekledim gündüzleri eltilerim akrabalarım geldi her akşam gaz lambasının ışığı sol yüzüne vuracak şekilde oturuyordu o kalkıncaya kadar sesimi çıkarmıyordum bir gün akrabalara gittim eve geç geldim ne yemek yaptım ne temizlik akşam geldim evde oturuyor nerdesin diye sormadı bile ben acele ile yemeği hazırlamak için içeri geçtim yemeği hazırlarken ben yedim dedi o an onu kaybetme korkusunu yaşadım ilk defa başka bir kadının ona yemek yapmış olma ihtimali beni deli etti sofrayı kaldırırken kendine hazırlamadın mı dedi hayır dedim sinirli bir şekilde ortalığı toplayıp yattım ertesi gün hastalandım hem sinirden hem gripten ateşler içinde kaldım akşam eve geldi bekliyor bende takat yok kalkacak biraz yemek hazırlamaya uğraşırken sen otur hasta mısın dedi iyiyim dedim geç dinlen sen dedi ben yattım 3 kere geldi iyi misin diye sordu ama çok kötüydüm dış kapı sesi geldi taaa köyün öbür tarafındaki köy dolmuşçusunu kaldırıp bize getirmiş beni hastaneye zütürdü o gece orda kaldık sabah döndük 4 gün evden çıkmadı yemeği yaptı herşeyi hazırladı ama kimseyi çağırmadı gelin benim karım hasta yardım edin diye anladım ki bazılarını sadece severiz severken sevileceğimi zannederiz birileri gelir bizi sever sevmesini istemeyiz sevilmenin değerini bilmeyiz alnımdan başka bir yerime o da sırf ateşime bakmak için dokunmuş benden on kat güçlü olmasına rağmen ne ırzıma geçmeye çalışmış ne zorla birşey yaptırmış sevmiş değer vermiş birisiydi deden o zamanlar evliliklerin çoğu azmış erkek oğlanları yoldan çıkmasın diye olurdu şimdi evliliğe gerek bile yok -eee sonra nasıl oldu anane dedim -bi şekilde olmasa sen olmazdın gerisi anlatılmaz dedi -aşık oldun mu anane zamanla dedim -aşık oldum desem anlamazsın ki beni dedi -niye dedim -aşk size başka bize başka ele başka oğlum dedi -nasıl farklı dedim -var mı senin sevdiğin diye sordu ananem -var ama çok karışık benim ki dedim -beni can kulağıyla niye dinledin biliyor musun dedi -niye dedim -insan sevip sevmediğini aşık olup olmadığını hep başkalarına bakarak anlar boyun uzun mu öğrenmek için cetvele bakman anlamsız başka insanlara bakarsın ondan uzunsan uzunsundur -yani? dedim -sevilmek zor kelebek çok zor hemde. hele erkekler için çok daha zor el kızı dağ delinsin ister uğruna mecnuna bakarak kendi sidiklerinden habersiz bana kimse dedenden mecnun olamaz bir kere değil hergün ispatladı son günlerinde beni seviyor musun diye sordu o da soru mu bey dedim ben gidince aşkın kalbinde kalsın taşırma onu gözlerinden dedi hayatımda hiç ağlamadığım kadar ağlattı hiç korkmadığım kadar korkuttu onu kaybetmek o resmi varya aslında daha aşşağıdaydı ama tavana en yakın yere astırdım babana ona bakınca gözlerimdeki yaş gözlerimde kalsın diye dedi **hay amk baktım benim yaşlar da gidici bi büyük rakı alıp geleyim mi anane diyesim geldi telefon çaldı yine alo dedim ses yok yine birisi arıyor ama konuşmuyor amk kapattım -ohh aşka bak ara aşkım seni seviyom hadi eyvallah telefon aşıkları sizi dedi ananem -ben gideyim artık anane dedim -ne zaman döncen okula dedi -2 gün kaldı dedim -paran var mı dedi -eh işte dedim -ben sponsorun olucam senin bundan sonra ne yapıcam o kadar maaşı dedi -beraber yeriz anane dedim uğurladı gittim telefon yine çaldı aloya cevap vermeyince -bir daha ararsan ağır küfür ederim ya konuş yada arama dedim -affettin mi beni dedi -bilgee? -evet benim -nerdesin sen -yeni geldik dedi -nereye dedim -taşındık ya yalancı söylemedi mi dedi -onun söyledikleri gerçek mi dedim -ne dedi ki dedi -niye bırakıp gittin niye haber vermedin dedim -ya eve gittim babamla kavga ettik. bizi görmüş telefonumu kırdı duvara çarptı. sana yazamadım ertesi gün bodruma halamlara gittik hep beraber 20 gün kaldık -niye haber vermedin peki dedim -seni unutmaya çalıştım. olmayacak kelebek sonumuz yok babam neden bilmiyorum evlatlıktan silerim diyor senin için inan sana çok kötü birisi olarak gözüküyor olabilirim. beni bıraktı gitti yalanmıymış bunun aşkı diye düşünebilirsin benim için gamsız vurdumduymaz da diyebilirsin ama inan öyle değil çok arada kaldım, resmen ya ailemi ya seni seçmek mecburiyetinde kaldım denedim denedim. unutmaya çalıştıkça daha çok hatırladım ne senin kalbini kırmak içime siniyor ne senden uzak olmak huzur veriyor her tanıdığıma sorucaktım sen olsan ne yapardın diye ama hiç biri benim seni sevdiğim gibi sevmediği için vazgeçtim dedi -siz istanbula taşınmadınız mı dedim -yok kelebek ne istanbulu aynı şehirde başka mahalleye taşındık dedi -sim kartın nerde dedim -çöpe attım dedi -sana mesaj atmaktan korktuğum için yeni numara almadım ama unutamıyorum olmuyor dedi kafam yine allak bullak olduğu için -tamam seninle mutlaka görüşmemiz lazım dedim -bende çok istiyorum ama... dedi -baban beni niye istemiyor ki dedim -anneme anlatmıştım seni o da babama anlatmış. başka şehirden olduğun için bırakır okulu bitince bırakmasa bile başka şehre gitmemi istemiyor evlenip. seni tanısa sevicek ama güvenmiyor işte öncekinin de etkisi var dedi -en son ne zaman gördün eski sevgilini dedim -çok oldu kelebek niye sordun dedi -mutlaka görüşmemiz lazım sana bişey anlatmam lazım dedim -bilmiyorum kelebek müsait olursam dedi telefonu kapattı şimdi bileti erkene almam yalancıyı bulmam gel lan buraya diye önce dövüp sonra sorgulamaya almam lazımdı ama ya bilge yalan söylüyorsa.. önce gidip neler döndüğünü öğrenmek için gözlem yapmam lazımdı aşk köy ağasının muhtarlık seçimi vaadleri haline geldi birini seçicektim gönül heyetime ama bazen hayatın bir oyu hayatımın çorbasını bir tutam mutluluk eksiği ile kaynatabilirdi korkmalı mıydı yaşamalı mı almalı mı riski? yoksa hayata karışıp öylesine sevmeli mi sırf ihtiyaçtan? **yol göründü peder beyle görüşüp gitmem gerektiğini söyledim tamam evlat deyip maddi durum yoklaması yaptıktan sonra son kez ananemi ziyarete gittim yemekle bişey yokmuş gibi verdim, yedi yemeğini -ben gidicem bu gece anane annem yada babam getirecek yemeği dedim -bekle bakayım dedi yatak odasına geçti sandık gıcırtısından sonra geri gelip bayramlık verir gibi cebime bir miktar para sıkıştırdı -var mı bir emrin anane dedim paranın da sıcaklığının mutluluğu ile -emir değil ricam olur benim bu yaştan sonra o da senden değil allahtan huzurlu bir ölüm olur yolun açık olsun dedi -sağol anane dedim. allah huzurlu bir ölüm versin duası içten edilebilirdi bir yaşayana ,bunu demek abes kaçardı kapı önüne kadar geldi beni uğurlamaya -hadi eyvallah dedim -kimseye güvenme evlat delikanlı dedikleri dedenin yaşıtlarıydı onlar da bir bir bitiyor dedi -güvensiz yaşanır mı anane dedim -hayatı huur yaşayanların, para değil zevk için huurluk yapanların varlığında güvenebiliyorsan o senin saflığın dedi ** -güvenmek lazım ama bazılarına dedim -lazım olan tek şey güveniyor gözükmek.. güvenmiyorum demekte yanlış güvenmiyorum dersen kendine güvendirmek için kendisi olmaktan vazgeçer geçici güven verir sonra da hepsini başına kakar ben sana şunu yaptım bunu yaptım diye dedi ananem -hayat zor anane dedim pek kavrayamadığım için ne demek istediğini -hayattakiler zor kelebeğim iyi çalış derslerine seninle gurur duyacak bir sürü insan tanıyorum ben dedi öptüm ellerinden aldım nevaleyi koyuldum yola vardım memleket-ül okula selamın aleyküm aleyküm selam girdim eve oturduk ev ahalisi ile kısa bir geyikten sonra nasıl bir taktik uygulayacağımı bende bilmezken ne hikmettir bilinmez yalancı mesaj attı hoşgeldin diye kimden öğrenebilirdi geldiğimi tabi ki onurdan -hoşbulduk dedim -kafan rahatladı mı düşünebildin mi dedi -bismillah yeni geldim dedim -tamam haber bekliyorum dedi önce kimle konuşmalıydı? ** bilgeye gidip iyice olayı anlamak mı? yoksa yalancıya gidip zorla da olsa açıklama yapmasını beklemek mi? tüm bunları düşünmek bile yeterliydi aslında aşktan nefret etmek için bunlarla uğraşmaktan aşkın özünü kaçırıyordum amk haniydi benim sevdiğim kimdi? niye tutulan bir el güven vermeyecekti bundan sonra seni seviyorum diyen bensizlik alıştırmaları deniyordu yapabilir miyim kelebeksiz diye sonra geliyordu geri ama ya bir daha ki sefere yine gider de gelmez korkusu yaşamaz mıydım? baktım ki çok koşuyorum bu işler peşinde hem kendimi parçalıyorum hemde insanlara olan inancımı kaybediyorum bu ikisi yüzünden dedim gibtir et olm kelebek bunların en son adresi hep yalan aşk dedektifi miyim amk ben ama işin taktan tarafı tüm bu olayların yaşanıyor oluşu benim bilgeyi aklımdan çıkaramama ve ondan vazgeçememe sebeb oluyordu boşta gezen aşk adamı da değildim okul var gidilmeyi bekler sınav var çalışmayı bekler sunum var hazırlamayı bekler ya bekliceksin aşksız okul seni adam etcek ya da seveceksin körü körüne sonunu allah hayır edicek aslında acelemin sebebi merakımdı neler olduğunu öğrenmek ** ama artık limiti doldurmuştum beklemek en doğrusuydu çünkü bilgenin telefonu yoktu onun beni aramasını beklemem lazımdı 3 gün boyunca kulağım telefonda gözlerim balkondan aşağıda belki görürüm umudu ile çarşı da geziyordum ama ne telefonu vardı ne de yeni taşındıkları evin adresi bekledim ,beklerken ders çalıştım ders çalışmak yalnızlar işi aşıkken ders çalışmak... coğrafyanda tüm meridyenler onu görebileceğin yerleri matematikte tüm problemler onsuzluk hesaplamaları tarihin hep ilklerimiz ve tarihleri tek edebiyatın ona aşkı en iyi ilan sözlerin ise çok zor ders çalışmak.. bazen sevgilinin seni sevdiğini ima eden bir hareketi en yüksek sınav notundan daha değerli bilge aramadı ** bu şahsım tarafından tekrar unutulmaya çalışıyor olarak algılandı seviyorsa aramalıydı aramıyorsa seviliyor bekleniyor özleniyordu -kelebek dedi açtığım bir telefon -efendim diye cevapladım -ne yapıyorsun -meraklardayım hala sevilip sevilmediğime dair bilge dedim -meraklanmanı gerektirmeyecek kadar çok seviyorum kelebek dedi -ben sana taparcasına seviyorum desem ne kadar inandırıcı gelir bilge dedim -çok inanmak isterim kelebek -benim sana olan aşkımda inanmak istemeye kaldı artık dedim -müsaitsen buluşalım mı yarın diye sordu -sınavlarım var dedim -yalancı ile buluşuyorsun ama dedi ne zaman buluşmuşuz diye sormadım bile çünkü kimin kime ne dediğini kavrayamaz oldum -yarın kaçta dedim şu saatte şurda olur mu? anlaştık yalancıyı aradım yarın işin var mı? yok hayırdır şu saatte şuraya gel deyip 3lü taktan aşk koalisyonumu kurup kafamınn rahat edeceği bir iktidar kurmaya karar verdim gün battı gün doğdu buluşma saati geldi mekanda bekledikçe bekledim bekledikçe bekledim ama ikiside gelmedi **yalancının telefonunu aradım ama cevap alamadım yapmış olduğum plan yine zütümde patladı ikisinin da başına bişey gelmiş olacak kadar şansız olmam için ismimin kelebek değil guiza olması gerektiğine göre kesin bi taklar dönüyordu yine akşam üzeri yine eve gittim yalancıya mesaj attım niye gelmediğine dair cevaplamadı aradım, bakmadı bakıncaya kadar aradım -ne var cevabı ile açtı -niye gelmedin dedim -oyuncağın mıyım olm ben senin hışmı ile karşılık verdi esas ben onun oyuncağı olmuştum ama madem birbirlerinden haberdar olmuşlar -ne oyuncağı kızım sana cevabımı vericektim ama sen buluşmaya bile gelmiyorsun, neyse görüşürüz dedim -ne cevabı yaa dedi -aşkım falan işte neyse hayırlısı hadi eyvallah dedim telefonu kapattım tekrar tekrar aradı ama bu defa açmayan ben oldum bilgeden haber bekledim muhakkak arayacaktı fazla bekletmeden bir gün sonra aradı alo yok nasılsın yok -buluştun mu yeni sevgilinle dedi o da bana patladı -yalancı ile mi dedim -ben biliyordum böyle olacağını dedi * -nerdesin dedim -sanane -bişey vericem sana dedim -istemiyorum -bişey de konuşmamız lazım bilge -ben öğreneceğimi öğrendim kelebek dedi -şantaj mı yapayım illaki bilge gelir seni bulurum diye inat etme gel bişey konuşcaz sonra istediğin yere git dedim -olmaz -sinirlenmemi istiyorsan sinirlenmeyeceğim bilge dedim -sevgilin var mutlusun niye sinirleneceksin ki dedi -yaa yok öyle bişey gel konuşalım dedim -bugün olmaz görüşürz deyip kapattı yalancıya da gider yaptığım için ona geri dönmedim. tekrar bilgeden haber beklerken buluşmak için az vaktinin olduğunu söyleyerek bir yere çağırdı oturduk hareketler, artislikler suratlar -ee dedim -ne ee sen çağırdın dedi -önce sen duyduklarını anlat bakayım dedim -ne dememi bekliyorsun kelebek çok yakıştınız mı diyeyim bu mu amacın, aklın sıra seni bıraktım diye benden intikam mı alıyorsun,bir de utanmadan onunla olan buluşmana beni de çağırıyorsun dedi. ağlamaya başlayarak -ben seni seviyorum derken inanmıyorsun da yalancı onu sevdiğimi söyleyince ona mı inanıyorsun dedim -ben zaten biliyordum. sana bilerek yazmadım beni bekleyip beklemeyeceğini görmek için mesaj bile atmadım sana, ama iyi ki atmamışım tam tahmin ettiğim gibi oldu dedi -tamam çok seviyorum ben yalancıyı kalk git o zaman dedim bana bakar kalmış halde iken -hadi yürü git o zaman dedim -açıklama yapmayacak mısın dedi -açıklanacak bişey yok.ben şerefsizin birisiyim sana seni seviyorum diyorum ama yalancıya aşığım. dedim -yalan söylüyorsun dedi -nerden biliyorsun yalan söylediğimi dedim ** -beni sevdiğine inanmıştım dedi tuttum çenesinden öylece baktı sessizce -hayır inanmamışsın, inanman için önce beni sevmen gerekir. sevmek ne demek bilmiyorsun. sevileni öylece bırakıp gidilmeyeceğini bilmen gerekir, senin tek bildiğin aşkı kendi başına yaşamak, sevesin gelince dönmek,en ufak gelecek endişesinde kendini düşünerek çekip gitmek.. bak şimdi ben seni çok seviyorum buna inanmak da senin elinde ama beni gelecekte tekrar bırakıp da gitmenden endişelendiğim için bende çekip gidiyorum. diyerek oturduğumuz yerden kalktım -git sevgilin merak eder keşke başka bahane bulsaydın dedi -bence neye inanacağını şaşırmış putperestten farkın yok bilge. doğru yol ben miyim bilemem ama benim cennetim ikimizi de mutlu eder sanıyordum neyse yanılabiliyor insan yaşayan fanilerin kaderi zaten geleceği bilemeyip neye inanacağının şaşkınlığı ile yaşamak.. deyip arkamı dönüp giderken dur kelebek demesini beklemek yılbaşı özel çekilişinde tutmuş tüm numaraların sonuncusunu beklemek gibiydi ama demedi yada diyemedi ben bilerek son sözü ona vermemiştim bazı şeyleri düşünüp beni sevip sevmediğinin muhasebesini tek başına yaptıktan sonra bana dönmesini beklemek en mantıklısıydı sınavlar bir bir geçerken onun muhasebesi bir türlü bitmedi zaman geliyor memlekete gitmem gerekiyordu okul bittiği için, yalancıyı iyice salladım defalarca aradı yaklaşmaya çalıştı eve geldi sözde onurun yanına gelmiş gibi oturdu ben kendimi odaya kapattım yada dışarı çıktım o varken yalancıya hiç sormadım bilge ile ne konuştuklarını yada bilgeyi nasıl inandırdığını yalancı -hiç mi umut yok diye sordurdu onura -sence olmalı mı onur dedim -bilmiyorum ama ne yaptıysa seni sevdiği için yapmış dedi onur -aşkı ya ben ya da o yanlış biliyor o zaman dedim -ama bence bir şans vermelisin dedi -onun en büyük şansı gidip onu dövmüyor oluşum. eğer onun hakkında konuşmaya devam ediceksen arkadaşlığımız okul arkadaşlığı olarak kalsın dedim bilge ile olan beklendik iletişim bir türlü gerçekleşmiyor gün geçtikçe de gerçekleşme ihtimali zayıflıyor gibiydi zaten nerde ne yapıyor onun soru işaretlerine beni gerçekten seviyor mu? bir geleceğimiz olacak mı? arayacak mı? soracak mı? babası verecek mi? **soruları da eklenince iyice taktanlaştı durumum sonra kendi kendime olm mal kelebek kızla buluşup artislik yapacağına takip edip öğrenseydin ya evini diye de hayıflandım ya gider yaparken ayarı tutturamıyordum ya da blöf yaparken kalpte bir sevilen vicdan da gurur kaldım yalnız başıma memlekete dönmek icap ettiği halde bekledim belki arar diye yada bir yerlerde görürüm diye şehrin mevlevisi oldum ama nafile yine bir telefon geldi ankesörlü telefondan o telefonu o kadar bekliyordum ki ilk çalmasında cevap verdim -efendim -seni çok seviyorum kelebek dedi ve kapandı telefon aynı numarayı ben arama telaşına girmişken yine aradı benden önce -bilge kapatma dedim -bir cümle inan yetmiyor kelebek.. seni seviyorum süresi kadar kısa olmamalı sana olan duygularımın tarifi. ama sana sadece gerçekten çok seviyorum diyebiliyorum.. *bende bilge bende çok seviyorum dedim ama bendeden sonrasını telefonun kapatılış tonuna söyledim tekrar aradım sonra tekrar ve yine ama sadece meşgul tonunda cevaplandım bıkmadan bir iki saat boyunca değişik aralıklarla aradıktan sonra bir genç cevap verdi o telefonun bulunduğu adresi aldım oraya gidip bir kaç saat etrafta dolaştım ama sonuç alamadım bilge adına iki gün daha kaldım yine dolaştım ve telefon bekledim ama sonuç bulamadım memlekete bileti alıp tüm valizleri yüklendikten sonra yola koyuldum gece yolda olacağımı peder beye bildirdim kimse karşılamadı zaten aklım bilgede olduğu için pek te umursamadım yalnız kalmak en iyisi gibiydi otogar-taksi-ev ve direk yataktan sonra peder sabahın köründe kaldırıp hoş geldin bile demeden -git bi ekmek al da gel arabanla dedi bir anahtar uzatarak. -arabam mı dedim? göz kırptı hak ettin dedi -hangisi dedim -alarma bas öten senin dedi annem sarıldı hoş geldin hoş bulduk elini öptüm nedense merdivenlerden inerken hiç de heyecanlı değildim kapıdan çıktım bizimkiler balkondan beni izliyorlar bastım tam karşımda sıfırımsı bir genç için her türlü gideri olan beyaz bir ehliyete siyah bir araba ile onurlandırmışlar beni tam arabaya binicem -kaldırımdan sür acemi şoför.. espirisini yaptı peder annemde besmele çekmeden binme diyor neyse bindim ekmek alıp geldim kahvaltı yaptık babam sordu,ben cevapladım, annem yorum yaptı -beğendin mi arabayı? -evet çok sağolun -hak ettin oğlum bi kaç okul ile ilgili soru daha aldıktan sonra biraz daha yattım kalktığımda öğlen olmak üzereydi -anne ananemin yemekleri hazır mı? özlemişim ben zütüreyim dedim -kız geldi zütürdü oğlum dedi -kim kız anne dedim -var ya şu senin okulda okuyan kız o zütürüp getirecek arasıra da ananenin evini toparlayacak. ananende onun okul masraflarını karşılayacak dedi -yalancı mı dedim? -evet dedi -kim buldu anne onu? dedim -bende anlamadım kelebek ananen bulmuş nasıl bulduysa dedi ablamı aradım onun aracılığı ile olduğunu anladım telaşından yalancıyı aradım -ne yapmaya çalışıyorsun dedim -kimsiniz dedi -nasıl kimsiniz kelebek ben dedim -aaa hatırladım uzun süre iletişimde olmadıklarımı siliyorum da çıkaramadım dedi -bi tek ailem kalmıştı el atmadığın dedim -telefonu kapat bir daha da arama.bir şikayetin varsa gel ananenle görüş dedi -görüşcem ben senle yalancı hanım dedim -ben görüşmek istersem görüşürsün. işim var rahatsız ediyorsun dedi kapattı üstümü giyindim anneme ananeme gittiğimi söyledim kapıyı açan yalancı oldu tam bağırıp çağıracam ananem seslendi -kelebeek -efendim anane deyip elini öptüm -önce hoşgeldin sonra nasılsın ve son olarak işime karışma,bu kız yarın gelmezse sorumlusu sensin dedi -ya anane diye lafa girmişken -önce hoşbuldum sonra iyiyim ve son olarak tamam anane karışmayacam diyeceksin dedi -peki anane deyip ne yapacağımı bilmezken ananem yalancıya -teşekkür ederim kızım gidebilirsin sen istersen dedi o giderken ben yalancının ananemi etkilemek için ne yaptığını çok merak ediyordum ananem de uzatmadan anlattı zaten... ** -ne istiyorsun bu yetimden dedi -ya anane diye lafa girecektim ki -seni hiç dövmedim ama döverim kelebek niye bağırıp çağırıyorsun kıza?? kız senden korkusundan ben müsadenizle yapamayacağım dedi.ne diye istemiyorsun ne yaptı kız dedi -tamam anane özür dilerim kusura bakma dedim sinirli olduğu için -bilmediğim bişey varsa özrü ben dileyeyim ama kızdan önce bana gelip anane ben bu kızı şu şu şu sebeblerden dolayı istemiyorum diyerek geçerli bir açıklama yapsaydın sen haklı olurdun.. -tamam anane dedim lafı uzatmamak ve birazda bananecilikten dolayı -bak kelebek sen de benim oğlum sayılırsın elbet el kızına değişecek değilim seni.. belli ki seni üzmüş veya istemidiğin şeyler olmuş. kendine göre çok haklı da olabilirsin.. belki de en iyi tanıyan olarak ilk sana sormam gerekirdi.ama artık işe aldım sayılır ve çok hevesli. şimdi sana karşı yaptığı hatalar için değil bana yapacağı bir hataya kadar onu çıkaramam. çıkarırsam sağda solda 3 5 kuruşa kıyamadı derler. dedi -tamam anane haklısın dedim -oğlum kızın maddi durumu da iyi değilmiş. devlet bana ihtiyacımdan fazlasını veriyor. kızın yaşı genç çevresinde görüp canı her bişey istediğinde parasının yokluğundan dolayı babasının vefatını hatırlamasın dedi -tamam anane iyi düşünmüşsün dedim -eğer sen haklıysan ben de görürüm yanlışlarını zaten dedi ben zor görüyorum yalancının yalanlarını ananem nasıl görecekti ki ama bunu da ananeme söylesem muhtemelen inanmayacaktı ayrıca yemek taşıma derdinden kurtulmuş olacaktım. seviyordum ananemi dert olmazdı elbet ama yine de başka işlerimi daha rahat yapabilecektim baktım herkes karlı çıkıyor bu işten eyv çekip sesimi çıkarmadım -araban da hayırlı olsun dedi ananem -sağol dedim -artık bizi de gezdirirsin dedi ** -istediğin zaman haber vermen yeterli anane dedim biraz daha oturduktan sonra müsade istediğimde -dediklerimi anladığını varsayıyorum kelebek dedi -anladım anane merak etme dedim evden çıkar çıkmaz mesaj attım yalancıya -'ananeme bişey olursa... ' cevaplamadı cevaplamamasının sessizliği bilgeyi hatırlatırken bilgenin sessizliği yine kendimi yalnız bıraktı çok zor du aşk eşitliği sağlamak için severken sevilmeyi beklemeli beklerken sevmeye devam etmeli mutlu olabilmek için sevildiğini hissetmeli ama ne yazık ki bir türlü denklemi kuramadım sırayla işlemleri yaparken pi'yi kader olarak almamaktı galiba hatam çünkü sonuç hep küsuratlı yalnızlık... işin kötüsü her bilge aklıma gelişinde onun sözü itibari ile 'ne zaman aklıma o gelirse, onun da beni düşünüyor olduğunu hissetmemden dolayı daha da çok acı verdi yalnızlık bilge ile aklıma gelen başka bir konu ise allah'a yaptığım dua sonucu onun karşıma çıkması ama aynı zamanda yalancıyı da dua ertesi günü görmüş oluşum ya benim duam gerçekleşmemişti ya da ben hala yanlış adresteydim beni dürten şeytan mıdır bilmem içimden bir ses olm kelebek belki de allahın gönderdiği yalancı idi bir de onunla dene diyordu ama bu ses içime hiç sinmiyordu her haline sinir oluyordum çünkü tüm bunlarla beraber staja başlamam gerekiyordu ** günler geçerken ananem den hiç bir şikayet gelmiyor herkes gayet mesut mutlu gözüküyordu bir akşam üzeri yemek için ananemlere gittik ailecek biz eve girdiğimizde yalancı sofrayı hazırlamış tek ekgib olarak yemeklerin tabaklara doldurulmasını bırakmıştı ben en son eve giren olarak kapıyı kapatırken yalancı annem ve babama hoş geldin derken ben bundan nasiplenemedim annem ve babam yalancıya hal hatır sorarlarken yalancı müsade isteyerek gitmek istedi ben hariç herkes otur sende bizimle ye desede yalancı annesinin evde yalnız olduğu gerekçesi ile gitmekte kararlı gözüküyordu ananem yalancının annesini de çağırmak istese de başka bir zaman diyerek olaya noktayı koydu tüm bunların oluşumu sırasında hiç bana bakmıyor ve gitmek üzere çantasını alıp kapıya doğru geldi ben malı hala içeri girememiştim konuşmalara uzak kalmak için kapısını ben açmak zorunda kaldım yine suratıma bakmadan ahaliye afiyet olsun dilekleri ile beraber gitti biz oturduk yemek yerken ananem kızı anlata anlata bitiremiyor ben de içimden -vay amk tezgahı kurmuş kandırmış yine anenemi diye sinirleniyordum yemeği yedik avara kaldım bizimkiler gereksiz konuşmalarla o nasıl bu nasıl geyiğine girdi çok da uzatmadan tası tarağı toplayıp eve gitmeye karar verdi bizimkiler bindirdim arabaya attım eve ama ne uyku var ne de o gece tv de izlenebilecek bir tak gündüzlerin de pek farkı kalmadı hep aynı şeylerle zaman geçerken x arkadaşı arıyorum -olm ne yapıyon? -internette takılıyom y yi arıyorum -olm ne yapıyon ** -faceteyim kızla konuşuyom iyi tak yiyonuz amk gelin adam gibi çıkalım araba var imkan var baktım millet eğlenceyi bulmuş bende gireyim dedim şu internete gittim oturdum kafeye yapacak bişey yok msn açsam silik face açsam silik bi kaç spor haberi okudum yaladım yuttum spor aleminde neler olduğunu can sıkıntım geçmedi aç olm kelebek şu face i dedim ama açmadım çünkü hala bilgeden haber bekliyordum ablam müstakbel enişte beyin varlığını iyice aileye kabul ettirdi gel zaman git zaman isteme aşamasına getirmişler hayırlısı ile evlenmek için allah emri ile istemeye geldiklerinde kendimi bir an enişte beyin yerine koydum ne utanç verici bir durum amk herkes birbirini tanıyor muhabbet önceden iyi ama iş istemeye gelince herkes utangaç rolü yapıyor verdik gitti dedi peder bey el öpmeler esnasında ben işin binlik kısmında olduğum için benden büyük enişteye el kaldırdım öpmesi için o an gülüşmeler oldu ama peder bey affetmedi bir hafta yayalık cezası verdi arabayı elimden alarak bizim aileyi bi telaş aldı yok ne giyecem yok ordan şunu almam lazım yok nişan burda olsun davetiye tarih derken onlar kendi dertlerine düştü bana da meşgale çıktı ailenin şoförü rolü benim oldu 10 gün kadar ananem ve yalancıdan haber almamıştım ki ananem bize geldi herkesle konuştuktan sonra oturduğu koltukta yer boşalınca -gel bakalım dedi -buyur anane dedim -ne oldu ziyaret etmez oldun dedi -biraz yoğunduk anane dedim -gelmek istesen vaktin olacağını biliyorum kelebek o kız var diye gelmiyorsun dimi dedi -yok anane olur mu hiç dedim -iyi peki görüşcez dedi ortam da daha fazla konuşmaya müsait olmadığı için konuşmaya ara verdik ben ananemi evine koluna girerek zütürdüm -çok iyi kız kelebek dedi yolda -öyle kalır umarım sana karşı dedim onun hakkında bişey söyledikçe ben konu değiştirmemden dolayı ananem üzerime fazla gelmedi ertesi öğlenden sonra beni aradı cevap vermedim tekrar aradı yine açmadım meşgule alarak mesaj geldi -açsana eşek herif ben ananen ben arayacakken o tekrar aradı -buyur anane dedim -bi saniye diyerek telefonu ananeme verdi yalancı -bana bişey olsa ilk kimden duyarsın dedi -allah korusun dememe kalmadan -bu numaradan her aradığımda cevap vereceksin dedi -tamam anane dedim -şimdi iyi dinle diyerek marketten yaprak sarma yemeği için olduğunu düşündüğüm ekgib listesi verdi ayrıca ceza olarak yalancıya kontur almamı söyledi sesimi çıkaramadım ihtiyaçları aldım konturü de tedarik ederek ananemlere yola koyuldum malzemeleri bıraktım ananem kızgın ** -çok kırdın beni dedi -meşguldüm kusura bakma dedim -konntur aldın mı dedi -evet deyip yalancıya uzattım ama almak istemedi ananemin al kızım zorlaması ile aldı var mı başka bi emrin diyerek gidecektim ki -otur bişey iç öyle git nefes nefese kalmışsın dedi -sağol içmicem dedim -kelebeeek dedi ters ters bakarak mutfağa yöneldim kendim bişey doldurup içmek istediğim için ben girip dolabı açarken yalancı geldi kontur kartını uzattı -ben istememiştim yanlış anlama al konturüm var dedi -sende kalsın onu da gammazlarsın şimdi ananeme derken onun hiç bana bakan gözlerinden ikişer damla yaş arka arkaya akacağını bilemedim o lavaboya koşarken kartı da yere bıraktı benim bir özrüm birikti yalancıya belki ama ordam kaçmam lazımdı -görüşürüz anene içtim sağol dedim yolumun açık olması temennisi ile beni uğurladı aşşağı indim arabayı çalıştıracam ama çalışmıyor vazgeçtim denemekten oturup kalmışken şoför mahalinde bir özür mesajı yazmak istedim yalancıya ama eve geri çıkmaya karar verdim ne yapacağımı bilmez halde çaldım kapıyı yalancı açtı gözleri hala kızarık ne var diyen gözlerle bana bakarken -ananeme mahallenin çocukları kapıyı yanlışlıkla çalmış dersin özür dilerim demeye geldim dedim hiç bir şey demeden bana bakarken ananem seslendi -kimmiş kızım diyerek bana baktı yalancı -mahalle.. dedi sustu biraz sonra tekrar bana baktı -kelebek gelmiş diye seslendi ananeme artık yalan söylemiyorum mesajı vermek istercesine -bişey mi unuttun oğlum dedi ananem içeri girmez farz oldu bu gelişe bir sebeb uydurmak için -anane akşam yemek ayırmayalım mı sana diye soracaktım dedim -annenin haberi var biliyor o selam söyle dedi böylece yırtmış oldum mevzudan işler karmakarışık gelişirken ben hala bilgeyi düşünüyordum akşam üzeri yine yalancının numarasından arandım sıkıyorsa açma amk -efendim dedim -bi gel oğlum dedi ananem gittim yine yalancı hala orda ağzıma tıkıştırdı ananem sarmanın ikisini nasıl olmuş diye sordu -değişik olmuş dedim -yalancıya yapmasını öğrettim bugün o sardı hep dedi -elinize sağlık dedim ananeme bakar halde bir tabak bizim ev için ayrılmış olan sarmayı aldım bir tabak da yalancıya vermiş eve zütürmesi için -kızı eve zütürüver geç oldu dedi ananem bişey demedim dışarı çıktım vedalaşarak yalancıda çantasını ve tabağını aldı kapattık kapıyı konuşmaksızın dışarı kadar çıktık ben arabanın alarmını öttürüp kapı kilitlerini açtım ama o evleri istikametine yürümeye devam etti -gelmiyor musun dedim hiç cevap vermeden gitti gündüz ki üzüşüme bağlayarak ses çıkarmadım yine bir hafta kadar uğramamıştım ki ablamlam her fırsatta yalancıdan konu açmaya başladı yok öyle iyi bakıyormuş yok ananem çok memnun muş falan filan bana anlatma diyerek kızdım ablama enişte bey ve ablam beni sinemaya çağırdılar -kim kim gitcez dedim -sen ben enişten dedi -başka birisi gelirse aramız açılır abla dedim -açılmaz açılmaz hadi dedi sinemaya vardığımda yalancıyı da görmem ile korktuğum başıma geldi ama bu işte yalancının suçu olmadığını onun da beni görmesi ile suratındaki şaşkın ifadeden anladım herşeyi ablam planlamıştı herkesin içinde eniştem de bize çok yakınken -abla uyarmadım mı seni dedim -ne olucakmış dedi ters ters bakıp terk ettim sinemayı iyice sinirlenmiştim ama enişte beyin de orda olması sebebi ile sesimi fazla yükseltmemiştim akşam eve gelmesini bekledim ablamın ben lafa girmeden o girdi -kızın da haberi yoktu benim hatam dedi -nişan ve düğününde yanında olmamı istiyorsan bir daha yapma diyerek konuyu kapattım nişan öncesi enişte bey herkesi pikniğe çağırdı bir nevi kaynaşma olarak araba ile iki tur atmak zorunda kaldım milleti zütürecem diye tam bitti derken -olm ananeni de alıp gel dedi babam çaresiz bindim arabaya çaldım kapıyı hazırlanmışlar zaten sessiz bir yolculukla piknik alanına geldik onu taşı bunu getir derken babamın mangal başında durma görevini bana vermesi ile gibicem pikniğinizi deme aşamasına geldim çevreyi gözetlerken farkettim ki ablam ile yalancı da küsmüş daha doğrusu yalancı ablama küsmüş zütüm başım is oldu amk millet çatur çutur yiyor ben onlara et yetiştiriyorum amk tavukları sadece yağ ızgaraya koyar koymaz alev alıyor alev alınca da çevreden eleştiriler geliyor tuz at kömürü karıştır biliyosanız gelin kendiniz yapın dicem ama zalim peder beni o kömüre sokar o lafı dersem ben milleti kesiyorum kim ne yiyor diye bu sırada farkettim ki bizim yalancı yemiyor bi yandan ananem önüne bişeyler veriyor ye diye bir yandan ablam bir yandan da annem ama ben hala üvey evlat muamelesi görüyorum allahtan enişte gelip biraz gönlümü aldı -çok yorduk seni söz senin de yaparsak ben pişirecem. nişanda bir şişe viskin benden dedi viski sözünü alıp biraz kendime gelince neşeli neşeli etrafa bakarken 3 kere göz göze geldik yalancı ile ablam kalktı yanıma geldi -kolay gelsinn dedi -git sen onu doyur kardeşin açmı hiç sorma zaten dedim -salak sen yiyemiyon diye kız da yemiyor dedi -abla ben seni uyarmadım mı dedim -iyi be tamam dedi aklıma birden gelen fikir hiç de fena sayılmazdı bir kız bumam gerekiyordu ama kız bulmak kolay mı amk ama bulmuş numarası yapmak olabilirdi telefon çaldı çok geçmeden kısaca akşama halı saha maçını olduğunu belirten arkadaştı ama ben telefonda öyle konuştum ki yalancı bilge ile konuştuğumu ablamda başka kızla konuştuğumu sandı arasıra kafamı çevirdiğimde yalancının asılmış suratını beraberine alarak 20 30 metre açılarak tek başına başka bir yerde oturarak beni izlediğini gördüm telefon kapanmıştı ama ben konuşmaya devam ediyordum -bende... bende... öptüm... görüşürüz diyerek duyulabilecek şekilde telefonu kapattım ablamın durumu yalancıya anlatacağını bildiğim için eve gelince sinemaya gitmiş rolü evden çıkarken saçlara eksra bakım ile beraber parfümler sıkmam ve normalden iyi giyinmem ile ablama bir kızla buluşuyorum mesajı verdim bunlarla yetinmeyip okuduğum okulun bulunduğu ile bile gittim bilgeyi görebileceğim mekanları gezdim ama yine nafile kaldı ablam nerde olduğumu sorduğunda -şu an müsait değilim ben seni ararım diyerek kapattım merak uyandırmak ve kızlayım mesajı vermek için -gel sen o kız hakkında çok önemli bişey öğrendim diye mesaj attı ablam hemen aradım -hangi kız?ne önemlisi kimden öğrendim dedim -gelince konuşuruz dedi o kapattı hemen memlekete döndüm ablama koştum anlat diye anlatarak olmaz göstermem lazım dedi hadi göster o zaman dedim sede -bekle enişten gelsin dedi eniştemi aradık aşşağı indik hadi bin dediler arabaya -eğer yine yalancının olduğu bir yere gidersek aramız açılır abla dedim eniştem lafa girdi ben söz veriyorum yok dedi bir alış veriş merkezine gittik eniştem leptopunu çıkardı bağlantıyı sağladı kendi facebookunu açtı bilgenin isim soyismini yazmaya başladı -bir dakika dedim -ne oldu dedi ablam -sen nerden biliyorsun onun soyadını yalancıdan öğrendin dimi dedim -evet ama bakman lazım dedi -yaa yalancı uydurmuştur onu dedim hiç se çıkarmadan açtılar -resimdeki kızı gösterip bu mu dedi ablam -evet dedim resme bakarak -bu kızın hani face i yoktu dedi yine ablam -açmıştır abla dedim -bu face 3.5 senedir kullanılıyor kelebek yorum ve gönderi tarihlerine bak dedi şaşkındım ama hala yalancının onun adına face açtığını düşünüyordum -hem de çok uzun süredir şu isimli çocukla ilişkisi var olarak gözüküyor dedi isme baktım bilgenin kullandığı hattın sahibinin ismiydi -ya tamam işte yalancı ayarlamış bunu dedim -kızın çocukluk resimlerini de mi yalancı ayarlamış, kız basbaya senin face'i silerek kendisi de kullanmıyor imajı vermiş dedi -öyle olsa herkese açık olmaz sadece arkadaşları görür yorumları falan hiç mi korkmaz bilge ben bir gün face açar da görürüm diye dedim bunu kendimce kabullenip yalancının yeni oyunu olarak düşündüğüm için yalancının ağzına sıçmak üzere yola çıktım aksilik o ki lastik patladı biraz tecilli de olsa evin önüne gelip -çabuk aşağı in mesajı attım cevapta gelmedi kendisi de yukarı çıktım kapıyı ananem açtı -hoş geldin diyerek içeri aldı -yalancı yok mu dedim -hayırdır dedi -hiç sordum öylesine dedim -meyve almaya gitti gelir şimdi dedi biraz bekledim -akşama yine gelirim diyerek kaçtım ananemden amacım onu aşağı da bekleyip hesabı kesmekti nitekim beklerken geldi apartman girişinde içeri girdi beni görmezden gelip yukarı çıkarken kolundan tutttum -niye ablama herşeyi anlattın dedim hiç cevap vermeden gözlerime baktı sadece -ne diye hala bilge adına facebooklar açıyor oyunlar oynuyorsun dedim gülümsedi -cevap versene diyerek sarstım kolunu biraz -canımı acıtıyorsun bırak dedi -cevap ver o zaman dedim -ben oyunu seni severek oynamışım kaybedeceğimi bile bile hemde sırf seni görebilmek için gece gündüz ders çalışarak yaz okuluna kalmadım sırf arasıra hoşgeldin veya güle güle diyebilmek için ananene yardım ediyorum ablan aradı çok sinirli dikkat et dövebilir dedi ama kaçmadım niye kaçmadım biliyor musun? senin bilge ile her buluşmanda babasından dayak yeme ihtimalini bile bile gitmen gibi bir sebeb işte.. **sessizce yukarı çıktı o çıkarken ben kendi içimde çöktüm o yine sevdiğini utanmadan ve artık gör beni dercesine söylüyordu ama kendime sorduğumda doğru dürüst bir cevap vermiyordu kalbim öylesine karışıktı ki duygular fenerbahçeli birisinin galatasarayın uefa kupası almasından dolayı rakip takım olduğu için üzülmeli mi yoksa türk takımı olduğu için sevinmeli mi karmaşası mevcuttu sevemiyordum aklım bilgede idi hala onu seviyordum yada sevdiğimi sanıyordum ikiside suçluydu aslında gönlüm hakim olsa bilgeye kalbime yalan aşk beyanında bulunmaktan başkalarının ömrüne ömür boyu sürgün verirdi ama benim bilgeye verebileceğim bu en büyük ceza zaten onun için bir dilekti bu aşkın cezasını yine hakim olan ben ne tak yiyeceğini bilememe cezasını ağırlaştırılmış olarak çekiyordum ** insanlar garip ömrünün en kafası güzel zamanında kurulmuş bir rakı sofran varken yan masaya gidip bi kaç kadeh aşk öldüren içmek gibi aldatmak... afiyet olsun bilge hanım şerefsizliğinize kaldırıp içeriz rakımızı kafamızı yalnız yaparız oturursa bir dost yanımıza ona da yeni bir sofra kurarız... apartmandan çıkışım eve varışım arası 40 dk oynamıştır max ablam evde telefonda konuşuyor konuşma da denilmez büyük ihtimalle dert dinliyorcasına ağlama, herşey yoluna girecek şeklinde teselli ediyor birilerini neyse sonra görüşürüz diyerek telefonu kapattı -sana da bişey demiyorum artık kelebek dedi -ne oldu dedim -oğlum bi şans ver şu kıza artık dedi -allah allah belamısınız başıma sevmiyorum diyorum anlamıyor musunuz dedim -sevdiklerini görüyoruz beyefendi diyerek lafı koydu, muhabbeti yarım bırakıp mutfağa gitti arkasından mutfağa gittim bende oturdum sessizce o nişanlısına kurabiye yapmakla meşgulken -herşeyi anlatıyor mu abla sana dedim -herşeyden kasıt?ne dedi -benimle ilgili dedim ** -ne anlattığını bilmem ama anlattıklarından tek anladığım seni çok sevdiği dedi -nişanlın sana yalan söylese severmiydin dedim -ben yalanı destekliyorum demedim,ama hatasını zaten kabul ediyor. dedi -gidip bir kaç yalan da ben söyleyeyim sonra hatalıyım ama sev beni diyeyim o zaman dedim -valla ona bile razı galiba dedi ablam gülerek -ne zaman aşık olmuş ki bu bana hiç iyi davranmıyor artislik yapıyordu ilk başlarda şimdi ne olmuş ağlıyor sızlıyor dedim -kendin sor ben bilmem dedi -ben konuşmam onunla dedim -kızı isteyenler varmış başkası ile evlenir içinde pişmanlık kalır.her başkası ile beraber olup ayrılışında acaba benim ki yalancı idi de ben mi kaçırdım dersin, karışmam sonra dedi sonra enişte bey aradı vay canım sana kelebek şeklinde kurabiye ay şeklinde kurabiye bilmem ne şeklinde kurabiye yaptım diye geyiğe başladılar onları yalnız bıraktım enişte ahalisi ve bizimkiler nişan yapabilecekleri mekan aramaları ve nişanda gelişecek olaylar zincirlemesi planlamalarını yaptılar sonuç olarak bir kafeteryaya yakın akrabalardan oluşan bir davet şeklinde nişan yapmaya karar verdiler peder bey sağolsun bir takım elbise aldı o kadar harcama arasından nişandan iki gün önce enişte bey bir şişe viskiyi bana verdi bir bardağını kendisine nişanda kola süsü verilmiş şekilde getirmem şartı ile nişan günü tüm gereksiz ama yapılması gereken teferruatlarla uğraştıktan sonra kafeterya girişinde welcome komitesi vekili şeklinde sıralamada kendime yer bulup gelene geçene hoş geldin karşılaması yaparken ananem yalancı yalancının annesi beraber geldiler ama benim tek farkettiğim kişi yalancı oldu benim yanımdan başı eğerek geçti ** makyajı bile yüzünün kızarıklığının farkedilmesine engel değildi herkes oturduktan sonra alkış kıyamet ablamlar geldi yerlerini aldı slowdan girip ankara'ya geçiş yaparken millet ben sekten girmiştim viskiye masa altı bi kaç tane içtikten sonra hiç utanmadan piste çıkıp oynayacak kıvamı çoktan geçip takunu çıkarmaya meyilli hale gelmiştim kafamı ne zaman sağa çevirsem bana bakan sabit bir çift göz vardı kızlar da oynarken ben ananemin yanına gittim -nasılsın niye gelmiyorsuna cevap verirken -git bana siyah bir poşet alıp gel dedi ananem -ne yapıcan anane miden mi bulanıyor dedim -çabuk çabuk dedi marketten bir tane getirdim ona uzatmıştım ki -git o içkiyi bana getir dedi -hangi içkiyi dedim -çabuk dedi onunla konuşurken içkinin kokusunu almış olsa gerek yarım kalmış viskiyi siyah poşete koyup ananeme getirdim kocakarı çantasına attı -nişan bitince gel al dedi el koyulan viskiyi es geçip başka içenlere yancılık yaparım nasılsa mantığı ile kalktım şerefsiz spiker oynamam için beni piste çağırınca utandım ama oynamamak olmazdı bi kaç sallandım ben oynarken pist doldu gelenler arasında yalancı da vardı ** ablamla eniştem zaten bana yakın oynuyordu yalancı da ablamın yakın arkadaşı olduğu için bizde kaçınılmaz mesafe yakınlığı oldu ama ben kaçtım takı merasimini mütakip son dans için ablamla eniştemin sevdiği şarkı çalmaya başladı çiftler bir bir kalkarken yalancıya da dans etmesi için enişte bey akrabası tarafından birisinin teklif ettiğini farkettim ama kabul etmedi eniştem beni çağırıp ablamla dans etmemi söyledi ablamı bırakıp teklif eden çocukla bir şeyler konuşurken ablamla ben dans etmeye başladım enişte gelince ayakta kaldım ablam kaş göz işareti ile dansa kaldırmamı istiyordu yalancıyı onların masasına gidip -bu dansı bana lütfeder misiniz sultanım dedim ananeme... -maaalesef dedi -hadi anane dedim ama -deden bile kaldıramadı bence uzatma dedi masada sap gibi kaldım ayakta reddedilmiştim ben salak salak beklerken ananem yalancının annesin de aynı masada olması sebebi ile -arkadaşını kaldırsana dedi annesi de gülümseyerek baktı ve hiç surat çatılması olmadı ben aslında istemiyordum ama yine de raconen sordum -dans edelim mi diye ** -etmeyelim yorgunum dedi hiç beklemediğim bir tepkiydi ben sorunca direk kucağıma atlar sanıyordum halbuki -peki dedim masadan duble züt olmuş şekilde ayrılırken reddedilmenin gıcıklığı ile bir köşeye çekilmiştim ki mesaj geldi -özür dilerim annem varken edemem... bu aslında geçerli bir sebeb olmasına rağmen ben şerefsizliğim dolayısı ile -önemli değil ben öylesine sormuştum zaten dans etmek istediğimden değil.. mesajını yazıp gönderdim cevap gelmedi ama bakışlarından üzüntüsü belliydi gece bitti aile büyükleri için gerekli eğlence ve takı olayı tamamlanmıştı ama elbet gençler biraz da ailelerinden ayrı eğlenmek istiyorlardı eniştem beni çağırdı bir yere gidelim mi diye sordu farketmez diyerek seçimi onlara bıraktım gece biterken ananemi uğurlamaya bende gittim gençler olarak kalıp başka bir yere gidecektik ananem arabanın anahtarını almak koşulu ile yarım kalan viski şişesini geri teslim etti ben viski şişesine konsantre olmuşken unuttuğum şey yalancının da genç grubla kalmasıydı babam ve annem taşkınlık yapmamam konusunda sıkı sıkı ve defalarca uyardılar ** mekandan çıkıp beraberce 20 kişi civarındaki grupla oturulabilecek bir mekana gittik enişte beyin bir kaç arkadaşı ve ben içilebilecek bir şeyler alıp oturduk ben birazda sarhoşluğun etkisi ile mal mal milleti dinleyip otururken yalancının varlığını yine unutmuştum telefona bakarken aklım gelen kişi bilgeydi ama bilge aklıma gelince yalancı geldi bilgenin başka birisi ile ilişkisi var iken benimle çıkmayacağına nedendir bilinmez inanamıyordum tüm bunların altında da yalancının olduğunu düşünüyordum ama ona soramazdım çünkü yalancı bana aşıktı normalde de soramazdım çünkü konuşmuyorduk ama içim içimi yediği için yalancı ile konuşmaya karar verdim -sen içmeyecek misin bişey dedim -hayır teşekkür ederim dedi -hmm bira içersin sanmıştım dedim -yorulma gerek yok dedi ayağa kalktım bir kaç kişi nereye diye sordu ama cevaplamadan markete gidip iki tane bira aldım geldim bu hareketimi ablam eniştem ve yalancı garipsese de benim planım farklıydı verdim birayı -eee nasıl gidiyor dedim -iyi dedi utandığı için sanırım uzunca yudumlayamadı birayı -senin ki nasıl gidiyor dedi -dünya dönerken ben dönmezsem başım dönüyor dedim ** -anlamadım dedi -hayata ayak uyduruyorum işte dedim -ablan söyledi üzüldüm dedi bu kadar çabuk bilgeye geçiş yapmasına planımın bir parçası olarak -ben üzülmedim dedim -onu seviyorsun sanmıştım dedi -ben de öyle sanmışım dedim şaşırmış ifadem ile -ben nasıl anlayamamışım böyle bir şey olduğunu, hiç beklemezdim dedi.. aslında adıma üzülmüş olması lazımdı ama kendi adına sevindiğini mimikleri ele veriyordu -boşver bitti artık dedim -üzülmedin mi kelebek aldatılmış olmaya dedi.. bilgeyi suçlayıp kendine prim çıkarırcasına -üzüldüm ama aldatıldığıma değil dedim -niye üzüldün peki dedi -eğer ben iyi bir erkek arkadaşı olabilseydim aldatmazdı.. demek ben bişeyler ekgib yapmışım ki aldatma gereği duymuş dedim -o nasıl düşünce öyle, kızın genlerinde varsa aldatmak seninle ne alakası var dedi -huur demek kolay aldatan için ama eğer aldatılmayı hakettiysem ben suçluyum,ama haketmediysem de iyi ki gitmiş zaten dedim -yani sen bişeyi ekgib yaptı da ondan mı gitti demek istiyorsun dedi -herkesin tatmin seviyesi çok farklı, kimileri buket buket güle kimileri bir kerecik görebilmeye.. dedim -haklısın ama bence senin hiç suçun yok dedi biz konuşmaya dalmışken farkettim ki bizi yalnız bırakmak adına herkes dağılarak grublaşmış -vardır muhakkak boşver bilgeyi dedim -tamam özür dilerim dedi aslında benim beklediğimden daha rahat bir konuşma geçiyordu ama onun daha önceki yalanlarından dolayı tüm kurduğu cümlelerin yalan olabilmme hesaplarını yapmak zorunda kaldığım için daha çok düşünmek mecburiiyetinde kalıyordum ** geçmişi silmiş olsak o an aşık olablirdim ona ama geçmişi silerken bilgeyi de silmem gerekiyordu ben yalancıya karşı duygusal anlamda aşk denilmeyecek kadar rahat olduğum için ağzımdan çıkacak soru ve cümlelerde kasılma yaşamıyordum zaten kıza daha önce ağır konuşmuş küfür etmiş hatta başka bir kız uğruna tokat atmış olmama rağmen hala ben seviyor oluşu benim kalbimin zütünü oldukça kaldırmış kendi kendime ulan sövdüm dövdüm başkası ile göz göre göre çıktım beni ne yaparsam yapayım sever mantığı ile biraz dalga geçercesine biraz da ti'ye alarak -demek sen bana aşık oldun dedim o an allaha kirpikleri olduğu için dua etmiş olmalı ki utanarak gözlerini kısıp başını aşağı indirdi zevk almaya başlamıştım hafif alkol etkisi ile olsa gerek anti mütavaziliğin takunu çıkararak -suç sende değil ben çok yakışıklıyım dedim konuşamıyor olması utanması zevk veriyor daha çok utandırmak için devam etmem gerektiğin düşünüyordum ki harbiden bir sevene bunu yapmak sevmiş birisi ile dalga geçmek kendimin bile alışık olmadığı birşeydi -hangi ara aşık oldun bana dedim bilmem'i ifade eden surat mimiği ile yine sessiz kaldı ** -olur mu sence dedim -ne olur mu dedi -biz dedim -anlamadım dedi -beraber olsak mutlu olur muyuz sence dedim -bilmem dedi -olamayız dedi -neden dedim -ben seninle şu an beraber olmak istemiyorum ki dedi şaşırmıştım -neden hani seviyordun dedim -seven benim sen değil dedi -nerden biliyorsun dedim -benim bildiğim daha önemli bişey var o da bilgeyi hala seviyor oluşun o yüzden ben seviyor olman anlamsız dedi -yani benimle çıkmak istemiyorsun öyle mi dedim biraz sinirlenerek -başka zaman konuşalım sarhoş oldun galiba dedi -yoo gayet iyiyim ve teklifimi yaptım seçim senin dedim -dalga geçiyorsun dedi üzülerek aslında evet basbaya dalga geçiyordum ama devam ettirmek için gözlerine bakıp -hayır dalga geçmiyorum ve ciddiyim dedim -hayır kelebek yapamam böyle bir başlangıç çabuk bitmesine sebeb olur, zaten uzundur bekliyorum ve yine beklerim ama aklın başkasında iken yapamam dedi biraz sessiz kalmışken ** -beklerken başkaları girebilir ama dedim -benim için öyle bir ihtimal yok ama senin hayatına başka birisi girebilecekse zaten hazır olmadığın anldıbına gelir dedi -ama diye lafa girecekken -sus lütfen sus, seviyor gözüküp sevmemen hiç sevmemenden daha çok acı verir, çocuk değilim ben, dünün ile bugünün arasında çok fark var, yapma lütfen dalga geçme benimle dedi -haklısın, selamın aleyküm konuşmaya başladık ve dakika bir itibari ile bilgeden konuştuk, o yüzden biz olamayız bir süre hep o da olucak, gerçekçi olmak gerekirse yanlış anlama ama sana güvenebileceğimi de sanmıyorum,her lafında yalan arıyorum,her cümlenin sağlamasını yapmadan inammıyorum eğer biz olammıyorsak bunun tek suçlusu benim bilgeyi sevmiş oluşum değil senin en başından ber gereksiz yalanların oldu dedim.. bir nevi yalancının suratına hatalarını bir bir vuruyordumm -seninle ilgili hayal kurarken mutlu olup sonra gerçekleşmeyeceğini bilmek kadar büyük ceza olamaz dedi -ne hayali diye sordum cevaplmaya hazırlanırken hadi gidelim diye seslendi ablamm -cezam yine başlıyor ama bugün ki hayalim çok gerçekti,iyi geceler... **benim saçmalığım sebebi ile artık arkadaşlar arasında da benim ile yalancı arasında birşeyler olduğu düşünülüyordu çünnkü herkes gülüp eğlenerek ablamların nişanını konuşurken biz muhabbetten uzaklaşıp kendi geyiğimizi yapmıştık yalancı ile herkes kalkmış gitmeye hazırlanırken kimin kiminle gideceği kaosu yaşanmaya başladı bazıları gitmek isterken bazıları oturma taraftarıydı yalancı geç kaldığı gerekçesi ile gitmek isteyenlerdendi ve onu zütürecek kişi olarak tek ben gözüküyordum o ablam ve eniştemi tekrar tebrik ederken ablam ve eniştemin darısı başına derken başlarının bana bakıyor oluşu da onu utandırmaya fazlası ile yetmişti önden yola koyuldu düştüm arkasına ahaliden hafif aralandıktan sonra beraber yürür olduk -teşekkür ederim dedi -ne için diye sorduğumda onu eve bıraktığım için olduğunu hatırlattı dalga geçer modda olan ben -sanırım sen beni eve bıraksan daha iyi olucak sarhoşmuşum ya biraz saçmaladım baya galiba dedim -saçmalamak ayrı yarın hatırlayabileceklerini söylemek ayrı dedi kendi kendime ama onun duyabileceği bir şekilde -vaay bee yalancı hanım demek benimle çıkmak istemiyormuş dedim -galiba benim seni eve bırakmam lazım gerçekten sarhoşsun dedi mesafe kısaldı eve varma arefesinde iyi geceler diyerek yukarı çıktı kendi evime dönüş yolunda kendime fazlası ile kızmama sebeb olan şey ise zaten içkinin yeterince takunu çıkarmış olmama rağmen marketten cila niyetine bir bira daha almam oldu ulan pekekent zaten zütün başın oynamış içmekten hala içecem diye uğraşıyorsun diye kendi kendime söylendim eve gelince nasıl uyuduğumu bırak nasıl eve geldiğimi bile hatırlamazken sabah kalkar kalkmaz mesaj attım yalancıya -nerdesin diye ananem de olduğunu belirten cevabı verdikten sonra yola koyuldum kapımı açan yalancı oldu -günaydın -günaydın -ben ayıldım da,şey işte tekrar etmek istiyorum dedim -neyi tekrar etceksin dedi tam basıcam yine teklifi ananem seslendi içeri girdim bende bir artislikler bi utanma tripleri bi alttan alttan bakmalar gören liseli ergen sanır yalancı ise bu hallerime gülsem mi utansam mı? karmaşasında ananem bi kaç gereksiz soru sordu öyledir böyledir onları cevapladım -başka yemek yapıp yapmayacaklarını sordum -ne istediğimi sordu ananem ben söyledim -bakarız diyerek konuya kilit vurdu ananem ben kaçayım artık diye ayrılırken kapıda -kararını verdin mi diye sordum yalancıya -hayır dedi -bana mı hayır yoksa karar'a mı dedim -hadi güle güle kelebek dedi kapı kapandı akşama kadar volta geyik arkadaş ot tak zaman geçirdikten sonra akşam eve geldiğimde nişan geyiği devam ediyordu ablam aralarından sıyrılıp -bak bakayım sen bana bi konuşalım dedi -buyur abla dedim -ne iş olm teklif edip duruyor muşsun kıza dedi -hangi kıza dedim -olm dalga mı geçiyorsun, daha dün istemiyordun dedi -ne oldu kızın bi kusura mu var dedim -yoo dedi -e daha düne kadar çıkmamızı istiyordun asıl sana ne oldu dedim -olm ciddi misin sen dedi -ciddiyim ama yine kızdım, hemen yetiştirmiş sana dedim -yok yok kızma,ben zorladım ne konuştunuz diye dedi ablam ablama da ciddi olduğumu daha doğrusu ciddi olduğum rolünü de yaptıktan sonra bazen atak yaparak bazen onun gelmesini bekleyerek peşinde koştum durdum ben sallamaz davranınca gel yemek yaptık diye çağırdı veya ablamları da yanına alıp kafeye çağırdı ben gidip karar verdin mi diye takılınca ciddi olup olmadığımı anlayamadığı için bişey diyemedi ama artık işi ciddiyete döküp kabullendirmem lazımdı çünkü okula gitme vakti yaklaşıyordu mesajlarla atağıma devam ederken bir akşam üzeri -sıkıldım mesajına -aşağı in diyerek karşılık verdim biraz, olmaz gelemem, nereye mesajlarına gel işte diyerek ayar verip araba ile onu bekledim arabayı sürdüğüm yer manzarası olan oturup konuşmaya son derece elverişli memleketin güzide yerlerinden birisiydi çıktım arabadan onu hiç çağırmadan oturdum memlekete nazır çıkıp yanıma geldi ve oturdu hayli sessizlik sonrası -ne güzel değil mi dedim -evet çok güzel gözüküyor dedi -şehir değil kastettiğim dedim -nedir dedi merakla -hayal kurmak dedim -hayallerinde güzel birisi varsa çok güzel gerçektende dedi -bazılarının hayal kuracak kara kaşlısı kara gözlüsü vardır, bazılarının ise kara geçmişi kara gelecek korkuları dedim -var mı senin kara gözlün dedi -sen varsın dedim gülümseyerek -yuh daha gözlerimin rengini bilmiyorsun bir de utanmadan asılıyorsun bana dedi -belki korkmuşumdur derin derin bakmaya nerden biliyorsun dedim utandı yine -gıcık, sadece an'ı kurtardın dedi -özleyecek misin okula gidince dedim -hayır dedi kinayeli -bu şehir özlenmez mi dedim. şehri göstererek -pff çok uyuzsun ben şehri mi kastettim dedi -ben de beni kastetmedim ki dedim uyuz bir şekilde bu konuşmayı hemen mütakip omzuma yumrukçuk attı bir tane -gidelim mi dedim -biraz daha kalsak olmaz mı dedi -bi gören filan olur sevgilim değilsin bişeyim değilsin, adım çıkmasın dedim -alla alla senin mi adın çıkar benim mi dedi -adımız beraber çıksın mı dedim yine gülümseyerek -hayır naz yapıcam biraz daha dedi -iyi yap bakalım, usanacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. dedim -okula gidince görcez bakalım arayıp sorcak mısın dedi -haa senin bir sene de okul var dimi, tekliflerimi geri alıyorum,kim bekleyecek bir sene okulu ohoo ben başkasına bakayım en iyisi dedim kalktı yürümeye başladı arabayı de es geçip yürümeye devam edince arkasından koşma gereği duyarak yetiştim nereye gittiğimi sormalarıma cevap vermedi ama o an ağlamaması için cem yılmazın best of esprilerini arka arkaya sıralaması gerekiyordu tuttum kolundan daha fazla uzaklaşmaması için biraz eğilip gözlerine baktım -ben aldım cevabımı, şehri değil beni özleyecekmişsin dedim geri dönüp arabaya binerken kapısını açtım ve düşük hızla onu evine bıraktığımda iyi geceler dileğime kendisinin bile duyduğundan şüphe ettiğim iyi geceler ile cevap verip evine çıktı ertesi gün durum kontrolü amaçlı mesajlar yazdığımda iyi olduğunu belirten mesajlar yazdı artık ablama ben bişeyler yapalım beraber şeklinde isteklerde bulundum bu yapılan şeyler arasında biryerlerde oturmak bazen dondurmacı bazen sinema bazen yemek şeklinde gelişirken ablam ile eniştemin gözünde biz resmen çıkıyorduk ama bu durumu henüz resmi olarak açıklayamıyorduk ama işin aslı bana göre ortada birşey yoktu ne canıydım ne aşkı çoğu zaman uyuzu ve gıcığıydım yalancının yalnız kaldığımızda çok ciddiyetsiz tekliflerime devam ettim olur olmaz yerlerde ablamlar geleceklerini söyleyip gelmedikleri bir öğle yemeği ile ilk defa çevrece bunlar çıkıyorlar mı düşüncerini etrafa yaymış olduk -gelmiyorlarmış ablamlar dedim -niye dedi -işleri çıkmış dedim -senin planın bu dimi dedi -bende senden şüpheleniyordum valla dedim -çok meraklıydım seninle yemek yemeye dedi dalga geçer halde -ulan herkesde bize bakıyor,dur ben bir açıklama yapayım millete çıkmıyoruz diye, yanlış anlayacaklar dedim -utanıyorsan gidelim dedi -ooo demek sen utanmıyorsun dedim -yemek yemenin nesi yanlış dedi -ama çevreden bakanlar bizi sevgili sanıyor dedim -off tamam yemeğini ye hadi dedi -emredersiniz dedim -konuşmaktan yemeye fırsat bulabilirsen tabi dedi o da eski formuna dönmeye başlamıştı ben ne kadar gıcık olabiliyorsam o nun da benden geri kalır bir performans sergilemeyeceğinden emindim ama ben daha şanslıydım çünkü o deli gibi seviyordu.. ama benim ya aklımda ya kalbimin bir kenarında bilge vardı o yüzden onu sevmeye konsantre olamıyordum okula gitmesine bir gün kala tekrar buluşma isteğime teyzeleri geleceği gerekçesi ile refakat edemedi bundan duyduğu üzüntüyü de mesajla -kaçabilmek için bahane mi bulsam acaba dedi -çok mu özledin beni dedim -denize düşen yılana sarılır kelebek, hemen kendine pay çıkarma dedi -iyi bende gideyim yatayım o zaman dedim -yaa hayır yatma dedi -o zaman yakışıklı bir yılan olduğumu kabul et dedim -haha sen mi diye yine dalgasını geçti çıkamadı o gece ertesi gün ananemle vedalaşmaya annesi ile gelirken ben de ordaydım ananemin yüklü miktar para verme isteğine yalancı karşı çıkarak -para için yapmadım anane dedi bana bakarak demek istediği torununa daha yakın olabilmekti anldıbına geliyordu -bende bişey yaptın diye vermiyorum ki,borç veriyorum sonra çalışır ödersin dedi -yok bu çok fazla alamam dedi -herkesin peşinden koşup helallik isteyecek kadar vaktim kalmamış olabilir,al diyorsam al dedi ananem geyik uzadı ve sonuç olarak ananem galip geldi bir kısmını çantasına zorla sokuşturdu geri kalanını için de hesap numarasını almam için bana talimat verdi birbirlerine çok alışmış oldukları veda sırasında ki göz yaşları ile açıklana bilirdi ama yalancının ananemi ne kadar sevdiğini anlamam için evden çıktıktan sonra -ya bir daha göremezsem diyerek içeri girip tekrar öpmesi yeterli oldu onları evlerine bırakabileceğimi söyledim ama alışveriş yapacakları gerekçesi ile olmadı ben dışarda iken ablamla da görüşüp vedalaşmış yalancı bilet saatini sordum gece bineceğini söyledi -tamam hayırlı yolculuklar dedim -markete gitmem lazım da bizim evin altında ki saat kaçta gitsem acaba diye mesaj attı beni son kez görme isteğini belirten bir mesajdı bu -bizim bakkalda da sakız kalmamış şimdi yola çıkayım sizin bakkaldan alırım dedim gelme zamanımı doğru hesaplamış olacak ki market önünde karşılaştık biraz yürüdük -iyi yolculuklar dedim tekrar sarılırken -başkalarına bakarsan kafanı kırarım dedi -birisi var mı ki başkası olsun dedim(onun hala çıkma teklifimi resmi olarak kabul etmemiş olmasına gönderme olarak gülümsedi biraz uzaklaştı arkasını döndü -kelebek diye seslendi sadece göz kırpma ile ne var dedim -ben varım dedi -benim bir sevgilim mi var şimdi dedim sessiz olmamı belirten sus işareti yaptı gülümseyerek ve çevreye bakarak -uzaktan kabul edersen öyle olur hanfendi dedim -vazmı geçsem acaba ?dedi bana bişey söyleyecek fırsat kalmadan gitti birinci aşama tamamlanmış yalancıyı sevgilim yapmış artık onu ziyaret ediyormuş gibi bilgenin olduğu il'e gidecektim ve kimse o ile niye gittiğimi sormayacaktı sorsalar bile cevapları yalancı için olacaktı ama benim en büyük soru işaretim hala bilgeydi **ona gider ayak bir sürpriz daha yaparak terminalde uğurlamak istedim ama hem abisi hem hem akrabaları hem de bir kaç kız arkadaşı onu uğurlamaya gelmişti zaten züt içi kadar olan terminalde reklam olmaya gerek yoktu zira adımız aile içi de duyulursa bu benim için pek iyi olmazdı ben uzaktan izlerken sürekli çevresine bakıyor oluşu ile gözlerininin beni arıyor olduğunu anladım ama ben gizli kalmaya devam etme kararı aldığım sırada bir mesaj düştü telefonuma -uyuz -maşallah ne çok sevenin varmış dedim mesajı okur okumaz tekrar sağa sola baktı belki bir belki yarım saniyeliğine gördü beni -teşekkür ederim dedi aradım numaradan olduğu çok belli olan ağlamaklı ses tonu ile -alo dedim konuşmanın devdıbına sahte hıçkırıklar ve ağlamaktan konuşamama efektleri verdim. çünkü gerçekten ne diiyeceğimii bilmiiyordum -kelebek numaradan mı ağlıyorsun sen? dedi hemen sesimi düzelterek -sen ağlamıyorsun ben ağlayayım bari, sevgilim gidiyorda dedim -gözlerim seni aramaktan ağlamaya fırsat bulamadı. gelişin de mutluluğum için gayet yeterliydi.hem ağlayacak çok zamanım olucak dedi -göz yaşlarını bile taksitlendirmişsin tebrik ederim dedim -peşin olarak da sevdim ama dedi. lafı koydu -iyi bakalım görücez dedim -gitmem lazım.. kendine iyi bak lütfen dedi -görende uzun süre görüşemeyeceğiz sanır ilk mola'da görüşcez işte abartma dedim -ilk molaya kadar iyi bak o zaman görüşürüz diyerek kapattı ama ben ne yaptım çok umarsız bir şekilde uyudum onun beni merak edeceğini bile bile aslında yolculuk yapan o olduğu için benim onu merak etmem gerekirken hemde sabah kalkıncada umarsızlığa devam edip birikmiş mesajlarına tek cevap atmadım öğlene doğru takunu çıkarıp hiç bir açıklama yapmadan uyuya kalmışım bile demeden, sadece -afiyet olsun yazıp gönderdim -iyi eğlenceler yazarak karşılık verdi ben alaka kurmakta zorlanırken kafamın sonradan şarj etmesi ile onunla eğlendiğim imasında bulunduğunu anladım cevap vermeyerek aslında ne yapacağımı bilemekten ziyade nasıl yapacağımı düşünmekteydim ablam da şaşırtıcı olmayan bir şekilde sürekli benimle yalancı hakkında görüşüyorlardı enişte bey ile çoktan babamdan izin alıp benimle beraber okumuş olduğum ili ziyaret planlamasını bile yapmışlardı yalancının gittikten sonrak ilk hafta sonu bende gittim ** fiziken yalancı ile buluşacaktım onun fiziği ile bir görünüp bilgey görecektim şehrin en popüler cafesine gidip yalancıyı orda beklemeye başladım aslında beklediğim şey bilgeyi görebilme ihtimali idi onlarca insan girip çıkıyor olmasına rağmen benim gözlerim bilgeyi henüz seçememişti sadece birer kahve içtikten sonra bulunduğumuz yerden gitmek için -ne yapalım diye sordum yalancıya -oturuyoruz ya işte. sıkıldın mı diye sordu acıktığım bahanesi ile başka bir yere gitmek istediğimi belirtim hafta sonu itibari ile yürünebilecek her yeri yürürken yalancıyı da peşime taktım kullanndığının farkında olmayan yalancı halinden oldukça memnundu bu memnuniyetindeki en büyük etken benim onun özlemine dayanamayarak ilk hafta itibari ile geldiğimi düşünmesi sürekli onun yanında olmam ve onun yerine bilgeye konsantre olduğum için her söylediğine geçiştirme de olsa olumlu cevaplar veriyor olmamdı yalnız ilişkimiz benim alakasızlığım sebebi ile canımlı cicimli, veya liseli style sokakta el ele yürüme tarzında değildi sevgili olsakta ciddi bir mesafe vardı aramızda benim ümidimi kesmem ile memlekete dönme isteğim oluştu çünkü gezilebilecek ve gidilebilecek her yere yalancıyı da sürüklemiş ve sonuç alamamıştım yapıyor olduğum şerefsizlikle vicdanım arasındaki büyük kavga sebebi ile yalancıyı da üzmememek adına ona olabildiğince mesajlar yazıp aramalar yaparak **imkanlar ölçeğinde beyaz altından bir kalp kolye alıp ona verdim sabri yılın futbolcusu seçilse o kadar sevinemezdi herhalde ama bana göre rutin bir sevgililik göreviydi bu 4 hafta sonu daha arka arkaya gittim ama bunların 2 sinde yalancıya geldiğimi bile söylemedim 5.inci gidişimde bilge konusunda kayda değer tek gelişme babasını görüşüm oldu bir süre takip evlerini öğrendim 2 gün boyunca evlerinin civarında gezdim ama kız markete bile inmiyordu her hafta sonu gidiş maddi anlamda beni zora soktuğu için bir hafta sonu ara verdim benzin masrafı sebebi ile arabayı çalıştırmadım bile ama bilgeye olan merakımdan çatlamak üzere olduğum için ananemden para istedim -ne yapacaksın diye sorduğunda -yalancıya vereceğim parası bitmiş yalanını uydurdum niye yalan söylemiştim? bunu seve seve kabul eden ananem -kızı üzersen hakkımı helal etmem dedi yalancıyı aramadan ve ona haber vermeden ananemden aldığım para ile hafta sonu yine gittim yalancıdan gelen mesajlar beni çok özlediğine dair olurken benim ona verdiğim karşılık -bende idi ama özlediğim kişi bilgeydi yine tek başıma bilge izi sürerken babasının evi olduğunu tahmin ettiğim yerlerde dolaşmaya devam ettim bu dolaşmalar sırasında yalancının bir kız arkadaşının beni görüp yalancıya gözün aydın senin ki gelmiş diyeceğini hiç hesap edemedim baskın yedim beyler ** hemde suç üstü ve olay mahalinde bilgeyi arayan gözlerim yalancıyı gördüğünde bana bakan yalancının gözleri hayatım boyunca duyduğum en büyük küfürü etti o küfürlü bakışa savunma bile yapamadım yutkunmaktan başka anlamışmıydı acaba? tabiki de anlamıştı yaklaşıp -pardon sizi rahatsız etmemin amacı rahatsız etmek beyefendi dedi -tam da seni arayacaktım dedim kıvırma amaclı olarak ama hiç de yiyecek gibi durmuyordu -gel kelebek onu burda bulamazsın dedi on dan kasıt tabiki bilgeydi o zaman bilgenin nerde olduğunu biliyordu ama takip etmek için iyiden iyiye şerefsiz olmam gerekiyordu ki ben şerefsizdim beyler o önde ben arkada yürüdük bir başka sokağa girdik bir kafeye geçtik. caddeye bakan yerde bir masaya beni buyur etti eli ile -iki tane soğuk su verir misiniz dedi garsona sular gelmeden kolyesini çıkarttı -burda bekle mutlaka yürüyüşe çıkarlar bugün, suyun birisini benim yerime şimdi den iç diğerine onu gördükten sonra karar verirsin dedi. ağlayacaktı yada sessiz ağlamak neye denir onu gerçekleştiriyordu kalkıp arkasından dur bi dakika diyecek oldum ama -benim seni bekleme sürem bitti sanıyordum ama senin bilgeyi bekleme süren bitmemiş. deyip gitti ne yapsam ne tak yesem diye düşünürken gözümü de çevreden alamıyordum ki bir kaç damacana soğuk su içmemi gerektirecek bir poz ile karşı karşıya kaldım uzundur görmediğim, uğruna ölürüm sandığım aşk bildiğim, sevmek sandığım onunla tanıştıktan sonraki geri kalan hayatım için başrolü ona vererek motor diye hayatımın geri kalanını geçirmeyi planladığım kadın olan bilge 3 kişiydi dokunmaya kıyamadığım elleri başka bir eli sıkıca sarmış hayallerimde ki çocuğum annesiz kalmıştı hamile hali bile yakışmıştı ama hiç yakışıklı değildi bu acı geçtiler gittiler ** mutlu ve mesut hemde geri de kalan ben ve geride bıraktığım yalancı aslında geride olan bendim yalancıdan, bilge ise en aşağılığı.. ne aramaya cesaretim oldu yalancıyı ne de özür yeterli olacaktı o aksi kız için geri döndüm memlekete ananem aradı aferim çocuğum vermişsin parayı diye dalga mı geçiyordu o da yoksa yalancı benim yalanımın üzerine yalan söylemek zorunda mı kalmıştı bilemedim gidip dövmekte istedim, bağırta bağırta hesap sormakta bilgeden ama ablam bile aferim dedi sonunda aşkı bulduğumu söyledi ama kim mutluydu ki?? ablam iile konuşmasında herşeyin yolunda olduğunu söylemesi bana biraz cesaret verdi bindim arabaya ve gittim yalancıya -geldiğimi belirten mesaj attım cevaplanmadı aradım meşgule geçti aradım meşgule geçti belki de yüzlerce defa yazmam lazım bunu ama den den koymak en iyisi hemde defalarca arabada yattım kursunun önünde 3 gün 3 gece ama hiç bir şekilde giblenmedim elimde çiçeklerle bekledim ama koklanmadım sinirle güvenlikle tartıştım ve polis tarafından sorgulanmak üzere nezarete alındım serbest kaldığımda tekrar ağzını burnunu kırmak üzere bilgeye gitmek istedim ama kader midir bilinmez ama karşıma ... yalancı çıktı hemde tam karşıma zaten sinirliydim sıkılmıştım peşinden koşmaktan bir de polis tarafından sapık muamelesi görmüştüm -dur dedim durmadı -sana diyorum dur sinirlendirme beni dedim -şimdi kimin için dövüceksin dedi -kimseyi dövdüğüm yok dur konuşalım dedim -konuşmak istemiyorum kelebek dedi -tamam hatamı kabul ediyorum özür dilerim dedim aslında bunları konuşurken ne yaptığımın da tam olarak farkında değildim yalvarıyordum kıza beni affet diye ama aslında gibimde bile değildi amk peşinden koştuğum şeyin aşk değil de kendimi affettirmek olduğunu farkettim affetmese ne olurdu? ne kaybederdim o anlık ki düşüncelerle -iyi peki sen bilirsin dedim -bilgeye mi gidiyorsun dedi arkamdan -senden gidiyorum yalancı dedim -offf diye derin bir iç çektikten sonra -sen hayaller kurduruyorsun ama kurarken bile yıkıyorsun kelebek hayallerimi dedi -herkesin hayal yıkıcısı oluyor maalesef dedim -görmek istemiyorum seni bir daha dedi -nedense hiç üzülmedim dedim -yalan söylüyorsun, yoksa kapıda yatmazdın günlerce dedi -benim için kapılarda beklemek zor olmadı ama senin aşağı inmemen zor olsa gerek dedim -nerden biliyorsun öyle olduğunu diye sordu -uzatmıyorum yalancı geleceksen buyur gel dedim -ne kadar vurdumduymazsın sen yaa diye surat yaptı bana -he öyleyim hadi eyvallah dedim -gidemezsin olm bana açıklama yapmak zorundasın dedi -sabaha kadar açıklarım, binbir tane yalan söyleyerek açıklarım senin yaptığın gibi,ama şimdi bana inanmazsın benim sana hiç inanamadığım gibi, dedim -ben yalan söylemiyorum artık dedi -ben söylüyorum kızım ben artık yalan söylüyorum, seni sevmiyorum ve hiç umrumda değilsin dedim -bu yalan mı dedi? -zormuş değil mi neyin yalan neyin gerçek olduğunu anlamaya çalışmak dedim -şimdi de geçmişi başıma kakma zamanı mı geldi kelebek dedi? -neyin zamanı olduğunu bende bilmiyorum dedim -hiç sevmiyorsun dimi beni dedi -bana göre evet sana göre hayır, yada kime göre evet kime göre hayır neyse pek de önemi yok artık diyerek gitmek istedim -sadece bişey merak ediyorum dedi durup merakla dinledim -farzet ki ömrümüzde birbirimizi ilk defa şu an yolda çarpışarak gördük dedi -ee dedim -sever miydin beni dedi -ben bilgeyi sevdim de ne oldu?sen beni sevdin de ne oldu? dedim -keşke tanıştırmasaydım seni dedi -bilgeye sen verdin değil mi numaramı dedim cevap vermedi -sen verdin değil mi dedim -böyle olacağını bilmiyordum dedi -amacın neydi ki?diye sordum sustu -bir gün acı çekeceğimi bile bile neden böyle bir şey yaptın yalancı dedim -bilmiyordum kelebek dedi -bilgeden sonra bir huurya isyan ederek kimseyi sevemeyeceğimi biliyordum, aslında ikiymiş ama haberim yokmuş, çok yazık dedim sinirle gözlerime baktı ona da huur dediğim için ama sesini de çıkaramadı -ah gülçin ah senin bezin herkesten daha temizmişte haberim yokmuş dedim konuşmak istedi -şu an sinirim çenemde ellerime geçmeden gibtir git yalancı dedim -ağır konuşuyorsun ben böyle olacağını bilmiyordum dedi -bir daha karşıma çıkma yalancı diyerek ayrıldım yanından her işte bir hayır vardır derler ya hakaten öyle olduğunu memlekete dönüp babama askere gitmek istediğimi söylediğim de anladım başvuru yapıp tecili bozdurduk ve askeriyeden haber bekledim bir buçuk ay civarı beklerken yalancı süreklii görüşme fırsatları yaratmak için memlekete geliyor geldiği zaman ablam vasıtası ile geldiğini haber veriyor ablam ananeme yemeği benim zütürmem konusunda ısrar ediyor ama ben zütürmüyordum asker yemeği verdiğimde yalancının da geldiğinii gördüğüm için kendi yemeğimi terkederek babamı oldukça kızdırdım annemde söylensede durum pek değişmedi -bu kadar rahatız ettiysem ben giderim kusura bakma ben giderim diye bir mesaj attı cevap bile vermedim askerlik gelsede kurtulsam moduna çoktan geçmişştim bile salya sümük ama paralıca gönderildim askeriyeye hatta peder bey enişte ablam ve annem kendileri bıraktılar zahmet edip selamın aleyküm girdik üst baş ayarlaması yatacak yiyecek derken ilk bölümü geldi de geçti bile askerliğin her aile bireyi ile telefon görüşmemde çok özlendiğim ve dikkatli olmam konusunda uyarılırken ablamın benimle tek konuşabildiği şey yalancıydı -her gün arıyor haber var mı?iyi miymiş diye soruyor dedi ablam -ona söyle salak salak sorular sormasın, kurşunu sık sonra iyi misin diye sor ohh iyiymiş vicdana mı gelmiş dedim ablam yine şöyledir böyledir seviyormuş pişmanmış otmuş takmuş sürekli onun savunmasını yapınca -bir daha beni arama abla diye de onu da uyardım askerliğin geri kalan kısmı başladığında tüm bu sorunları düşünmekten memleketi özlemekten sistematik işleyen askeri işlerinden sıkıldığım için biraz mallaştım bu mallaşma bana yalnızlığı beraberinde getirdi tek başıma oturup salak salak sağa sola bakıyordum boş vakitlerimde bir gün eğitim sırasında ablamla eniştem ziyarete geldiği için izin alarak bölükten ayrılıp nizamiyeye gittim onlarla görüştükten sonra giderlerken ablam bir mektup tutuşturdu elime gönderen kısmında seni seven birisi işte yazıyordu yalancı olduğunu anladığım için ablama geri vermek istedim ama okuman lazım mış kelebek oku sonra atarsın dedi ziyaret bitti ben bölüğe geri döndüm eğitim saatinin bitmesine az kaldığı için eğitime katılmadan içbahçeye oturarak milletin gelmesini beklerken mektubu okumalı mıyım okumamalımıyım onu düşünüyordum bir tane çavuş -aranızda fakir bini var mı lan diye bağırdı iç bahçeye halbuki iç bahçede bir tek ben vardım oturan yanıma elindeki iki çayla beraber geldi -çayı veririm ama borcun olur. bozuk yokmuş muallak çaycıda dedi bu çavuş komutan postası alanyalı binin en önde gideniydi beyler oturduğu zaman onu dinlemek için çevresinde en az 5 kişi gezerdi öyle bir binti ki gülmek için sadece bakmanız yeterliydi fakir bini diye bağırıp çayı bana verince bile sen kime bin diyorsun lan diyemedim oturdu yanıma -çayı ısmarladık anlat bakalım bişeyler dedi -ne anlatayım dedim -amk onu da mı ben söyleyeyim konuş işte dedi -mektup gelmişte okusam mı diye düşünüyorum dedim -sıkıcısın çavuş ver çayımı geri başka birisini bulayım dedi bana -içtim ama birazını dedim -o zaman mecbur konuşacaksın var mı manita dedi -yok dedim -yalanlarını gibim bu kimden geldi o zaman dedi açıklama yapmaya çalışırken bir komutan yanımıza koşarak gelip -dıbına çakim arkadaşım yemek öncesi ciksi sevmiyorum demiyor muyum ben sana? dedi bu gelen o alanyalı çavuşun bölük komutanıydı -çay tazemi diye test ediyordum komutanım dedi anında bir tokat yedi komutanında -dıbına çakim sallama çayı test etmek sana mı kaldı diye bölük çavuşunu bulup getirmesini söyleyerek ayrıldı yanımızdan -bu da benim kocam işte hem giber hem döver tam türk kocası diyerek kendi kendi ile bile dalga geçebilen bir binti bir süre onu göremedim ve bir yalnız yakaladığımda elime iki çay alıp -fakir bini lazım bir tane dedim -valla çok fakirim dedi bir sigara istedi -okudun mu mektubu diye sordu -okumadığımı söyledim -o zaman senin durum benden de karışık hacı dedi ben anlattımm o dinledi o anlattı ben dinledim ama öyle bir anlattı ki bu kadar bin birisinin tek bir kişiyi sevmiş olabilme ihtimalini bölükteki kime sorsanız inanmazdı bende herkes gibi alanyada hergün bir karı ile yatan birisi sanmıştım belki de bu yüzden o kadar çekici geldi bana hikayesi benim aşk durumum için de -yeşil çamda sana rol vermişler haberin yok bu ne biçim entrika amk dedi -aga ayıptır sorması yok mu amk alanya rus cavur bas geç bu ne işkence etmişsin kendine dedim -herşey am mı olm? öyle olsaydı gülçini giberdin, dedi -haklısın ama ellerine dokunmaya bile kıyamadığım bilge başkasından hamile dedim sürekli konuştuk o bana gelişmeleri anlattı durdu hep benim askerlik bittiğinde o uzun dönem yaptığı için askerliğe devam etmişti benim askerlik bittiğinde otobüste okudum mektubu aynen yazıyorum -aşk salaklıkmış aptallıkmış, yeri gelince huurluk, yeri gelince hanımefendilikmiş nefreti de varmış, başkalarının mutlu olmasını istemekte aşk yalan öylemekmiş hemde en sevdiklerine bile aşk annen hasta iken sadece yaşıyor mu diye bakmaya gitmek iken sevdiğin senden ayrı iken yollardan gözünü çevirememekmiş,bir umut gelir diye aşk gururmuş delice sarılmak isterken dönüp arkanı yürüten bağıra bağıra seni seviyorum demek isterken susup yutkunmakmış oyunmuş aşk hiç bilmeden oynanan kimi zaman kaybettiren kimi zaman geçici kazandıran tokat atanın, küfür edenin adamlığına salaklık başkasına sevdirmeye çalışırken kendin aşık olarak aptallık değerini herkese verenlerin seviyesine çekerek huurluk iyi kız olmak için hanımefendilik hala onu sevdiğin içinde nefretlik ve ilk gördüğümde kendime yalan söyleyerek senden etkilenmemiş yalanı rolünü oynadığım için sen haklısın çok sevdim kelebek aldım kalbime koydum ellerimi inandırdım artık senin ellerinle dolu diye kimseleri tutamaz kalbimi inandırdım artık bir kelebek olacak diye nasıl olur bundan sonra bilmem bana nasıl bakarsın bilmem adımı ne koyarsın bilemem ama ben senin adını aşk koydum ismin kalbime daim hayırlı olsun... **kimseye haber vermeyecektim aslında memlekete dönüyorum diye ama ablama söyledim ve benii otogardan eniştemin alıp alamayacağını sordumm taşınması gereken valiz ve aile bireyleri için aldığım ufak tefek hediyeler vardı ablam tamam hallederiz dedi ama otogarda beni bekleyen bir enişte göremedim ablama telefon açıp nerde kaldığını sordum eniştemin gelmek üzere olduğunu söyledi 15 dk kadar bekledikten sonra gelen eniştem değil yalancıydı anlayacağınız ablam da yamuk yapmıştı bana utangaç suratı ile yanıma yaklaşıp elini uzattı hoşgeldin diyerek ne yapacağımı bilemedim bildiğim tek şey askerliğim süresince hergün benim nasıl olduğuma dair ablamdan bilgi almış olması ve sesimi duyabilmek için ablama telefonunun sesini açması için yalvarmış olmasıydı ayrıca yazdığı mektup oraya gelişinde çok büyük umutlar olduğu belliydi belli ki beni çok özlemişti belli ki hatalarından oldukça ders almıştı zira suratıma bile bakamıyordu bazıları allah'a aşk diye dilenirken ben dibime gelmiş aşka surat yapıyordum aslında yaptımda devam de ettim yapmaya kendi mutluluğumdan geçtim alanyalı binin ne tak yiyeceğini merak ediyordum çünkü yanına gelecekti çok sevdiği benden bi gibim olmazdı zaten affettim demedim yalancıyı hiç ama küs gibi de olmadım ne başkası ile beraber oldum ne de seviyorum dedim yalancıya o aramazsa aramadım ablamın düğünü öncesi yalancıyı istemek üzere evlerine gelme isteğinde bulunan bir aile olmuş ama yalancı o gün açıklamış annesi ve abisine beni sevdiğini düğün gecesi herkes oynarken konuşmak istediğini söyledi sonra konuşuruz diye sallamak istedim ama çok önemli deyince merak da ettiğim için kabul ettim dışarı çıktık düğün salonundan üzerine inanılmaz yakışmış kıyafeti kuaförünün yaparken bile çok zevk aldığına inandığım dalgalı bukleli uzun saçları arkasında ben yola düştük çok geçmeden oturdu bir halk otobüsü durağına kendi kendine çok düşünmüşş olduğu akmak üzere olan gözyaşları ile belli oluyordu çoook uzun bir konuşma bekliyordum ama -mutluluk bana geldiğinde ellerimi tutan sen olur musun kelebek dedi cevap vermedim başım önde düşünürken -özür dilerim diye kalktı yanımdan gitme de demedim kal da demedim bu onu uzunca bir süre hiç göremeyeceğimin iilk günüydü aynı zamanda zamanla staja başlayıp çalışırken çok güzel kızlarla tanıştım çoğu için sadece bir tekliif yeterlii gözükürken hiç birisine teklif etmedim sürekli alanyalı bin ile temasta oldum askerlik süresince onu her arayışımda kızla aralarında ne olduğunu sordumm kimi zaman mutlu kimi zaman üzgündü askerlik sonrası onu ziyarete gittiğimde de beraber gezdikleri oturdukları tanıştıkları yerleri göstermesi için resmen yalvardım kızı da görüp küçük bir tanışma fırsatı buldum beraber staj yaptığım bir binten duydum ilk panpa lafını daha sonra inci geyikleri ile gülmekten tanışmamız ve birlikte takılmamız çoğaldı bana kullanmmadığı yedek niki olan yannan giben kelebek'i verdi hikayeler okudum inciden sonra bende yazmaya karar verdim bir tane alt yapıyı alanyalı binin hayatından alıp sözlerle ve benzetmelerle süsleyip yazdım bende bilmiyordum o kadar sevileceğini tam bir senemi aldı yazmak herşey iyi güzel hoştu ama alanyalı bin öğrenince üzüldü yazdığıma birazda kızdı -şu tarihte alanyaya gel dedi gittim işten izin alarak ben beni dövmesine bile razıyken iki gün çok güzel ağırladı beni hikaye hakkında konuştuk orası öyleydi burası böyleydi diye ben aranız nasıl diye sorduğumda -ikimizde mutluyuz cevabını verdi giyindik ikimizde bilmiyordum nereye gideceğimizi sorduğumda -sen bu gece cezanı çekeceksin, bende sana eşlik edeceğim içerken dedi cezadan kasıt hesap ödemek sanıyordum çok lüks bir mekana gittik içeri almak istemediler bizi bir kaç telefonla ayarladı alanyalı girdik ben oturacak yer bakarken -bekle dedi gözlerinde anlam veremediğim yaşlar var iken -hayırdır lan dedim -tanımadın mı dedi gelini göstererek -yoo kim bu dedim -gibtir et bende tanıyamışım zaten 8 senedir dedi ben sadece -hasgibtir diyebildim ani tansiyon düşmesi sonucu yere düşerken
o tuttu ellerimden -şimdi içmek için bahanemiz var dedi seven kişi o iken ben o kadar üzüldüysem onun neler yaşadığını sormaya bile korktum daha önce zütürdüğü bir yere gittik bank'a yıllardır beraber oturdukları bankta hiç konuşmadan denize bakarak içti hiç bağırmadı kimseye küfür etmedi tatsızlık çıkarmadı ama çook sarhoş oldu susmuştum bende dinlenmiştim biraz ağlamaktan ama ayağa kalkıp denize yaklaşarak ellerini havaya kaldırdı 3 4 dk kadar bekledi elleri havada iken öpülmesi gerekiyordu halbuki ebrusu tarafından -hadi gidelim dedim dayanamadığım için -o ne dedi biliyor musun kelebek dedi -hangisini soruyorsun ki dedim -ben mutlu olmayı çok hakediyormuşum.. çok iyiymişim mükemmel kalbim varmış, yalan dimi kelebek dedi sarhoşlukla -hayır doğru dedim -sus huur çocuğu sus, senin de dıbına koyim sende gideceksin beni yalnız bırakacaksın da yol mu yapıyorsun dedi -yok be olm herşeyde bir hayır vardır üzülme diye tesellii etmeye çalıştım çok sarhoş olduğu için evine zütürdüm ertesi gün kalktığımızda tek hatırladığı -herşey de bir hayır vardır dedin bana dün gece dedi -evet dedim -o yüzden yaşıyorum şu an,şimdi senii gibtir etcem burdan bunun sana hayır getirmesi için tek yapman gereken yalancının yanına gitmek diye ciddi ciddi kovdu beni daha sonra sadece iyiyim yurt dışına gitcem diye haber aldım alanyalıdan ben mi ne oldum gibtir edin dıbına koyim bi gibim olmaz benden... son