Miamiden Bir Hikaye Part 1

10 Mart 2013 Pazar yazildi.

5 yıl önce üniversite sınavına gireceğim, açıklandı kazanmışım ama üni ismi vermiyim şimdi hazırlığa başladım.
Şehir dışında ailemden ayrılacağım falan filan işte neyse ingilizce çok önemli hayatım için o yüzden ne yapsam ne etsem düşünüyorum.
Neyse work and travel diye bi dalga soktular aklıma, amerıkaya gidiyorsun 3 ay çalışıyorsun hem para hem gezi hem dil her bok var poh pohladılar ve bir arkadaşımla yazıldım bir şirkete.
yaz yaklaşıyor ve amerikaya gideceğim, pis heyecanlıyım falan filan ve deniz kenarı istiyoruz arkadaşla


pasaportu cıkarttık, vize mülakatına gideceğiz ama gram ingilizce yok bende de arkadaşta da
neyse çıkmış sorulara falan baktık gittik mülakata
baya kolay sorular sordular ve şaka maka bana have a good summer dedi karı ben şoklardayım
hemen cıktık ucak bileti ayarladık, bilette taktılar bize kazığı yedik
istanbul- amsterdam- newyork aktarmalı gideceğiz
haziranın 10'u gibi okul bitmişti biz bileti 15'ine aldık neyse 5 gün alışveriş yaparız diyoruz
haziranın 15'i geldi çattı, bizim iş ocean city diye bi turistlik mekanda housekeeperlık yani temizlikçilik diyelim.


biz erkenden istanbula vardık falan işte 1 bavul dolu 1 bavulda boş götürüyoruz arkadaşla
sonra bavulları falan verdık işte
bir dünya sıra var herkes bizim gibi gidiyo
neyse çok taş karılar var 2 tane kız gördük sırada hemen arkalarındayız neyse aramızda nasıl muhabbet kursak diyoruz derken babalarıda varmış kızların geçirmeye gelmişler
biz nasıl muhabbet kuracağız derken bi kızın babası gençler sizde mi amerikaya çalışmaya gidiyosunuz dedi ve o an başladı muhabbet
evet abi cartcurt nereye dedi dedik ocean city
ordan kız atladı hemen aaa ciddi misiniz bizde ocean city'e gidiyoruz mc donaldsta calısacagız. siz nerde calıscaksınız dedi söyledik temizlikçi diye ingilizce yok bizde falan
Şimdi amerıkada gidecek aynı yeri mi buldunuz yalan falan diyenler cıkabılır ama bilenler bilir ocean city'e her yaz anasının amı gibi türk gider, şehrin yarısı türktür yaz ayında, ordan denk geldi
derken ucak saati geliyo biz muahhabeti kurduk iyice kızların babaları dedı siz iyi cocuklarsınız birbirlerinize yardımcı olun orada falan
tamam dedim abi merak etme
sabaha karşı 5 gibi ucaga binecektik ve vakit geldi


biz okuttuk bıletlerı falan girdik içeri ucaga binecez artık
babalarıyla vedalaştı bunlar falan
biz 4 müz oturuyoruz, kızların ALLAHI var güzel kızlar vicutta cok saglam
ben arkadaşa diyorum bak şu kız benim ha öbürü senin falan
sonra biz kızlarla muhabbete başladık orda beraber ev tutalım kalacak yer yok bizim şirket ayarlamadı oraya gidince wat programıyla gelenlerle eve cıkarsınız problem olmaz korkmayın dedi dedik adam arıyoruz yanımıza beraber cıkalım mı cıkalım dedi kızlar daha orda
neyse ucaga bindik onların koltuk anasının amındaymış bizim koltuk ebesinin amında
bindik ucaga 3 saatin ardından amsterdama indik
diğer uçak bizim 5 saat sonraydı onların ise 8 saat sonraymış yani amsterdam - newyork arası uçağımız farklıymış
neyse dedik ocean city kucuk yer orda karsılasırız illaki
tamam mı tamam biz bindik amsterdamdan newyorka 10 saati geçti yolculuk


neyse ayrıntıları geçiyim artık çok uzar yoksa daha sadete gelemeden
neyse biz indik newyork'a ordan sonra iç hatlar ucagına bindik falan ocean citye vardık
indiğimizde sabah 10 gibiydi oraya 2 gün falan geçti aradan tabi biz adreste bulduk otelı seascape resort bar tarzı otelmiş barı da var bizim hem otel temızlıgı hem bar temizliğiymiş
neyse dedik ev yok adam dedi benım 500den fazla personelım var hangısıne konaklama verıcem gidin bulun ev
1-2 günlük pansıyon ayarladık işe başladık önceleri öglen 3'te cıkıyoduk işten sonra ev arıyorduk
zaten her yer turkmus herkesı goruyorsun
bu ıkı kızı bulduk burçin ile merve isimleri
kızlara mc donalds yurt ayarlamıs haftalıgı 75 dolardan
neyse dedik eve cıkalım cıktık kızlarla bi ev bulduk cok saglam havuzu falan var agzımızın suyu aktı tabi


orda sistem farklı sımdı
evin içi dayalı döşeli adam diyo kaç kişi kalcaksınız 4 kişiyiz abi (kızların ingilizce ana dili gibi onlar anlaşıyo)
kişi başı 115 dolar dedi dedik abi o kadar paramız yok sımdı calısıyoruz falan fılan adam indirmiyo olmaz o zaman diyo mecbur kabul ettik
ve eve yerleştik 2 kız 2 erkek evde 6 oda var 2 katlı villa tarzı
bi odada 2 kişi kalınıyor biz arkadasla kızlarda bi odada bi odada boş işte neyse
yerleştik oraya
iş falan iyi gidiyo kızlar feci ortam yaptılar 1 haftada bizde bi bok yok daha bok temizliyoruz
ama kızlar sayesınde bizde akıyoruz ortamlara derken
1. haftanın sonunda otelde iava diye litvanyalı bi kızla tanıştık
kızın yollu oldugu her halinden belli ama bize verir mi sanki
ama demekki öyle dememek lazımmış veriyolarmış


işten cıkınca bu kızı ayarladım kızda otelde calısıyo ha misafir falan değil
ama kız baya alımlı ve benden 4 yas buyuktu
dedim ben senden cok hoslandım, falan filan ne biliyosam ingilizce anlatıyorum gülüyo falan filan
neyse kız dedi ki akşam parti yapalım, bende sanıyorum ki barda gidicez falan dedim benim yaş tutmuyo bara
olsun dedi kütüphane vardı orda onun yanında park tarzı vardı gece biraları alır oraya gideriz diyo
tamam dedim tamam
sonra eve geldım kızlara dedim bizim arkadaş zaten dünden razı bu karı da arkadaslarına söylemiş bizim burçinler çalıştığı yerdeki yabancı elemanlara söylemiş kızlarda var
akşam oldu 11 gibi gittik işte
bi baktım kız bildiğin manken gibi giyinmiş, burcının getirdikleri desen zaten mankenler sevgili olanlarda var
toplamda 11-12 kişi falanız
kız laptop getirmiş şarkı açıyo derken biraları aldık
6lı bira alıyoruz budlight herkes aldı ortalık anasının amı gibi bira oldu
sonra bunlar fondip yapıyo dikiyo falan biz agırdan alıyoruz biraz
biz daha 3. biradayken iava dediğim litvanyalı kiz bitirdi biraları kafa zum oldu


bende dedim sokarım artık buraya geldik yapmadan dönülmez falan, kızla yanyanayız zaten o da bana sarkıyo belli sonra bunla kucaklaşıyoruz falan bu kız danscıymıs bize diye size dans göstericem cart curt kaldırdı beni dans ediyoeruz ben beceremıyorum kız bi dans ediyo striptizci gibi
arkadasların biralardan aldı 1 bira daha içti iyice zum
bende bitirdim biraları benımde yalan yok kafa iyileşti ama biliyorum kendimi
bi baktım burçinle merve ölüyo dedim arkadaşa siz gidin isterseniz bizim arkadaş acayip kafa uyukluyo
bunlar 3ü gitti eve ben kaldım kendım basıma türk bide işte benim kız 2 de sevgili 6 kişi kaldık.
sevgililer nasıl yiyişiyo ama ayakta götürüyorlar anlatamam
bizim kız durur mu yanaştık yan yana benim omzuma yattı ben arkadan elliyorum falan
sonra bi baktım sevgili olanlar bizde gidiyoruz diyo ama elemanlar kaslı falan almıslar kızları kucaga öperek götürüyolar
biz benım kızla yanlız kaldık gece 2 mi 3 mü ne
sabahta iş var geç kalırsam atarlar gözümün yasına bakmadan
dedim çükümde olmaz ne olcaksa olcak bugün


öpüşmeye basladık, kız ama öyle bir kız ki bu yaşına kadar ortam gördüğü kralı oldugu belli
dudakları falan bi emiyo bende madem öyle lan dedim hunharca yalıyorum kızı sonra bir göğüs var kızda yalanım varsa birdaha girmek nasıp olmasın göğüsler tam hayalımdeki göğüsler taş yani taş
sıktırıyorum falan kucagıma geldi balık etlide biraz neyse mıncıklasıyoruz bu yattı banka üstüne cıktım cıkardım sudyenı sıyah bi südyen
sonra pantolona gidiyorum düğmeyı acacam actırmıyo kaltak
bi yandan sevişmenın dıbıne verıyoruz ama yetmez acacam o düğmeyı yok arkadas actırmıyo
elimle gösteriyorum çimleri, agacın altını yok abi olmaz diyo
bende bi yandan yemeye devam ediyorum diyorum tamam lan ilk bulusmanızda böyleysen sen her gece yaparsın bunu yavas ol bıktırma kızı diyorum yemeye devam derken yarım saati geçiyo saat
ben duruluyorum moralim bozuk taklitleri yapıyorum bu beni öpüyo sory falan diyo
neyse sonra demez mi bana size gidelim mi?
şaşırdım dedim hadi yürü kız gidelim


neyse geçtik bizim eleman üstünü basını cıkarmadan yatmış, burçinler ne yaptı hiç bilmiyorum odaları farklı neyse kıza dedım burası bizim ev
kızın cantası var dedi bekle ben giyinip geleyım
ben sanıyorum kı cantada gecelıklerı falan var gelcek yatcaz uyucaz
lan bu cıktı bi geldi altında kilot üstünde südyen benım yataga ben tabi zevkten ölmüşüm bi yandan dua ediyrum bu iş olsun diye olsun dıye köşeye attım bende yanına uzandım göt kadar bazada sıkış tepiş olduk
yanda da da bizim arkadas uyuyo ha ölmüş yani malafatı cıkarsam onu kaksam ruhu duymayacak
neyse kızın ben bacak arasını tutuyorum o da bana bakıyo
ben o heyecandan üstümdeki tişörtü cıkartmamısım bile sadece altımda boxer var
orda da yiyişe başladık
ha bu arada kutuphanenın orda kız vermeyınce dedım bari agzına al agzınada almadı kaltak
ben sanıyorum burdada almıcak derken kız üstüme cıktı eğildi benım malafatı yalıyo ama ben terden ölmüşüm
her yanım sımsıcak yanıyorum terden kız da öyle
benimkini yalıyo ama ben yetmez dıyorum kafasından bogazına kadar sokuyorum


şimdi yalan yok ilk senemde üni kazanmışım yaşım daha 18 kimseyle ilişkiye girmemişim, haa cok sevgilim olmuş öpüşme yiyişme falan cok oldu ama yalan yok hiç yapmadım ve artık sonunda yapmak ıstıyorum amına kodumun yerinde
neyse kız üstümde benım yarrak tavan yapmıs artık üstüne cıkacak bana diyo condom condom
kısık sesle konusuyo bide lan dıyorum ne dıyo bu ben devam devam dıyorum duymamazlıga gelıyorum ıngılızcemde zayıf anlamıyorumda pek
kız condom condom diyo hala anlamıyorum sonra gösterdi dokunuyo falan sonra jeton dustu he dedım bu prezervatif diyo
amerıkaya gelıyoruz diye okulda yurtta kalan bi abiden 3 tane prezervatif aldıydım lazım olur dıye onlar cüzdanda zulada
hemen kalktım cüzdandan taktım malafata girdim yataga
bizim arkadas horuldamaya basladı horluyo
neyse kız benimkinin üstüne bi cıktı o an alnımdaki teri yudumlasanız bi ailenin yıllık su ihtiyacı karşılanır o derece ter var
bir sıcak bastı cayır cayır yanıyo içerisi
neyse git gel git gel ben profesyonel ferreciler gibi cool davranmaya calısıyorum
bütün gordugum pozisyonları uygulamak ıstıyorum
ben sanıyordum kı kız bi kere cıksın anında bosalırım falan geçin hikaye baya bi gitti geldi baya derken yarım saatte degıl tabi ama bi 3-4 dakikayı geçti neyse sonra kalktı bu ayaga südyenını cıkardı lan o durumda benım uzerımde hala tişört var ya cıkarmamısım heyecandan
neyse kız yattı alta bu sefer ben en sevdiğim pozisyonu yapacagım bu sefer ayaklarını acıcam yukarı dogru ıkı yana ne varsa köklicem


kökledim ve kızdan ayhh oyhhh seslerini duymaya basladım o an bi gaz bastı beni kondisyonumda saglam git gel git gel sonunda boşaldım ama bir rahatlamısım öyle böyle değil
tam o sıra bizim arkadas birden kalkıp tuvalaete koşmaz mı meyersem hayvan kusmaya gitmiş anasını düzmüş ortalıgın ama kafa 1 mılyon
sonra eleman gitti dönmedi bende donsun uyur taklıdı yapsın devam edelım yiyişmeye dıye beklıyorum
eleman donmedı anlamış birşeyler yaptığımızısalonda sızmış kalmıs kusmuk her taraf
neyse bosaldım ben kız hala dorukta ama sonra bunun lokumu oksuyorum ben, tam böyle çıkıntılı bir yer var orayı elımı gezdirdikçe nasıl zevklenıyor o zevklendıkce bende zevkelnıyorum
inanır mısınız yarım saat parmakladım kızı en sonunda yorgunluktan öldük tabi benim sağ parmaklarım işlev görmemeye basladı derken öyle uyuyakalmışız


sabah arkadas geldı bana hadı kalk işe gitcez diyo kızda yanımda südyen kilot yatıyo ama pikeye sarılmış kız
sonra burçinle merve geldı kapıyı tıklattı dedım bekleyın gelıyorum kızların bi boktan haberi yok
hemen giyindım falan bi yandan korkuyorum hepımız işe gidicez benim kız diyo ben duş alcam lan vakit yok diyoz olsun alcam duşa girdi 2 dk sonra cıktı
giyindi cıktık bizim kızlar agzı acık bakıyolar
anladılar durumu bende bişey dıyemedım işte
biz ieva ile arkadan gelıyoruz bunlar önden gidiyo benım arkadas bide kızlar 3'ü
neyse işe başladık ben tabi neler oldu bitti arkadasa anlatıyorum hemen
iş bitti cıktık kızlar geldi eve dedi ne oldu aksam falan gülüyolarda ibneler
ya işte sarhoştuk falan filan dedim anlattım durumu böle böle beraber olduk cool takılmalar falan
kızlar güldü falan neyse geçti öyle
sonra kaltak gitmiş zenci jamaıcalı bi resepsıyon vardı onla takılmış bildiğin sevgili oldulardı beraber yasıyolardı falan
neyse ertesi gün oldu işe gittik 2-3 saat geçti patron cagırdı bişeyler anlatıyor
meğersem benım temızledıgım bi odada cüzdan unutulmuşmu kaybolmuş mu ne benim bulup bulmadıgımı sordu
azeriler var onların saglam ingilizcesi onlara söylüyopr bizim azeriler türkçesini diyor bana
yok falan demeye kalmadan
geçen sene ocean city'de bi mekanda kasada turkler duruyomuslar her gün kasadan 50 dolar araklamıslar meydana cıkmıs o yuzden turklere bi tuhaf bakıyolar cüzdanı benım bulduugmu fakat vermedıgımı falan sanıyolar
sonra çeşitli sebepler buldular cık git işten dedıler
ben tabi titriyorum
arkadaşa diyorum ne yapacagım falan sonra turkıyedekı sırketımı aradım dedm böle olay oldu onlar bana yeni bi iş buldular miamide. 2 kişilik sahilde dondurma satacağız dedim iyi hoş öyle yapalım. arkadaşta cıktı anca beraber kanca beraber
burçin ve merveyle vedalaştık ki burçin çıktı dedi ben senden cok hoslanıyorum falan fılan o gecede orda yattık miamiye ucak bileti aldık göte girdi 250 dolar mıuydı neydı
burçinle telefonlarımızı mail adreslerimizi aldık türkiyuede görüşürüz diye ve benim yeni bir maceram baslıyordu arkadasla birlikte
miami macerası
bakın nickim de oradan geliyor zaten miami aşıgı olmamdan


uçaktan gece indik o gece havaalanında yattık
sabah oldu adres cart curt derken bulduk mekanı
şimdi böyle büyük bi dükkan var tatlı dondurma her bi bok var onlarında sahillerde şubeleri var şube değilde böyle seyyar bizim türkıyede bardakta mısır gibi arabaları düşünün onun gibi arabalar ama buz içerisi orda millete dondurma vereceğiz
neyse işveren bizim tipimizi falan beğendi bunların yurtları varmış calıstırdıkları personeli yurda kaydediyolarmış haftalıgı 35 dolardan kalıyolarmış, haftalık 115 dolardan sonra bize 35 dolar beleş gibi geldi dedik tamamdır
ilk gün bizi birinin yanına verdiler işi öğretiyo bize ukraynalı bi ablamız hatun taş
o kadar güzel bi kız ki ama o kadarda cana yakın bizim türk kızları gibi ben güzelim götüm havada siz kimsiniz tavurlarında degıller
bende artık kendıme gelen guvenle herkese asılıyorum caktırmadan
neyse biz işi 2-3 günde öğrendik her arabanın basında 1 kişi duruyo arkadaş sahılın bi ucunda ben bi ucundayım
biz oranında piyasacısı olduk 2 hafta geçti geçmedi herkes tanıyo bizi, cok seviyolar falan birazda sempatiğiz biz ondan herkes seviyo ve en güzel tarafı türk yok miamide, valla biz 4 kişi tanımıstık onları da taaa sonraları tanıdık.
işte oranın maskotu olduk yasımızda küçük
bi gün ukraynalı ablamız geldi dedi bara gidelim, dedik yaş tutmuyor ben sizi sokarım
gece oldu barda bi bodyguardlar var amına koyım ömrü hayatımda öyle vicutlu adam görmedim ben
yani tek koluyla bizi arkadasla alır tek parmagıyla yerımızden oynatır o derece adamlar
bizim bu ukraynalı ablanın kankalarıymıs, ukraynalı hatunda oranın kaşarı olmus 3 yıldır geliyomuş
abla dediğime bakmayın ha tabir sadece ukraynalı ablamız diyoduk bizim arkadasla ordan aklımda kaldı 23 yasında mı neydı o zamanlar.

neyse onun sayesinde girdik pasaportumuzda yanımızda bişey olursa falan ne yaparız bilmiyoruz
lan bi girdik içeriye bu tv'lerde falan görüyoruz ya striptizci kızlar falan lan 1 gram yalan değil ortam öyle, striptiz yapmıyolar ama göt göğüs hersey meydanda bir dans ediyorlar bizim bu antalyadakı barlar falan yanında solda 0 kalır karılar kızlar biralar tekilalar havada ucusuyor.
ukraynalı hatunu tanımayan yok amına kodumun yerınde bizi birileriyle tanıstırıyo hepside benim sadece porno sitelerinde gördüğüm sarısın taş kızlar
kızlarla bi öpüşüyoruz lan ben 5 ay cıktıgım kız arkadasımla bu kadar cok öpüşmemiştim o derecede yani
bizim arkadaşı görceniz zaten çocuk sevinçten ne yapacagını şaşırdı bana diyo ki lan iyiki seninle geldim kovdular seni vallaha büyüksün falan filan
biz orda içiyoruz ama ıckılerı kendımız alamıyoruz ukraynalı alıyo bizim yerımıze
bu arada sek tekıla şat 6 dolardı o zamanlar sımdı kac bılmıyorum
bizim kafa zum oldu ordan 2 tane hatun yaptık, bu ukraynalı karı da sanki bizim abimizde bizi bara götürüyo karı yapam diye harbiden öyle hisseettim delikanlı karıymıs lan falan diyom ben
kızları aldık cıktık dısarı lan bizde ev yok yurda gidersek bi dünya adam var yıne atılcaz
yine imdadımıza ukraynalı abla yetişti onun evine gittik
gitmez olaydık

neyse devam edelim bu esrarcılar girdi içeri biz kızla yiyişirken iyi ki daha ileri gitmemiştik daha
çocuk geldi benı cagırdı cıktım odadan bana bişeyler anlatıyo dedım ingilizcem zayıf biraz yavas konus
cocuk anlatıyo işte diyo bizde yapıcaz kızı senden sonra, o an rahatladım iyi dedim tabi falan neyse girdim tekrardan içeri
kızda bi bok yok kim olusa önemli değil yeterki biri kaysın, benimde cüzdanda 2 tane prezarvatif kalmıs arkadasta ise yok onlar farklı odada adam da öle bi şans var ki kimse gitmemiş onların yanına sonradan öğrendım tabi bunu
neyse ben prezervatifi cıkarayım dedim bi baktım yok cüzdanda bizim ibne arkadas almıs ıkısınıde birini banyoda 31 cekerken nasıl oluyo dıye kullanmıs birinide kendı cuzdanına koymus bunuda sonradan ogrendım
neyse prezervatifsiz yapacam artık dedim
kız yalamaya basladı ben tabi hızlı olsun bitsin diyorum bu amerıkalı ibneler girecek falan filan
kapı kitlenmıyoda arkasına armut koltuk tarzı sandalye gibi değişik bi alet var kapının arkasına koydum
kız yalarken cektım soydum bi güzel attım yataga ters çevirdim benim malafatı dayadım kıza git gel git gel lan bi triplere girmişim ama sanki 20 yıllık pornocuyum öyle triplerdeyim, ama inanın siz olsanız sizde olurdunuz o triplerde

neyse beyler ben boşaldım halıya sonra terlıkle ustunu ovaladım bişeycık kalmadı
sonra ben dedim gidiyom çıktım dısarı amerıkan elemanlar girdi içeri bi tuhaf oldum babam eline beline diline sahip ol oralarda başına bi iş getirme falan diyodu o aklıma geld, sonra bizim eleman yok piyasada gittim odasına kapıyı tıklattım bunlar sarılmış uyuyolar
dedim senin ben uyunacak vakit mi götü kaybedicez
uyandırdım bunu kalktık ukraynalı ablamız sızmış salona onu kaldırdık dedik bizi yurda götür
burda yatın yarın beraber gideriz falan diyo dedik yok olmaz götür bizi
elemanların arabasını aldı bu bizi yurda bırakcak ama kafası 1 mılyon ben ciddi ciddi tırsıyorum bi bok olacak diye
pasaportlar yanımızda alkolun etkisi yavaştan geçiyo derken bindik arabaya kızlar içerde kaldı amerıkan elemanlrda içerde kaldı arabayı çalıstırdı ukraynalı hatun
çalıştırmaz olaydı


sahil boyu ilerliyoruz ama son ses müzik falan daha millet sokaklarda
lan bu karı basıyo gaza arabayı 2 teker ustune kaldırtmaya mı calısıyo sov mu yapıyo ne yapıyo
ki amerikada arabalar o kadar yavas ilerler ki 200 metre ötede bi yaya görsünler dururlar hemen geçsin yayalar diye
ama bu karı bastı gaza gidiyo karşıdan 2 tane sevgili cıktı onlrda zil zurna bu bi kıvırdı direksiyonu ben Allahtan emniyet kemerini takmışım dan diye bariyerlere girdi araba ve arkası okyanus araba uçacak okyanusa ama nasıl bir sarsıntı bizim arkadaki arkadaş direk öndeki koltuğa yapışmış, burnu kırıldı çocuğun.


neyse polisler geldi, ukraynalı hatun bişeyler konuştu bizim pasaporta baktı tabi tırsıyoruz arkadaşın burnu kırılmış bizim haberimiz yok çocuk tırsmış ne yapacağını şaşırmış her yer kan
neyse hemen aldılar bizi hastaneye hastane dediğimde göt kadar bi yere getirdiler gecenin bi vakti sabaha iş var
buna pansuman yaptılar falan burun sarılı cıktı hastaneden
bizi sabah 5 gibi yurda bıraktılar
bırakmaz olaydılar


neyse devam ediyorum yurda geldik
bizim hindistanlılar kendi arasında karışmış, kavga falan etmişler agız burun kırılmış yani
sonra işte yatışmış olaylar falan bi grup bizim yanımızda bi grup karşıda
biz yanımızdakilerle muhabbete tutustuk ne oluyo gibisinden sonra nerden geldıyse din'e geldi mevzu
bunlarda bi sistem varmış 4 aşamalıymış şimdi tam hatırlamıyorum ama en alt kadama şudra mıydı neydi sonra soldiersler varmıs kademe kademe cıkıyolarmıs falan ben makara adamım o kadar olay geçmiş sabah oluyo iş var hala makara peşindeyım gülüyorum falan şudra diyorum durmadan buna sonra bi ton bişey sonra meğersem onların dininde saygısızlık mıymıs neymıs benı onun diniyle taşşak geçiyom sandı lan bu eleman bi köpürdü ananı satayım dedim kesin bu sefer beni türkiyeye sürcekler..


bu cocuk oturdu sinirden bana saldıracak lan bende kırdım kafayı kıracam ağzını yüzünü ama birdaha ömrü billah yurtdısına cıkamam sonra alttan alıyorum, şimdi birine dese benim dinime sövdü diye al başına bela neyse arkadaslar araya girdi yatıştırdılar elemanı falan kaldı öyle yarrık 2 saat uyuduk ertesi sabah kalktım gittim yine arabaya açtım dondurma satıyoz yine.
lan bir aile geldi arkalarında bi kız off öyle bir kız yok amına koyım yok lan vallahi yok
elim ayagım dolaştı kıza doldurdum dondurmayı
neyse dayın nerelisin dedi bana turkey dedim, bunlar portekizden gelmişler.
ben hemen ronaldo falan dedim adam gülmeye başladı futbolu cok seviyormuş bana hakan şükür, galatasaray falan diyor, uefayı aldıklarından falan haberi var adamın neyse ben asıl kızına asılcam adamla kanka olduk otelde kalıyolarmış akşam yemeğe çağırdı beni adam dedim tabi abi olur ayıpsın gittim akşam
ama bir giyinmişim fiyaka o biçim, ukraynalı ablamız giydirdi ibneydi mibneydi ama kral hatundu kulakları çınlasın
neyse aksam oldu gittim bunların otele
gittim bunların otele neyse adam aldı bizi dışarı yemeğe arkaürdü
kızıyla yan yana oturuyorum bir de taş anaları var ki sormayın pınar altuğ mubarek
çat pat anlasıyoruz adamla, adam baya sevdi beni, türkiyeye daha önceleri tatile gittiğini, bodrumu kuşadasını didimi falan bildiğini söyledi
ben öyle diyince tabi heyecanlandım, lan dedım kız turkıyeye gelır mı acaba falan dıye sonra bunların anne tarafından akrabaları türkiyede yaşıyorlarmış onları ziyaret amaçlı tatile geliyolarmış paso
para deseniz akıyo sevgi koyım 150 dolar hesap geliyo atıyorum 200 dolar para atıyo 50 dolar bahşiş öyle bi bonkör adam
kızı da ben gibi 18 yaslarında, yedik içtik derken tabi ben kızı tavlamak için hafif tebessümler, onu kesmeler, falan filan derken kızla muhabbete giriştik
mekandan kalktık otele giderlerken kızı babasına ben geç geleceğim falan dedi neyse görüşürüz dedik ayrıldı ailesi kızla kaldık yalnız basımıza
karşımda mukemmel bir manzara var okyanus manzarası hayatımın en güzel günü
normalde böyle yabancı memleketten kızla aşk meşk işlerini geçtim başka şehirden kızla bile aşk işlerine girişmezdim ta ki o kızı görüp o gece onunla konusana kadar
kızda benden etkilenmiş ama ben konusuyorum böyle su gibi ingilizce konusuyorum sanki öyle geliyor bana kızla karşılıklı baya cilveleşiyoruz ama romantık cilveleşiyoruz
ondan ilk gördüğüm andan beri hoşlandıgımı söyledim
zaten bunu anladıgını söyledi
o da benden hoslanıyormus, durmadan annesine babasına baskı yapıyormus yemege cagır falan diye
sonra yattı omzuma, türkiyede nerede oturdugumu sordu, türkiyeye sık sık geldiğini söyledi
o gece cok güzel bi duygu fırtınası oldu biliyorum cok taşşak gelecek size ama kızdan baya baya hoşlandıgımı biraz daha ilerlerse deli gibi aşık olacagımı anladım iyiden iyiye
sonra her gün kızı düşünür oldum, durmadan geliyordu yanıma beraber satıyorduk dondurmaları o derece
aylardan agustosun sonuna dogru gelıyorduk ve olan oldu ...



http://imgim.com/57588476.jpg
işte bu hatunda benim aşık oldum dediğim hatun.

http://imgim.com/n51041586025572697680.jpg
neyse agustosun sonuna dogru yaklasıyoruz bizim sponsor şirket ile amerıkadaki şirket bazı konularda tartışmış karşılıklı anlaşmayı feshetmişler
bizi işten cıkardılar kusura bakmayın tarzı, lan dımdızlak kaldık biz arkadasla.
o da bu sırada kendine bi amerikan hatun yapmış, onunla takılıyo falan tabi biz dışarda kaldık yurttanda 1 hafta süre tanıdılar, eylülün ortalarındakı bıletımızı agustosa aldırıcaz mecbur derken benim birtanecik portekizli sevgilim bana bir teklif sundu, hemde reddedemeyeceğim..

kız dedi ben sana çok alıştım, babamla konuşacağım bizimle kal lütfen.
dedim nasıl olur arkadaşım var o ne olacak falan, ben babamla konusurum ikinize bir yer ayarlar dedi.
dedim madem öyle konuş bakalım gitmiş konuşmuş bu babasıyla, bize pansiyon tarzı bir yer ayarladılar, ama bildiğin otel gibi her bok var.
biz yeni iş arıyoruz o sırada ben kızla takılıyorum tabi, tabi günler geçiyor paramız suyunu çekiyor.
türkiyeye para götüreceğiz derken cepte para kalmadı
kız her gün harçlık veriyor falan utanıyorum
neyse artık iyice ilişkileri geliştirdik bir gün bana babamlar newyork'a gidecek ben gitmek istemiyorum odada yalnız olacagım benimle kalır mısın dedi
işte beklediğim an gelmişti onunla yalnız bir gece geçirecektim ama içimden ibnelik gelmiyordu.
ben bu kıza aşıktım
neyse babasıyla anası gitti, ben geldim bunların odaya. bu bi tane kırmızı şarap açtırmış yanında kivi bile var , daha hayatımda yeni gördüğüm çeşit çeşit meyveler falan
işte kıza ben git gide asık oluyorum, kızında bana oldugunu bılıyorum zaten her lafında geçiriyor sen cok farklısın falan diye
türkiyeye gelince didimde falan birsürü abaza kıza asılmış, bu cok rahatsız olmus turkıye sahıllerı cok güzel ama insanlarından hele erkeklerınden tiksiniyordum ama sen farklıymışsın diyo
neyse işte kızla 2 kadeh şarap içtik, sonra kucagıma yattı bu benim, benimle birlikte olmak istediğini söyledi.
ben ne olur ne olmaz tekrar ettiriyorum diyorum yanlıs anlarım falan
sonra dedim emin misin falan eminim dedi
önce yavai yavaş öpüşmeye basladık ama ben sabaha kadar o dudaklarından yanaklarından öpmek istiyordum

http://imgim.com/66753699.jpg
ömrü hayatımda öyle bir gece yaşamamıştım ben
şaşırıyordum birazda, türkiyede bunun 10'da 1'ini görmemiştim daha, ama abd'de durum cok farklı beyler gerçekten.
neyse biz bu kızla bildiğin harbi hrbi sevgili olduk ucunu bucagını göremediğim halde sevgili olduk
işte o günden sonra hayatımın kötü günleri başladı.

neyse biz kızla sevgili olduk, gerçekten duygusal birşeyler paylaşıyorduk
buna o da inanıyordu bende inanıyordum
vakit yaklaşıyordu bu sırada benim arkadaşın manitası bizi bar'a davet etmiş miaminin ünlü bi club barı, oraya gideceğiz ama bizim yine yaş sorun oluyo.
kıza anlatmış bizim arkadas durumu kız merak etmeyin sokarız sizi falan demiş dedik tamam
gece oldu gittik benım arkadsın takıldıgı kız amerikalı ve arkadasları var 2 tane bir de ben 5 kişi girdik içeri.
ben hatuna söylemedim çok yorgunum bugun yatacagım dedim, zaten paramda yoktu iş de yok ama biz hala gezcez görcez diye ugrasıyoruz neyse
girdik içeri takılıyoruz falan, bizim bu arkadasın kıza bi eleman yazmaya basladı, adamlar relaks kız da karsılık verıyo, tabi biz türküz sonucta yabancı memleket de olsa yanımızda kıza asılana nasıl bir tepki gösteririz herkes kendinden düşünsün işte
bizim arakdas gitti aralarını açtı falan cocuga git falan dedı cocuk hala arkasına yanaşıyo, kafası zum zaten
te allamhım sabır var diyo bizim arkadas ne yapacaz falan derken
çocuga bagırdı bu fuck off diye
ondan sonra olan oldu zaten



barda çocuk bizim arkadaşa bi yumruk attı arından ben hemen koştum sonra çocuk bana da bi yumruk salladı, lan dedim yolunu sokarım saldır, çocuga sen bi saldırırsın pert oldu. tabi mekan yarragı yedi hemen bodyguardlar geldi.
bizi ayırdı, bizim yabancı oldugumuz her halimizden belli cocuk amerıkalı
tırsıyoruz falan biz
polis cagıracagını, mekanın baya hırpalandıgını söyledi adam
dedik yapma etme abi derken dedi çagıracagım.
sonra bizim amerikalı hatunlar girdi araya dedi eğer cagırırsan seninde başın belaya girer 21 yas altı adamları bara almak yasak, ordan tırstırmıslar adamı
sonradan öğrendik biz tabi
neyse bizi saldılar ordan ama adam tehdıt edıyo bin dolar para getirceksiniz zararımı karsılıcaksınız yoksa bulurum sizi falan
neyse biz ordan kelleyi kurtardık attık kendimizi dışarı
cebimizde son 15 dolarımız mı ne kalmıstı
o an ne yapacagımızı bılmıyoruz, sinirden, şaşkınlıktan falan titriyoruz
derken kalktık gittik ukraynalı ablamıza yine
kapıya bi vardık kimse yok evde
hay böyle şansın



http://imgim.com/75140588.jpg
bu da gelenekselleşen home partylerden bir resim
hikayeye devam edeceğim arkadaslar caps isteyıp duruyo onlarında gönlü olsun
neyse ne yapacaz ne yapacaz kırdık kafayı sahilde yatacaz
hani böyle milletin tribi vardır ya, oglum hadi gel lan alanyaya gidem sahilde yatarız hacu falan hepsi hikaye
gittik sahile takıldık sabaha karşı rüzgar esiyo, bizde incecik tişörtler, parmak arası terlik, uyunsan uyunmuyo, geceyi izliyosun, lan ben ne yapıyorum burda diyorsun, bi yandan anılar geliyo aklına bi yandan türkiye geliyo, düşünüyosun öyle.
sabah oldu açlıktan gebericez cebimizde zor zamanlara sakladıgımız 15 dolar var sadece, bunun 5 dolarıyla kolin kard alıp türkıyeyı arayacaz anamız babamız meraktadır
neyse kalktık benim kızın yanına gittik, dışarı çıktık geziyoruz, bu sırada eylül geldi çattı bizim kızın morali cok bozuk bana sarılıyo aglıyo falan
dedim noluyoruz ben gidiyorum diye mi böyle yapıyo acaba, olsun diyorum nede olsa full turkıyeye gelıyo hatun sorun olmaz diye teselli ediyorum meğersem durum o durum değilmiş
başladı anlatmaya

benim portekizli kız basladı anlatmaya
babam bana sorular sormaya basladı seninle yatıp yatmadıgımı sordu, ben agladım falan
çok sinirlendi bana bagırmaya basladı
aslında seni çok seviyordu ama ne oldu bılmıyorum artık senden nefret ediyor sakın ona gözükme falan
bende teselli etmeye calısıyorum, türkıyeye gel evlenırız falan
kız ağlıyordu ama ben o gözlerine baktıkça bir kez daha asık oluyordum
tabi benım de gitme baktım gelıyordu 2 hafta kalmıstı, elde avucta para yok
kız bana o gün 50 dolar verdi, borc olarak alıyorum söz ödeyeceğim falan dedim
sonra işte bizim arkadsla bişeyler aldık yedık falan
aksam oldu merkezde bi mekanda bulustuk arkadasla mujde dedi iş buldum dedim ne işi lan
nba maçlarında maç öncesi kraker satacağız millete
vay lan dedim ünlü birini görürüz belki süper süper ama bizim kaldıgımız yere uzak biz ukraynalı hatunun evde kalıyoruz
ne yapıcaz ne edıcez derken nba işi yalan oldu hayallerim suya düştü
sonra ukraynalı ablamız bize bi iş bulmuş mc donaldsta arkada patates falan kızartıcakmışız, dedik eyvallah gidene kadar paramız çıksın
ertesi gün oldu işe başladık çok mutluyum param olcak 3-5 diye ama neye yarar o mutluluk akşam oldu acı gerçeği öğrendim


ukraynalı ablamızın evine bi mektup bırakmış kız
mektubu açtım 2 sayfa birşeyler yazıyo dedim bunu nasıl okuyayım ben, dedim ben tamamen bunun ne oldugunu ogrenmek ıstıyorsam bir türk bulmalıyım. bizim ilk geldiğimizde başka bi mekanda tanıstıgımız türkler vardı, onları bulduk
okutturdum çocuğa bana çeviriyo işte tam olarak
bende anlıyorum ama bazı yerlerini çeviremıyorum falan
neyse bizim portekizli kız, apar topar bu gece gideceklerni yazıyor, beni çok sevdiğini ama vedalaşmak istemediğini yoksa dayanamayacağını falan yazıyor. benimle yaşadığı günleri hiç unutmayacagını beni çok sevdiğini, hep görüşmek istediğini falan söylüyor. neyse orada yaşıdıgımız anıları falan yazıyor, babasının ona cok kızdıgını eskisi gibi davranmadıgını vs vs
tabi o an başımdan aşagı dökülüyor kaynar sular, kızın ne skypesi, ne telefonu, ne adresi hiçbir şeyi yok, sadece mail adresi var ama ona da pek bakmıyor biliyorum.
ama olsun şansımı deneyeceğim ona mail atacagım onu cok sevdiğimi, görüşmek istediğimi, türkiyeye gelmesini falan yazacagım.
bir yandan çalısmaya devam ediyorum bir yandan geceleri onu düşünüyorum fotograflara bakıyorum



portekizli hatunla başka bir fotoğrafım beyler, hala inanmayanlar için daha da caps koyacagım hikaye aralarımda, inanmassanızda çok da...

http://imgim.com/16243200730150860510415.jpg




http://img714.imageshack.us/img714/8613/91816710.jpg

alın bu da farklı bir resmimiz, neyse hala inanmayan varsa yapabileceğim birşey yok.
hala resmine baktıkça bi sigara yakarım dayanamam aklıma gelir, triplere iyice girmeden devam ediyorum beyler

işte biz mc donaldsta pataes kızartıyoruz ama sıcaktan da götümüz terliyor, 10 gün falan geçti biz saatlik 8 dolara anlaştık işte günde 10 saat çalışıyoruz haftada 70 saat yapıyor ve 40 saatten sonrası overtime yani mesai sayılıyor onunda saati 11 dolar
yani bizim toplamda 100 saat çalıştık
40 * 8$= 320$ 30*11= 330$ ve 2. haftanın 3 günü 30*8= 240$ ve 320$ + 330$ + 240$ = 890$ almamız lazım cash çek ile
adam dedi ki 2 hafta dolmadan paranızı veremeyiz, yapma etme abi dedik 2 gün sonra ucak var newyorka gitmemiz lazım ve kuruş paramız yok, ben bişey yapamam diyo 2 haftada bir pay checkler verilir üzgünüm türkiyeye gidin yollarım paranızı diyo.
dedik abi bizim cebimizde kuruş para yok, newyorka kadar gitsek kolay dönüş biletimiz var ancak newyorka gidiş biletimiz yok oraya kadar nasıl gideceğiz?
ben anlamam dedi kesti hesabımızı türkiyeye varınca göndereceklerini söyledi, türkıyeye varınca ona mail atcakmışızda mış da mış mış
2-3 gün sonra 15 eylulde newyorktan ucagımız var ve eylulun 12'sinde falanız arkaşla kaldık öyle ne yapacağımızı bılmıyoruz
aileden isteyeceğiz ama utanıyoruz, ne yapacağız kara kara düşünmeye başladık


beyler öyle cok kolay olmuyor bu wat işi, bana şans güldü biraz, bizim arkadaşlar var başka yere gittiler, ne karı görmüşler ne kız. psikolojileri bozulmus temmuzda geri dönmüşler , öyleleri de var şans işi bu tamamen.

neyse biz kara kara düşünüyoruz nasıl gideceğiz newyorka falan, aklımıza burçinle merve geldi onlardan borç alsak 300'er dolar çok rahat newyorka gideriz ordan zaten biletimiz var.
ama nasıl ulaşacagız bunlara, girdik net'e msn açtık tabi yoklar bunlar, mail yazdık, artık 1-2 gün içinde bize döndüler döndüler dönmediler biz yarragı yıyoruz.
aksam tekrardan net'e girdik cevap gelmiş, biz oradaki bankamız olan welsfargo muydu neydi bankanın adı tam hatırlamıyorum sımdı oranın hesap numarasını verdık, ertesi gün yatıracaklarını yazmıslar işte sabah gittik bankaya yok para falan dediler
biz bekliyoruz ha yattı ha yatacak yok aksama dogru paranın yattıgını cekebıleceımızı soyledıler
çektik bi baktık 600 dolar, o an işte vr ya çıktık bankanın dısına bi marlboro aldık 5.25$ mıydı neydi o zamanlar, yaksık sigarayı düşünüyoruz, acaba bu para gelmeseydi ne yapacaktık bi yandan bu kızlara dua ediyorduk, helal olsun kızlar calısmıs para biriktirmiş, cok tanımamalarına ragmen bize borc yolluyorlar.
sonra hemen bilet almaya gittik bi tur şirketine, newyorka yarına 2 tane alacagız, karı demez mi 350 dolar falan
dedim ebesinin amı nabıyon abla sen, e yer yok diyo cok kısıtlı zamanda geldınız falan
neyse anlatık durumu kadın ugrastı ugrastı boş biyerlerden saati farklı olan bi uçak buldu 230 $'aydı sanırım
tamam dedik aldık hemen
miamide son gecemizdi, daha anlatamadığım ne kadar muhteşem gün geçirdim, iş anılarımı anlatmadım mesela, iş anılarım dondurma satarken off hayatımın günlerini geçirdim.
tabi cok zor anlarım da oldu dısarda kaldık arkdaşla, aç kaldık, kaza geçirdik, karakolluk oluyorduk, kavga ettik, aşık olduk bir ton terane
herşeyiyle miami bitiyodu bizim için, aldık bi budweiser bira (efes'in yanına yaklaşamaz ama yapacak bişey yok)denizi seyrediyoruz, anılarımız canlanıyor, eşyalar toplu bi şekilde ukraynalı ablamızın evinde duruyo, ailemize arkadaslara hediye alacaktık sözde, ne hedıyesi borclandık 1 tane hedıye alamadan döneceğiz, ona üzülüyoruz.
evde kardeşimiz falan var bizden basket ayakkabısı istemişti onu alamadık, arkadaslar ıphone falan fistan alamadık.
boynumuz bükük dönüyoruz ancak bu 3 ayda 3 yaş attık resmen, herşeyi gördük herşeyi yaşadık
o gece hollandalı ablamız dedi siz gidiyorsunuz home party yapacağız, tamam dedik son kez olsun yarın gidiyoruz zaten
topladılar tüm eski yenı calısan arkadsalarımızı bizi baya sevenler harbi kral arkadaslarımda oldu haaa
hindistanlı mı dersin, çnli mi dersin, ukraynalı, litvanyalı, taiwanlı, rus falan toplamda 20 kişi falan sıkıştık ukraynalı ablamızın eve
içtik içtik ıslandık, köpük partisi yaptık, her boku yedik o gece.
bu arkadasın amerıkalı hatunlar vardı demiştim ya onlarda var evde, arkdaşları da var
herseyı yoluna koyduk hala karı düzecez diye ugrasıyoruz
bu arkadas dedi ben son kez bu karıyı götürecem diye
bende yanındakı arkadasına yavsıyom kızda zaten sarhıos bana yavsıyo falan
girdik biz odaya son geceydı artık götürdüm götürdüm türkıyeye donunce götü kalkık türk kızlarına mecbur kalacaktık yani o gece cok onemlıydı .
neyse karılarla biz odalara girdik, yiyişmeler başladı yine karıda da bi arka göğüs var gel de delirme
sonra bana bi tripler geldi öpüşürken falan portekizli kızı hatırlıyorum, gibemicek gibi oldum bi ara, lan dedim oglum kendıne gel unut artık son günün falan bi gazla o gece cok güzel geçirdik sonra sızmışız kalmışız sabaha.
işte o gün öğlen bilet var newyorka 3 gibi, o gün aksamıda newyorktan amsterdam'a aksam 6'da var.
ama bu gibtimin amerıkasında 2 şehir arasında bile saat farkı oldugu için kafa karıştırıyo sadece
ertesi gün kalktık herkes dagılmıs , kaldık yıne biz bize aldık bavulumuzu, sözde yanımızda boş 2. bavul getirmiştik içini doldurcaz diye nerdeeee
ve miami macerası bitiyordu, havaalanına doğru yola çıktık


havaalnına geldik neyse böyle minneapolise, newyorka, washingtona, falan merkezi yerlere uçak kalkan peronlar biraz daha kalabalıktı, geçtik baktık 5 numaralı perondan kalkacak uçak yazıyor.
beklemeye basladık biz, sorduk bi görevlıye bekleyin diyor.
neyse vakit geldi daha ucağa almıyolar, biz bagajları teslım ettık tabi, oturuyoıruz vakit geldi ucak yok tırsmaya basladık tam o sırada 7. perondaki ucak kalktı gitti
sonra görelıye gittik türkıyeye gideceğimizi bu ucagı kacırırsak uluslararası aktarması olan ucagı kacıracagımızı söyledik
adam bi baktı sizin uçak şimdi kalktı newyorka giden dedi
5. perondaki uçak minneapolise hareket edecek 1 saati var daha diyor
o an başımızdan aşagı kaynar su döküldü ama öyle böyle değil
adam hemen telsizle birilerine haber verdi falan ama ucak uctu gitti
ben sinirden aglamak uzereyım, yani biz aksama dogru newyroktan kalkan ucagı kacırdıgımız an hayatımız bitti, yani birdaha imkanı yok dönemeyiz türkıyeye o derece
sonra adama dedik abi bakın sizin sistemde 5. peron yazıyo, biz ondan bekledık falan dedık, adam diyo yarına bilet vericez size beleş diye, dedim dayı ne yarını bizim 3-4 saat sonra newyorktan amsterdam'a ucagımız kalkıyo onu kacırırsak biteriz falan anlattık durumu
adam diyo siz ayvayı yemişiniz o zaman gençler diye
o an zaten biz bavulla çöktük bir yere herkes bize bakıyor
bunlar konuşuyorlar bizim işi ayarlamaya calısıyorlar, adam dedi özür dileriz bizden kaynaklanan sorun peronda bir yanlıslık oldu falan, bizim gibi 8-10 kişi falan var ama onların gibi daşagı denk yarın gideriz sorun olmaz dediler hepsı amerıkalı cunku.
bu arada bizim bavullar uçakla newyorka gidiyor, uçağa binenler bilir bavul işlemlerini yaptırırsın o gider, sen ucagı kacırdıgın zaman bavulun o ucakta sen olmasanda gider.
neyse bi yandan newyorkla baglantı kuruyolar bizim bavulları geri gönderttirmek için
ben diyorum bavulunun biz türkıyeye nasıl gidicz falan
sonra sagolsun hafif kumral tenli 30 yaslarında bi ablamız geldi yanımıza bizle güzelce konustu, bu ucagı mecburen kacıracagımızı, en yakın newyorka giden ucagın 5 saat sonra oldugunu ona binsek bıle yetişemeyeceımızı anlattı
biz tabi kan ter içindeyiz
kadın sonra baktı sisteme siz uluslararası oldugunuzdan en yakın 2 kişilik yer 20 gün sonraya var newyorktan dedi o an yıkıldık
dedim ne olcaksa olsun ben ablaya dedım abla biz ya öyle ya böyle gideceğiz bize o zaman newyorktan baska ucak bulun gidelim türkiyeye biz 20 gün ne yapacaz okul var bişey var para yok pul yok nerde kalırız ne yaparız
sonra kadın 1 saat kadar ugrastı sadece bizimle, sonra gülerek geldi dedi cocuklar 2 gün sonraya buldum newyork amsterdam aktarmalı, sizin durumu anlattım biletinizi iptal ettirdim 2 gün sonra gidersiniz uygun mudur?
dedik abla takunu yiyim senin takunu
2 gün olur dedık sonra aldık bileti falan işte hiç 1 kurus para vermeden, sonra abla bize 20 dolarlık yemek fişi verdi gidin karnınızı doyurun dıye, bir kez daha teşekkür ettik havaalında hamburger falan yedık
ve 2 gun ne yapacagımızı düşünmeye basladık
bu arada bavullarımızı newyorktan geri göndermısler sapa saglım geldıler miamiye tekrardan
neyse lan 2 gün havaalanında kaldık, milletle muhabbet falan, öğlenleri dısarı cıktık gezdik, bizim ukraynalı ablamızın evi biraz uzaktı yürüyerek cok zor gidilirdi onu göze almadık 2 gun yatarız havalanında dedık 2 gun geçti işte orda
neyse bu sefer havalanındakı ablamız bizimle cok yakından ilgilendi bizi kendisi koydu newyork ucagına, elımıze yenı bıletlerımızı koydu newyorktan şu saatte falan fişman işte dedik tamam lan oldu bu sefer
hemde cam kenarına denk geldim uçakta şansa bak türkyeden gelırken hiç cam kenarına oturamamıstım içimde kalmıstı
hemen foto çektım tabi

http://imgim.com/1000001f.jpg

beyler kusuruma bakmayın size çok taş bi caps atıp iftara kaçıyorum, iftardan geldiğimde hikayenin geri kalan hepsini yazacağım. gider ayak bi caps bırakayımda şenlenin sizde. buraya da bizim ocean city'de çalıştığımız otelin barının supervisoru sokmstu. adam cok kral adamdı, bize felekten bi gün çaldırmıstı .

beyler burada sistem şöyle, striptiz clup tarzı biryer, giriyorsun parasını veriyorsun karı sana muamele yapıyor, ne kadar para verirsen o kadar muamele, eğer kesenin ağzını açarsan karı geceliğine senindir

http://img255.imageshack.us/img255/7467/sfsaf.jpg


newyorka geldik, amsterdama gelen ucak 5 saat sonra, geziyoruz biz cok büyük zaten bir şehir gibi newyorkun havaalanı.
sonra bize demişlerdi havalanlarında sigara, içki falan ucuz cunku vergi almıyolar cart curt
bulduk mekanı onların bi ismi vardı ama aklıma gelmedi free shop tarzı bi adı vardı sımdı unuttum cok ta onemlı degıl neyse
girdik 1 kutu sigara aldık, sonra tam cıkacakken kasada bi abi bekliyo, şimdi sistem şöyle 1 pasaporta ancak x kadar ürün alabılıyorsun, dayın da kendı pasaportu uzerıne almıs almıs viskileri sonra bitmiş limitini doldurmus, adam rica etti senin pasaportuna işletelim bi sorun cıkmaz falan, parasını verıcem benımkının lımıtı doldu tamam dedım
kasiyerde sorun olmaz merak etme dedı dedım madem öyle tamam benim pasaportuma işlettim adamın viskileri
işletmez olaydım


diyorum heralde 1 tanede viski hediye bize verir falan bekliyorum nerde ,pasaporta işletti viskileri aldı adam teşekkür bile etmeden çıktı gitti
kasiyerde gülüyo pis pis senin yolunu ... dedim türkiyede cıkmayın karsıma
sonra işte bindik uçağa amsterdama geldik, havada bir yagmur var bardaktan değil sürahiden boşalıyo sanki
amsterdama inerken havada amsterdama baktık mukemmeldi, o kadar isli bir hava ki ama süper ötesi gözüküyordu
neyse işte indik amsterdamda bir tane türk mekan var gözlemeci mi ne oraya girdik bi gözleme yemiştik 6 euro muydu neydi hala içimdidedir o kazık .
hemşeri hemşeriyi gurbette düzer diye boşuna söylememiş atalarımız
sonra amsterdamdan bindik türkıyeye yaklaştıkça hava iyileşiyor, türkiyeye bi indik günlük geneşlik
ailemize haber veremedim bu süre zarfında, çıldırmışlar, türkıyedekı sırketı aramıslar, şirket merak etmeyın 2-3 gün sonra gelirler falan demiş.
türkiyeye inince aradık işte geleceğiz biz istanbula geldık dıye
sonra cıktık memlekete geldık eve ama amerikada yasadıgım hiçbişeyden ailemin haberi yok
anlatmadım da
sonra ben portekizli hatunu düşünüyorum, acaba ne yapıyor ne ediyor
hemen bilgisayarın başına oturdum
20 küsür mail hemen açtım ve mesajların yarısının adresi aynı kişi ve beklediğim kişi


neyse beyler mailleri açtım baktım alayı benim portekizli hatundan
beni çok özlediğini, en kısa zamanda türkiyeye geleceğini, okulunun bittiğini üniversiteye gitmek istemediğini, türkiyede yaşamak istediğini falan yazmış.
her gün mail gelince ben cevap vermeyınce, bişey mi oldu neden cevap yazmıyorsun, yoksa beni unuttun mu, ağlıyorum şimdi, neredesin vs vs mailler
hemen cevap yazdım uzunca birşey, artık çok ciddi oldugumu, en kısa zamanda türkiyeye beklediğimi yazdım
zaten bu kız okumuyo, sistemleri nasıl bilmıyorumda 5 yıl mı ne lise gibi kolej okumuş şimdi üniversite okumak istemiyorum diyo, babası özel okula göndereyim demiş kabul etmiyomuş falan.
ben de öyle deyince türkiyeye yanına geleceğim dedi.
bizde orta gelirli aileyiz sonuçta gelse takılırız falan ama nasıl bakarım ben bu kıza basıma bela olur ancak bi yandanda seviyorum lan bu kız sevilmez mi ne olcaksa olsun oğlum diyorum
cevap yazıyorum gel türkiyeye, zaten bunların ana tarafından akrabaları varmış türkiyede didimde, kuşadasında falan yazıkları varmış bu akrabalarının oraya gelirim ordan sana gelirim diyo
dedim tamam gel gel


tabi bu sırada okullar açıldı ben şehir dısında okudugumdan ayrıldım evden geldım okula
yurtta kalıyordum ama amerıkaya gittiğim arkadaşımla eve çıkmaya karar vermiştik
güzel bir ev tuttuk amerika maceralarımızın etkisi altındaydık hala
bazı seylerı kımseye anlatamıyorduk rahatça
neyse evimizi düzdük falan sonra bu burçinlere ulaştık, burçinde bizim şehirde okuyo ya neyse söylüyorum ankarada bir üniversitede işte, kız da ankaradaymış, bu kıza 300 birde merveye 300 dolar borcumuz var onları nasıl verecez
neyse kararlaştık bu burçinle buluşacagız, bizim arkadas ben ve burcın 3müz bulustuk, merve istanbulda okudugundan dolayı o yoktu
neyse bu kız anlattı ocean city maceralarını, ara sıra benim çaktıgım lıtvanyalıyı anlatıyodu, sen gittikten sonra seni sordu durmadan falan diye
işte en sonunda işi bizim 300 dolarlara geteirecek biliyorum o getirmeden ben getirdim anlattım teşekkür cart curt cok yardımın dokundu donemezdık yoksa falan en kısa zamanda odeyecegız
yok diyo onemlı degıl ne zaman isterseniz
sonra kız bana bildiğin yazmaya basladı siz ordan gidince cok özledik sizi, ben seni, merve de xxx'i (benim arkadası) cok özledi falan diyo
sonra işte bizim arkadasın işi vardı cıktı gitti bu
yalnız kaldık kızla
kız bi açılmaya basladı açılış o açılış

dedi ben senden çok hoşlandım, siz gittiğinizde bizde arkanızdan gelmeyi cok istedik cart curt
seninle bazı şeyleri paylaşmak istiyorum, sevgilin olmak istiyorum falan dedi
ben aslında ayıkıyordum bazı şeyleri ama bu kadar çabuk ve net beklemiyodum
en azından bi cilveleşme dönemi olur diye düşünüyordum ancak direk mevzuya girdi hatun
dedim cok güzelsin, hoşsun falan filan deneyebiliriz bende senden hoşlandım falan fişman o gün sevgili olduk
kızda orda evde kalıyor, bende evde kalıyorum
artık durmadan bize gelmeye başladı, bizim evde kalıyor falan filan
beraber uyuyoruz ama sadece uyuyoruz baska birşey olmuyor çünkü ben ona sarılırken sanki portekizli kıza sarılıyormuşum gibi hissediyorum, her dakika onu düşünüyorum, burçini öpüyorum ama sanki portekizli hatunu öpüyorum gibi hissediyorum
günler ilerledikçe kızı unutacagıma daha da baglanıyorum bir yandan da mailleşiyoruz
tabi bu sırada ben amerikadaki hatunların hepsınden mail, skype falan aldım görüşürüz konusuyoruz
hatta durun bakın print screen yapıp kaydetmişliğim varsa bi bakayım geliyo caps

aha beyler bakın bu hatun işte litvanyalı olan hatun, skypeden görüştük çok kere türkıyeye gelınce, ayrıca nerden bilecez falan diyenler için küçük resimdeki arkadaki tüllere bakarsanız pekalada türkiye oldugunu anlarsınız

http://imgim.com/saeraseas.png

bu portekizli hatun benim cep telefonumu aldı artık okulda bile arıyor, anlaşıyoruz, yavas yavas tane tane konusuyoruz ve her 2 cumleden sonra aşkım diyor zaten, öğrettim hatuna, işte günler böyle geçiyor, yanımda burçin var ama kalbimde portekizli yatıyor, sanki ona dokunuyor gibi oluyorum.
kış'a girdik bizim tam final haftası ilk dönem kapanacak 4 aydır falan görmüyorum portekizli hatunu artık canıma tak etti o gelmesse bile ben bi şekilde gidecektim anasını satayım demeye kalmadan yarı tatıle girmeden telefon caldı haftaya türkiyeye geliyorum.
her gün ağlamış, her gün yalvarmış annesine, gözleri şişmiş kızın ağlamaktan hıçkırmaktan, psikolojik tedavi falan almış bunları sonradan öğreniyorum ben ama en sonunad dediğini yaptırmış türkiyeye geliyor geliyor lan
ama benim final sınavlarım var,yerim final sınavlarını dedim bu kız için yarım dönem uzatayım çok mu lan soruyorum size çok mu ?
ve o gün geldi çattı hiç unutmam diz boyu kar yagıyo, o zamanları hatırlayın bi (liseliler siz hatırlamassınız) diz boyu karlar yüzünden kaç kere tatil oldu bütün okullar, devlet daireleri vs.
işte yine bir kış günü didim'e inmiş bu karsılamıs bunların akrabaları işte sonra ankaraya dogru bindirmişler bunu.
ben aştiye gittim (ankaralılar bilir) aşti o zaman kar altında, ama umrumda mı lan sevdiğim kız geliyor
bindiği otobüsün saatini söyledi ineceği saatten 1 saat önce beklemeye başladım

aştide sordum dayına şu perona gelir falan dedi peron onunde beklıyorum ve ve ve
otobüs ilerden gözüktü geliyo perona doğru
işte o an
hani karın içerde doğum yapıyordurda çocuğunun olmasını beklersin ya heyecanla
hani çocuğun ilk kez konusmayı öğrenir ve agzından babba lafını cıkmasını beklersın ya heyecanla
hani sevgilinin elini ilk kez tutmak için zaman kollarsın, yanyana yurursun ama elini tutmaya bir türlü cesaret edemezsin ve tutacağın anı beklersin ya heyecanla
hani bir iş için mülakata başvurmusundur ve sonuclar birazdan acıklanacaktır bütün ailecek evde sonucları beklersin ya heyecanla
işte yukarıdaki duyguların hepsini bir anda yaşıyorum sanki, o otobüs gelirken kalbim yerinden cıkacak gibi oluyor, o yaşıma kadar aşk nedir bilmeyen ben, kilometrelerce uzak dini, dili, örfü, adeti, konuşması bizden farklı olan bir kıza aşık oluyordum evet aşık oluyordum beyler, aşık olanlar bilirler benim az çok o an ne düşündüğümü
işte yanaştı otobüs perona gözlerim sarışın dünyalar güzeli bir melek arıyor, bakıyorum bakıyorum ve
ve orda o sarı saçlarını görüyorum, ön kapıdan bir atlayısta 2 basamak iniyor, kucagıma bir atlıyor işte o an beyler varya o an dünyanın en mutlu adamı oluyorum, allah bu duyguyu herkese yaşatsın
o an donmaktan eksi derecelerde olan hava, bana göre yazın ortalarında gibi geliyor
kucagıma atlıyor tam 10 dakika hiç konuşmadan sarılıyoruz, hüngür hüngür aglıyor kız benimde gözlerim doluyor cok feci aglamamak ıcın dudaklarımı ıssırıyorum
aglama oglum dıyorum sokarım delikanlılıga ne aglamıyorsam
herkes bize bakıyor, hele hiç unutmam bi tane sevgili var bizi görünce onlarda sarılmaya basladılar
hayatımda olmadıgım kadar o gün duygusaldım, jkimseyi görmüyordu gözüm ve benim sarı civciv hala aglıyordu
yüzüme bakıyor dudaklarımdan öpüyordu o soğukta insanlar bize bakıp ısınıyorlardı sanki
neyse bu fasıl baya bi uzun sürdü
muavin içerdeki bavulun hanımefendıye mı ait oldugunu sordu evet dedim gittik aldık bavulunu
girdi koluma yapıstı bana ve aştiden dısarıya cıktık

aştiden çıktık elele kolkola ama nasıl özlemişiz birbirimizi, yok böyle bir özlem nasıl kaptırdım kendimi bu kıza onu da anlamıyorum
hava buz gibi, kıza çok tembihlemiştim sıkı gel diye harbiden saglam gelmiş
neyse bavulunu aldık bize gidiyoruz, tam da sınav haftası kız geldi diye finallerin çoguna giremedim, arkadaşta evde benim 3 kişi kalıyoruz, bunlar harıl harıl ders çalısıyor
kızla eve girdik beyler, bizim arkadaslarla selamlastı falan zaten benım arkadsı tanıyodu diğeriylede tanıstırdık
hepsi saygı duyuyo kızı sevdiğimi biliyo, onlar çekildi odalarına bizde benim odaya geçtik
bende artık konusa konusa baya baya anlıyordum kızı, özlem gidermeye başladık
tabi o sıra ben burçinle çıkıyorum ve o da bize gelip duruyor
kız gelmeden önce burcıne dedim ayrılmak istiyorum falan kız olmaz diyor aglıyor zırlıyor neden diyor cevap veremiyorum falan
yaptıgım büyük ibnelık ama aşık olmak öyle birşey ki beyler bütün dünya karşına çıksa yine de kız için götünü bile satıyorsun.
dedim artık bir şekilde başımdan savacam ben burçini, bu arada 300 dolar borcumuz duruyo hala
gece beraber kaldık sarılarak sabaha kadar bakıştık sadece, inanın kızı yiyim götüriyim geçmiyor aklımdan
ertesi sabah erkenden sınavım var gitmeyeceğim çalışmadımda zaten ama kıza durumu anlattım önemli sınavlarım falan sen git sınava diyo, gitmessen konuşmam git sınavına diyor
gitsemde kalacağım biliyorum ama gittik sabah sınava
kıza dedim kapıyı açma falan eşyalarını yerleştir falan
tamam dedi sabah oldu cıktım ben evden
ben okula gittim girdim sınava çok kötü de geçti ama aklım kızda evde acaba ne yapıyor falan
sınavdan cıktım tel'i bi açtım bir ton mesaj burçinden
görüşmemiz lazım falan diye
neyse aradım dedim görüşelim
okula geldi bizim oturduk kızılayda bi mekana, kız neden böyle yaptıgımı falan sordu
dedim şu sıralar biraz problemlerim var lütfen bir süre görüşmeyelim seni de kırmak istemiyorum cart curt
yok abi kız beraber aşacaz bana anlat diyip duruyor
nasıl anlatayım yüzüm yok yüzüm aşk kör etmiş beni
hep düşünürdüm bir tek ben mi böyle kör kütük aşıgım yoksa ben gibi aşık olan başka birisi var mıdır diye
neyse işte bize gelmemesini, sınav haftası arkadaslarımın rahatsız oldugunu söyledim, tamam dedi ama baya bi alındı
sonra evine bıraktım bunu koşa koşa eve gittim
anahtarla kapıyı açtım, kız benim odamı tamamen temizlemiş, aylardır pis kokan adamı, çoraplarımı, giysilerimi hepsini düzenlemiş, yerle bir olan 3 aydır bulaşık yıkamadıgımız mutfagı derleyip düzenlemiş
kapıyı actım içeri bi girdim alla alla yanlış eve mi geldim diyorum bildiğin aile evi olmus
hemen odaya baktım benim laptopta resimlerime bakıyor, onunla çekindiğimiz 10larca resme bakıyor
hemen koştum yanına sarıldım, evi nasıl böyle temizlediğini sordum, çok acaip de duygulandım kimse böyle birşey yapmamıştı daha önce, burçin bile geliyor evi dagıtıp gidiyordu ama elin yabancı kızı diye baktıgımız kız derlemiş toplamıs
sarıldım ve fotoğrafları geçmeye başladık, diğer fotoğraflara şifre koymustum kımse bakamasın diye onlara girememiş
sonra zil çaldı dedim burçinse sıçtık şimdi


bi açtım kapıyı amcam , şaşkınlıktan ölüyorum
dedim amca hayrola ne işin var falan, iş başvurusu için ankaraya gelmiş, babamdan almış adresi sana süpriz yapayım dedim diyo
dedim lan olaya bak ya birine anlatsan inanmaz talihsizlikler üst üste mi gelir hep!
ertesi gün iş başvurusu varmış ankarada bi özel şirkette bu gece bizde kalacakmış
girdi içeri soktum salona bugün bi ankara turu yaptırısın bana gece de içeriz sabaha kadar takılırız amca yiğen falan diyo
anlattım durumu amerıkada tanıstıgım yabancı bi kız arkadaşm geldi bizde kalıyor yanlış anlama ayrıca sınav haftamız oldugundan dısarı cıkacak vakit olmuyor amca falan demeye kalmadan hee tamam yiğenim diyo sen merak etme o zaman diyo ben burda takılırım sen keyfine bak hiç bozma düzenini falan diyo
dedim amca adamsın kuran çarpsın
sonra odaya gittim kıza anlattım durumu, getirdim tanıştırdım amcamla ama dedım aramızda kalsın falan
kıza çay yapmayı öğrettim çay yaptık getirdik amcama
muhabbet ediyoruz kız sıkıldı tabi anladım
amcam dedi hadi benim bir arkadaş vardı askerden onunla görüşeyim falan dedi, çıktı gitti gece gelirim dedi
tamam amca kusura bakma falan diyorum ben buna yok oglum ne kusuru sen keyfine bak diyo bana
çıktı gitti amcam arkadasıyla görüşmeye, belkide yalandı kendı basına takıldı dısarda, sırf ben rahatsız olmayayaım diye.
bu sırada yarım dönem okulu uzattıgım kesinleşti, o zamana kadar 7 sınav olduysak 2'sine girmedim 3'ü de berbat ötesi geçti adımı yazdım cıktım.
ama gibimde değil okul falan, kızla evlilik planları kurmaya basladım daha 19 yasında, kendıme ınanamıyordum arkadaşlarıma anlatıyordum muallaklerin hepsi işi taşşaga vurmuslar ama bi tanesi vardı ki o da çok kral cocuktu birtek o anlıyordu beni, kulakları cınlasın ayhan seviyorum seni kardeşim, hatta 300 liraya deri mont almıştı çocuk, daha kendisi giymeden bana yollamış memleketten al takıl fiyakan olsun kızın yanında diye.
neyse işte biz evlilik hayalleri kuruyoruz, hersey cok güzel gidiyor
beyler kızla capslerim var ancak tutupta kızılayın ortasında falan çekinmedik
ama durun 2 miz bi kere kartopu oynamaya gitmiştik orda bi ben onu çektim bi o beni
buna da ınanmazsanız gibtir olur giderim artık yuh diyecem daha ne yapayım ben ?

http://imgim.com/img8304977fffr.jpg

http://imgim.com/seases.jpg
aksam oldu amcam geldi yattı salonda sabah kalkmış gitmiş, sonra öğlen aradı beni dedi eğer bir sorun derdin falan olursa amcan burda merak etme diye, bende dedim sana da ayıp oldu falan yok oglum ne ayıbı falan dıyo kapattık orda mevzuyu.
bu arada amerıkada 10 gün çalıştıgım yerden 800 küsür dolar para gelecekti ya, ocak sonu muydu şubat başı mıydı yattı hesabıma 750 küsür dolar
bilmemkaç dolar kesinti varmış falan ama olsun adamlar gönderdi helal olsun dedim geç oldu ama olsun
300 dolar olan borcumu verdım hemen burçine.
sonra tl'ye çevirdim o zamanın parasıyla baya saglam para vardı elimde
kızın getirdiği para da suyunu çekmişti artık
sınavlar bitmiş benim okul uzamış, arkadaslar memlekete gitmiş, babam arıyor sen ne zaman geliyorsun oglum, ben onları ekiyorum durmadan derken tatil zamanı hatun ailesiyle görüştü, ailesi merakta kalmış didimdeki akrabalarıyla görüşmesini istiyor falan filan.
kız aglıyor seni cok seviyorum ayrılmak istemiyorum falan filan
ne yapacagımı bilmiyorum en sonunda kızı ailemle tanıstırmaya karar verdim
annem babam bilseler ciddi düşündüğümü inanmazlar şaka yapıyorum sanırlar
neyse kararımı verdim tanıştıracaktım, ancak kızın ailesi sorun cıkardı annesinin rahatsızlandıgını portekize geri dönmesi gerektiğini söylemişler
kız çıldırdı tabi ağlıyor, ne yapacagım bılmıyorum

neyse ben elimde kalan parayla uçak bileti aldım, ankaradan gidecekti
acaip aglıyordu hem benden ayrılacagı için hemde annesi için endişeleniyordu
gitme kal diyemiyorum kıza dilimin ucunda ama diyemiyorum
havaalanına götürdüm kızı uçağa bindirirken bir ağlamaya basladı, ve orda hayatımda ilk kez hüngr hüngür bende ağladım
diyordu belki birdaha görüşemeyeceğiz, babamlar cok karşı zor zar ikna etmiştim, lütfen sen gel portekize yoksa yaşayamam ben falan diyor
ayrılık kısmını anlattıkca tuylerım dıken dıken olur hala bi içimde kor vardır
neyse ucaga salya sümük bindirdim, o an işte denızden cıkan balık vardır ya ne yapacagını bılmez işte öyleydim.
gözlerim şişmişti, aglamayan adam aglamıstı inanamıyordum
sonrasında o sogukta aldım 35'lik vodka evimin yolunu tuttum
bildiğin 2-3 gün mala bağlamış bir şekilde evden cıkmadım
sonra memleketime gidecektim neler yapacagımı aileme anlatacaktım babamdan fikir isteyecektim
öylede oldu atladım otobüse gittim eve
annem çok özlediğini neden geç kaldıgımı falan soruyor.
2. dönem açılacak ben daha yeni geliyorum memlekete
sonra bu kıza karşı hissettiğim herseyı anlattım aileme
annem ve babam benim görüşüme kesinlikle saygı duyarlar ancak annem dedi ki oğlum bana sorarsan yabancı bir gelin nasıl olur bilemem ama eğer ki sen seviyorsan ve türkiyeye gelirse biz senin arkandayız, ama kız ugruna okumamazlık yapmayacaksın okulunu bitireceksin
tamam mı oglum
tamam anne tamam baba
türkiyede msn kullanmayı öğretmiştim, hesap almıstık, oraya gidince ordan görüşecektik
ama 1 hafta oldu ulaşamıyorum, sonra telefonum çaldı arayan numara yurtdısından hemen açtım telefonu..

açtım telefonu direk aşkım dedim
o da aşkım diye karşılık verdi
eve geldiğini, annesinin hastalıgının önemli birşey olmadıgını, beni özlediğini, portekize gelmem için bir çare düşünmemi söyledi.
lan nasıl gidecem ben amına kodumun yerine nasıl nasıl
neyse beyler normal düzene döndük biz ama her gece kızla konusuyoruz sadece soluk alısını bıle duysam yetiyo yetiyo
2. donem oldu, hocanın biri girdi bu sene erasmus ile yurtdısına gitmek için basvuruların basladıgını, kaçırmamamız gerektiğini söyledi.
o an var ya sıramdan zıpladım yerimden hocam dedim portekize gidebiliyor muyuz? cıkarsa neden olmasın dedi.
çıktım dersten cebimdekı tum parayla millete bişeyler ısmarlıyorum falan filan ne yapacagımı sasırdım
tabi sonra benım mal kafam düşünemedi onun ıcın saglam bi ortalama gerektiğini
hoca dedi ki seneye yapabilirsin istersen ama hocam seneye nasıl dayanacam ben nasıl
sonra sınavlar bi acıklandı 10 dersin 4'ünden kalmışım 2 tane ff var girmediğim diğerleri de kalmış toplam 4 ders
6 dersi geçmişim ortalamam gelmiş 2.02
gittim bölüm başkan yardımcısının yanına kendiside benim hocamdır zaten severde beni yalvardım durumu anlattım adam kral adamdır dinledi beni 1 saat, bana helal olsun oğlum senin gibi sevdiği peşinden giden adamı ben dinlerim diyor.
ama ortalamamın cok düşük oldugunu söylüyor, imkansız oldugunu söylüyor.
hayallerimi yıkıyorsun hocam hayallerimi
peki diyorum 2. sınıfta kassam gidebilir miyim? tabi gidersin neden gideyesin diyor ama 2. sınıfa kadar nasıl bekleyeceğim nasıl
kıza anlattım durumu böyle böyle diye ancak ailesi cok baskı yapıyormuş buna konusmayacaksın görüşmeyeceksın falan fişman
bu arada ben burçinden ayrıldım kendıne bi lavuk bulmuş takılıyo onunla, dedim iyi bari benden hayır gelmez cocukla mutlu olsun
okul falan bitti biz her gün msn telefon konusuyoruz sonra haziran geldi okul bitecek kızdan haber alamamaya basladım
cıldırıyordum tatile girdik, amerikaya gitmek ıstıyorum yıne ama yok para yok parayı bitirdik amerıkada babama ne diyeceğim
kıza ulaşsam amerıkaya gelecem desın borç harç bi yerden bulcam 2 bin dolar falan gidecem laptopu satarım pantolonlarımı bıle satarım gerekırse
ama yok abi kıza ulaşamıyoruz 15 günde bildiğin çöktüm 5 kilo verdim kızdan haber alamıyoruz
haziran bitti temmuzun ortaları ben ne yapacagımı bılmıyorum kımseye durumu anlatamıyorum anlattıklarım taşşak geçiyor elin gevuruna aşık oluyorsan biz sana ne dıyelım falan filan
kaldım yalnız başıma bildiğin çöküyordum git gide, annem babamda görüyordu her gün annem aglıyordu köşe bucak, görüyordum nedeni bendim
sonra temmuzun sonlarına doğru 1 sayfa yazılmış yarısı türkçe yarısı ingilizce bir mail.
hemen açtım




mesajda ailesinin buna cok baskı yaptıklarını, benimle konusmaması için her yolu denedıklerını, beni aramadıgı her gün kahroldugunu yazmış. beni cok sevdiğini ama aramızdaki mesafeden ötürü elinin ayagının tutmadıgnı ne yapacagını bılmedıgını yazmıs
annesi babası nasıl tırstırdıysa artık bilmıyorum
ondan sonra beni cok sevdiğini her mesajında noktasında vurgulamış.
en sonunda ise birşey yazdı ki o cümle....

beyler elim ayagım titriyor , annem sahura cagırıyor ben bi sahur yapıyorum sahurdan sonra yeminle noktalıyorum bitiriyorum olayı merak etmeyin, kusura bakmayın



beyler geldim ciddi diyorum size kusura bakmayın sona geldik.

" seni ne kadar çok sevdiğimi biliyorsun ancak bir o kadarda beraber olamayacağımızı biliyorsun. aşkım şuan bu maili sana yine ağlayarak yazıyorum ama malesef ben burada bir çocukla birlikteyim ailemin zorlaması üzerine. aşkım lütfen beni unut, biliyorum unutmayacağını ama unut lütfen unut, önümüzdeki sene ise evleneceğim o çocukla, biliyorum bunları okudugun zaman kahrolacaksın, ben ömrüm boyunca olacağım ama tanrı bizim birlikte olmamızı istemiyor. lütfen beni unut belki yıllar sonra yollarımız tekrardan kesişir, umarım hep mutlu olursun. seni çok seviyorum aşkım "

bu son mesaj 2006 temmuz ayında geldi ama ayın kaçıydı hatırlamıyorum.
şuan çok kötü oldum arkadaşlar hemen geleceğim lütfen kusuruma bakmayın zamanınızı caldım
son olarak şuan ne yapıyor ediyor onu da yazacağım ve noktalayacagım



o günden sonra elim ayagım kitlendi birdaha kıza ulaşamadım
psikolojım bozuldu 1 ay evden dısarı cıkmadım, kimseyle konuşmadım
annemi babamı odaya sokmadım
delirmiştim
amerikada onunla oldugum fotoğrafları kaç kere sildim, ama geri dönüşüm kutusundan tekrar geri almak zorunda kaldım
amerikada onunlayken giydiğim bütün eşyalarımı bizim memlekette engellileri koruma derneğine bağışladım
mail adresimdeki herkesi sildim, kapattım yeni adres açtım
yemin ediyorum portekiz maçları izlemedim dünya kupasında, manchesterde iken ronaldo var diye maçları izlemedim neden hep aklıma onu getiriyordu
okuldaki bütün kız arkadaslarıma mesafe koydum, sarışın kızlara bakmıyordum hep onun yuzunu goruyordum
okuldakı bolum baskanımızla her gece içtik karşılıklı, sagolsun adam delikanlının allahı cıktı
ve 2009 yılında yani geçen sene doğum günüm günü telefonla beni aradı, o günden beri değiştirmediğim tek şey telefon numaramdı, belki arar diye yıllar bekledim ve 2009 yılında dogum günümde aradı aşkım diye telefonu açtı elim ayagım titriyordu ne yapacagımı şaşırdım, şuan bile cok kötüyüm beyler inanamazsınız, nasıl oldugumu sordu geçiştirdim, evlenıp evlenmedıgını sordum evlendıgını ve onumuzdekı sene cocuk bekledıklerını söyledi yani bu sene muhtemelen cocukları oldu.
mutluluklar diledim herseyı en iyisi gönlünce oldum dedim daha da fazla konuşamadım aşkım seni seviyorum umarım hep mutlu olursun dedi kapadı
ömrümü hayatımı yeniden mahfetti en son o zaman görüştüm ve hala ne yapıyor bilmiyorum
o 3 yıl kendımı toparlayamadım ve yeni yeni kendime geliyorum
1 kıza bile bakladım, sonra bu yılın başında inci sözlük çıktı karşıma burada piçlik yaptım, hiç anımsamamaya calıstım, sizin gibi piçlerle aynı yerde yazıyordum kım oldugunuzu bılmıyorum ama hepinizi kardeşim gibi görüyorum.
hakkınızı helal edin beyler zamanınızı caldım.

işte portekizli:
http://img714.imageshack.us/img714/8613/91816710.jpg
Konu Linki: http://inci.sozlukspot.com/w/hikayeme-başlıyorum-inanmayanlar-yol-alabilir/



Part 2 >



Bu Da Benim Aşk Hikayem

yazildi.


Ben şu an 24 yaşındayım. Başıma yaklaşık 6 sene önce gelen ve süregelen bir aşk hikayesini anlatacağım sizlere.

lise son sınıfa geçmiştim. her liseli gibi bizimde abazanlıklarımız vardı. her gün servisle okula giderken, benim yaklaşık 10 metre ilerimde de bir başka servis bekleyen bi kız vardı. bu benim sürekli dikkatimi çekiyordu. güzel kızdı ve gizliden gizliye hep ona bakıyordum servisler gelip bizleri alana kadar.

belli bir zaman geçtikten sonra, artık iyiden iyiye platoniğe bağlamıştım ben. sürekli onu düşünüyor ve her sabah erkenden dışarı çıkıp onun aşağı inmesini ve ona bakmayı arzuluyordum. ilk günkü sapıkça bakışlar yerini, duygusallığa bırakmıştı. aradan yaklaşık 4 ay geçmişti ve ben daha kıza bakmaktan başka hiçbir şey yapamamıştım

kızlara karşı biraz çekingen bir yapıda olduğum söylenebilirdi o zamanlar. her ne kadar tipsiz sayılmasam da, kızların bana açılması, kızların ilk adımı atması gerekiyordu bana. yoksa olmuyordu arkadaş. işte 4 ay boyunca bundan bir adım bekledim. ilk adımı o atacaktı. Köpek gibi istiyordum onu (şehvet duygusu değil yanlış anlamayın) ama iki kelam edemiyordum. her gün aynı şey. dışarı çıkıyoruz, ben gizlice onu seyrediyorum, arada bir o da baksa dahi hiçbir selamlaşma bile olmuyor, servisler geliyor ve o başka okula ben başka okula gidiyoruz işte.

Artık kafayı sıyırma düzeyine gelmiştim. Yapamıyordum bir türlü. Ne kadar çok seversem seveyim, kıza belli edemiyordum durumu. Ne yapmalıydım, nasıl belli etmeliydim acaba kıza olan duygularımı.

Evet daha öncede dediğim gibi, 4 ay gibi bir süre geçmişti. Ankaranın karı meşhurdur Ankaralılar bilir. Ben çankayada oturuyordum. Oranın karı direk buz olur trafikten olsa gerek. Sabah yine okula gitmek için çıkmıştım evden. Kapıdan çıkar çıkmaz inanılmaz bir kar ile karşılaştım. Kar yağmıyordu ama etraf bembeyazdı. Yine gittim servisin beni alacağı yere, başladım beklemeye. Tabii bi yandanda o kıza bakmaya çalışıyorum. O günü hiç unutamam. Üstünde krem rengi bir palto ile çok sevimliydi. Bi an dengemi kaybettim ve pat diye yere yığıldım, ona bakayım derken. Allahım nasıl bir acı, nasıl bir his bu. Kolumu kırmıştım galiba ve yerden kalkamıyordum.

• Nasıl bir ses geldiyse artık, kızda duydu galiba, beklide görmüştür bilmiyorum, hemen bana doğru gelmeye başladı kız. içimden gelme diyorum, rezil oldum , sıç*ım diyorum ama yapacak bişey yoktu. Adeta yere çakılmıştım ve kalkamıyordum bile. Kız geldi ve panik halinde direk beni yerden kaldırmaya çalıştı. Dur dur dedim, çünkü inanılmaz bi ağrı vardı, kolum kırıldu galiba, kalkamıyorum dedim. Bu ne yapacağını bilemez bi halde, ambulans çağıralım falan diyor panikle. Yok dedim, ambulans değilde, bizimkilere haber versek iyi olur aslında. O an aklıma geldi, cep telefonumu yanıma almamıştım. Okulda her gün sigara araması yapılıyordu a*k, o aramalarda cep telefonu görürlerse onu da alıyorlardı ve uzunca bi süre vermiyorlardı. O yüzden çok sık götürmezdi kimse telefon. Neyse konuya dönelim.

Zaten rezil olmuştum kıza, sı*tım sıvayım dedim ve cep telefonun varsa bizimkilere bi haber verebilirmisin dedim. Kız çıkardı telefonunu aradı dediğim numarayı ve bana tuttu telefonu. Dedim anneme böyle böyle çabuk aşağı inin falan. Neyse annem gelene kadar bekledi kız benim başımda, daha sonra bu ayrıldı. O ara servisini de kaçırmıştı kız. Sonradan öğrendim o gün okula gitmemiş daha sonra.

Doktora gittim, bana 1 haftalık rapor verildi. Lise sondum ama pek ders falan takmıyordum açıkçası. Okula gitmeme fikri güzeldi ama, 1 hafta boyunca onu göremeyecektim. Hem görsem ne olacakki diyorum içimden, kıza iyice rezil oldum. Yanında iki seksen uzandım yere, ağladım a*k, kolum ağrıo, dur kaldırma, telefonun varsa annemi arayalım falan. Hala düşündükçe tüylerim dikiliyor , bu nasıl bir rezilliktir

Neyse ilk 2 gün gitmedim okula, o meseleden sonra işte. 2 gün sonra bi telefon geldiğini söyledi annem. kız, o gün telefonundan arattığım numarayı, aranan numaralardan bulmuş ve beni merak etmiş. Ben aşağıda servis bekleyen kız falan gibi saçma bir şekilde kendini tanıttı ama ben hemen anladım zaten onun olduğunu. Aklımda olan tek kız o çünkü. nasıl oldun merak etimde, bu telefondan arayım dedim bi falan dedi işte. iyiyim dedim bende, çok teşekkür ederim sana çok iyisin falan tarzı bişeyler söyledim. Bu bana 2 gündür göremiyorum seni okula gitmiyor musun dedi. Bende yarın gidecem, 2 gün dinlendim dedim. Tekrar teşekkür ettim, o geçmiş olsun dedi ve kapattık telefonu.

Artık onun telefon numarasını da biliyordum. Daha önce annemin telefondan bulabilirdim ama aklıma gelmemişti bu nedense. Doktor 1 hafta rapor vermişti ama sırf o adını dahi bilmediğim kızı görebilmek için okula gidecektim.

Sabah oldu, kırık kolla indim aşağı. Bizimkiler şaşkın tabi, oğlum bu ne okul aşkı. Dinlen biraz işte falan. Yok anne gitmem lazım diyorum ben. Neyse bunlar çokta ısrar etmediler zaten. indim aşağıya bekliyorum. Biraz erken inmiştim ben. Bi kaç dakika sonra kızda belirdi ufukta. Beni görünce bana doğru yaklaşmaya başladı. Evet bir adım atıyordu benim için. En dibe vurduğumu düşündüğüm o an, o düştüğüm an, benim için bi başlangıç olacaktı. Bu geldi ve nasılsın dedi daha iyimisin dedi. Ama nasıl bakıyor öyle. Masum, telaşlı ve saf bir bakış. Anlatamıyor, tarif edemiyorum inanınki. Daha iyiyim dedim, o gün için tekrar teşekkür ettim buna, o sırada bunun servisi belirdi yukarda. Bize doğru yaklaşıyordu. tüh dedim içimden, biraz daha geç gelsen nolurdu sanki. Kızda gördü servisi ve vedalaştık biz, o servisin onu her zaman aldığı yere doğru giderken, ben, bir dakika beklermisin dedim. Koşa koşa gittim kızın yanına, bu meraklandı tabi. Ya dedim, alçıma bi imza atarmısın. ilk senin atmanı isterim dedim. Bu güldü, tabiî ki dedi. O ara servis geldi bile. Kızı bekliyor. Bu hemen bi kalem çıkardı neyse, alçıma adını ve imzasını attı. Tekrardan iyi günler dedim o da sanada falan dedi işte ve servisine binip uzaklaştı.

Evet artık adını biliyordum. O alçıda onun ismi vardı. Kızın yüzüne soramamıştım ama en azından biraz zeka pırıltısıyla alçıya ismini yazdırarak öğrenebilmiştim. ismi eda’ydı. Eda. Hemen ilk iş olarak telefonumdaki adını eda olarak değiştirdim. Çok mutluydum. Kolumun kırılması adeta bir mucizenin başlangıcı olmuştu.

Cuma günü sabahıydı ve yine aşağıya iniyordum. Bir baktım eda benden önce inmiş bile aşağıya. Bu sefer ben ona doğru gidecektim. Artık biraz da olsa eşekliği bırakmam gerektiğinin farkındaydım. Günaydın dedim. Karşılık verdi ve kolumu sordu yine. iyiyim ya falan dedim. Biraz dinlenmem gerekiyormuş işte dedim. Buna ismiyle hitap edince bu şaşırdı. Biz tanışmışmıydık ya dedi. Ben gülerek alçıdaki ismi gösterdim ve kendi ismimi söyledim ona. En sonunda tanışma faslını geçmiştik. sendeki benim numaram değil dedim, benim kullandığım numarayı verdim buna.

Ertesi gün bi mesaj: işin yoksa bugun gezelim mi ya diyordu mesajda. Allahım bu nasıl bişey. Daha ne isteyebilirdimki. Dersane falan vardı ama pek s***** değildi zaten normalde de. Bu daha ben mesajına karşılık veremeden anında ikinci mesajı da yolladı. Onda da; ya pardon senin dinlenmen gerekiyordu, unutmuşum ben. iyileşince gezeriz demiş. Ben hemen aradım edayı, yok dedim benim de çok canım sıkılıyor evde benim içinde iyi olur dedim. Bu ben öyle deyince tamam o zaman dedi mutlu bir şekilde ve bir saat sonra, aşağıda buluşalım dedi ve kapattı. Hemen hazırlandım ben tabi 10-15 dk da. 45 dakkanın geçmesini bekliyordum artık. 45, 40, 30,15, en sonunda indim aşağıya.

Edayı ilk defa okul üniformasından farklı bir kıyafetle görüyordum. Bu ne güzellik. Kapşonu tüylü olanlardan bir mont giymiş. O kadar güzel duruyorki yüzü onun içerisinde. Saçlarının rengi ile karışmış adeta o tüyler ve uyum içerisinde. Siyah bir pantolon ve aynı renkte bir çizme. ikimizde birbirimize doğru yürüyoruz ve ortada buluştuk. Merhabalaştık ve ne yapalım dedim ben edaya. nereye gitmek istersin. bu bana sen fazla yorulma, doktor dinlen demiş zaten, çok uzak bi yerlere gitmesek daha iyi olur dedi. Hem çok vaktim de yok, annemin yanına gitmem lazım falan dedi. Atakuleye gidelimmi dedi. Ordan ankarayı seyretmesi çok güzel hem dedi. Peki dedim ve bir otobüse binip gittik. Şimdi fakir piç diyecekler ama otobüs vızır vızır geçiyor, ha taksiye binmişsin ha otobüse, 5 dk lık yol zati

Gittik atakuleye, bi atari salonuna uğradık önce alt kattaki. Hehe şaka lan. Çıktık yukarı, bu evini bulmaya falan çalışıyor, zıpır zıpır yerinde duramıyor adeta, çok tatlı yani. Biraz takıldık işte sonra bu beni kırmayıp geldiğin için çok sağol falan dedi. O ara annesi aradı. Buna kızdı besbelli, kız sessiz sessiz konuşuyor. Sonra bana, benim gitmem lazım dedi. daha 1 saat anca olmuştu. Ya biraz daha duramazmısın dedim. Bu düşündü biraz peki dedi. Gittik bi cafeye oturduk ama bunun morali bozuldu belli. Annenden habersizmi çıktın niye kızdı dedim. Bu başladı anlatmaya. Annesi ile babası ayrılmışlar. Annesi babasını aldatmış falan. Şimdi başka bi adamla evlenmiş. Bu babasında kalıyormuş ama hafta sonları annesinin yanına gidiyormuş işte. Baya kötü oldu anlatırken, bende daha fazla soru sormadım. Annesi balgatta oturuyormuş oraya gidecekmiş. Dur bende geliyim dedim. Yok falan dedi ama dinlemedim. Yol boyu yine konuştuk birbirimizi tanıdık işte. Annesinin evinin oraya gittik ve orda vedalaştık. Vedalaşırken, adeta ne o gitmek istiyordu ne de ben. Orada anladım işte, eda da benden hoşlanıyordu. Öptü beni yanağımdan ve ayrıldık. O an dünyanın en mutlu insanı bendim galiba

Eda özel bi lisede okuyordu ve dersaneye gitme ihtiyacı hissetmemişti. O yüzden hafta sonları boştu. Benim içinse öss stresi neredeyse yok gibiydi zaten. O hayatımda yokken de pek fazla takmıyordum okulu, dersaneyi, dersi falan. Kız annesini her şeye rağmen seviyordu fakat onun yanına gitmeyi pek istemiyodu çünkü annesinin kocasına çok büyük bir öfke ve nefret duyuyordu. Bu da annesinin yanına gitmek istememesine sebep oluyordu.
Hafta sonları kimi zaman annesine ders çalışmam gerek bahanesi ile gitmiyor ve bütün gün birlikte geziyorduk. Yine bir gün birlikteyken, edaya olan hislerimi açıkça söyledim. Bu güldü ilk önce. Tamam dedim kusura bakma, hata ettim söylemekle dedim. Bu ben öyle deyince sustu, ama gülmemek için zor tutuyor kendini. Sinirlendim bi anda ve kalktım masadan tam çıkıyorum arkadan seslendi bana. Dur dedi, ne yapıyorsun, bende seni seviyorum salak dedi

Acaba diyorum hala benimle dalgamı geçiyor. Bu tuttu elimi ama hiç konuşmuyor. Bende konuşmadım. Yaklaşık yarım saat tek kelime etmeden, ellerimiz birbirine, gözlerimiz birbirine kenetlendi.

Sessizliği yine ben bozdum, dayanamadım. Hadi sinemaya gidelim dedim ne alakaysa. Gittik bi sinemaya, tam 5 dk sonra başlayacak bi film vardı. Maksat zaten film izlemek değilya, sırf laf olsun diye söylemiştim. Film van helsing mi neydi, vampir filmi. Bu bi korkuyor ama filmde. Kolumu kıracak sanki tekrar nasıl sıkıyor. Film ara verdi, bu bana sende anca böyle film seçersin dedi. Benim şarteller attı. Hadi gidiyoz dedim. Ya şaka yaptım dedi. Dinlemedim ben çıktık. Yolda başladı ağlamaya. dayanamadım sildim göz yaşlarını. Bu nasıl ağlıyor ama. Seni seviyorum ben diyor. Sadece şaka yapmak istemiştim, cafede gülmemin sebebi ise mutluluktandı dedi. Nasıl utandım kendimden. Ama nerden anlayabilirdimki yani bende.

ilk defa el ele tutuşarak yürüyorduk. o anki hissettiklerim tarif edilemez. En son evinin önüne geldiğimizde, çok mutlu olduğunu söyledi, beni öptü ve bana bakarak geri geri girdi apartmanlarına.
Her liseli gibi mesajlaşma ve arama trafiği son sürat başlamıştı artık. Ben sevmem öyle şeyleri, hani yanımda olsun, saatlerce birbirimize bakalım konuşmadan eyvallah. Ama yok ne yedin, yok ders çalıştın mı, yok bugün kendime şunu aldım bunlar içimi daraltan şeylerdi.

Sürekli bana ders çalışmam gerektiği hakkında telkinlerde bulunuyordu. Hayaller kuruyorduk, aynı üniversitede okuyacaktık. Farklı bi şehir yazacak ve birlikte yaşayacaktık. Çok güzel yemek yaparım ben, sen sadece derslerine çalışırsın, benim gibi ev arkadaşı bulamazsın der dururdu. Hep hayal ettim bende, hiç çalışmadım ders mers.

Günler monoton bi şekilde geçiyordu artık. Hafta içi okul, haftasonu eda. Dersaneyi bırakmıştım ama bizimkilerin haberi yoktu. Parayı peşin verdiğimiz içinde dersane pek s**** takmıyordu beni zaten. Rahattım o konuda yani.

Neyse girdik öss denen illete. Benim kötü geçti ama çaktırmıyorum tabi. Bunun iyi geçmiş mutlu. Edanın babası tekstil işi ile uğraşıyor ve en az 2 haftada bir bursaya mal almaya, mal anlaşması yapmaya yani bişeyler için muhakkak giderdi. O gittiği zaman eda da annesinde kalırdı istemese de. Yaz tatilindeydik ve annesi ile yeni kocası tatile gitmişler bi yerlere. Babasının yine bursaya gitmesi gerekmiş ve 2 gün sürecek bir işmiş.

Bu arada şunu da söyleyim kız aslen denizlili ve burada bir tane akrabaları yok. Ankaraya eda 13 yaşındayken göçmüşler zaten. Burada çok fazla kimsesi yok kızın en azından aile yakını olarak yani.

Babası edaya seni de götüreyim demiş bu da kabul etmiş. Ben üzülmüştüm tabi haliyle, ama yapacak bir şey yok. iyi dedim ama moralim bozuldu ister istemez. Bu yapma nolursun böyle falan dedi. Korkuyorum işte napıyım dedi. Haklısın dedim, git. Benim bu kadar üzülmeme dayanamamış olacakki. Babamla bi konuşuyum da, izin verirse kalırım dedi. Korkacaksan kalma dedim. Ben sadece seni özleyeceğim için gitmeni istemiyorum ama senin korkmanı da istemem dedim.

Akşama doğru aradı beni. Ben gitmiyorum aşkım dedi. Babasına gitmek istemediğini söylemiş. Yalnız kalmaya da alışmam lazım falan filan demiş. Babasının da canına minnet zaten, adam bir sürü işle mi uğraşacak, kızıylamı. Babasıda sen bilirsin demiş.

Gitti babası edanın. Bu beni aradı, akşam bize gelsene. Sana yemek yapayım dedi. Tabi kabul ettim hemen. ilk defa evine gidecektim. Çok merak ediyordum evini, odasını. Resimlerin görmüştüm tabi ama yine de çok heyecanlanmıştım. Önce gittim bi avm’ye bi hediye aldım ev eşyası. Sanki yeni eve taşınmışlar gibi a*k (: bir de çiçek yaptırdım. Evlerine doğru gidiyorum. Yolda bi tanıdık görecek diye baya tırsmıştım. Bizimkilere arkadaşa gidiyorum dedim ama yine de elimde çiçek ve hediye, sanki kız istemeye gidiyormuş gibi bi halde görünmek istemiyordum kimseye.

Gören olmadı allahtan ve çaldım zili. açtı kapıyı eda tüm güler yüzüyle girdim içeri. ilk defa evindeydim. Önce oturduk, öpüştük falan işte biraz. Sonra hadi yemeğe geçelim dedi. Bana yaptığı ilk yemekti. Bi çorba getirdi önce. gındıra mı ne deniyormuş daha önce hiç duymadım adını. allahım bu nasıl bir çorba. Öyle böyle ekşi değil. iğrenç resmen. Bu soruyor tabi nasıl aşkım beğendinmi. Kızın evine gitmişiz, özenmiş bezenmiş yemek yapmış. B*k gibi de olsa yiyecez mecbur. Çok güzel olmuş eline sağlık deyip bi an önce bitirdim çorbayı. Sonra tavuk pilav falan koydu işte. Onların tadı yerindeydi ama. Sonuçta kız babasına bakıyor. illa ki güzel yemek yapıyordur yani. Yemeklerimizi yedik, bunun odasına geçtik. Bilgisayarını açtı, müzik falan dinliyoruz. Ben bunun odasını karıştırıyom işte, şu ne bu ne falan. Kız bi ara odadan çıktı ve elinde votka geldi bu. Ben fazla içen birisi değildim. Öyle ortam olunca bira içerdim bi tek işte. içmeyelim falan dedim. Sarhoş olup yanlış şeyler yapmayalım dedim. Bu nasıl alındı ama. Suratı düştü bi anda. iyi getir dedim. Bu redbull falan döktü işte, karıştırdı koydu önüme, içiyoruz. B*k gibi bi kokusu vardı ama eda için bok yemeye razıydım . Bu bilgisayardan müzik açıyo falan, biraz içiyoruz sonra dans ediyoruz.

Ben daha fazla dayanamadım. içki de cesaret verdi zaten, yapıştım bunun dudaklarına dans ederken. 1 dakka nefes almadık sanki aralıksız öptüm. Bıraktığımda ikimizinde nefes alma ritmimiz bozulmuştu adeta. Ne yapıyorsun dedi gülerek. Çok seviyorum kızım seni dedim. Çoook. Bu oturdu yatağına sonra ben tabi. Bunu iterek yatağa uzandırdım ve başladık öpşmeye. ilk başlarda temkinli olduğu her halinden belliydi ama sonra o da rahatladı.
Ertesi gün tekrar evine çağırdı beni. Gittim yine. Bu başladı konuşmaya. Beni gerçekten seviyorsun de mi falan. Kız bana güvenmek istiyordu belli. Ona onu ne kadar çok sevdiğimden bahsettim. Dün yaptığım hayvanlıktan dolayı çok pişman olduğumu söyledim. Bu yine güldü, ben öyle deyince. iyice yaklaştı bana. Ben sana güveniyorum dedi, seninle bir ömür paylaşmak istiyorum ben. Seninle hiçbir şeyden pişmanlık duymam ben dedi. Yine başladık öpüşmeye. Bu sefer o benden daha istekliydi. Senin olmak istiyorum dedi bana. Ne yapacağımı şaşırdım. Korkuyordum bi kere. Ama çokta seviyordum. Kafaya koymuştum bi kere, ondan başka biri olamazdı artık hayatımda. Eminmisin eda dedim. Pişman olma sonra dedim. Sürekli ben sana güveniyorum diyordu. Bende çok istiyordum zaten. Önce evden çıktım bi eczaneye gidip geldim. O gün ilk defa birlikte olduk edayla. Daha önce bi kaç kez cinsel ilişkiye girmiştim ama bu farklıydı. ilk defa sevdiğim bir kızla, ve beni seven birisi ile birlikte olmuştum. Bana kocacım demişti. Çok hoşuma gitmişti ama ilk defa işin ciddiyetini algılamıştım bu sözden sonra.

Artık ilişkimiz yeni bir boyut kazanmıştı. işin içine ilişki girince ister istemez daha bir bağlanıyor insan birbirine. neyse efendim, öss sonuçları açıklandı, bu kazandı ben kazanamadım haliyle. O da çok üzülmüştü ama ben ilk defa bu kadar pişmandım çalışmadığıma. seneye hazırlanacaktım tekrar kafaya koymuştum ama artık benden bir yıl üstteydi eda.o üniversiteliydi artık ve böyle düşünmek beni huzursuz ediyordu. ankarada bi üniversite kazanmıştı. Hem ben istememiştim zaten başka şehri yazmasını hem de babası istememişti ki bu daha önemliydi tabi onun için. Babası zaten kızından başka kimsesi olmayan biriydi.

Benim kafa dank etmişti artık. Ne yapıp edip kazanacaktım üniversiteyi. Okullar açıldı. Ben dershaneye eda okula. Hiçbir zaman değişmedi eda. Ne bana karşı değişti ne de kendisinde en ufak bir kendini beğenmişlik vardı. Benim ailem onu, onun babası ve annesi de beni biliyordu artık. Sık sık bize gelir, bana ders çalıştırırdı. Bizimkilerde çok seviyordu onu çünkü beni adam etmişti resmen. Sürekli ders çalışıyordum. Derslerim daima kötüydü ve hiçbir temel olmadığı için baya zorlanıyordum. Artık edayla olan muhabbetlerimiz tamamiyle derslerle alakalı olmuştu. O da anlıyordu tabi, onun üniversiteli olup benim olamamamı hazmedemediğimi ama yine de benden daha çok istiyordu üniversite okuyabilmemi. kız vize-final haftalarında bile bana ders çalıştırmaya gelirdi sık sık.

Bunun üniversiteden arkadaşları ile de tanışmıştım tabi. erkeklerle arkadaşlık yapmasına kızıyordum ama yine de iyi arkadaşları vardı gerçekten ve ilk başlardaki huzursuzluğum yoktu. Ne zaman boş vaktim olsa, edanın okuluna giderdim. güvenlikle bile ahbap olmuştum artık ve okula girmem de rahat oluyordu baya. Herkes biliyordu edanın sevgilisi olduğumu ve işin aslı da, zaten bunun için boş bırakmıyordum okulunda edayı açıkçası

günler geldi geçti, birbirimize olan sevgimiz hiç değişmeden, onun desteği ve morali ile girdim bir kez daha sınava. Puanlar açıklandı ve orta halli bi puan almıştım. Ankarada devlet üniversitesi tutmuyordu ve ben özel yazmak istemiyordum. durumumuz iyi sayılır ama şimdi anlatsam baya uzun sürecek bir takım sebeplerden dolayı paralı bir okulda okumak istemiyordum. eda baya üzülmüştü bu duruma ama biliyor beni. kafaya koymuşum bi defa. Düşündük nere yazalım nere yazalım. Eskişehir ve Kırıkkale yakın diye onlarda karar kıldık. Son gün tercihlerde ne olduysa, dershanedeki hocam, bursalıdır kendisi, bursayı övdü övdü, bak belki gelir, yaz diye diye yazdırdı bursayı. Edanın haberi bile yok. diyemedimde zaten. Sonradan bi pişmanlık aldı beni ama iş işten geçti. Artık bursa gelmesin diye dua etmekten başka yapacak bi şey yoktu.

sonuçlar bi açıklandı, ahanda bursa a**. eda arıyor açmıyorum. Bahane düşünüyorum. demeyecekmi a** bursa nerden çıktı diye. git gel 12 saat yol. bu ben açmayınca telefonumu, bi yer kazanamadım sanmış, başlamış ağlamaya. neyse ilk şoku atlattıktan sonra aradım bunu. sesi kötü geliyor anladım. noldu dedim. kazanamadın değil mi dedi. yok ya kazandım dedim. nereyi kazandın dedi. bursa dedim. şokk…

nasıl yani dedi. ilk başta algılayamadı çok uzak olduğunu herhalde. Biz yazdımıydık ya bursayı falan dedi. bende son gün dersane hocam yazdırdı dedim. Güzel falan dedi. iyi dedi, sevindi yinede. Sonradan bi arama, kaç saat canım bu bursa ankaraya. yakındır ya falan dedim. bu biliyor tabi. babası sürekli gidip geliyor. altı saat altıııı diye bağırıyor. Sen niye yazıyorsunda, başına buyruk hareketler yapıyorsunda bir sürü azar işittim. haklıydı sonuna kadar.

Ertesi gün buluştuk bu hiç pas vermiyor bana. Surat bi karış. Ne şebeklikler yapıyorum anlatamam. Ama yok. o an aklıma nerden geldiyse, dedim ;eda senin baban sürekli geliyor buraya, e sende onla gelirsin işte sürekli, nolur yapma dedim. burayı kazanabildim işte. Bende isterdim ankarada okumak ama olmadı işte. Elimden bu geldi, bu kadar bastı kafam falan. iyice acındırdım kendimi. Bu da biraz olsun yumuşadı ben böyle konuşunca, iyi tamam beee, dedi ve affetti beni.

artık bursa seferi başlıyordu benim için. ailem ve edayı geride bırakıyordum sonuçta. yeni bir şehiri yeni bir çevre, yeni bir yaşam. bizimkilerle gitmiştim ilk önce bursaya ve bana ev tutmuştuk. bursalıllar bilir, görükle diye bi yer var ama o zamanlar nerden bilelim a*k, biz şehir içinden tuttuk evi. neyse dayadık döşedik evi ve bizimkiler gittiiii…

ilk günler paso dışarıdan yiyorum. çevre desen yok. öğrencilerin hepsi görüklede a*k. ben s*k gibi kaldım yalnız başıma. eda arıyor, iyiyim diyorum sürekli. üzülmesini istemiyorum sonuçta. evdekilere dert yanıyorum ama başka yolu yok okuycaz işte. ilk haftalar her hafta sonu ankaradayım a*k. önce aile sonra eda ile görüşüyorum. sonra ağlaya ağlaya vedalaşıyoruz edayla ve bursaya dönüyoruz yine a*k.

bir gün evde televizyon seyrederken, karşı komşum kapıyı çaldı. ismi hülya olan bu teyze bana yemek yapmış. Nasıl mutlu oldum nasıl. yemekten dolayı değil bu mutluluk. Bu şehirde ilk defa biri benim için bişey yapıyordu. bu başladı kapıda ayak üstü konuşmaya, evladım işte nerelisin, kimsin, adın ne cart curt. Kadını eve çağıracam nerdeyse hemen, muhabbet edelim diye, o derece yalnızım yani. ne zaman bi sıkıntın olursa, derdin olursa haber ver yavrum dedi. bende senin bi annen sayılırım dedi. kadın aslen göçmenmiş, bursanın yarısı göçmen zaten a*k. bu göçmenler çok sıcakkanlı insanlar oluyor gerçekten. muhabbetleri de zevkli. kocası öğretmenlikten emekli olmuş. bi evleri var işte, ele muhtaç olmadan yaşıyorlar. Kadının bir tane de kızı var o aralar 22 yaşlarında olsa gerek. bir de oğulları var ama o da asker olmuş ankarada oturuyormuş. sonradan antepe gidiyordu gerçi

okulda dersleri fazla savsaklamamaya çalışıyordum, aklım başıma gelmişti bir kere ve ipin ucunu kaçırmayacaktım bu defa. Az biraz ortam oluşturmuştum ama aklım hep edada ve ankarada olduğu için bursa sıcak gelmiyordu bana. bursadaki en güzel şey o karşı komşumdu. kadın bana öz evladı gibi davranıyor bana her gün yemek, börek, pasta getiriyor, halimi hatırımı soruyordu. kocası para falan sıkıntın olursa çekinme diyordu. hiç bi zaman paralarını almadım ama, sonuçta elin memleketindeyim ve bi an parasız kalsam ne bok yerim diye düşünmek gerçekten çok kötüdür ve bu adam beni öyle düşünmekten kurtardı. hep aklımda, bi yerde, g*t gibi kalsam ersin amca ( hülya teyzenin kocası ) anında yardım ederdi bana diye düşünürdüm. bir öğretmen maaşıyla geçinen bu aile, gördüğüm en zengin insanlardı ama bu zenginlik gönül zenginliğiydi.
kızları ile de tanışmıştım. benden 2 yaş büyüktü, ben buna abla diyordum haliyle ama abla deme ya, resmi oluyor, falan diye sonradan abla dememi istemeyecekti. kız üniversite okumak istememiş anladığım kadarıyla. Annesi babası baya baskı yapsalar da kız kabul etmemiş. Bunun sevdiği bir çocuk varmış, o da üniversite terk. bundan büyük biri. evleneceklermiş ama çocuğun işi yokmuş, iş arıyormuş falan o sıralar işte. kızın adı da sedef. o da tüm aile gibi bana karşı iyi davranan, halimi hatrımı soran, çok bi samimiyet olmasada bana arkadaş olan birisiydi. hani çok samimi olmasınız dahi yanında huzurlu hissedersiniz, muhabbeti mutluluk verirya insana, bu kız da öyleydi benim için.

bir gün eda aradı. sesi çok heyecanlıydı. müjde müjde diye bağırarak, hafta sonu bursadayım dedi. a*k öyle bi denk geldiki, bizimkilerde bir hafta öncesinden haber etmişti bursaya gelicez diye. ben kıza bişey demeden tamam aşkım falan diye sevinmiş halde kapattım telefonu. Düşün düşün sonra eda her zaman gelemez, bizimkilere bi yalan söyleyim bir hafta sonra gelsinler dedim. aradım bizimkileri, hafta sonu istanbula gitmem gerektiğini, bi arkadaşımın hastalandığını falan söyledim. resmen sı**ım. belki anlamışlardı da ama tamam dediler ne desinler. sonra edayı aradım böyle böyle dedim. sonuçta eda annemle falan görüşüyordu. eda şimdi der, ben bursaya gidicem bişey istiyormusunuz ordan diye bizimkilere, benim yalan ortaya çıkar. eda ben daha sonra gelirim ya, annenler gelsin falan dedi. yok dedim onlar hep geliyor zaten. Haftayada onlar gelir sen gel dedim. bunun içine sinmese de kabul etti.

hafta sonu geldi bunlar babasıyla. babası hep temkinli yaklaşmıştır bana ve haklı da. Tek evladı ve ona bir zarar gelsin istemiyordu. babası benden daha iyi biliyor bursayı. gelin sizi kahvaltıya götüreyim dedi. uludağa gelmeden, inkaya diye biyer var, oraya götürdü bizi. Daha bende bilmiyorum tabi oraları. Çok güzel bi yerdi. yedik içtik falan. ben hava atıcam ya a*k, hesabı ödedim babası masada değilken. kalkarken hesap dedi. ben tolga amca ödedim ben dedim. bu bana bi ters baktıki anlatamam. sen neyapıyorsun ya***m der gibi. altıma sı**ım korkudan. neyse bindik arabaya indik şehre. bu bana sordu işte xxx bey, nerede indireyim sizi, nereye gideceksiniz falan. kızımı fazla yorma zaten yol yorgunu dedi. daha bi yer bilmiyorumki bursada a*k. nereye götürsemki edayı. Kültürparka gidelim dedim ama kültürparka ben bile daha önce gitmedim. Sadece adını duydum, yerini de görmüştüm işte otobüsle giderken falan. tam önüne kadar bıraktı bizi babası. Sonra bastı gitti işine

girdik kültürparka, her yer yemyeşil güzel bi yerdi. ankarada pek yok böyle yerler.bi papazın bağı var bizim oralarda, en yeşil yer orası a*k. ikimizinde hoşna gitmişti burası. ama çokta önemli değildi yer. birbirimizi özlemiştik biz. oturduk bi cafeye bişeyler içiyoruz. sürekli beni ne çok özlediğini falan anlatıyordu eda. oysa ben onu daha çok özlemiştim. burada çok yalnızdım. edaya buradaki hayatımı falan anlattım işte. o da baya üzülmüştü benim için. sürekli alışırsın aşkım, bu da geçecek, bugünlerine güleceksin diye telkinlerde bulunuyordu. oturduk bir saat falan işte. benim evimi merak ettiğini söyledi. gideriz ya acelen ne falan dedim. ama o da anlamıştı zaten bursada pek bi yer bilmediğimi. iyi dedim gidelim. gittik neyse eve, tesadüf bu ya hülya teyzenin kızı sedefte tam evinden çıkıyordu. beni gördü selam verdi, bende ona selam verdim girdik içeri. içeri girince kimdi o falan dedi. ben komşularımdan çok bahsetmiştim edaya ama kızları ile ilgli hiç bişey dememiştim. ne olursa olsun içine kurt düşmesin istiyordum çünkü. ama şimdi dakka bir gol bir oldu. niye beni tanıştırmadın diye başladı fırçalamaya beni. neyse susturdum edayı. beni hülya teyze ile tanıştır falan dedi. yok a*k, illa tanışacak. tartışma çıksın istemiyordum, taa ankaradan benim için gelmiş, zaten bi yer gezdiremiyoruz bari vakit geçer diye düşündüm. ne de olsa hülya teyzenin muhabbetide güzel. vakit geçer dedim işte.

çaldık kapıyı. ersin amca, sürekli yürüyüş yapar, dışarıda parkta faşan gazete okurdu. o evde yoktu. hülya teyze açtı kapıyı. dedim böyle böyle, eda ankaradan geldi.

eda hakkında çok şey bilmeselerde edanın sevgilim olduğunu biliyordu hülya teyzede. sizden çok bahsettim, sizinle tanışmak istiyor dedim. hülya teyzede mutlu oldu sağolasun, aldı içeri bizi çay ikram etti. edada çok sevdi hülya teyzeyi. dedi, xxx beni hiç gezdiremiyor hülya teyze, hiç bi yer bilmiyor bu yaa dedi. bu hemen ersin amcayı aramaya kalkıştı bizi gezdirsin diye. yok teyzecim dedim, o şaka yapıyor ya falan, bin bir güçlükle ikna ettim geri.

müsaade istedik ve kalktık. çok mutlu olmuştu sağolsun hülya teyze de. eve girdik, edada sevmişti hülya teyzeyi. iyi kadınmış falan diyor. arayı tekrar düzeltmiştik. hadi bakalım dedi evini gezdir bana. eve hiç bakmamıştı bile ilk geldiğinde, sedefi görünce. hışımlar kalkıp gittik hülya teyzeye sonrada. neyse bu evi gezdi çok hoşuna gitti. sen ne düzenliymişsin be. vay vay vay falan. bilmiyoki garibim, sırf o geliyor diye temizlikçi tuttum evi baştan aşağı temizlettim. belki babası da gelir dedim. adamın gözüne de girelim hem. bu dedi evlenince de böyle düzenli olacaksın işte aferim falan.he dedim a*k oluruz oluruz (içimden)

geldiğinden beri ne kadar sürtüşsekte bunlar hep birbirimizi daha çok sevmekten kaynaklanıyordu. 2 hafta önce ankarada görüşmüştük en son ve çok özlemiştik birbirimiz. odama geçtik ve başladık se***meye. tam se**şmenin ortasında babası aramasınmı. nerdesiniz kızım, ‘’ıııı, şeyyy baba’’ ben kültürpark desene dedim. ‘’kültürparktayız babacım’’ tamam ben yarım saate ordayım. öğlen yemeği yeriz birlikte dedi ve kapattı. a*k, napacaz

hemen giyindik çıktık a*k. üst baş, saç dağınık. taksiye bindik neyse gidiyoz. bu benim saçımı falan düzeltiyo. kendine makyaj yapıyor arabada. rezillik a*k. vardık kültürparka. babası da 5 dk sonra geldi a*k. tam zamanında dedim içimden. sıkılmadınızmı burada ya dedi babası bize. biz güldük falan. anladı bi ipnelik olduğunu anlamasına da yanlış anladı a*k. neyse çıktık kültürparktan bizi iskenderciye götürdü. yedik içtik. bu sefer hiç hesaba falan bulaşmadım zaten. ödedi sağolsun. bugun yapacağı iş yarına kalmış adamın a*k. bugün bende sizleyim dedi. içimden küfrediyorum ama yapacak bişey yok. mudanyaya gittik gezdik falan. akşam oldu. şehre geldik tekrar, babası bana seni bırakalım evine bizde bi otele gidelim dedi. olmaz falan dedim ısrar ettim. baya zor da olsa ikna ettim en sonunda ve gittik bize. babası evi görünce baya şaşırdı. aferim dedi, düzenliymişsin baya. oturdu biraz, çay falan ikram ettim, dersleri sordu işte, muhabbet falan derken. babası ben yarın erken kalkıcam yatayım ben dedi. bunu benim odaya gönderdim gitti. kızla baş başa kalmıştık. a*k, babası evdeykende kızla ********ya. g*t yusuf yusuf. bi film koyduk, oturduk izledik birlikte. sonra edaya içerdeki odayı hazırladım. bende salonda yattım.

sabah erkenden kalktım tabi. müstakbel kayınbabamıza yalakalık yapacazya. buna çok güzel bi kahvaltı hazırladım. yedirdim, içirdim. biraz gözüne girmiştim babasınında. bana teşekkür etti. işte akşam 5-6 gibi işim biter. 5-6 gibi evde olunda edayı alıp çıkalım bizde yola dedi. tamam dedim gönderdim müstakbel kayınbabayı. ne kadar geç yatsamda uyku muyku yok a*k. eda var içerde borumu. kaldırdım bunu, baban gitti sen hala uyuyorsun falan dedim. güldü işte, sonra başladık se***meye bir kez daha. ikimizde birbirimizi çok özlemişiz. direk olaya daldım ben ama hiç itiraz etmiyordu o da istekliydi belli. 2 saat yataktan hiç kalkmadan birbirimizin olduk. ben toktum tabi, babasıyla yemiştim bişeyler ama eda açtı (: en sonunda yeter artık dedi, ben acıktım. o diyene kadar aklıma bile gelmemişti. kalktık kahvaltı yaptık edayla. sonra duş aldık ve çıktık evden. dün edayı bi yere götüremeyince, bursalı bi arkadaşı arayıp nereye gidebiliriz diye sormuştum. cumalıkızık diye bi yer var, oraya gidin dedi bu. çıktık evden cumalıkızığa gittik. güzel bi yerdi işte, değişik bir köy. onun hoşuna gitmesi yeterliydi zaten, ben sevmesemde olur. saat 3 gibi çıktık eve dönmemiz 5i buldu. babası da 6 ya doğru geldi zaten. teşekkür ettim edayı da getirdiği için. iyi yolculuklar diledim ve gittiler.

ilk dönem bitti nihayet. biraz biraz alışmıştım bursayada. dersler orta halliydi. yaklaşık 1 ay gitmedim bursaya ama sayılı gün çabuk bitiyor. bana yine bursa yolu gözükmüştü. artık daha bi seviyordum bursayı ama. ilk sene kalanların çoğu yurtta kaldığı için, evi olan ben, daima arkadaşların buluşma sonrası konakladığı mekan sahibi oluyordum. her ne kadar çevremde sevilmeye başlasamda, aklım hep edadaydı. ne yapıyor acaba, şimdi nasıl falan filan. bu arada hülya teyzenin kızı sedefte o sevdiği çocukla nişanlanmış ve yazında düğün yapacaklarmış. kız çok mutlu tabi. hülya teyze pek sevmiyordu çocuğu hissettiğim kadarıyla. ersin amcada zaten hayata hep pozitif bakan birisi, çocuk en adi ******** de olsa, kızım seviyor diye evlenmelerine karşı çıkmazdı bence.

hülya teyzelerin bir de oğulları vardı işte asker. tayini antepe çıkmış. evliymiş bu ama karısıyla araları biraz bozulmuş galiba. apar topar ankaraya gitti hülya teyzeler. sedef bursada kaldı ama. bu sedefle nişanlısı yavaş yavaş ev döşemeye falan başlamış galiba. hülya teyze gitmeden, bana sedefe ara sıra bakarak ol dedi. kızını ilk defa yalnız bırakıyordu garibim anlaşılan. tamam hülya teyze dedim, senin için rahat olsun. neyse bunlar gittiler. daha anında damladı peze**** nişanlısı sedefin. ( peze**** dememin sebebi sedefe karşı bişeyler hissettiğimden değil bu arada) . adamın arabasını biliyordum, ordan anlıyordum geldiğini zaten. şimdi gidip, sedefe bişeye ihtiyacın varmı desem olmaz, kızın nişanlısı var sonuçta. e hülya teyzeye de bi söz verdim. napıyım, ne edeyim. adamla sedef 3-4 gün hiç ayrılmadılar. bi gün baktım araba yok kapının önünde, dedim gidip bi soruyum şu kıza. çaldım kapıyı, nasılsın falan dedim işte. bi ihtiyacın olursa, alınacak götürülecek bişey çekinme dedim. ne de olsa onların bana yaptıklarının yanında benim, alacağım iki ekmeğin bilmem neyin lafı olmazdı. bu yok teteşekkür ederim dedi. tam kapıyı kapatacakken bi dakika dedim. efendim dedi. ben; hülya teyze size göz kulak olmamı söyledi haberiniz olsunda dedim. ben öyle deyince, nişanlımın buraya geldiğini syleme lütfen falan dedi. sonuçta kızın nişanlısı yani. ben daha lise p*çiyken edanın evine gitmiştim. peki, dedim söylemem.

ilk senem bitmişti okulda. her ne kadar ankara gözümde tütsede, bursada da özleyeceğim insanlar vardı. yalnız yaşamakta ayrı bir güzeldi zaten. neyse topladık bi kaç eşya, hülya teyzelerden helallik aldım. bunlar benim numaramı aldılar, sedefin düğününe gelmezsen kırılırız dediler. söz verdim haliyle. yolda giderken dedim, edayla giderim düğüne güzel olur. yüzümü tebessüm aldı.

yaz okuluna kalmamıştım ve tüm yaz edayla olacaktım. bunu düşünmesi bile çok güzeldi. düşündüğüm gibide oldu ve tüm yaz birlikteydik. babası tatile göndermemişti bizi ama bizimkiler tatile gittiğinde, sık sık bize geliyordu babası işteyken. bu benim için en güzel tatildi zaten. yemişim ankaranın sıcağını. aradan yaklaşık 2 ay geçmiştiki aklıma hülya teyzeler geldi. aramamışlardı hiç beni. düğüne çağırmadılar diye üzülmüştüm. aradım ersin amcayı. sesi kötü geliyordu. ilk başta algılayamadım kötü bir şeyler olduğunu. düğüne niye çağırmadınız ersin amca ya kırıldım dedim. ersin amca, düğün olmadı dedi. şaşırdım. çok seviyordu sedef ve dışarıdan bakıldığında adamda sedefi. ne oldu falan diyemedim adamcağıza ve hülya teyzelere bol selam diyerek kapattım telefonu. üzülmüştüm haliyle. neden vazgeçmişlerdi acaba?

tatil bitti yine bursaya vardım. daha sonra öğrendimki, bu 0.* sedefi aldatmış. sedefte bunu öğrenir öğrenmez olay kopmuş zaten. kız kendini eve kapatmıştı hiç çıkmıyor dışarı. annesi bitap düşmüş. babası ne yapacağını bilemez halde. fakat sanki başka şeylerde vardı kötü giden. söylemiyorlardı ama anlaşılıyordu bu.

benim günlerim güzel geçiyordu artık. sık sık gitmiyordum ankaraya ama ayda bir kesin gidiyordum. eda da 2 ayda bir geliyordu babasıyla. babasının güvenini de kazanmıştım artık ve beni sevmeye başlamıştı. zorla harçlık bile veriyordu sağolsun adam.

okuldaki hiçbir kıza yan gözle bakmamıştım. hani çok yakışıklı sayılmasamda taliplerim çıkıyordu ama hep eda vardı aklımda ve bi kaçamak yaparsam eğer, sanki aynısı benimde başıma gelecek ve eda da beni aldatacak diye düşünüyordum hep. bir çok arkadaşım bana, bursalı oldun sende iyice yaa diyorlardı ( bursalı arkadaşlardan özür dilerim ). sık sık görükleye gidiyordum artık. bir çok arkadaşım oradaydı çünkü. hülya teyzelerde çok sık yoklamıyorlardır artık beni. kendi dertleri başlarından aşkın. hiç bişey düşünemiyorlardıki başka. ben hal hatır soruyordum, teselli etmeye çalışıyordum bazen onları ama, sonuçta ben kimimki ve ne yapabilirdimki

aradan bi 3-5 ay geçmişti. hülya teyze kapımı çaldı, müsaitmisin dedi bana. ev dağınıktı, 2 gün önce arkadaşlarım gelmişti ve haliyle evin a***** k***** ve bende daha temizlememiştim evi ama utana sıkıla buyur ettim hülya teyzeyi. kadının zaten evi görecek hali yokki a*k. başladı anlatmaya. yavrum, bizim antepe gitmemiz lazım. oğlu antepe yerleşmişti. karısı ile boşanmışlar orda ve adam bunalıma girmiş. onun yanına gitmeleri gerekiyormuş yani. kızlarını antepe gitmeye ikna edememişler. kız evden çıkmıyor hala a*k. bu olaylar olduktan sonra yüzünü gördüğüm sayılıdır ama kız çökmüş resmen. hayata küsmüş işte. bizim antepe gitmemiz lazım ama sedef kalacak. kuzeni gelecek yanına ama yinede seninde haberin olsun. biliyorsun kızımın durumunu falan dedi. tamam teyzecim dedim, ne demek. ben her gün yoklarım sedefi. yapılması gereken bişey olursada yaparım dedim. teşekkür etti bana, koskoca kadın yanımda hüngür hüngür ağladı inanın.

bunlar gitmeden beni sedefin kuzeniyle de tanıştırdılar. benim yaşlarımda bi kız o da. adını hatırlamıyorum şimdi. kuzenine tembihlemişler zaten, bi ihtiyacınız olursa bişey olursa ilk karşı komşuna söyle diye. aradan iki gün geçti. cuma günleri üniversite öğrencilerinin gittiği bi gece kulübü vardır, bursada okuyanlar bilir. oraya gidecez. daha önce söz vermiştim gelirim diye ama aklım sedefte. söz vermiştim annesine sonuçta. gidiyimmi gitmeyimmi derken, arkadaşlarımdan biri, oğlum 2 gündür bişey oldu mu hayır. bugunde bişey olmaz içini rahat tut ya dedi. haklıydı galiba. neyse dedim, s**erim bişey olmaz. çıktık yola gittik eğlenmeye. ben fazla içen birisi değilimdir ama ortamada ayak uyduruyoruz tabi. içtik falan, ben baya sarhoş olmuşum bünye alışık değil tabi a*k. iki arkadaşta gece sonunda benle birlikte gelmişler eve, haberim dahi yok. gözümü açtım yataktayım. lan nasıl geldim ben buraya. ne ara geldim.

bizimkilerde kalktı. evi bok götürüyor, dışarıdan poğoça moğoça alıyım bari a*k dedim. evden çıkarken aklıma sedef geldi. belki onlarında bi ihtiyaçları vardır bi soruyum ya dedim. çaldım zili. açan yok. çaldım açan yok. dedim heralde doktora gittiler. sedef psikolojik tedavi görüyordu. gittim aldım poğoça falan. eve gelince arkadaşım telefonumun çaldığını söyledi. baktım arayan ersin amca. 3 cevapsız a*k. has**ktir lan ne olduki??

aradım ersin amcayı, çabuk sedefe bak diyordu, çabuk. ne oldu ersin amca diyorum. çabuk bak sen diyor. apar topar kalktım, basıyorum zillerine. bi 10 dakka sonra ses geldi. açıldı kapı. sedef karşımda. ne oldu dedi bana. ersin amcalar merak etmiş seni dedim. bi arayıp konuş istersen dedim. tamam dedi.

bişeyler olmuştu anlaşılan ama direk evine dalamazdımya ne oluyor diye. biraz bekledim, ersin amcayı aramak için. sedefle konuşuyorsa diye. sonra aradım ersin amcayı. noldu ersin amcacım dedim. adam başladı anlatmaya. dün gece kuzenini evden kovmuş sedef. kız benim zile basmış basmış açan yok kapıyı. mekmiş gitmiş sonra. gece aramamışta ersin amcaları, telaşlanır diye. onlarında sabah haberi olmuş. telaşlanmışlar tabi. kız biraz önce konuşurken iyi konuşmuş adamla da, biraz rahatlamış adamcağızda işte. hülya teyzenin haberi yokmuş, söylersem telaşlanır diye düşündü heralde. adam bana, şey dedi. bugun bi doktoruna götürebilirmisin sedefi. kendisi ben giderim dedi ama güvenemiyorum dedi. tamam ersin amcacım dedim. haberleşiriz sonra diyerek kapattım telefonu.

arkadaşları evden yolladktan sonra, giyindim adam gibi. çaldım zili yine. bu sefer fazla bekletmeden açtı kapıyı. efendim xxx dedi. müsaitsen biraz oturabilirmiyim dedim. g** yusuf yusuf tabi. kız banada patlayacak diye tırsıyorum. ama iyi karşlıladı beni. kusura bakma ama sana göz kulak olacağıma söz verdim annene babana dedim. o yüzden buradayım dedim. hıı falan dedi bu. dün gece kuzeninle tartışmışsın galiba, ben evde değildim yeni haberim oldu dedim. evette bu bizim aramızda dedi. haklısın ama annen baban orda telaşlanıyorlar, gelemiyorlarda, onlar için kendine iyi bakman, eski güler yüzlü sedef olman gerekmezmi dedim. yaklaşık 2 saat oturup konuştuk. ilk başlarda sanki ben nasihat veriyormuşum gibi oldu ama daha sonra dertleşmeye döndü iş. benim anladığım kadarıyla kız kendini yalnız hissediyordu. her ne kadar anne babası ona çok iyi davransalar da, sosyal yaşamı çöküntü içine girmiş gibiydi. bu kız eski nişanlısı için bir çok arkadaşı ile tartışmış. bir çok arkadaşı o adamın sedefe göre olmadığını söylemiş sedefe, sedefte adama çok güvendiğinden hepsini defterden silmiş. adam da bunu aldatıncada, yapayalnız, dımdızlak kalmış.

dedim bugün doktora gitmen gerekiyormuş galiba. hı hı dedi. gideceğim zaten de, bi kalkmadın ki dedi gülerek. ilk defa espiri yapmıştı 2 saatten beri, belki de o adamdan ayrıldığından beri. bende dedim, bugun bi işim yok, birlikte gidelim mi doktora? anladı tabi ailesinin tembihlediğini. hiç gerek yok falan dedi ama ısrar ettim. bunu ailen için değil benim içimden geldiği için yapıyorum dedim. siz bana burada yapayalnızken, destek oldunuz, benim sıkıntımı paylaştınız, güler yüz gösterdiniz. ben ne yapsam sizlerin hakkını ödeyemem dedim. ki haklıydımda. iyi peki gel dedi. gittik doktora, bu işte ilaç falan alıyormuş, onun kontrolleri ile alakalıydı galiba. ben doktora diyemedim kızın yanında ama, içerde beklerken doktorun yardımcısına ( ne s*kim deniyorsa işte onlara ) dedim, dün böyle böyle şeyler yaşamış, doktor beyinde haberi olsun falan. tamam dedi adamda

çıktık doktordan eve doğru gidiyoruz. aklıma kızın günlerce evden çıkmadığı, sadece doktora gitmek için çıktığı geldi. hadi dedim dışarıda yemek yiyelim. bildiğin güzel bi yer var mı diye sordum. lisedeki arkadaşları ile sürekli gittikleri bi restoran varmış ama biraz uzak ya boş ver dedi. olsun dedim. hem benim ankaradan misafirlerim gelince götürebileceğim değişik bi yer olur, hep aynı yere götürmekten utanıyorum falan diye bi espri yaptım. o da peki gidelim dedi.

nedendir bilmem, normalde taksi falan çok kullanmam. tamam çok zengin olmadığım içinde olabilir de, o gün taksiye bindik. 30 küsür lira taksi girmişti hiç unutmam. bundan 3 sene önce, kol gibi gi*diydi. daha yemek yiyecektik ve yemeğide ben ısmarlayacaktım a*k eşek değilimya. inşallah çok pahalı bi yer değildir diye yusuf yusuf girdik restorana. güzel bi yerdi, fiyatlarda uygundu. verdik siparişleri geldi işte. yemeğin tam ortasında telefon çaldı. arayan edaydı. aha a*k, ne diyecektim şimdi edaya. masadan kalksam, sedef yanlış anlayabilirdi. sonuçta kendini zaten yalnız hissediyordu. bana güvenini kaybetmesini istemiyordum. öte yanda eda, sedefe bi selam verdim diye cingan çıkarmıştı. nasıl derdim sedefle oturduk yemek yiyoruz diye. telefonu açmamaya karar verdim. sedef diyor telefonun çalıyor. ya boş ver falan. daha 2-3 lokma yiyenece 4 cevapsız oldu a*k. olacak gibi değil açtım en sonunda telefonu. başladı bu fırçalamaya, niye açmıyorsunda, ne yapıyorsunda, merak etimde.

dedim bi arkadaşımla yemek yiyordum, telefon sessizdeymiş, anca duydum. içimden diyorum kim bu arkadaşın demez inşallah diye. bu demedi o soruyu. hala bana kızıyor bir daha telefonunu sessize alma, beni burada öldürmekmi istiyorsun, neler karıştırıyorsun orda bilmem ne. tam kapatacaz telefonu, dedi semihlemi birliktesin. semih yakın bi arkadaşımdır sedefte tanır. şimdi evet desem, ver bi sesini duyuyum der belki, o zaman direk aldatıyorum diye düşünür. yok aşkım dedim, karşı komuşumuzun kızı sedefleyim. hııı dedi, çattt kapattı telefonu.
sedefe belli etmek istemiyorum ama, bi an önce eve gitsekte edayla konuşsam diyorum içimden sürekli. yemeklerimiz bitti. hadi ersin amcaları arayalım dedim. aradık, önce sedef konuştu ve sesi çok iyi geliyordu. beni merak etmeyin çok iyiyim dedi bu. işte kuzeni ile anlaşamadığı için tartıştığını, yalnız da idare edebileceğini söyledi. eskisinden daha iyiyim babacım dedi, sonra hülya teyzeyle konuştu. en son bana verdi telefonu sedef, annesi oğlum diyor, kızım sana emanet. biz gelemiyoruz, ne olur onu boş bırakma. bi delilik yapmasın diyordu ağlamaklı bi sesle. dedim sedef çok iyi teyzecim, o size numara yapıyormuş ya falan dedim, o evet evet diye bağırarak annesine güldü falan. biraz olsun içi rahat etmişti kadıncağızın.

akşam artık kaç olduysa vardık evlere. ben kızı yalnız bırakmak istemiyorum. her ne kadar baya toparlamış gibi görünsede içimde hep bi şüphe var. sen bana gel veya ben sana geliyim de diyememki kıza a*k. hem daha edayı aramam lazım. hala telefon etmedim ve kuduruyordur eminim ki. hiç bişey demedim. iyi akşamlar sedef dedim, güzel bi gündü falan diyorum işte. geldi sarıldı bana ağlaya ağlaya. çok etkilenmiştim. kız aylar sonra gülmüştü beklide. ne zaman bir şeye ihtiyacın olursa, saat kaç olursa olsun beni rahatsız edebilirsin dedim. biliyorum canım biliyorum bilmezmiyim dedi. ve evlere dağıldık

hemen aradım edayı ama açmıyor. benim yaptığımın aynısını yapıyor emindim. ne zaman yanlış bişey yapsam, affettiremediysem kendimi, aynısını o da bana yaparak cezalandırırdı beni. tam dördüncü aramada açtı telefonu. efendim xxx bey diye konuşuyor. ya dedim bi dinle beni, ondan sonra ne yaparsan yap. bu bi parladı bana, ne yaparsan yap ne demek ya, bu kadar kolaymı yani, bu mudur yani dedi. çattt… kapattı telefonu. bir daha aradım telefonu kapalı. evi arasam babası çıkabilir. adamıda üzmeyelim hiç yoktan dedim. yapacak bişey yok. telefonunu açmasını bekleyecektim. canım nasıl sıkkın ama. hayat başıma yıkıldı sanki. çıktım dışarı bira aldım sekiz-on tane. normalde hiç bi zaman yalnız başıma alkol almamışımdır. çünkü çok kötü oluyorum zaten içince ve yalnızken başıma bi bok gelir diye kullanmazdım alkol. bu ilk olacaktı yani. aldım biraları geldim eve, içiyorum işte. ( bu arada birayla sarhoş olunurmu demeyin a*k bünye alışmıyor ne yapayım )

2 tane falan içmiştimki kustum a*k. içmeyim si*** et dedim.bu arada sürekli arıyorum edayı. kapalı. kapalı kapalı. gece yarısı olmuştu saati tam hatırlamıyorum kapı çaldı. gittim baktım sedef. içeri girebilirmiyim canım sıkıldı evde dedi. bende kafayı sıyırma durumundayım zaten muhabbet ederiz kafam dağılır biraz diyorum içimden. buyur ettim içeri. bu yarım saat oturdu, kaklıyım ben dedi, senin okulun vardır hem dedi. yok yarın gitmeyeceğim dedim. niye dedi, başladım edayı anlatmaya işte. ben anlattım o dinledi. bi ara susadığı için olsa gerek mutfak müsaitmi dedi. ne istiyorsun ben getiriyim dedim. yok sen zahmet etme dedi. gitti mutfağa. geldi tekrar, dolaptaki biraları görmüş. aaa sen biramı içiyorsun dedi. daha önce alkol almadığımı söylemişim ben buna. taa ilk sene heralde. bu bir tane içebilir miyim dedi. tabii dedim. açtı içiyor. ben bu arada sürekli ona edayı anlatıyorum, arada bir arıyorum edayı telefon kapalı. iyice dertlendim gittim dolaba bir bira da ben aldım. o bana eski nişanlısını anlatıyor ben ona edayı ama nasılız bi görseniz yani. bi kaç saate o 6 birada bitmiş işte. kim kaç tane içti bilmiyorum. sabaha doğru eda arıyor beni. ben bi yerde sızmışım, sedef bi yerde. sedefin kafa zaten yerinde değil. bu kendi telefonu zannedip açmış telefonu (sonradan böyle dedi). eda kız sesini duymuş tabi. bu sefer harbiden ***** yemiştim beyler.

sabah uyandım ben, sedef benden önce kalkmış bişeyler yapıyor mutfakta. evi bok götürüyordu, uğraşma dedim. ben poğoça alıyım. yumurta falan kırmış işte, gerek yok dedi. evde ekmek yok diye yinede çıktım dışarı a*k. neyse kahvaltı yapıyoruz. benim başım çatlıyor. bu demezmi dün seni bi kız aradı, yanlışlıkla açtım kendi telefonum sanıp diye. elim titriyor a*k. eda mı lan, eda mı aradı. kesin edaydı a*k.

baktım gelen aramalara ve edaydı arayan. dünya başıma yıkılmıştı işte. kıza nasıl açıklayacaktım. hem anlamazdıki de. telaşla aradım hemen. çalıyordu bu sefer ama açmıyordu, çalıyor açmıyor, çalıyor açmıyor. sedef kendini suçluyor, bi de onu telkin ediyordum o halde a*k. kızı hayata döndürenece kendi anam s**ildi, şimdi tekrar aynı duruma düşmesin diye ona belli etmemeye çalışıyordum durumu. ben hallederim sen üzülme dedim sedefe. bir sürü özür diledi benden sedef ama hiç bi özrün yararı yoktuki bana.

sedefin yüzü düştü. konuşmak istiyor, utanıyor falan. ben espri yapmaya çalışıyorum kızın içini rahatlatmak için, gülüyor ama belli zorla güldüğü. bi arkadaşa mesaj attım, beni arayıp yanına çağırsana diye. aradı arkadaş, ben sedefin yanında konuşuyorum işte. tamam kardeşi hemen geliyorum dedim. sonra sedefe benim çıkmam lazım akşama görüşürüz dedim gülerek. öylece evden uzaklaştık.

ne yapsam ne etsem diye düşündüm. hemen ankaraya gitme fikri geldi tabi aklıma. ama gidemezdim. sedefi yalnız bırakmamalıydım. sonuçta bi söz vermiştim. hem ben yanlış bişey de yapmamıştım ki. edanınki sadece bir kıskançlıktı. gittim bi arkadaşa, oturdum biraz. sonra tekrar eve doğru yol aldım. tabi bu arada sürekli arıyorum edayı, mesaj atıyorum ama dinlemiyor beni. eve gittim oturuyorum. edanın babasını aramaya karar verdim. aradım açtı bu telefonu. kızının moralinin bozuk olmasının derslerle alakalı olduğunu zannetmiş adam. ben bi sorun oldu edayla aramızda deyince, birden ses tonu değişti bana. kızını üzdüğümü anlamıştı hemen. ne oldu anlat ama adam gibi yalansız anlat diye başladı bu söze tehditvari bir şekilde. bende anlattım işte durumu. tam 1 saatten fazla konuştuk. hülya teyzeyi, sedefi, kim varsa, neyse anlattım. adam bana hak vermişti. senin yaptığın yanlış değil oğlum dedi bana. ilk defa oğlum demişti bana. ben edayla konuşurum sen merak etme dedi bana. kapattık telefonu. içim biraz olsun rahat etmişti. bundan sonra edayı aramayacak, ondan telefon bekleyecektim

akşam oldu hala arayan soran yok. iyice sinirlenmiştim. gittim markete bu sefer votka aldım. daha iyi sarhoş olmak istiyordum bu sefer. okul mokul s**imde değildi artık zaten.eve girerken sedefin kapısını çaldım, nasılsın falan dedim. bu elimdekileri görünce, anlaşılan barışamamışsınız dedi. evet demekle yetindim. bu üzüldü tabi. ben konuşsam belki inanır falan dedi. açmıyorki telefonunu dedim. sedef bana gelsene, birlikte içelim dedi. benimde canıma minnet a*k, hem o kadar üzgünüm yine de gidiyorum kızın yanına

neyse bu biraz daha iyi işte eskiye göre belli. ersin amca zaten her gün beni de arayıp soruyor kızını. biraz vakit sonra başladık içmeye. bunun kafa bu sefer harbiden sağlam yamuldu. saçmalıyor baya. bana eski nişanlısıyla cinsel ilişkiye girdiklerinden bahsediyor. hülya teyzeler ankaraya gittiğinde birlikte olmuş bu o**** cocu**yla. bi yandan susturmaya çalışıyorum bi yandan da benim de hoşuma gidiyor onu dinlemek, hem kafamda dağılıyordu işte. bu başladı bana dert yanmaya iyice. ben güzel değimliyim, niye aldattıki beni. neyim var benim falan diye. kız kendine güvenini kaybetmişti anlaşılan. ben de sürekli güzel olduğunu söylüyordum. aslında gerçekten de çok güzel bi kızdı, göçmen kızı işte, ama baya bir yıpratmıştı kendisini. çok zayıflamıştı bi kere, ve yüzünün kemikleri bile çıkmış gibiydi

bu bana soruyor ben gazı veriyorum derken ortamın boku çıktı iyice. eda aklıma bile gelmiyordu o an. sedef bana iyice sokuldu öp beni dedi. bende hazır kıta bu lafı bekliyordum sanki a*k, yapıştım dudaklarına ama nasıl öpüyorum.o da karşılık veriyor tabi, benim kafamda onunki kadar iyi zaten. o ara eda aklıma gelmiyor ama sedefin bakire olmadığı aklımdaydı a*k. o da zaten istekliydi baya ve o gece birlikte olduk onunla.

sabah kalktık. ikimizde de garip bir duygu olduğu belli. bende pişmanlık var ama sanki edadan hırsımı almıştım. sedef ise benden özür diledi. bense ne yaptıysak birlikte yaptık. bunun tek sorumlusu ne sensin ne de benim dedim. haklısın dedi. gülmeye çalıştı. kahvaltı yaptık ve ben çıktım evden

okula gittim. derste eda aradı. hemen mesaj attım. dersteyim ben seni çıkınca arayım diye. mesaja cevap gelmedi. çıktığımda aradım edayı, bana babasıyla konuştuğunu söyledi. onun hatrına beni affettiğini söyledi. bense bi suçum olmadığından bahsediyordum ona ama yine de o daha baskın çıkıyordu konuşmada. evet ben haklıydım o gece ama dün geceden sonra kesinlikle aldatmıştım onu. pişmanlık hissetmedim desem yalan olur ama adeta o hak etti bunu diye düşünüyordum yinede.

aramızı düzeltmiştik telefonda ama büyü bozulmuştu sanki. inanmayacaksınız belki ama hiçbir kıza yan gözle bakmayan ben, aldatmıştım onu bikere. beni çok özlediğinden falan bahsetti en sonunda. bende hafta sonu gelirim dedim ve kapattım telefonu

okuldan sonra eve gittiğimde ne yapacağımı bilmiyordum. sessizce girdim eve. oturuyorum yalnız bi şekilde işte. ersin amca aradı akşamleyin. kızını soruyor bana. iyi olduğunu söyledim. meraklanacak bişey yok dedim. onlarda 2 gün sonra geleceklermiş. ersin amcayla konuştuktan sonra merak ettim sedefi. iyi dedim ama haberim yoktu aslında. çaldım zili, açtı bu kapıyı. meraba nasılsın falan işte, gel otur dedi. kararsız kaldım ama girdim en sonunda içeri. yemek yapmış, bende açtım zaten birlikte yemek yemeye başladık ama masada çıt ses yok

sessizliği bozmaya karar verdim. dün gece olanlardan bahsetmemiz gerekiyordu diye düşündüm. söze senden özür dilerim sedef diyerek girdim. senin zayıflığından yararlandım ben, hülya teyzeye, ersin amcaya ihanet ettim ben dedim. o ise hiç beklemediğim bi yanıt vererek, dün gece yaşadığı hiç bir şeyden pişman olmadığını, aksine mutlu olduğunu söyledi

sen kimseye ihanet falan etmedin ben istemeseydim zaten olmazdı diyerek beni biraz olsun rahatlatmaya çalışıyordu. kız sanki bana karşı bişeyler hissediyordu. çokta normaldi aslında böyle hissetmesi çünkü o adamdan sonra hem hayata küsmüş hem de evden dışarı adım atmayan asosyal bir insan haline gelmişti. karşısına çıkan ilk insan da bendim ve böyle hissetmesi son derece normaldi. önemli olan benim bu durumda nasıl bir tepki vereceğimdi. hem bi duyulsa nasıl bakardım ben o insanların yüzüne. bu bana sordu peki sen pişmanmısın diye. evet dedim. benim bi sevgilim var. bunu yapmamalıydım. çok büyük bir hata yaptım dedim.

kız başladı ağlamaya ama nasıl ağlıyor, hıçkıra hıçkıra. ne yapacağımı bilemedim. korkuyordum da zaten. git buradan dedi bana. önce kapıya doğru yöneldim ama sonra ya kendine bişey yaparsa diye düşündüm ve vazgeçtim. geldim tekrar yanına. o da gitmediğim için memnun kalmıştı aslında. ben onun ağlamasını seyrediyor o ağlıyordu. belli bi süre sonra, birbirimize bakakaldık öylece.

ona gerçekten çok iyi birisi olduğundan bahsettim ama ben edayı seviyordum ve ikimizin birlikteliğinin imksansız olduğundan bahsettim. kelimelerime çok dikkat ederek konuşuyordum. zaten içimde artık büyük bir korku vardı. bu korku sadece sedefin kendisine bişey yapar korkusu değil aynı zamanda yaptığımız bu pisliğin ortaya çıkması korkusuydu. bir duyulsa bu yaptığımız eda beni asla affetmezdi. ersin amca, ve hülya teyzelerin durumlarını ise düşünmek dahi istemiyordum

sedef konuşmalarımdan anlamıştı benim ne kadar çok korktuğumu. için rahat olsun, bu yaptığımızı kimseyle paylaşmam dedi. ama ne olursun benden uzaklaşma, beni tekrar yalnızlığa terk etme dedi. bunları söylerken ellerimden tutuyor, tüm çaresizliğiyle adeta bana yalvarıyordu. ne yapacağımı bilemiyordum ben de artık. benim sedeften uzak durmam en doğru yoldu ama ya benim mutluluğuma köstek olursa, ya yaptıklarımızı anlatırsa diye kopamazdım artık sedeften. peki sedef dedim. ben senin yanındayım, senin yalnız kalmana müsaade etmeyeceğim dedim. bu biraz olsun mutlu oldu benden bu sözleri duyunca

hafta sonu ankaraya gittim. aileme haber bile vermemiştim. sabah 6 da ankaradaydım. geleceğimi bi tek eda biliyordu ve o saatte beni terminalde bekliyordu. gece uyumamış bile. son olaylardan sonra daha bir duygusal olmuştu anlaşılan. o benim için çok şey yapmıştı ve beklide sırf bu yüzden beni kaybetmek istemiyordu. çünkü beni ben yapan, benim şu an üniversite okumama kadar beni adam yapan kişi edaydı. hani yanlış anlamayın da, beni bir sevgili gibi seven eda, beni çocuğu gibi de seviyordu aslında. hani anneler, evlatları ne kadar ş*refsiz olursa olsun, çocuklarından vazgeçemezya, işte bizim durumumuz da böyleydi edayla. otobüsten indim, karşımda eda. bitkin görünüyordu aslında ama güçlü görünmeye çalıştığı her halinden belliydi. kucaklaştık önce sıkı sıkı. bavul falan almamaıştım yanıma, küçük bi sırt çantası işte. tuttum elinden, yürüyüroz. ilk ben konuştum, şurda bişeyler atıştıralım mı dedim, terminalin içinde bir cafeyi göstererek. olur dedi. girdik işte içeri oturuyoruz, ne desem bilemiyorum edaya. söze o başladı. ne oluyor sana xxx dedi. sorunlarınmı var bursa da. yalnız mı hissediyorsun kendini orda, derslerin mi kötü yoksa, ne oluyor sana, sen eski sen değilsin.

eda haklıydı. ona layık olamamıştım ama onu kaybedemezdim o bana bu hayatta sunulmuş en büyük şanstı. tuttum ellerinden, özür dilerim dedim. ben sana layık olamıyorum. ben senin kadar güçlü olamıyorum. ama asla senden vazgeçmekte istemiyorum dedim. konuşamadım daha fazla. boğazım düğümlenmişti. oysa yolda onlarca prova yapmıştım bu an için. bana aşkım dememişti geliğinden beri. ismimle hitap ediyordu ve yine öyle başladı söze. xxx böyle yapma lütfen. ben seni senden daha iyi tanıyorum. ben senin beni taa ilk baştan beri aşık olduğunu biliyordum diyor (lise 3 ün başından beri demek istiyor). ben sana aşık oldum çünkü sen beni gözünde o kadar büyütüyordunki, aylarca bana bir selam vermeden, sadece bakmakla yetindin. ben senin gözlerinle konuşabiliyorum, sakın beni sende yarı yolda bırakma annem gibi, bu acıyı bir daha yaşamamı istermisin diye sordu. bu söylediklerini daha önce bilmiyordum. ben ilk kez kolumun kırıldığı gün onun dikkatini çektim sanmaktaydım oysa.

sana güvenmek istiyorum diyordu bana. bu sözü daha önce, ilk kez evine gittiğimde söylemişti bana. bu ikinci oluyordu. oysa bana hep güvenirdi. tamam kıskançlığı falan çoktu ama, ben bir şey söylediğim zaman inanırdı bana. kıskançlık tartışmalarımız bana inanmadı için değil, hep içinde geleceğe dair bir korku olmasından kaynaklanıyordu. bir kez daha sordu işte bana; sana güvenebilir miyim xxx?

rüzgar beni bir yerlere sürüklüyordu ve ben kontrolü kaybetmek üzereydim. eda’ya güven verebilmeyi ondan daha çok istiyordum ama ya uçuruma sürüklenirsem, ya eda yaptıklarımı anlarsa, ya bundan sonra da o pisliklerimle yaşamaya devam edersem diye düşünmekteydim içimden.

evet güvenebilirsin dedim. ama çok zor dedim, çok düşünerek dedim ve o da anlıyordu muhakkak bir şeylerin kötü gittiğini. bu başladı söze, tekrar. ben artık senin o evde yaşamanı istemiyorum ordan taşın, uzaklaş oradan. peki dedim, sen nasıl istersen. bunu bende istiyordum artık. bu bana sarıldı tekrar, en sonunda geldiğimden beri ilk defa canım dedi bana. canım bi peçete versene şurdan. ohh beee. ohhhhh…

ne yapalım, nereye gidelim dedim. ikimizde yorgunduk aslında. bilmem sen söyle dedi. ikimizinde gözünden uyku akıyor ama. evlere gidip ayrılmakta istemiyorduk. bizim gölbaşında bi ev daha vardı. oraya gitme fikri geldi aklıma ama hafta sonları genellikle bizimkiler orada kalıyor. ulan ne yapsak. nasıl anlayabilirim bizimkilerin orda olup olmadığını. ya biz ordayken, gelseler ne bok yiyecem ben. ne işin var senin burada demezlermi. hem de eda var yanımda. peder bey, sabahları erken kalkar iş için. c.tesileri bazen gider iş yerine ama muhakkak erken kalkar. aradım babamı, nasılsın hoş beş işte. işler nasıl gidiyor falan dedim, ağzını yokluyorum adamın. bugün gitmedim dedi. iyi o zaman gölbaşına gidersiniz dedim gülerek ama içimden küfrediyorum. yok dedi, bugün müsafir gelecek, teyzenler gelecekmiş dedi. hımm falan dedim, bol selam herkese dedim kapadım telefonu.

hadi gidiyoruz kızım dedim edaya. gölbaşına gittik. eda babasına anneme diye çıkmış evden ama anne baba görüşmediklerinden içi rahat yani. girdik eve işte. hiç bişey yapmadık. ikimizde yorgunluktan geberiyoruz. hem bizimkisi zaten sadece seks yaşanan bir ilişki de değildi. birbirimize sarılarak yattık. o güzel saçlarını okşaya okşaya daldım uykuya. o gün rüyamda bile gördüm edayı. hem yanımda, hem rüyamdaydı.

3-4 saat uyduk galiba. eda uyanmış benden önce. geçmiş karşıma bana bakıyor sessiz sessiz. bu nasıl bir sevgi diyorum ya. tamam herkes aşık olur, herkes aşk yaşar ama acaba herkesin aşkı böyle mi oluyordu. başından çok aşk geçmiş birisi değildim zaten. lise de ondan önce bi kaç tane olmuştu o kadar. onlarda bildiğin sözlüğün liselilerinin açtığı başlıklar gibi işte (:

hiç sanmıyordum bir başkasının beni böyle taparcasına sevebileceğine. bende kendime geldikten sonra hadi çıkalım hava alalım biraz dedim, çıktık dışarı. mogan parkı var işte ankaralılar bilir, oraya gittik. konuşuyoruz falan işte. babası buna araba alacakmış. bir tane bulmuşlar yarın alacakmış babası. artık her hafta bursadayım aşkım diyor bana. sende okulu bitirince babamla çalışırsın falan dedi. ilk defa orda kızdım edaya. tamam kötü niyetle demiyor bunu ama kendime yediremezdim böyle bir şeyi. baya tartıştık falan işte orda. ben sana bakarım, sen bunlarımı düşünüyorsun dedim. yine üzmüştüm kızı.

ertesi günde birlikteydik bütün gün, ben gece bindim otobüse çıktım yola. eve geldim, semihi aradım, böyle böyle ben evi boşaltıcam. bi yer bulmam lazım falan. semihinde bi ev arkadaşı vardı ama 1 aya kadar ayıracaklarmış zaten evi. birlikte çıkalım falan dedi bana. benimde aklıma yattı bu fikir. hem daha hesaplı olurdu. baya para harcıyordum sonuçta yalnız yaşarken.

hülya teyzeler gelmişti bursaya, oğullarının işlerini falan baya yoluna koymuşlar işte, kızları da eskisi gibi değil tabi. görünce baya şaşırmışlar. biraz olsun gülüyordu kadının yüzü. ben evden taşınacağımı söyledim hülya teyzeye. kadın kendilerini suçlu hissetti sanki. ben onlardan kaçıyorum gibi düşündü, baya üzüldü. gitmemi istemiyordu beni çok seviyorlardı çünkü ama gitme de diyemedi. kafama da koymuştum artık. eda her gün arayıp, ne yaptın ev işini diye soruyor bende semihle eve çıkacağım işte, onun ev bulmasını bekliyorum diyordum

sedef duymuş benim taşınacağımı, bi gün geldi benim eve. oturuyoruz işte, bu dedi evden niye taşınıyorsun. benden mi kaçıyorsun falan. ne alakası var falan dedim. çok masraflı oluyor tek yaşamak ondan gidiyorum dedim. bu üzüldü ağlıyor işte. ben biliyorum sen benden kaçıyorsun dedi. sen gideceksin ben yine eski sedef olacağım. senden başka konuşabildiğim kimsem kalmadı, sende gidiyorsun işte dedi.

artık tek düşüncem sedefi iyi etmek, tamamen çöküntüden kurtarmak ve böylelikle sedeften kurtulmaktı. bir plan yapmalıydım. sedef için, ben ve eda için. okuldan bi arkadaşım var, adı burak. tipi falan da yerinde iyi bir çocuktur. buna sedeften bahsettim. ama her şeyi anlattım, ilişkiye girdiğimize kadar. en son ağzımdaki baklayı çıkardım ve oğlum bu kızı sana yapalım mı dedim. ilk başta manyakmısın falan yapsa da, erkek milletiyiz abi. kız bulunca dayanamıyoruz. iyi bakalım yap dedi bu bana en sonunda.

bi gün ayarladım burağı işte, hülya teyzelerin kapıyı çaldım. ben biraz gezeceğim de, sedefin işi yoksa, o da gelsin isterseniz, hem bi hava alır dedim. gitti söyledi sedefe. mutlu oldu tabi o da. neyse bekledim ben evimde bunun hazırlanmasını biraz. altıparmakta bir cafeye gittik. ben buna bi arkadaşımın daha geleceğini. çok iyi biri olduğunu falan söyledim yoldayken. yakın arkadaşımdır dedim. bi tepki vermedi. cafeye oturduk, biraz sonra burakta geldi. oturduk hoş beş sohbet işte. burağın hoşuna gittiği belliydi sedefin. sedefte tık yok ama. lan çocuk benden daha yakışıklı ama yok a*k. hiç pas vermiyor. sonuçta burakta gururlu çocuk, bir iki yokladı ama karşılık alamayınca o da vazgeçti.

ayrıldık cafeden evlere gidiyoruz. bu bana demesin mi, senin ne yapmaya çalıştığını çok iyi biliyorum. sen benden kaçmak için gidiyorsun, sen benden kurtulmak için arkadaşını bana yapmaya çalışıyorsun diye. otobüsteyiz ama nasıl sinirli. lan dedim aha yine kafayı sıyırdı bu kız. nasıl götürecem ben bunu bu halde evine. eve yakın bi yerde bi yere oturttum bunu. kız zaten kendinde değil. bu halde eve götürsem bülbül gibi şakırdı ne bok yediğimizi. oturduk işte, ben buna evet haklısın bunun için gidiyorum evden, bunun için çağırdım burağı. ama sende beni anla, iş sadece bende bitmiyorki. eda hissediyor bazı şeyleri ve o istiyor bunları benden dedim.

ne olursun bırakma beni. en azından biraz daha bırakma. sana ihtiyacım var diyordu. ben senin edayla birlikte olmana engel olmayacağım. sadece beni bırakma. illa bi isim koymamız gerekmiyor, sadece sadece beni bırakma dedi. e ne yapıyım bende iyi dedim, sen nasıl istiyorsan öyle olsun. ama lütfen ağlama artık yeter.

aradan biraz vakit geçmişti ve ben taşınıyordum. sedefe bunu eda için mecburen yaptığımı söylemiş ve ona yine de onunla daima görüşebileceğimizi söylemiştim. yeni ev eskisinden daha yeniydi ama eskisi daha genişti ve burada 2 kişi kalacaktık bir de üstelik. ama semih iyi çocuktu, anlaşamayacağımızı sanmıyordum

okul devam ediyor, bu dönem baya s**mıştım. a*k bu iktisat derslerinin.
neyse devam;
iki kişi yaşamak harbiden zormuş. gelen gidende eksik olmuyor a*k zaten. ebesinin a*ı gibi bulaşık çıkıyor. tamam aşırı düzenli bir insan değilimdir ama, bu tahmin ettiğimden de fazlaydı. ister istemez, atışmalar falan başladı bu semihle. eda gelmişti 2 kez, daha taşınalı 1 ay olmuş. beni merak ediyor tabi. ulan bu semihin ya**ak ya**ak hareketleri kızın yanında, beni çileden çıkartıyor. bi keresinde, odamızda film izlerken bile daldı a*ın evladı, ne izliyosunuz ya bende izleyimmi diye.

semih kıskanıyordu beni bunu anladım. bu aralar sedefte gelmeye başlamaz mı bize a*k. bir gün semih, keraneye çevirdin evi dedi şaka yollu sözde. baya baya birbirimize girdik o lafı duyunca. ulan eda nın gelmesi mi batıyor sana oros*u ç**uu. sedef konusunda haklıydı ama, bilmiyorki geçmişi a*k. ne diyecem ben buna, sedefi si**im, şimdide korkudan ne dese yapıyorum mu a*k.

bi gün ben okuldayken gelmiş bu sedef. semih evde o sırada, öyle girmiş. bana haberde vermiyor geleceğini a*k. bunlar sohbet falan derken, sedef buna, sana bişiy söylüycem ama aramızda demiş. semihte atlıyor tabi hemen söyle diye. sedef bütün yaşadıklarımızı anlatmış buna. eve geldim ben, tabi hiç bişeyden haberim yok. sedefi gördüm şaşırdım. semihin yüzünde ya**ak bi sırtarış var ama ne biliyim a*k, yediğim naneleri öğrendiğini

o gün takıldık üçümüz birlikte. sedefi yolladım gitti, sonra. bir gün yine telefon çaldı. eda ben geliyorum dedi. hem de arabasıyla gelecekmiş bu defa. daha önce göndermemişti 2 kez babası arabayla. şu şansa bak a*k, millet araba alıp kız ayarlamaya çalışır. bana arabası olan bi kız benim için geliyor. (:

eda iyi araba kullanırdı zaten, arabası olmadan öncede. neyse geldi eda. biz ikimiz takılmaya çalışıyoruz ve bu semihi pek dahil etmemeye çalışyorum aramıza. adam dengesiz çünkü. kızın yanında, ooo xxx’cim, arabalı kızı bulmuşsun falan der a*k, bi de edanın yanında papaz olmayayım şunla. hem eda kesin kendini suçlardı, benim yüzümden sen bununla ev arkadaşı oldun. senin düzenini bozdum diye üzülürdü kesin.

ilk gün gayet güzel gezdik işte. altımız da arabamız da var. uludağa çıktık edayla. semih p**tu bende geliyim der gibi nasıl bakıyor a*k. yolda görseniz o tipi para verirsiniz. neyse çıktık uludağa, bu kayak yapmayı nasıl biliyor. nerde öğrendiyse artık. bende orta derece işte. kaydık falan, baya güzel bi gün geçirdik. akşam eve gittik, yattık. sabah ben ekmek falan almaya çıktım dışarı. iyiki çıkmışım a*k. bi baktım yolda sedef. yine geliyor lan. lan bi haber ver, si**cem seni oracıkta artık. bi haber ver lan.

bu güle güle geliyor. hemen koşa koşa gittim yanına sedef dedim eda burada. gelme bugun cart curt. bu geliyim ya ne olacak diyor. ne ne olacak lan a**na k**um, ben senin için kaçtım o evden, burada semihle savaş yapıyoz her gün senin bokuna. daha ne olacak diyor. bu gelicem diye tutturdu. gelme diyede kolundan sürükleye sürükleye gönderemem ya. bunun elinde bi poşet var. kahvaltılık bir şeyler getirmiş belli.

hadi dedim, getirdiğin şeyleri şurada yiyelim, ondan sonra da sen git ne olursun. bak eda ta ankaradan geldi ama ben yinede senle oturucam. hadi nolur dedim. bu iyi tamam dedi. açık bi parka gittik, oturduk yiyoruz. bakkaldan içecek almıştık işte. onu içiyoruz yiyoruz derken 1 saat oldu nerdeyse. eda aramadı daha bu iyi haber ama ne has aramadı diye de aklımda bir soru işareti yok değil.

deli dana gibi evde dolanıyorum. sedefle bizimi gördü diyorum. evet galiba bizi gördü. herhalde arkamdan o da indi, beni sedefle görünce de, çekti gitti. semih diyorum bu önce evden çıktı, sonra tekrar gelip mi gitti diye. çünkü beni takip etmeye dışarı çıksaydı, tekrar eşyalarını almak için eve girmek zorundaydı.
hayır direk çıktı, bi daha da uğramadı dedi. e o zaman sedefle beni görmedi eda. daha başka ne olabilirki. telefon kapalı hala offff…

o gün yaklaşık bir 6-7 saat sonra bir telefon. arayan tolga amcaydı (edanın babası). içimde büyük bir korku. bir şeyler olmuştu ama ne. edanın gitmesi için ne olmuştuki. bütün bu sorular kafamda açtım telefonu. telefonada babası bana nasıl küfrediyor, öyle böyle değil. bir daha kızımın adını dahi ağzına almayacaksın. seni gördüğüm yerde vururum ve daha neler neler. hani görseniz adam inci yazarı dersiniz, o derece.

ne oldu, ne yaptım diyorum ama kime diyorum, adam 7. ceddimden girmiş, soy ağacımı yeniden şekillendiriyor. küfürlerle zaten sarhoş oldum ben. yığıldım olduğum yere. semih noldu oğlum falan diyor ama kendimde değilim. zırıl zırıl ağlıyorum. ne yapmıştımki edaya. suçum neydi en azından onu bari bilseydim

semih okulun hastanesine götürdü beni. serum falan verdiler. tansiyonum falan düşmüş heralde. beni telkin ediyor bu or**pu ç**cu. üzülme lan diyor sana kız mı yok. a**na ko**uğumun sıpası, ne diyon sen. kıskanıyorsun sen bizim aşkımızı bu besbelli diyorum içimden. neyse bi kaç saat hastanede kaldıktan sonra gece ankaradan bi arkadaşımı aradım. dedim böyle böyle oldu, neler oluyor anlamadım. babası şu saatlerde işte oluyor, sen bi kaç gün geçsin, ortalık yatışsın, git bi bak edaya. neler oluyor öğren dedim

2-3 gün sonra arkadaş gitmiş edanın evine. açmış kapıyı eda, baya solgunmuş yüzü. bunı tanıyor eda zaten. ne oldu neden geldin demiş. bu anlatmış işte xxxin telefonuna çıkmıyormuşsun. baya meraklanmış ne oldu falan. bu demiş git ona sor, git sedefe sor. ben artık onun artık adını bile duymak istemiyorum. ne olur rahatsız etmeyin beni artık demiş. bu biraz daha ısrar edince en sonunda demiş işte. o gün ben evden çıktığımda, semih benim sedefle yaşadığım şeyleri bir bir anlatmış edaya. edada bi hışımla çıkmış evden. yolda da kaza geçirmiş. arabası yoldan çıkmış, ölümden dönmüş

her şeyi anlatmış işte bizim arkadaşa ve bundan sonra hayatımda onun gibi bir ş**efsizin lekesini taşımak istemiyorum demiş. bana kızdığında sadece ismimle hitap eden eda, bana ******** demişti. arkadaş ilk başta bana olanları anlatmadı. sen gel bi ankaraya dedi bana. anladım öğrenmişti bişeyler ama telefonda konuşmak istemiyordu anlaşılan. o gün atladım otobüse gittim ankaraya.

bu bana her şeyi anlattı. sen böyle böyle yapmışsın. semihte her şeyi söylemiş. ulan semih nasıl öğrendi diyorum. ben anlatmadımki o p**ta olayları. bilmiyorum tabi sedefin her şeyi semihe anlattığını. yıkıldım tabi ben haliyle. edanın yanına gitmek istiyorum köpek gibi ama bitmişti artık her şey. bu sefer yolun sonuna gelmiştim

bursaya gidiyorum neyse. semih tabi ankaraya gidince her bi boku öğreneceğimi tahmin etmiş önceden. eve çağırmış 2 arkadaşını. ben bunu s**ersem, ayıracaklar, belki de bana dalacaklar işte. eve girmemle semihin üstüne atlamam bir oldu. öyle böyle değil öldürecem herifi. iyiki o 2 arkadaşını çağırmış yoksa kesin katil olurdum. o 2 kişide bizi ayırmaya çalışıyor falan ama onlarada giydiriyorum arada. onlarda bana falan işte. ölesiye dövüştüm. en son bittim tükendim işte, polis çağırmış komşular. polis geldi aldı bizi. sorgumuzu falan aldılar. orda derdiniz ney diyolar hiç cevap yok. bir gün nezarette kaldım. o gün bizimkiler armaış açmamışım telefonu. onlar da meraklanmış baya bi. ertesi gün çıktım. annem biz yoldayız demezmi. niye açmıyorsun telefonunu, ne oldu bişey mi oldu bilmem ne. yok anne gelmeyin diyorum ama dinleyen kim. eve girmedim o gün. burak dediğim o arkadaştayım. bizimkiler geldik dedi. ben benim eve götürmeyecektim, burağa götürecektim. sağ olsun bana çok yardımı olmuştur burağın.

bizimkiler geldi. ben ölü gibiyim. noldu diyorlar falan. dedim edayla ayrıldık. annem telkin ediyor beni, üzme oğlum canını, ne yani kendini mi öldüreceksin, yapma etme. bir sürü şey. niye evine gitmedik diyorlar, semihle tartıştım dedim. ne oldu falan dediler. edayla aramızı o bozdu dedim işte. babamda baya üzülmüştü durumuma. bu halde zaten ders mers çalışamazsın, gel gidelim eve dedi. yok dedim. gidemezdim ankaraya. edasız bi ankara bana yabancıydı artık. edasız nefes alamazdımki ben ankarada

ne kadar ısrar ettilerse de gitmedim onlarla. bi gün kalıp gitti onlar. babam, sağolsun baya yüklü bi miktar para verdi. al dedi, nasıl istiyorsan öyle kur düzenini dedi. kendini daraltma, okumasan da olur, ne yaparsan yap ama kendine bişey yapma sakın, annenin haline bak dedi. oysa onun hali de anneminkinden pek farklı sayılmazdı.

elimde tekrar bi eve çıkabilecek miktarda para vardı ama uğraşmak istemiyordum ev ara, eşya ayarla. burak oğlum burada kal falan dedi. burağı severdim ama yalnızlık en iyisiydi. çocuğun düzenini de bozmak istemezdim ne olursa olsun

gittik bi kaç gün sonra burakla benim eve. kişisel bütün eşyalarımı topladım. evde yoktu semih p**tu. burağın eve götürdüm bi kaç elbise falan. sonra bi kamyonet ayarladım, ne kadar getirdiğim eşya varsa onları da aldım evden. eşya falan si**mde değil ama o o**spu ç**uunun, benim aldığım şeylerle keyif sürmesini istemiyordum. aldım eşyaları, koyacak yer yok bi boş dükkan buldu bi arkadaş, oraya koyduk eşyaları. çürüse de s**imde değil, semih kullanmasında. hep merak etmişimdir, o s**ik evi öyl dımdızlak görünce ne hissetti acaba diye.

yakşaık 1 ay geçti. okulu iyice boşlamıştım. edadan ses yok, işin ilginci sedefte hiç aramamıştı beni. o niye aramıyordu acaba diye düşünüyordum çünkü hiç bişeyden haberi yoktuki. oysa semih kavgamızı falan her şeyi anlatmış sedefe. sedefte korkuyor tabi aramıyor beni.



biraz olsun toparlamıştım kendimi. ben eve çıkacağım falan dedim burağa. görükle de kalmayacaktım ama. o semihin yüzünü görmek istemiyordum çünkü. yine şehir merkezinde bi ev tuttum ben. dükkana emanet koyduğum eşyaları da aldım, bi kaç üstüne yeni bişeyler derken evi düzdüm tekrar. okul bitmişti, dersler bok gibi, 2 tanesinden geçmiştim yaz okuluna kalacağımı söyledim bizimkilere. gitmek istemiyordum ankaraya. annem bi haftalığına da olsa gel yavrum özledik diye ağlayınca dayanamadım peki dedim

1 haftalığına gidecektim ankaraya. ilk 3 gün evden dışarı adımımı dahi atmadım. her gün edanın yanına gitmeyi istiyor ama cesaret edemiyordum. edanın okul arkadaşlarından birini aramak geldi aklıma. adı burcu. beni çok severdi. tepkisi ne olacak bilmeden, görüşmek istediğimi söyledim. bu bana hiç gerek yok artık dedi ama yalvarıyorum burcu yalvarıyorum sana dedim. ikna ettim burcuyu.

buluştuk bi yerde. edayı sordum önce. eskiye göre daha iyi dedi. o da 2 dersten kalmış. daha önce hep a'lı b'li notlarla geçerdi. sağlığı nasıl dedim. nasıl olsun senin yüzünden ölüyordu dedi. haklısın dedim.ben burcuya tüm yaşadıklarımı en ufak ayrıntıyı es geçmeden anlattım. sedefi, semihi, eski evimi, nerde ne yaptıysam anlattım.
burcu biraz hak vermişti bana. korkularından dolayı sedeften vazgeçemedin yani dedi. evet dedim. ben edadan başka hiç kimseyle birlikte olamam. ne yaptıysam edayı kaybetmeme korkusundan yaptım falan dedim. lütfen edaya şunu de ki; eğer istesin, bana son bir şans versin, bursayı hayatımdan çıkarmaya razıyım. okumam gerekiyorsa dedim. kız bana çok acımıştı ama nefretle bakmaya çalışıyordu.

burcu edaya anlatmış tabi bütün konuşmalaramızı. bir gün bursadayken telefonum çalıyor. tanımadığım bi numara. açtım telefonu alo dedim. ses yok. kapandı sonra. diyorum ya eda ya sedef kesin ama hangisi. eda olma ihtimali daha yüksekti çünkü eski hattını kapattırmıştı. 10 kez aradım tekrar ama açan olmadı. o gün gece aydınlığa doğru geçerken yine çaldı telefonum. uyku sersemi baktım numaraya, arayan gündüzki numara. açtım telefonu, karşıdaki ses; neden, neden, neden, diyor.

edaydı evet, edaydı. bir neden söyleyemiyor sadece dinliyordum. ilk baştaki neden sorularından sonra o da susmuş, sadece ağlama sesini duyabiliyordum. eda diyorum edaaaa, bu daha çok ağlıyor sanki ben öyle dedikçe. bitirme eda, bitirme dedim. bi 5 dk sürdü bu telefon görüşmesi. yine o kapattı. bir umut ışığı görünmüştü sanki. eda beni unutamıyordu. dedim ya, beni çocuğu gibi seviyordu adeta diye. ne kadar ******** de olsam, benden vazgeçmek istemiyordu.

hava aydınlanmıştı.. aradım edayı açtı. o an ne konuştuk çok fazla hatırlamıyorum şu an. ama ankaraya geliyim mi dedim. neden dedi. seni görmeye dedim. hayır dedi. sana olan aşkıma inanman için kendimi öldürmem gerekiyorsa, onu da yaparım eda dedim. bu nasıl korktu öyle deyince. sakın dedi. bana bir de bu acıyı ekleme. peki dedim sen nasıl istersen. ben seni hak etmedim, ama ben senin için ne istiyorsan yapmaya hazırım bunu bil dedim. bundan sonra sana haber vermeden nefes bile almam, yeterki bana bir şans daha ver dedim.

o gün tekrar arayamadım bir daha. cesaret edemedim. ertesi gün eda aradı ve ben yapamam artık xxx dedi. babama söyleyemem seni bir daha. biz hakkımızı kaybettik dedi. gidiyim babanın yanına, ne olacaksa olsun, yeterki sen iste, orasını düşünme dedim. hayır dedi karşı çıktı. olmaz dedi, bir daha görüşmeyelim bunu benim için yap dedi ve kapattı telefonu.

edayı tekrar kazanmak için değil babası tüm dünyayı karşıma almaya razıydım. kafaya koymuştum, ankaraya gidip babasıyla görüşecektim. isterse beni öldürsün, hiç umurumda değildi artık. birkaç gün sonra cesaretimi de toplayarak ankaraya gitmiştim

öğlene doğru babasının dükkanına girdim. tolga amca nerede diye sordum, elemana. eleman beni tanıyordu daha önce, bu gelmez boşuna bekleme dedi bana. anlaşılan onun da bazı şeylerden haberi vardı. peki dedim çıktım dükkandan. dükkanın karşısında bekliyorum tolga amcayı.. akşama kadar bekleyecektim. bugün gelmezse yarın, yarın gelmezse ondan sonraki gün. gelene kadar bekleyecektim onu.

yaklaşık 2 saate yakın dikildim dışarıda. en sonunda tolga amca belirdi. gittim yanına, bu şok. ne var lan it dedi herif bana resmen. bir daha karşıma çıkma seni öldürürüm demedim mi ben dedi. bende istersen öldür tolga amca ama önce bi konuşalım dedim. bu iyi lan atla arabaya dedi. bindik arabaya bu beni bi yere götürüyor. ne kadar cesaretli de olsam, eda için ölmeye de razı olsam, içimden s*ki tuttum bu sefer bu beni kesin s**ecek diyordum. benim ses resmen gö**me kaçtı, o da hiçbir şey demiyordu, yol boyunca hiç konuşmadık. bu beni bi yere götürdü, boş bi ev. daha önce bilmediğim bi yerdi. girdik içeri.

ben başladım ağlamaya ama nasıl ağlıyorum. adam bana bişey yapacak diye de korkuyorum zaten. bu bana ne var lan, ne istiyorsun daha diye söze başladı. ben işte, yaptığım her şey için çok pişman olduğumu, eda için her şeyi göze aldığımı, bir şans daha istediğimi falan söyledim son derece korkak bi tavırla. bu kendini bi anda kaybetti. ne diyorsun oğlum sen, ne tekrardan bahsetmesi. kızımın başına senin yüzünden gelmeyen kalmadı dedi ve başladı bana yumruk atmaya. yumruklardan hırsını alamamış olacak, yere kapaklanan bana biraz da tekme salladı, sağolsun. şimdi s**tir git bu evden. bir daha karşıma çıkarsan yemin olsun öldürürüm seni dedi.

ben y**ağı yemiş bir suratla evden çıktım. sarhoş gibiyim a*k. aradım bi arkadaşı geldi aldı beni. hastaneye gittik, pansuman falan işte. burnum çatlamış. hastaneden çıktım. bizimkiler geldiğimi bilmiyordu zaten. tekrar bastım gittim bursaya

ertesi gün telefonum çaldı, arayan edaydı. babası olanları anlatmış galiba. ama beni dövdüğünden haberi yok. niye beni dinlemedin. ben sana demedim mi sakın babamla görüşme diye ne yaptı sana, bişey yaptımı falan dedi. yok dedim, bişey yapmadı ama keşke yapsaydı da, affetseydi dedim. eda, babam affetse ben affetmem artık seni, her şey bitti bunu kabullen ve kendine güzel bir hayat kur, bundan sonra hayatında eda diye birisi yok bunu bil ve lütfen kendine iyi bak dedi ve kapattı telefonu.

o günden sonra günlerim hep monoton geçti. asosyal bir yaşam geçirdim ilk başlarda tabi ama daha sonra elbette bende ,güldüm, eğlendim, makara da yaptım. derslerime daha bi önem verdim. sanki eda için yapabileceğim son şeydi bu. hep okumamı istiyordu çünkü. sedefle bir kez telefonda görüştük, semihe her şeyi kendisinin anlattığından bahsetti. o günlerde kendinde olmadığını bilmem ne bir sürü şey söyledi. hiçbir şey demeden kapattım telefonu, bir daha da görmedim. hülya teyze ve ersin amcadan da haber yok. belki sedef onlara da anlatmıştır yaptığımız o iğrençliği ve o yüzden onlar da beni arayıp sormamışlardır.

eda'ya gelince. okulunu bitirdi. en sonki ayrılık konuşmamızdan sonra, haftada bir telefonda görüşüyor gibiydik. kendime bir şey yapmamdan korkuyordu galiba. daha sonra aramalar seyrekleşti, ankraya geldiğimde işleri oluyordu genelde. arkadaş kalalım demişti ama olmamıştı. hep yeni bir sevgilisi var mı acaba diye içim içimi yedi ama böyle bir şey bulamamıştım. babası okulunu bitirdikten sonra onu yurt dışına göndermiş. 1 senesini doldurdu. irtibat iyice kesildi. galiba unuttu beni.

bana gelince; okul bitti. şu an çalışmıyorum ama bi kaç aya bi iş ayarlayacağım kısmetse. edadan sonra bir başka kızla tanıştım. onunlada 1.5 yıl gibi bi süre sürdü. evlenecektim artık onunla ama o da olmadı. şu anki tek sosyal hayatım sizlersiniz ama bugünleri de geride bırakacağıma eminim. hayat bana bir fırsat sunmuştu ve ben bunu değerlendiremedim. fakat hayatta şunu unutmamalıyızki, fırsat her zaman gelmez insanın ayağına, her zaman eda gibi biri çıkmaz insanın karşısına fakat eda yok diye de kahretmek boşuna. elimde kalanlarla mutlu olabilmeyi öğrendim ve edayı unutamasamda, edasız yaşamaya alıştım galiba.


edayla ayrıldıktan sonra birden itribatımız kesilmedi. benim yanlış bişeyler yapmamdan korkuyordu sanırsam. benden bir söz istemişti ve semihe bulaşmayacaktım. beni seviyorsan, benim için yapmanı istediğim tek şey budur dedi. çünkü ben bu ayrılığı semihe bağlamıştım ve edada semihe bişey yapmamdan korkuyordu o yüzden. uzun lafın kısası ben edaya bir söz verdim ve bu sözü uzunca bir süredir de tutuyorum.

şimdi siz bana yardımcı olmak istiyorsunuz sağolun ama olayları deşmeye gerek yok. herkes hak ettiğini yaşıyor inanınki. yoksa semihi de sedefi de vesile. içimde böyle bir orr... luğu olmasa, her şey çok daha farklı olurdu. ben böyle düşünüyorum.


eda için:

o ayrılık konuşmasından sonra, çoook yalvardım edaya ben. öyle peki deyip telefonu kapatmadım yani. ama güvenini kaybetmiştim bir kere ve babasına bişey olmasından korkuyordu da. tek varlığı babası kalmıştı çünkü kızcağızın.

arkadaş kalalım demişti bana ve arkadaş gibiydik ilk başlarda. babasından gizli, sıradan bir arkadaşlıktı bu. ama ben hep bir umut besliyordum tabi. olmadı ama. her geçen gün daha çok soğudu benden. okulunu benden önce bitirmişti. geçen sene den beri de, avustralya'da yüksek lisans yapıyor. babası gönderdi eminimki. bir gün burcudan telefonunu aldım edanın kaldığı evin. aradım ama bi erkek çıktı. edayı istedim, bu edayı çağırırken dayanamadım ve kapadım telefonu.

anlayacağınız edanın gözünde ben bittim. bitmemek için çabaladım, çırpındım. babasından korkmadım desem yalan olur ama elimden bu kadarı geldi yan.

bu saatten sonra edanın değerini anlayamayan biri çıkacağına inanmıyorum zaten. o herifi onun koynunda hayal etmek delirtse de beni, bunu kabullenmekten başka seçeneğimde yok.

 Eda ve xxx :


Sedef: